Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dosya
Kutsal toprakların uzak geçmişi
Tarih boyunca, sahip olduğu stratejik coğrafya ve üç büyük ilahi din için taşıdığı sembolik anlam gereği çok önemli bir medeniyet havzası olan Filistin, Milattan Önce 5000’li yıllara kadar uzanan yerleşik tarihiyle kadim medeniyetlere ev sahipliği yaptı. Bu toprakların bilinen ilk sakinleri, bazı araştırmacılar tarafından Arapların atası olarak kabul edilen “Amalika” kavmiydi. Bölgenin “Kenan Diyarı” olarak anıldığı M.Ö. 2000’li yıllar tarım ve ticarette büyük gelişmelerin yaşandığı ve ilk alfabenin ortaya çıktığı yıllar olarak bölge tarihine geçti. Bölge adını ise M.Ö. 1200’lü yıllarda yaşanan “Kavimler Göçü” sırasında buraya gelerek bugünkü Gazze Şeridi civarını yurt edinen “Filist” halkından aldı. Aynı dönemde bölgeye göç eden sadece Filistler değildi; Mısır’da Firavun’un zulmünden kaçan ve Hz. Musa’nın öncülüğünde “vaat edilmiş” topraklara doğru büyük bir göç başlatan İsrailoğulları’nın tercihi de bu topraklar oldu. Bu topraklar için başta Amalika olmak üzere çeşitli Sami kavimleriyle ve Filistlerle savaşan İsrailoğulları, M.Ö. 1100’üncü yıllarda bölgenin büyük bir kısmını ele geçirerek ilk İsrail devletini kurdular. Saul M.Ö. 1020’de İsrailoğulları’nın ilk kralı oldu ve onu M.Ö. 990’da Hz. Davud’un hükümdarlığı izledi. Hz. Davud’un ardından gelen Hz. Süleyman döneminde krallık, sınırlarını genişleterek altın çağına ulaştı. Ancak Hz. Süleyman’ın ölümünün ardından dağılma sürecine giren İsrailoğulları zamanla parçalanarak, kuzeyde İsrail, güneyde Yahuda Krallığı olmak üzere ikiye ayrıldı.
İki devletin ömrü de uzun süreli olmadı. İsrail Krallığı’na M.Ö. 721 yılında Asurlular son verirken, M.Ö. 587’de Kudüs’ün Babillilerce yerle bir edilmesinin ardından Yahuda Krallığı da son buldu. M.Ö. 539’da Pers İmparatorluğu’nun kurucusu Kyros’un bölgeyi fethiyle birlikte, Filistin topraklarında iki yüzyıl varlığını devam ettirecek Pers hakimiyeti dönemi başladı. Daha sonra bölge M.Ö. 334’ten itibaren önce Büyük İskender’in, onun ölümünün ardından da Helenistik Krallıkların eline geçti. Filistin topraklarının takip eden dönemdeki hakimi M.Ö. 63’te bölgeyi fetheden Romalılar oldu. Roma döneminde Filistin’in Nasıra kasabasında doğan Hz. İsa’nın Hıristiyanlığı getirmesinden sonra Kudüs bir kere daha kutsal bir anlam kazandı. Perslerin 611’de bu toprakları ele geçirmesine kadar bölgede zenginlik ve barış hüküm sürdü. 629’da tekrar Bizans hakimiyetine geçen topraklar, 10 yıl sonra Hz. Ömer’in hilafeti döneminde İslam’la tanıştı.
Emeviler döneminde (661-750) Filistin, İslam devletinin 19 büyük eyaletinden birisi oldu. Abbasiler döneminde (750-1258) bölgenin İslamlaşma süreci daha büyük bir ivme kazandı. 1099’da Kudüs’ü işgal eden Haçlıların bölgede Latin Krallığı’nı kurmasının ardından Filistin’de büyük karışıklıklar yaşandı. Selahaddin-i Eyyubî’nin 1187’de Kudüs’ü tekrar geri almasıyla birlikte bölgedeki İslam hakimiyeti pekişti. Eyyubî’nin ölümünden sonra yeniden karışıklıklara sürüklenen topraklar, kısa süren bir Latin yönetiminin ardından parça parça İslam hakimiyetine geçti. İki yüzyıl devam eden Memluk dönemi ise Filistin’deki Müslüman nüfusun en yoğun olduğu dönem oldu.

Paylaş Tavsiye Et