Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (October 2004) > Müzik
Müzik
Harput/Elazığ Türküleri
Tahir Abacı
İstanbul: Pan Yayıncılık, Ağustos 2000
Geçmişi Urartular öncesine kadar uzanan, Osmanlı’nın kuruluşundan önceki yıllarda Anadolu beyliklerine merkez olma özelliğine sahip Harput’ta, çağlar boyunca özgün, Harput’a has bir müzik mayalanıp gelişti. Gerek Klasik Türk Müziği’nden, gerek Halk Müziği’nden bezemeler alan ve onları bir sentez içinde kaynaştıran yöre müziği; gazelleri, divanları, müstezatları, tecnisleri, ağır türküleri, mayaları, hoyratları ve şıkıltımlarıyla günümüzde de özgün bir ada oluşturmaktadır. Tahir Abacı, tarihi gelişimi içinde ele aldığı Harput müziğindeki ezgisel biçimleri, icra ortamını, icracıları, içerik ve temaları, şiirsel yapıyı irdeliyor kitabında. Alışılagelmiş derleme kitaplarından tamamen farklı, hem yazılı kaynaklara, hem geniş bir müzik arşiv bilgisine dayanan önemli bir araştırma-inceleme kitabı, “Harput/Elazığ Türküleri”.
Tahir Abacı’nın uzun ve titiz bir çalışma sonucu kaleme aldığı kitap, etnomüzikolojik açıdan önem taşıyor. Halk müziği araştırmacılarına değerli bilgiler sunan eserin bir “türkü derlemesi” niteliğinde olmadığını belirtmemiz gerekiyor. Abacı’nın ifadesine göre Harput/Elazığ müzikleri hem sanat müziğinden, hem de halk müziğinden beslenerek ortaya çıkmış, özel bir yöresel müzik. Dolayısıyla yörede hem türkülere, hem halk müziğinin diğer formlarına, hem de başta şarkı olmak üzere klasik müziğin çeşitli formlarına rastlanıyor. Yörede “gazel” adı verilen kimi ezgi örnekleri, aslında Divan Edebiyatı’nın gazellerini güfte olarak kullanmakta olsalar da, ezgisel olarak daha çok şarkıya yakın örneklerdir. Sonuçta pratik gerekçelerle adı “Harput-Elazığ Türküleri” olarak belirlenen bu kitap, gerçekte sadece türküleri değil, bütün bu ezgi biçimlerini de incelemektedir.
Yazarın dikkat çektiği bir husus da şu: Harput, çok önemli bir geçiş noktası olduğu için, çeşitli yörelere ait ezgiler de Harput’ta adeta depolandı. Dolayısıyla Harput/Elazığ türküleri derken, yöre malı değil, yöre tavrıyla icra edilen ezgileri anlamak gerekmektedir. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et
Refik Fersan
Türk Bestekârları Serisi
Yapım: Sony Müzik
Sevilay Yüksel ve Bülent Aksoy’un CD kitapçığı tanıtımında yazdıklarına göre Refik Fersan, modernleşme hareketlerinin ve sürekli değişimlerin hüküm sürdüğü son dönem Osmanlı mûsikisinin en önemli isimlerinden biridir. Tanbûri Cemil Bey’in tanburda, Şerif Muhiddin Targan’ın udda, Münir Nureddin Selçuk’un ses icracılığında yaptıklarını, Refik Fersan bestecilik sahasında gerçekleştirmiştir.
Tanbûri Refik Fersan, on iki yaşında iken Tanbûri Cemil Bey’den tanbur dersleri almaya başladı. Tanbûri Cemil’in en önemli talebesi olan Fersan, daha ikinci derste tanbur seslerini gayet temiz olarak çıkardığını anlatır.
Refik Fersan, Türk Musikisi’nin her formunda binden fazla eser vermiş bir bestekârdır. Ancak, yaşadığı yerleri sürekli değiştirmek zorunda kaldığı için, birçok eserini notaya alma fırsatı bulamamıştır. Bundan dolayı çok sayıda eseri günümüze ulaşamamıştır. Bugün elimizde Refik Fersan’a ait iki adet Mevlevi âyini, 26 peşrev, 31 saz semâisi, 3 sirto ve 210 civarında kâr, beste, semâi, şarkı, ilâhi, nefes, marş ve reklam müziği gibi değişik formlarda sözlü eserler bulunmaktadır.
Tanbûri Refik Fersan, tam bir melodi bestecisidir. Ezgilerinin genellikle romantik bir dokuda ve oldukça sağlam soru-cevap cümleleri ekseninde olduğu belirtilir. Makam kullanımında Refik Fersan, durak-ikinci derece güçlü-güçlü eksenini genellikle hissettirir ve bu örgü bilhassa saz eserlerinde açıkça duyulur. Rast Medhal’i buna güzel bir örnek teşkil etmektedir.
Sony Music’in “Türk Bestekârları Serisi”nden çıkan ve Ahmed Kadri Rizeli’nin prodüktör ve sanat yönetmenliğinde hazırlanan “Refik Fersan” adlı albüm, Tanbûri Cemil Bey ekolünün 20’nci yüzyıla doğru açılmasını sağlayan bu önemli bestekârımızın; “Rast Medhal”, “Mahur Saz Semâisi”, “Nihavend Peşrevi”, “Şedaraban Peşrevi”, “Hicaz Peşrevi”, Acemaşiran Saz Semâisi”, “Rüzgâr uyumuş, ay dalıyor” adlı Acemkürdi şarkısı, Hüzzam Saz Semâisi ve Nikriz Saz Semâisi gibi önemli eserlerini ihtiva ediyor. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et
John Williams
Guitar Recital
Granados, Albéniz, Sor, Ponce, Segovia, Villa, Lobos, Bach, Scarlatti
Yapım: Decca Müzik
John Williams, gitar dünyasının 20’nci yüzyılda yetiştirdiği en önemli gitar virtüozlarından biridir. Gitardan elde ettiği yumuşak tınılarla ve yüksek yorum gücüyle John Williams, gitar müziğinde haklı olarak önemli bir yere oturur. Onun özellikle Bach, Scarlatti ve Albeniz yorumlarını mutlaka dinlemek gerekir.
Decca Müzik, John Williams’ın çok önemli kayıtlarını yayınlamış. “Guitar Recital” adıyla yayınlanan iki CD’lik albümde Williams’ın Bach, Scarlatti ve Albeniz yorumlarını, ama daha da önemlisi, çalınması ve yorumlanması gerçekten zor olan bu bestecilerin önemli eserlerini nasıl kusursuz ve yüksek bir virtüozite örneği sergileyerek yorumladığını dinlemek mümkün. Gerçekten de bir gitarist için Bach çalmak oldukça önemlidir. Tabii ki bu bestecinin hangi eserlerinin çalındığı da önemli. Yoksa Bach’ın, sıradan gitaristlerin de çalabileceği eserleri de bulunuyor. John Williams bu albümde Bach’ın 3 numaralı Do Majör süitiyle, 1 numaralı Sol Majör süitini yorumlamış. Ayrıca Domenico Scarlatti’nin Mi Minör sonatı ile Alessandro Scarlatti’nin Gavotte’u da, birinci CD’de Williams’ın yorumladığı albüm eserleri arasında yer alıyor.
İkinci CD, İsaac Albeniz’in “La Torre Bermeja” adlı eseriyle başlıyor. Bu CD’de Manuel Ponce, Heitor Villa-Lobos, Jorge Gomez-Crespo, John W. Duarte, Fernando Sor, Andres Segovia, Paquita Madriguera, Alexandre Tansman, Enrique Granados ve Antonio Lauro gibi çok önemli gitar virtüoz ve bestecilerinin eserlerini, yüksek bir virtüozite ile seslendirmiş. / İlker Tepe

Tavsiye Et