Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (July 2007) > Ekonomide Gündem
Ekonomide Gündem
Akıllı para Çin ve Hindistan’dan kaçıyor
Son yıllarda yüksek büyüme oranları, değişen tüketim kalıpları, kalabalık nüfusları ve küresel ekonomiye her geçen gün artan entegrasyonları nedeniyle yatırımcılar için en cazip ülkeler arasında tepeye yükselen Çin ve Hindistan’ın tahtı aralarında Türkiye, Meksika, Nijerya, Filipinler, Mısır, Endenozya’nın yer aldığı bazı gelişmekte olan ülkeler tarafından sarsılıyor. The Sunday Times gazetesi, Çin ve Hindistan borsalarının ‘balon’ bölgesine yükselmesinin ardından “akıllı para”nın yönünü Vietnam ve Türkiye gibi “daha egzotik” piyasalara çevirdiğini yazdı. Yatırım bankası Goldman Sachs ise “gelecek 11” ismini verdiği ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu yıldızı parlayan bu gelişmekte olan ülkeler grubunda son üç yıldaki ortalama büyüme oranının %5,9 ile son 15 yılın en yüksek seviyesinde olduğuna dikkat çekiyor. Doğal kaynaklar konusunda zengin, dünyanın ispatlanmış petrol rezervlerinin %80’ini ve dünyanın tüm platinini bulunduran “gelecek 11” ülkelerinin cazibesi giderek artıyor. Goldman Sachs uzmanları Meksika, Kore ve daha düşük bir derecede Türkiye ve Vietnam’ın 30 yıl içerisinde, Çin ve Hindistan’ın şu anki konumlarına yükselme potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.

Tavsiye Et
Askerî harcamalar hızla artıyor
Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI)’nün yıllık raporu, son 10 yılda %37 oranında artan askerî harcamaların 2006 yılında 1 trilyon 204 milyar dolara ulaştığını ortaya koydu. 2006’da bir önceki yıla göre %3,5 artan askerî harcamalarda en büyük pay ABD’ye ait. ABD’nin askerî harcamalarının 2006’da 528,7 milyar dolara yükseldiği belirtilen raporda, bu rakamın dünyadaki askerî harcamaların %46’sı anlamına geldiği kaydedildi. Ayrıca SIPRI raporunda, ABD’deki askerî harcamaların artışının büyük ölçüde bu ülkenin 11 Eylül sonrası geliştirdiği “teröre karşı savaş” siyaseti ve bu doğrultuda gerçekleştirilen operasyonlara tahsis edilen ek bütçelerden kaynaklandığı belirtildi. Rapora göre, ABD’yi İngiltere, Fransa, Çin, Japonya ve Rusya izliyor. Raporda, Çin’in askerî harcamalar açısından 2006 yılında 50 milyar dolara yaklaşarak Japonya’yı geçtiği ve bu alanda Asya’nın en fazla para harcayan ülkesi olduğu vurgulandı. Ayrıca raporda enerji problemleri yüzünden gelecekte yeni çatışmaların çıkabileceğine, bunları önlemek için de devletlerin silahlanma yerine, küresel ölçekte barışçıl çözümler üretmek için çaba harcamaları gerektiğine dikkat çekiliyor.

Tavsiye Et
Merkez bankaları enflasyona karşı faiz silahlarını çekti
Çin ve Hindistan başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki ucuz işgücü, yüksek verimlilik ve bunların sonucunda dünya pazarlarına sunulan düşük fiyatlı ürünler son 10 yılda küresel enflasyonun düşük kalmasını sağlamıştı. Ancak uzmanlar, bu etkinin artık ortadan kalkmaya başladığına ve gelişmiş ülkelerdeki gelişmeler de dikkate alındığında küresel enflasyonun yeniden yükselişin eşiğinde olduğuna dikkat çekiyor. Güçlü büyüme ve canlı ekonomik performans nedeniyle merkez bankaları da enflasyona karşı faiz silahlarını kullanmaya başladı. Dünya genelinde birçok ülkede faiz oranlarında ibre yeniden artıştan yana dönmüş durumda. Faizlerin bir süredir %5,5 seviyesinde bulunduğu ABD’de faiz indirimi beklentileri yerini bu yıl içerisinde yeni bir faiz artırımı tahminlerine bırakmış durumda. 13 ülkenin bağlı olduğu Avrupa Merkez Bankası ise Haziran ayında faiz oranlarını beklentiler doğrultusunda çeyrek puan artırarak %4 seviyesine yükseltti. Japonya, İngiltere, Çin, Hindistan, Güney Kore ve Güney Afrika da son zamanlarda faiz artırımına yönelen diğer belli başlı ülkeler arasında yer alıyor.

Tavsiye Et
Küreselleşme nedeniyle ücretlerin milli gelirdeki payı geriliyor
OECD’nin yayımladığı 2007 İstihdam Görünümü Raporu’nda küreselleşmenin ücretli kesim üzerindeki etkilerinin düşündürücü olduğuna dikkat çekilerek, hükümetlere küreselleşmeyi bir tehdit olarak görmekten ziyade, işgücü piyasalarını düzenlemeleri ve sosyal güvenlik sistemlerini iyileştirerek ücretli kesimleri değişen koşullara karşı koruma tavsiyesinde bulunuldu. Raporda, küreselleşmenin derinleşmesiyle ücretlerin milli gelirler içerisindeki payının giderek düşmekte olduğuna dikkat çekiliyor. Rapora göre, son 30 yılda ücretlilerin milli gelirden aldığı pay 15 eski AB üyesi ülkede %13, ABD’de %7, Japonya’da ise %25 oranında geriledi. Aynı zamanda ücretli kesim içerisindeki gelir dağılımı adaletsizliği de özellikle 1990’ların başından itibaren hızla yükseldi.

Tavsiye Et
Çin’de borsa çılgınlığının önü alınamıyor
Çin borsasının son zamanlardaki gösterişli yükselişinde tek etken yabancı yatırımcıların ilgisi değil. Çin’de gencinden yaşlısına her kuşaktan insan sürekli yükselerek cazip getiriler sunan borsaya büyük ilgi gösteriyor. Çin’de borsaya olan ilgi kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü için hisse senetlerinin değerleri de sanal olarak yükseliyor. Çinli yetkililer borsada olası bir çöküş karşısında bütün varlıklarını kaybetme riski taşıyan küçük yatırımcıları sürekli uyarıyor. Ancak bu uyarıların yeteri kadar etkili olmaması nedeniyle Çin hükümeti, borsa çılgınlığının önüne geçmek için, hisse alım satımlarından alınan vergi oranını %0,1’den %0,3’e yükseltti. Bu uygulamanın ardından bir gün içerisinde %6,5 değer kaybetmesine rağmen, çabuk toparlanarak yükselişini sürdüren Çin borsasındaki balonun her an patlayabileceği endişesi giderek artıyor.

Tavsiye Et
Ahmedinejad’ın ekonomi politikasına eleştiri
İran’da aralarında öğretim görevlilerinin de bulunduğu 57 uzman, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın ekonomi politikasını eleştiren ortak bir bildiri yayımladı. Bildiride yıllık büyümenin belirlenen hedefin çok uzağında olduğu vurgulanırken, petrol gelirlerine bağlı bir politika izlendiğine dikkat çekildi ve önlem alınmazsa durumun daha da kötüleşeceği uyarısında bulunuldu. Putin Rusya’sının petrole bağımlı ekonomi politikasını kopya eden Ahmedinejad yönetimi, ABD’yle yaşanan siyasi çekişme sebebiyle petrol gelirlerini muhtemel savaş dönemlerinde kullanılacak fonlara aktarmak zorunda kalıyor. Dolayısıyla beklenen ekonomik gelişme sağlanamıyor. Bu yüzden uzmanlar İran’ın bu siyasi istikrarsızlığı çözüp uluslararası sisteme tekrar entegre olmasını istiyor. Hükümet ise uzmanları Batı yanlısı olmakla suçluyor.

Tavsiye Et
Oyak Bank Hollandalı ING’ye satılıyor
Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), grubun en büyük şirketlerinden Oyak Bank’ı 2 milyar 673 milyon dolara dünyanın önde gelen finansal hizmetler gruplarından Hollandalı ING’ye satmak üzere anlaşmaya vardı. Satış süreci, tarafların BDDK’dan ve diğer ilgili mercilerden gerekli resmî onayları almasından sonra tamamlanacak. Oyak Bank’ın benzer Avrupa bankalarına kıyasla yüksek bir fiyata satılması, Türkiye pazarının büyüme potansiyeli ve Türkiye ekonomisine duyulan güven ile açıklanıyor. %3 civarındaki pazar payı ile Türkiye’nin en büyük 10 bankası arasında yer alan Oyak Bank’ın 1,2 milyon bireysel, 10 binin üzerinde kurumsal müşterisi bulunuyor. Ancak her iki taraf için de oldukça kazançlı görünen bu satıştan rahatsız olan kesimler de yok değil. Ordu emeklileri başta olmak üzere çeşitli ulusalcı gruplar Oyak Bank’ın yabancılara satılmasına karşı çıkıyor. Oyak Bank Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’un “Oyak Bank ordunun bankası değil” şeklindeki açıklamalarına tepki gösteren Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Oyak Bank’ın yabancılara satılması durumunda fahri üyelerle birlikte 57 bin civarındaki üyenin hesaplarını bankadan çekebileceğini açıkladı.

Tavsiye Et
Orta vadede büyüme %5,6, enflasyon %4
Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan ve 2008-2010 dönemini kapsayan 3. Orta Vadeli Plan, Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı. Dokuzuncu Kalkınma Planı ile genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda hazırlanan bu planın onaylanmasıyla aynı dönemi kapsayan çok yıllı bütçe süreci de başladı. Programda belirtilen amaç ve öncelikler bakanlık ve kurum bütçelerinin hazırlanmasında, idari ve yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesinde, kurumların karar alma ve uygulama süreçlerinde esas alınacak. Plan, 2008-2010 döneminde ortalama yıllık %5,6 büyüme hedefi öngörüyor. Bu büyüme oranıyla 2010’da GSYİH’nin cari fiyatlarla 571 milyar dolara, kişi başına milli gelirin ise 7.466 dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. 1,4 milyon kişiye istihdam sağlanmasının öngörüldüğü bu dönemde tüketici fiyatları enflasyonu da %4 olarak hedefleniyor.

Tavsiye Et
MB: Enflasyonla mücadelede havlu atamayız
Türkiye, geçtiğimiz yıl Mayıs ve Haziran aylarında yaşanan dalgalanmadan sonra ipini elinden kaçırdığı enflasyonu yeniden kontrol altına almak için büyük gayret sarf ediyor. Merkez Bankası, Başkan Durmuş Yılmaz’ın deyimiyle “enflasyonla mücadelede havlu atmamak için” geçtiğimiz yıl Temmuz ayında 17,50’ye yükselttiği gecelik borçlanma faizlerinde 11 aydır değişikliğe gitmedi. 14 Haziran’daki son Para Politikası Kurulu’nun ardından yapılan yazılı açıklamada, enflasyon beklentilerinin hedefle uyumlu olmaması, geçmişe dönük fiyatlama davranışlarının sürmesi, hizmet fiyatlarına yönelik risklerin varlığını koruması, petrol fiyatlarındaki artış ve belirsizlik algılamalarının devam etmesi nedeniyle faiz oranlarını değiştirmeme kararı alındığı belirtildi. Öte yandan, tüketici fiyatlarındaki enflasyon oranı Mayıs ayında yıllık bazda düşüşünü sürdürdü ve üç ay sonra yeniden tek haneye indi. TÜİK rakamlarına göre Mayıs ayı itibariyle yıllık enflasyon oranları TÜFE’de %9,23, ÜFE’de %7,14 düzeyine geriledi.

Tavsiye Et
Sağlıkta yeni dönem
Haziran ayında yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu’nun “Sağlık Uygulama Tebliği” ve Maliye Bakanlığı’nın “Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği” ile sağlık hizmetleri alanında yeni bir dönem başladı. Uygulamaya göre SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na bağlı hastalar devlet hastanelerinin yanında üniversite ve özel hastanelere de sevksiz başvurabilecek. Yeşil kartlı hastalar ise kamu-özel farkı olmaksızın sözleşmeli sağlık kuruluşlarından yararlanma imkanına kavuşacak. Sağlık meslek örgütleri, yeni tebliğlerle sevksiz başvurulabilen üniversite hastanelerinin aşırı talepten dolayı tedavi ve araştırma yapamaz hale geleceğini ileri sürüyor. SSK ve Bağ-Kur’lular ise, sorunun üniversite hastanelerine yapılacak yeni yatırımlarla çözüleceğini dile getiriyor ve yeni uygulamaların hem sağlıkta eşitlik adına önemli bir adım olduğunu hem de bu uygulamalarla oluşacak rekabet ortamında hastaların daha kaliteli hizmet alabileceğini savunuyorlar.

Tavsiye Et
Türkiye’de asgari ücret, 9 AB ülkesinden yüksek
AB’nin resmî istatistik organı Eurostat’ın yayımladığı rapora göre, Türkiye’deki asgari ücret, bu uygulamayı yapan 20 AB ülkesinin 9’undan daha yüksek seviyede bulunuyor. Satın alma gücüne göre düzeltilmiş rakamlarla hesaplandığında AB’de en yüksek asgari ücret 1.503 avro ile Lüksemburg’da, en düşüğü 204 avro ile Romanya’da uygulanıyor. Türkiye’deki asgari ücret ise 498 avro ile Romanya’nın yanı sıra Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Estonya, Slovakya, Litvanya ve Bulgaristan’ı geride bırakıyor. Öte yandan, AB’de asgari ücretten yararlanan işçilerin oranının en yüksek olduğu ülke %16 ile Fransa, en düşüğü ise %0,8 ile İspanya. Eurostat bu alanda Türkiye’ye dair veri yayımlamasa da, sendikaların hesaplamaları bu oranın %40 civarında olduğunu gösteriyor.

Tavsiye Et
Türkiye’de kullanımı en hızlı artan enerji kaynağı doğalgaz
İngiliz petrol şirketi BP’nin yayımladığı Dünya Enerji İstatistikleri Raporu’nda yer alan veriler, dünyadaki enerji tüketiminin %0,9’unu gerçekleştiren Türkiye’de enerji tüketiminin 2006 yılında bir önceki yıla göre %6,1 oranında arttığını gösteriyor. Türkiye’nin enerji tüketiminde en yüksek artış %13,5 ile doğalgaz kullanımında oldu. Doğalgazı %10,6 artış oranı ile hidroelektrik enerji tüketimi takip etti. Petrol tüketimi ise 2005’e göre %4,7 oranında düşerek 28,5 milyon ton olarak gerçekleşti.
BP raporuna göre, bölgesel olarak 2006 yılında enerji tüketimindeki en büyük artış, önceki yıllarda olduğu gibi yine %4,9 ile Asya-Pasifik bölgesinde yaşandı. Kuzey Amerika’da %0,5’lik bir düşüş görülürken, bütün enerji kalemlerinin tüketiminde artış kaydeden Çin’in dünya enerji tüketimindeki payı %15’in üzerine çıktı.

Tavsiye Et