Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2005) > Eleştiriyorum > EleştiriYORUM / Şubat 2005
Eleştiriyorum
EleştiriYORUM / Şubat 2005
Merhaba,
Anlayış sadece içeriği ile değil görsel zenginliği, dili kullanmadaki özeni ve hoş görülebilecek sayıda hatayla yayımlanması bakımından da beğendiğim bir dergi. Ama geçen sayıdaki dosyanın girişindeki resmi görünce “Anlayış’a nazar mı değdi?” dedim kendi kendime. Hayvanlara takılmış Düldül, Sarıkız, Minnoş gibi isimler, büyük harfle başlar. Küçük ve orta boy işletme teriminin kısaltması olan KOBİ’de olması gerektiği gibi bütün kısaltmalar da yine büyük harfle yazılır. Ayrıca -birinci sınıfa giden kızımın fişlerinden biliyorum- okuma fişlerinde özel isim olan özneden sonra virgül koyulur. AB okulunda bu imlâ ile okumayı sökmeniz bir hayli zor olacak. Saygılarımla,
Selim Işık / İstanbul
 
Anlayış yazarları boyuna Bu Ülke’nin büyüklüğünden, en azından büyüklük potansiyelinden söz ediyor. Bunu ‘anlayışla’ karşılamakla beraber, Bu Ülke’nin çürümüş taraflarını da görmenizi ve göstermenizi isterim. Andre Gunder Frank, ormana (MAKRO) bakarak bizim içi çürümüş ağaçları göremez, garibim! Tıpkı, bizim bir-iki ağaca (MİKRO) bakarak geçirdiğimiz ömürde, orman denen bir vakıanın olduğunu göremediğimiz gibi..
Birkaç sayı önceki “İran”ı konu alan dergi ve kapak konunuz epey ilgi çekti. Bizim oğlan söyledi, Hendek’de bile tartışılmış, Üniversiteli gençler arasında. Dosyalarınıza bakınca kendi kendime diyorum ki: “Oğlum Memedali, henüz dünyanın sonu gelmemiş, bekle..”
M. Ali Öner / Denizli
 
Merhaba,
Anlayış’ı her ay takip eden bir abonenizim. Son aylarda, görsel tasarımda ve yazı karakterinde yaptığınız değişikliklerle derginin okunması daha kolaylaştı. Ancak böyle kaliteli bir yayının bence en önemli iki eksiği tanıtım ve dağıtım. Bir günlük gazete dışında, herhangi bir medyada reklamınıza rastlamadım. Dağıtıma gelince, Allah aşkına daha iyi bir dağıtım şirketiyle çalışma imkanınız yok mu? Çünkü buraya dergi, ayın 15’i ile 20’si arasında geliyor. Benim için sorun değil; ama her okuyucu böyle düşünmez herhalde. Bu kalitedeki bir dergiye daha iyi bir tanıtım ve dağıtım yakışır diye düşünüyorum.
Adnan Yavuz/Antalya
 
Sayın Anlayış Dergisi,
Derginiz çıktığından beri reklamlarınızdan takip ediyorum ve güzel-istifadeli içeriğinden dolayı okunmasının bir eksikliğin ve boşluğun telafisi olduğu kanaatindeyim.
M. Şefik Bayındır
D Tipi Cezaevi / Diyarbakır
 
Ben derginizi takip etmeye çalışan bir çiftçiyim. Kaliteli yayınlarınızı tebrik ediyor; orman ve orman yangınları konusunda düşüncelerimi yazmak istiyorum. Ülkemizde her yıl binlerce hektar orman yanıp kül olmakta ve biz de buna adeta seyirci kalmaktayız. Yaz ve yangın kavramlarını zihnimizde özdeşleştirdik; her yangının ardından ah çekip hayıflanıyoruz. Çaresiz gibi görünen bu felâketin çeşitli çözüm yolları olduğuna inanıyorum. Öncelikle ormanı kendine iş imkânı sağlamak veya toprak genişletmek amacıyla yakan art niyetli kişiler için önlemler alınmalı, vatandaşın da bu konuda bilinçlenmesi ve dikkatli davranması sağlanmalıdır. Bunun yanında; yetişmiş fidanların etrafındaki dikenli tel örgüsü kaldırılmalı ve aralarda yetişen otların hayvanlar tarafından yenmesine müsaade edilerek ağaçların arası seyreltilmelidir. Bunun daha kontrollü yapılabilmesi için bu sorumluluk hayvancılıkla uğraşan kişilere verilebilir. Böylece hem devlet ek bir masraftan kurtulur, hem de insanlar doğal ve lezzetli et yeme imkanına kavuşur. Ormanlarına sahip çıkan daha uygar bir toplum olabilmek ümidiyle…
Süleyman ÇOBAN/Antalya-Kumluca
 
Anlayış Dergisi’nde okuyucular için yazılarımızı gönderebileceğimiz bir sayfa ayrılabilir mi? Ayrıca, bir karikatür sayfasının da derginin görünümünü zenginleştireceğini düşünüyorum. Karikatür yapmaktan hoşlanan birisi olarak, çalışmalarımın Anlayış’ta yayımlanmasından çok memnun olurdum.
Yusuf Mafi
Anlayış’ın notu: Okurlarımızdan gelecek her türlü katkıyı, imkanlarımız çerçevesinde değerlendirmekten memnuniyet duyarız.

Paylaş Tavsiye Et