Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (July 2006) > Memleket Hali > Türkler vadisinde yeni bir şey yok!
Memleket Hali
Türkler vadisinde yeni bir şey yok!
Yücel Bulut
KA­Rİ­KA­TÜR kri­zi­nin ve Kurt­lar Va­di­si Irak fil­mi­nin yan­kı­la­rı, par­ti li­der­le­ri­nin mal var­lık­la­rı et­ra­fın­da ko­pan fır­tı­na, hü­kü­me­tin en renk­li ba­ka­nı Ke­mal Una­kı­tan hak­kın­da ve­ri­len gen­so­ru, Da­nış­tay’ın iki ay­rı da­va­da ver­di­ği ka­rar­lar, Fİ­FA’nın Tür­ki­ye’ye ver­di­ği ta­ri­hî ce­za, HA­MAS yö­ne­ti­ci­le­ri­nin Tür­ki­ye zi­ya­re­ti, Baş­ba­kan’ın bir çift­çiy­le ar­go­lu di­ya­log­la­rı vs… Bir çır­pı­da peş pe­şe sa­ya­bil­di­ği­miz bu vu­ku­at­la­ra baş­ka­la­rı­nı da ek­le­mek müm­kün. Me­se­la Aya­sof­ya Ca­mi­i, 71 yıl ön­ce, Şu­bat 1935’te mü­ze­ye çev­ril­miş­ti. Bu me­se­le­le­rin her bi­ri için say­fa­lar­ca ka­ra­la­mak, sa­at­ler­ce ko­nuş­mak müm­kün.
Bu yö­nüy­le Tür­ki­ye, ya­zar-çi­zer ta­kı­mı­na en­te­lek­tü­el mu­hab­bet­ler için hiç­bir yer­de bu­la­ma­ya­cak­la­rı zen­gin im­kân­lar su­nu­yor. Fa­kat bu zen­gin­lik, bir mut­lu­luk ve­si­le­si ol­mu­yor bi­zim için. Tam ter­si­ne, dert­le­ri­mi­zin çok­lu­ğu­nun, so­run­la­rı­mı­zı çöz­me nok­ta­sın­da gös­ter­di­ği­miz ac­zi­ye­ti­n bir ifa­de­si ola­rak kar­şı­mı­za çı­kı­yor. Der­ma­nı­mız biz­den uzak, biz der­ma­nı­mız­dan… Bel­ki on­dan ola­cak, tüm ener­ji­mi­zi iç­ki­li-iç­ki­siz soh­bet ma­sa­la­rı­nın vaz­ge­çil­mez me­ze­si “n’olu­cak bu mem­le­ke­tin ha­li?” çö­züm­süz­lük­le­ri­ne kur­ban edi­yo­ruz. Da­ha son­ra ka­pı­mı­zı tek­rar, fa­kat her bir de­fa­sın­da da­ha da de­va­sa­laş­mış ola­rak ça­la­cak­la­rı­nı bi­le bi­le tüm so­run­la­rı­mı­zı er­te­le­me­yi, me­şak­kat­li fa­kat ka­lı­cı çö­züm­ler üze­rin­de cehd et­me ye­ri­ne, ko­lay­cı­lı­ğı ve ge­çi­ci çö­züm­le­ri ter­cih edi­yo­ruz.
(Ban­ka­lar bu­gü­ne ka­dar 48 mil­yon do­la­yın­da kre­di kar­tı da­ğıt­mış. Ki­şi ba­şı­na dü­şen or­ta­la­ma kart sa­yı­sı 2, bel­ki de da­ha yük­sek. Bir ri­va­ye­te gö­re 184 bin ki­şi, bir baş­ka ri­va­ye­te gö­re 700 bin ki­şi kre­di kar­tı af­fın­dan ya­rar­lan­ma­yı bek­li­yor­muş. ‘Biz bi­ze ben­ze­riz’ de­dik­le­ri bu ol­sa ge­rek!)
 
DEN[siz]MARK’ın Ka­ri­ka­tür­cü­le­ri
30 Ey­lül 2005’te Da­ni­mar­ka’da sağ­cı ola­rak ta­nım­la­nan Jyllands Pos­ten ga­ze­te­sin­de ya­yım­la­nan Pey­gam­be­ri­mi­zi ve di­ni­mi­zi te­rör­le ilin­ti­li gös­te­ren bir di­zi ka­ri­ka­tür, İs­lam dün­ya­sın­dan yük­se­len hak­lı pro­tes­to ve boy­kot ey­lem­le­ri­ne se­be­bi­yet ver­di. Ne ga­ze­te, ne de Da­ni­mar­ka hü­kü­me­ti bu ya­yın ne­de­niy­le özür di­le­di ve “bu du­ru­mun ifa­de öz­gür­lü­ğü­nün bir ge­re­ği ola­rak de­ğer­len­di­ril­me­si­ni” öner­di. Me­se­le­yi bu bağ­lam­da de­ğer­len­dir­me­yi ter­cih eden baş­ka ba­zı Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de de, ga­ze­te­ye des­tek ama­cıy­la ay­nı ka­ri­ka­tür­ler ya­yım­lan­dı. (Söz ifa­de öz­gür­lü­ğün­den açıl­mış­ken… 1989’de Avus­tur­ya’da yap­tı­ğı bir ko­nuş­ma­da, Ya­hu­di soy­kı­rı­mı id­di­ala­rı­nı ka­bul et­me­di­ği­ni açık­la­yan İn­gi­liz ta­rih­çi Da­vid Ir­ving, 20 Şu­bat 2006’da Avus­tur­ya’da ger­çek­leş­ti­ri­len mah­ke­me so­nu­cun­da 3 yıl ha­pis ce­za­sı­na çarp­tı­rıl­dı.)
Ka­ri­ka­tür kri­zi, her şey­den ön­ce, Ba­tı­lı­la­rın zih­nin­de­ki İs­lam kar­şı­tı ön­yar­gı­la­rın, İs­lam’ı te­rör­le, bar­bar­lık­la, vah­şi­lik­le öz­deş­leş­ti­ren or­yan­ta­list ar­şi­vin et­kin­li­ği­nin hâ­lâ sür­dü­ğü­nü gös­ter­iyor. Ay­rı­ca de­mok­ra­si, öz­gür­lük ve hu­kuk ha­va­ri­si Ba­tı’nın, İs­lam söz ko­nu­su ol­du­ğun­da tüm kut­sal­la­rın­dan na­sıl ko­lay­lık­la vaz­ge­çe­bil­di­ği­nin de bir işa­re­t. Do­la­yı­sıy­la, me­se­le­nin Ba­tı dün­ya­sı­nın ken­di­si­ne yö­ne­lik bel­li tar­tış­ma­la­rı yap­ma­sı­nı ge­rek­ti­ren -fa­kat ya­pa­ca­ğı­nı hiç zan­net­me­di­ği­miz- bir yö­nü bu­lu­nu­yor.
Mez­kûr ga­ze­te­nin ve edi­tö­rü­nün kim­li­ğin­den, iliş­ki­le­rin­den ve kri­zin ge­li­şim sü­re­cin­den ha­re­ket­le bu ya­yın­lar, me­de­ni­yet­ler ça­tış­ma­sı­na ha­zır­lık amaç­lı kü­re­sel bir kam­pan­ya­nın par­ça­sı ola­rak de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir. Müs­lü­man­la­rın tep­ki­le­ri­nin ‘bar­bar, vah­şi, kan dö­kü­cü, te­rö­rist Müs­lü­man­lar’ im­ge­si için pro­pa­gan­da mal­ze­me­si ola­rak kul­la­nı­la­ca­ğı ve Ba­tı ka­mu­oyun­da “İs­lam-fo­bi­si”nin yay­gın­laş­ma­sı ile Av­ru­pa’da­ki ve dün­ya­nın di­ğer böl­ge­le­rin­de­ki Müs­lü­man­la­ra yö­ne­lik her tür­lü sal­dı­rı­yı meş­ru­laş­tır­ma­ya ya­ra­ya­ca­ğı da pe­kâ­lâ dü­şü­nü­le­bi­lir. Ni­te­kim Da­ni­mar­ka hü­kü­me­ti, as­ker­le­ri­ni Irak’tan çek­me­ye­ce­ği­ni açık­la­dı.
Me­se­le­nin bir de İs­lam dün­ya­sı­nı il­gi­len­di­ren bo­yut­la­rı bu­lu­nu­yor: Her şey­den ön­ce bu kriz, olay­la­ra “bun­da mu­hak­kak bir komp­lo var­dır” man­tı­ğıy­la yak­laş­ma­nın ne den­li sağ­lık­lı bir dü­şü­nüş bi­çi­mi ol­du­ğu­nu sor­gu­la­ma ve eğer or­ta­da bir komp­lo var­sa, bu komp­lo­yu bo­şa çı­kar­ma­nın en uy­gun yo­lu­nun ne ol­du­ğu üze­rin­de cehd et­me ge­rek­li­li­ği­ni bir kez da­ha gün­de­mi­mi­ze ge­tir­di. Baş­ka şey­ler bir ya­na, ce­va­bı­nı ver­me­miz ge­re­ken so­ru; kar­şı ta­ra­fın kur­muş ol­du­ğu oyu­nu çöz­müş ol­ma­nın, bi­ze na­sıl bir so­rum­lu­luk yük­le­di­ği­dir. “Acil tep­ki” ka­dar, “oyu­nu gö­re­lim ve su­sa­lım” me­to­du­nun da sı­kın­tı­la­rı or­ta­da­dır ve her iki yak­la­şım­da da, sü­rek­li ‘şe­kil­len­di­ri­len’ ko­nu­mun­da ol­du­ğu­muz açık­tır.
Ge­rek Tür­ki­ye, ge­rek­se de bü­tün bir İs­lam dün­ya­sı ola­rak ya­şa­dı­ğı­mız par­ça­lan­mış­lık ve dün­ya sis­te­mi­ne ik­ti­sa­dî, si­ya­sî ve elit­ler düz­le­min­de­ki ba­ğım­lı­lık ha­li bu olay ve­si­le­siy­le bir kez da­ha or­ta­ya çık­tı. Bu­nun gös­ter­ge­le­rin­den bir ta­ne­si; bir tep­ki ola­rak yü­rü­tü­len eko­no­mik boy­kot çağ­rı­la­rı kar­şı­sın­da­ki ta­vır­lar­dır. Ba­zı ga­ze­te­le­ri­miz­de çı­kan ha­ber­ler; de­ğer­le­ri­mi­ze yö­ne­lik sal­dı­rı­lar kar­şı­sın­da­ki has­sa­si­ye­ti anın­da pa­ra­ya tah­vil et­me­ye ça­lı­şan ya da -hiç­bir şe­kil­de toz kon­dur­ma­dı­ğı­mız- de­ğer­ler ye­ri­ne eko­no­mik kâr-za­rar he­sap­la­rı­nın be­lir­le­yi­ci ol­du­ğu pi­ya­sa­cı bir zih­ni­ye­tin ül­ke­miz­de de hü­küm­ran ol­ma­ya doğ­ru iler­le­di­ği­ni gös­te­ri­yor.
Me­se­le­nin can ya­kı­cı bir di­ğer nok­ta­sı da; Su­ri­ye’de, Pa­kis­tan’da, Lib­ya’da, Lüb­nan’da ve ba­zı İs­lam ül­ke­le­rin­de ya­pı­lan gös­te­ri­ler­de on­lar­ca pro­tes­to­cu­nun ken­di dev­let­le­ri­nin po­lis­le­rin­ce öl­dü­rül­me­si­dir.
Ma­ale­sef, bü­tün bu yön­le­riy­le ka­ri­ka­tür kri­zi; ma­lum olan bir ger­çe­ği, par­ça­lan­mış­lı­ğı­mı­zı, zen­gin­li­ği­mi­ze rağ­men se­fa­le­ti­mi­zi ve dün­ya sis­te­mi­ne ba­ğım­lı­lı­ğı­mı­zı, bir kez da­ha yü­zü­mü­ze olan­ca sert­li­ğiy­le çar­pı­yor.
(Tür­ki­ye Ka­mu-Sen Araş­tır­ma Ge­liş­tir­me Mer­ke­zi’nin yap­mış ol­du­ğu 2006 Ocak ayı­na ait as­ga­ri ge­çim en­dek­si so­nuç­la­rı­na gö­re; ça­lı­şan tek ki­şi­nin yok­sul­luk sı­nı­rı 950,31 YTL’ye yük­sel­miş. Dört ki­şi­lik bir ai­le­nin as­ga­ri ge­çim had­di ise 1.922,25 YTL ola­rak be­lir­len­miş. Türk-İş ta­ra­fın­dan ya­pı­lan araş­tır­ma­da ise, 4 ki­şi­lik bir ai­le için Şu­bat ayı aç­lık sı­nı­rı 555 YTL, yok­sul­luk sı­nı­rı ise 1808 YTL ola­rak sap­tan­mış.)
 
Al­tun Hız­ma Mü­la­yim / Se­ni Gör­düm Şad Ol­dum
Fil­mi sey­ret­tik­ten son­ra, “Was­hing­ton, ilk baş­ta ‘eğ­len­ce­lik’ di­ye­rek ge­çiş­tir­di­ği Kurt­lar Va­di­si Irak fil­mi­nin me­saj­la­rın­dan ve Türk yet­ki­li­ler­ce sa­hip­le­nil­me­sin­den çok ra­hat­sız” şek­lin­de­ki ha­ber­le­ri, “fil­min rek­lâm kam­pan­ya­sı­nın bir par­ça­sı mı” di­ye dü­şün­me­den ede­mi­yor in­san. Fil­min, Kurt­lar Va­di­si di­zi­siy­le, her iki ya­pım­da da rol alan dört kah­ra­ma­nı ve ya­pım­cı­la­rı ha­ri­cin­de bir iliş­ki­si yok. (Sam Mars­hall’a aya­küs­tü ve­ri­len bil­gi­de, Po­lat Alem­dar’ın Türk maf­ya­sı­nı çö­kert­mek ama­cıy­la maf­ya içi­ne sız­dı­ğın­dan ve bu­nun için es­te­tik ame­li­yat­la yü­zü­nü de­ğiş­tir­di­ğin­den söz edi­li­yor. Bu di­ya­log­dan, film­de­ki Ame­ri­ka­lı­la­rın da Kurt­lar Va­di­si’nisey­ret­ti­ği so­nu­cu­nu çı­kart­ma­mız mı la­zım?)
Sü­ley­ma­ni­ye’de­ki ‘çu­val ola­yı’nın in­ti­ka­mı­nı be­yaz per­de­de al­mak için çe­kil­di­ği ima edi­len film; ya­zı­lı ve gör­sel med­ya­da çı­kan bir­çok iş­ken­ce, bas­kın ve bom­ba­la­ma ha­be­ri­nin ‘can­lan­dır­ma’ sah­ne­le­ri­ni iz­le­yi­ci­le­rin zi­hin­le­ri­ne bo­ca edi­yor. An­cak bu bo­ca et­me ame­li­ye­si­nin, an­ti-Ame­ri­kan­cı va­tan­per­ver bir psi­ko­lo­ji­nin oluş­ma­sı­na mı, yok­sa bu psi­ko­lo­ji­nin sö­mü­rül­me­si­ne mi hiz­met et­ti­ği­ni za­man gös­te­re­cek.
(Tür­ki­ye’de 2005 yı­lın­da ka­dın ti­ca­re­tin­de dö­nen pa­ra 3,6 mil­yar do­la­ra ulaş­mış. Ulus­la­ra­ra­sı Göç­men­lik Ör­gü­tü [IOM] ta­ra­fın­dan or­ta­ya atı­lan ra­kam­la­ra gö­re, Tür­ki­ye’de her yıl 5 bin ka­dın, ha­yat ka­dın­lı­ğı­na zor­la­nı­yor; bun­la­rın yüz­de 60’ı Uk­ray­na ve Mol­dav­ya kö­ken­li; 3’te 2’si ise 18 ile 24 yaş­la­rın­da ve an­ne. Bu ra­kam­lar üze­ri­ne ha­re­ke­te ge­çen IOM, Tür­ki­ye’de ka­dın ti­ca­re­ti­nin önü­ne ge­çe­bil­mek için dün­ya ge­ne­lin­de bir di­zi kam­pan­ya baş­lat­tık­la­rı­nı açık­la­dı. Kam­pan­ya­nın slo­ga­nı ise, ‘Tür­ki­ye’de­ki an­ne­mi ge­ri ge­ti­rin’ ola­cak­mış.)
 
HA­MAS’ın Zi­ya­re­ti ve Dü­şün­dür­dük­le­ri
Fi­lis­tin’de se­çim­le­ri ka­za­nan HA­MAS’ın li­de­ri Ha­lid Me­şal’in be­ra­be­rin­de­ki he­yet­le bir­lik­te Tür­ki­ye’ye yap­mış ol­du­ğu zi­ya­re­tin önem­li so­nuç­lar do­ğu­ra­ca­ğı açık. HA­MAS’ın ilk dış zi­ya­re­ti­ni Tür­ki­ye’ye ger­çek­leş­tir­miş ol­ma­sı önem­li bir gös­ter­ge. Ya­pı­lan eleş­ti­ri­le­re ve ka­mu­oyu­na su­nu­luş şek­li­ne rağ­men, Tür­ki­ye’nin bu zi­ya­re­ti ka­bu­lü de baş­lı ba­şı­na bir önem ta­şı­yor. Ge­rek ta­raf­lar ve ge­rek­se de böl­ge için bu zi­ya­re­tin öne­mi ve so­nuç­la­rı za­man­la da­ha da bir net­le­şe­cek­tir.
Zi­ya­re­tin ger­çek­leş­ti­ği gün AK Par­ti­li­le­rin te­red­düt­lü ta­vır­la­rı cid­di bir eleş­ti­ri­yi hak edi­yor. Her du­rum­da bu ic­raa­tın AK Par­ti’nin ha­ne­si­ne ya­zı­la­ca­ğı or­ta­da iken, yap­tık­la­rı bir gi­ri­şi­mi sa­hip­len­me­yi­ci ta­vır­la­rı el­bet­te -en ha­fif ifa­de­siy­le- şık ol­ma­dı. İler­le­yen za­man­da bu ic­raa­tı sa­hip­le­ni­ci bir ta­vır ser­gi­le­me­le­ri de, bu na­hoş man­za­ra­yı ger­çek­te faz­la­ca de­ğiş­tir­me­di.
Türk med­ya­sı­nın HA­MAS’ın zi­ya­re­ti­ni de­ğer­len­di­riş bi­çi­mi, baş­lı ba­şı­na bir ya­zı­nın ko­nu­su ola­bi­le­cek ge­niş­lik­te ve çe­şit­li­lik­te. Bu çe­şit­li­li­ğin var­lı­ğı­nı yad­sı­mak­sı­zın ve Tür­ki­ye pen­ce­re­sin­den olay­la­ra ba­kan­la­rı is­tis­na ede­rek, bir iki hu­su­sun al­tı­nı çiz­mek­le ye­ti­ne­ce­ğiz. Her şey­den ön­ce, HA­MAS he­ye­ti­nin ka­bul edi­li­şi­ni “er­ken, ace­le­ye ge­ti­ril­miş” ola­rak gö­rüp eleş­ti­ren­ler­den, ne­den/kim­den er­ken dav­ra­nıl­dı­ğı­nı, han­gi ola­yın ya da ki­min bek­len­me­si ge­rek­ti­ği­ni açık­la­ma­la­rı­nı bek­le­mek hak­kı­mız. As­lın­da bir yö­nüy­le bu ki­şi­ler; HA­MAS zi­ya­re­ti­nin ABD’nin ve AB’nin bil­gi­si dâ­hi­lin­de ger­çek­leş­ti­ği­ni dü­şü­nen, o ne­den­le de zi­ya­re­ti da­ha ılım­lı de­ğer­len­di­ren­ler­le kal­kış nok­ta­sın­da bir­le­şi­yor­lar. Zi­ra her iki yak­la­şım­da da, Tür­ki­ye’nin dış po­li­ti­ka­sı­nın müt­te­fik dev­let­le­rin si­ya­set­le­ri doğ­rul­tu­sun­da ve on­la­rın izin ver­di­ği sı­nır­lar içe­ri­sin­de ol­du­ğu/ol­ma­sı ge­rek­ti­ği ima­sı bu­lu­nu­yor.
Bi­ti­rir­ken… Eğer müm­kün ol­say­dı, ko­nu ile il­gi­li en il­ginç yo­rum ödü­lü­nü; bir TV prog­ra­mın­da -İs­ra­il’in bü­tü­nüy­le di­nî ar­gü­man­lar­la ku­rul­du­ğu­nu ve ha­len de var­lı­ğı­nı bu id­dia­lar üze­rin­den sür­dür­me ça­ba­sı­nı gör­mez­den ge­le­rek- Fi­lis­tin’de re­jim de­ği­şik­li­ği­ne git­mek ve bir ‘İs­lam dev­le­ti’ kur­mak ama­cın­da ol­du­ğu ge­rek­çe­siy­le HA­MAS’ın ka­bu­lü­nü eleş­ti­ren CHP’li Onur Öy­men’e ve­rir­dim.

Paylaş Tavsiye Et