Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (September 2006) > Asılıyorum > Şebek miyim, goril mi?
Asılıyorum
Şebek miyim, goril mi?
Ali Cengiz Tuğrul
Epey­dir uya­nık­tım.
Ama hâ­lâ ay­na­ya bak­ma­mış­tım.
“Ne­den?” di­ye sor­dum ken­di ken­di­me.
Yok­sa ay­na­ya bak­tı­ğım­da ken­di por­tre­mi gör­mek­ten mi kor­ku­yor­dum?
Kö­şe ya­za­rı­nın may­mun ola­rak por­tre­si­ni.
Ya­ni Ali Cen­giz Tuğ­rul ola­rak biz­zat ken­di­mi.
Üç beş fıs­tı­ğa tak­la­lar atan bir şe­bek miy­dim?
Yok­sa ona bu­na ho­mur­da­nan bir go­ril mi?
Okur­la­rım ken­di­mi bi­raz dev ay­na­sın­da gör­dü­ğü­mü bi­lir­ler.
Go­ril­sem eğer, ke­sin King Kong ol­ma­lıy­dım.
Onun bir med­ya pla­za­nın te­pe­sin­de te­lef ol­ma­sı fik­rin­den hiç­bir za­man haz­zet­me­dim.
Ama yer­li­le­rin ken­di­si­ni bir tan­rı ad­de­dip bal­la bö­rek­le bes­le­me­le­ri­nin çok ho­şu­ma git­ti­ği­ni iti­raf et­me­ye­ce­ğim.
Çün­kü okur­la­rı­mın her şe­yin far­kın­da ol­du­ğu­na adım gi­bi emi­nim.
Bu sa­tır­la­rı yaz­ma­ma se­bep olan çok de­ğer­li bir ya­zar.
“Kim bu ak­lı ev­vel?” di­ye­cek­si­niz.
Ken­di­si bu ta­bi­ri as­la ka­bul et­me­ye­cek­tir.
Bu has­sa­si­ye­ti­ne olan say­gım­dan ken­di­si­ne “ak­lı ahir” di­ye hi­tap et­me­yi uy­gun gör­düm.
İs­mi­ni ver­mi­yo­rum.
“Sec­de­siz na­maz kıl­sa­nız ol­maz mı?” da­hi­ya­ne tek­li­fi­nin sa­hi­bi.
“Kıl­sak ol­maz mı?” de­mi­yor.
Çün­kü iba­de­ti­ni ça­kır­ke­yif yap­mak­tan hoş­la­nı­yor.
Her­kes o ak­lı ahi­rin kim ol­du­ğu­nu çok iyi bi­li­yor.
Bu yüz­den o da­hi­ya­ne tek­li­fi hak­kın­da kim­se tek bir ce­vap ver­me ih­ti­ya­cı bi­le his­set­me­di.
İş­te o ak­lı ahir ya­zar ‘için­de bi­raz is­yan ve ser­se­ri­lik kal­mış’ her­ke­se bir ki­tap oku­ma­la­rı­nı tav­si­ye et­miş.
 
Kİ­TAP
“Kö­şe ya­zar­la­rın­dan bık­tım usan­dım ar­tık.
Ho­mur­dan­ma­la­rı için pa­ra öde­nen bü­tün o ya­zar­lar­dan, diş gı­cır­dat­ma re­kort­men­le­rin­den da­ha yo­ru­cu bir şey ola­maz.
Der­gi­ler, si­pa­riş üze­ri­ne öf­ke­le­nen ya­zar­lar­dan ge­çil­mi­yor.
Say­fa­nın sol üst kö­şe­sin­de fo­toğ­raf­la­rı­nı gö­rü­yo­ruz.
Be­nim sı­ram da gel­di iş­te.
Haf­ta­da bir tik­sin­mem, her cu­ma, cu­mar­te­si, pa­zar ya­kın­mam ge­re­ke­cek.
Üc­ret­li bir dır­dır­cı ih­ti­yar ola­ca­ğım.”
Ön­ce için­de bu sa­tır­la­rın yer al­dı­ğı ki­ta­bı oku­yup, son­ra ay­na­ya ba­ka­cak­mı­şız.
Bir de sa­kın alın­ma­ya­cak­mı­şız.
Ya­zı­da adı ge­çen ki­şi ve mes­lek­le­rin ger­çek ki­şi­ler­le hiç il­gi­si yok­muş.
O may­mun sa­de­ce ve sa­de­ce ay­na­ya ba­kan ki­şiy­miş.
Ne ya­lan söy­le­ye­yim.
Ben alın­dım.
Bu­nu iti­raf ede­bi­li­rim.
Be­nim de sol üst kö­şe­de bir fo­toğ­ra­fım var.
Ben­de tav­si­ye sa­hi­bi gi­bi, si­pa­riş üze­ri­ne öf­ke­le­ni­yo­rum.
“Sal­dır” di­yor­lar sal­dı­rı­yo­rum.
“Dur” di­yor­lar du­ru­yo­rum.
Ba­na da ho­mur­dan­mam için ton­lar­ca pa­ra öde­ni­yor.
Pa­ra­yı say­mak­la da uğ­raş­mı­yo­rum.
Cem Yıl­maz’dan öğ­ren­dim; ma­ki­ne var, o sa­yı­yor.
Ama si­pa­riş üze­ri­ne öf­ke­len­di­ği­me, nu­ma­ra­dan ho­roz­lan­dı­ğı­ma, göz kor­kut­mak için ho­mur­dan­dı­ğı­ma da­ir eli­niz­de bir bel­ge var mı?
Yok.
Bu­nun bel­ge­si olur mu?
Ol­ma­ya­ca­ğı­nı siz de bi­li­yor­su­nuz.
Ki­ta­bın ya­za­rı­nı ben ta­nı­mam, o be­ni hiç ta­nı­maz.
Pe­ki ya­ban­cı bir ya­zar bü­tün bun­la­rı yap­tı­ğı­mı ne­re­den bi­li­yor?
Bi­za­ti­hi bu sa­tır­la­rın ken­di­si bel­ge de­ğil mi?
Ak­lı ahir ya­zar pa­ra ka­zan­dı­ğı iş ve ken­di­si ile dal­ga geç­me âli­ce­nap­lı­ğı­nı gös­te­re­rek ne yü­ce bir şah­si­yet ol­du­ğu­nu el ale­me vur­gu­la­ya­bi­lir.
Ama bu id­dia­lar ger­çek de ol­sa be­nim ağı­rı­ma git­ti.
 
Sİ­PA­RİŞ ÜZE­RE YAZ­DIK­LA­RIM
Meş­hur Char­les Dar­win de bir ak­lı­ev­vel­di.
Ma­dem ev­rim te­ori­si di­ye bir ku­ram ku­ra­cak­sın, ne­den in­sa­nın ata­sı ola­rak may­mu­nu se­çi­yor­sun?
Çi­pil göz­lü, ba­sık bu­run­lu, kıl­lı, ap­tal su­rat­lı bir hay­van­dan gel­me­yi ka­bul et­ti­re­bil­mek eş­ya­nın ta­bi­atı­na ters bir de­fa.
Er­kek­ler er­kek as­lan­dan, di­şi­ler de di­şi ku­ğu­lar­dan ev­ril­miş­tir, de­sey­din ya!
Gör bak o za­man na­sıl mil­let ayı­la ba­yı­la ev­ri­li­yor­du bu te­ori­ye.
Bir bi­lim ada­mı bu ka­dar mı ön­gö­rü­süz, ca­hil, do­na­nım­sız olur!
Bu iş­le­rin bu ka­dar ba­sit ol­du­ğu­nu, kos­ko­ca bi­yo­log­sun, id­rak ede­mi­yor mu­sun?
İl­la her yüz­yı­la bir Ali Cen­giz Tuğ­rul mu ge­rek­li?
Bir baş­ka ak­lı­ev­vel de Pi­cas­so de­nen söz­de res­sam­dır.
Ka­ri­ka­tür boz­ma­sı çi­zik­tir­dik­le­ri­ni re­sim di­ye mil­le­te yut­tur­du.
İc­ra­a­tın­dan son­ra atöl­ye­si­ne çe­ki­len pa­şa­mı­zın bi­le eli­ne su dö­ke­mez o res­sam bo­zun­tu­su.
Ha­ya­tı bo­yun­ca hiç­bir de­ği­şim gös­ter­me­den ko­mü­nist ola­rak kal­dı.
Hem ced­din de­den geç­miş­te Müs­lü­man­lar­la sı­kı fı­kı ola­cak, hem de res­sa­mım di­ye or­ta­lık­ta do­la­na­cak­sın.
Bel­ki kü­biz­me fi­lan yö­ne­lip, eciş bü­cüş re­sim­ler yap­ma­sı işa­ret et­ti­ğim ka­ran­lık geç­mi­şin­den ken­di­si­ne ka­lan bir mi­ras­tır.
Ma­lum, su­ret ya­sa­ğı sa­nat­ta ge­ri kal­mış ol­ma­mı­zın ye­gâ­ne se­be­bi­dir.
Ser­gi­si­ni ge­zen so­kak­tan bir ka­dın bi­le ta­vır koy­muş, “ayol bu­nun ne­re­si ba­lık?” de­miş.
Ney­miş, “bu bir ba­lık de­ğil ha­nı­me­fen­di, re­sim” de­miş­miş de bir af­ra, bir taf­ra.
Ma­dem re­sim, al­tı­na ni­ye ba­lık ya­zı­yor­sun.
Yok ba­lık­sa, ni­çin ba­lı­ğa ben­ze­te­mi­yor­sun?
İs­pan­ya kül­tür ve sa­nat ca­mi­ası­na ses­le­ni­yo­rum: Si­zi ve bü­tün dün­ya­yı res­sa­mım di­ye kan­dı­ran bu ada­mın mi­ra­sın­dan tez za­man­da kur­tu­lun!
O beş pa­ra et­mez bod­ru­mum­da be­del­siz sak­la­ya­ca­ğı­ma si­ze söz ve­ri­yo­rum.
Ya gö­re­li­lik ku­ra­mı­nın mu­ci­di­ne ne di­ye­ce­ğiz?
Sen on­ca uğ­raş di­din son­ra e=mc2 di­ye for­mü­le et gü­ze­lim te­ori­yi.
Sa­de­ce za­ma­nın de­ğil, her şe­yin iza­fi ol­du­ğu hu­su­sun­da ıs­rar edi­yo­rum.
Özel­lik­le de­ğer­ler ala­nı ve baş­ta ah­lak za­man­dan da­ha da iza­fi­dir.
Bu­nun böy­le ol­du­ğu­nu ka­bul et­mez ve her­ke­se et­ti­re­mez­sek, bı­ra­kın kö­şe ya­zar­lı­ğı­nı, mü­sa­me­re ya­za­rı bi­le ola­ma­yız.
Şöh­ret­li bir may­mun sa­yı­la­maz­sak, pa­ra­la­rı ma­ki­ne ile sa­ya­ma­yız.
Bu yüz­den çe­kin­me­den söy­lü­yo­rum:
O teo­rem e = mc3 ol­ma­lı idi.
Çün­kü za­man ko­nu­sun­da in­san dü­şün­dü­ğün­de, ak­lı du­mu­ra uğ­rar.
İn­sa­nın ak­lı­nın baş­ka han­gi du­rum­lar­da du­mu­ra uğ­ra­dı­ğı­nı be­ra­ber­ce dü­şü­ne­lim.
Be­nim kö­şe ya­zı­la­rım okun­du­ğun­da, bir de küp gi­bi sar­hoş olun­du­ğun­da.
E = mc3 de­di­ği­niz­de te­ore­min ne ol­du­ğu­nu bil­me­se­niz de, in­sa­nın ak­lı ba­şın­dan git­mi­yor mu?
Da­ha ne is­ti­yor­su­nuz, ya­ni fi­zi­ği de ben mi öğ­re­te­ce­ğim si­ze?
 
BİZ­DE­Kİ AK­LI­EV­VEL­LER
Bu ak­lı­ev­vel­ler­den biz­de de yok mu?
Var, hem de sü­rüy­le!
Adam Sü­ley­ma­ni­ye di­ye bir ca­mi yap­mış.
Hem bir Hı­ris­ti­yan ai­le­den dev­şi­ril­miş ola­cak­sın, hem de Aya­sof­ya’dan da­ha yük­se­ğe ca­mi di­ke­cek­sin.
Ne­re­de kal­dı din­ler ara­sı hoş­gö­rü?
Han­gi kut­sal ya­zıt­ta var, yük­sek yük­sek te­pe­le­re ca­mi yap­mak?
Ha­liç’e, Al­tın Boy­nuz’a te­pe­den bak­mak?
Ne bu ki­bir, ne bu gu­rur!
Se­li­mi­ye de­sen, onun da kub­be­si ya­muk!
Son­ra ni­ye il­la da kub­be?
Sen ko­ca Mi­mar Si­nan ola­rak kub­be­li ca­mi ya­par­san, bi­ri­le­ri de ge­lir “kub­be­ler miğ­fe­ri­miz” di­ye şi­ir ya­zar, bi­ri­le­ri de ge­lir onu okur.
Böy­le bir ak­lı­se­li­mi­ni yi­tir­me ha­li!
Hal­bu­ki kub­be­ler düz ol­sa, İs­tan­bul teh­li­ke­li sem­bol­le­rin­den kur­tul­muş olur­du.
Gö­rün­tü kir­li­li­ği de ol­maz­dı.
Ca­mi­ler kub­be­siz ol­sa, bel­ki ta o za­man­lar­dan na­maz­lar sec­de­siz kı­lı­nır­dı.
Dip­lo­ma­si­de­ki ak­lı­ev­vel­le­ri da­ha ön­ce yaz­dı­ğım­dan tek­rar ko­nu edin­me­ye­ce­ğim.
 
ÖZÜR
Bu ya­zı­mı kontrol için tekrar oku­du­ğum­da iki si­pa­riş ko­nu­sun­da dik­kat­siz dav­ran­dı­ğı­mı fark et­tim.
Yaz­dık­la­rım­dan utan­dım, ye­rin di­bi­ne gir­dim.
Dar­win “sü­mük­lü bö­cek­ten gel­dik” di­yor­sa da hak­lı­dır.
Eins­te­in sa­de­ce “ee­e!” di­yor­sa da hak­lı­dır.
Hiç kim­se­nin uz­man­lık ala­nı­na mü­da­ha­le edil­me­me­si ge­rek­ti­ği­ni açık­ça id­di­a edi­yo­rum.
Ken­di­le­ri bu ko­nu­da ba­na pa­ra fi­lan da tek­lif et­me­miş­ler­dir.
İf­ti­ra­cı­la­rı, id­di­ala­rı­nı is­pa­ta da­vet edi­yo­rum.
 
AY­NA AY­NA SÖY­LE BA­NA...
La­fı uza­tın­ca hâ­lâ ay­na­ya bak­ma­dı­ğı­mı fark et­tim.
Tek gö­zü­mü ka­pa­tıp tek gö­zü­mü ya­rım aça­rak ay­na­nın kar­şı­sı­na geç­tim.
Or­ta­da ne bir şe­bek, ne bir go­ril gö­re­me­dim.
Öbür gö­zü­mü aç­tım, ol­ma­dı göz­lük­le­ri­mi de tak­tım.
O da ne!
De­ğil in­san su­re­ti, hay­van su­re­ti bi­le yok­tu ay­na­da!
Yüz­süz mü­yüm, de­sem ku­lak­la­rı­mın ol­du­ğu bir kai­de gör­mem ge­re­kir­di.
Gör­dü­ğüm, sağ om­zum­la sol om­zu­mun düm­düz bir­leş­ti­ğiy­di.
Pe­ki ben bu ka­dar gü­zel te­ori­le­ri na­sıl bu­lu­yor­dum?
Bu ha­ri­ku­lâ­de ya­zı­la­rı ne­rem­den dök­tü­rü­yor­dum?
Ney­se, di­ğer uzuv­la­rım sa­pa­sağ­lam­dı.
Bir be­şer böy­le bir du­rum­da deh­şe­te ka­pı­la­bi­lir­di.
Ani­den ne­rem­den ol­du­ğu­nu bi­le­me­di­ğim bir şim­şek çak­tı.
Bü­tün in­san­lar be­nim gi­bi ol­sa, sec­de­siz na­maz kı­lı­na­bi­lir­di.
Üs­te­lik ba­şör­tü­sü me­se­le­si son­su­za ka­dar so­run ol­mak­tan çı­ka­bi­lir­di.
Fen ile uzak­tan ya­kın­dan ala­ka­sı ol­ma­yan ka­ra ca­hil­le­re la­bo­ra­tu­ar or­ta­mın­da baş­sız kur­ba­ğa­nın uzun­ca bir sü­re ya­şa­tı­la­bil­di­ği bil­gi­si­ni ver­mek is­te­rim.
 
SON SÖZ
İn­sa­nın il­le de ağ­zıy­la gül­me­si ge­rek­mez.

Paylaş Tavsiye Et