Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2007) > Kitap
Kitap
Uluslararası İlişkiler Sözlüğü
Graham Evans, Jeffrey Newnham
Türkçesi: H. Ahsen Utku
İstanbul: Gökkubbe Yayınları, 2007
 
İn­sa­noğ­lu yer­yü­zün­de­ki ma­ce­ra­sı­na adım at­tı­ğı gün­den bu ya­na an­laş­maz­lık­la­rı­nı çöz­mek üze­re iki araç kul­lan­dı: Ko­nuş­mak ve sa­vaş­mak. Ko­nuş­ma­nın yet­me­di­ği yer­de si­la­ha ve kuv­ve­te baş­vu­ran in­sa­noğ­lu, ken­di­si­ni ateş­kes­ler, ba­rış gö­rüş­me­le­ri, top­rak pay­la­şım­la­rı gi­bi ge­rek­çe­ler­le yi­ne mü­za­ke­re ma­sa­la­rın­da ve yi­ne ko­nu­şur­ken bul­du. Her du­rum­da sa­vaş­mak, ko­nuş­ma­ya, ko­nuş­mak­sa sa­vaş­ma­ya in­kı­lâp et­ti. Böy­le­ce me­se­le­le­re ko­nu­şa­rak çö­züm üret­me­nin bir ara­cı olan si­ya­set ve dip­lo­ma­si sa­na­tı ile kuv­vet kul­la­nı­mı­nı esas alan sa­vaş sa­na­tı­nın mü­sel­sel te­cel­li­le­ri in­sa­noğ­lu­nun or­tak ha­fı­za­sı­na iş­len­di.
An­cak sa­va­şın ve kuv­vet kul­la­nı­mı­nın ya­lın ya­pı­sı kar­şı­sın­da, çet­re­fil ve te­kin­siz bir ya­pı arz eden si­ya­set ve dip­lo­ma­si, ken­di­si­ni us­ta­lık­la kul­la­nan­la­rın el­le­rin­de da­ha güç­lü bir si­lah ola­rak te­ma­yüz et­ti. Öy­le ki “sa­vaş mey­da­nın­da ka­za­nıp, ma­sa­da kay­bet­mek” ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­ler bağ­la­mın­da hiç de şa­şı­la­cak bir şey ol­ma­dı.
Ulus­la­ra­ra­sı si­ya­se­tin, da­hi­lî iş­le­yiş­le­ri ya­kın­dan il­gi­len­dir­di­ği gü­nü­müz dün­ya­sın­da ise dip­lo­ma­si­nin öne­mi her ge­çen gün bi­raz da­ha ar­tı­yor. Hiç­bir ulu­sun ya­hut ül­ke­nin ken­di­si­ni izo­le et­me­si ve ulus­la­ra­ra­sı iş­le­yiş­ten ba­ğım­sız­laş­tır­ma­sı­na im­kan ver­me­yen ha­li­ha­zır­da­ki durumda, ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­ler ve dip­lo­ma­si­ye da­ir en in­ce ay­rın­tı­la­rın ve mes­lek sır­la­rı­nın bi­lin­me­si, si­ya­set ya­pı­cı­lar için ha­ya­ti önem ta­şı­yor.
Gra­ham Evans ve Jef­frey Newn­ham ta­ra­fın­dan ka­le­me alı­nan ve Gök­kub­be Ya­yın­la­rı ta­ra­fın­dan Türk­çe­ye ka­zan­dı­rı­lan Ulus­la­ra­ra­sı İliş­ki­ler Söz­lü­ğü’nü bu çer­çe­ve­de önem­li bir kay­nak me­tin ola­rak gör­mek müm­kün. Özel­lik­le son yir­mi yıl­da ya­şa­nan ge­liş­me­le­ri ve bun­la­rı iz­le­yen sü­re­ci an­la­ma, kay­det­me ve de­ğer­len­dir­me gi­ri­şi­mi ola­rak ta­sar­la­nan da­ha ön­ce­ki bir ça­lış­ma­nın (The Dic­tio­nary of World Pol­itics) göz­den ge­çi­ril­miş ha­li olan bu eser, sa­de­ce si­ya­set ya­pı­cı­lar için de­ğil, ulus­la­ra­ra­sı iş­le­yi­şi ya­kın­dan ta­kip eden ve ge­liş­me­le­ri an­la­ma­ya ça­lı­şan her­kes için önem­li bir baş­vu­ru ki­ta­bı. / Fatmanur Altun
 

Tavsiye Et
Müslümanların Diğer Dinlere Bakışları
Jacques Waardenburg
Türkçesi: Fuat Aydın
İstanbul: Ensar Neşriyat, 2006
 
Ba­tı’da son yir­mi yıl­da ve özel­lik­le de 11 Ey­lül son­ra­sın­da en faz­la il­gi uyan­dı­ran ko­nu­la­rın ba­şın­da İs­la­mi­yet’in gel­di­ği bir ger­çek. Ço­ğun­lu­ğu eleş­ti­ri mak­sat­lı ola­rak or­ta­ya ko­nan bu üre­ti­min en önem­li zaa­fı ise or­yan­ta­list ba­kış açı­sı­nın ve al­gı­la­yış bi­çim­le­ri­nin iz­le­riy­le ma­lul ol­ma­la­rı.
Bu­gü­ne dek sar­sı­cı eleş­ti­ri­le­re ma­ruz kal­ma­sı­na rağ­men hâ­lâ zi­hin­le­ri iş­gal et­me­ye de­vam eden söz ko­nu­su ba­kış, du­yuş ve an­la­yış bi­çi­mi, Ba­tı­lı en­te­lek­tü­el çev­re­ler­de kı­lık de­ğiş­tir­miş bi­çim­le­riy­le de ol­sa var­lı­ğı­nı sür­dü­rü­yor. Tah­tın­dan in­di­ri­le­me­yen or­yan­ta­list ba­kış açı­sı, Ba­tı’nın ken­di­si dı­şın­da­ki dün­ya­yı al­gı­la­yı­şı­na ren­gi­ni ve­ren en önem­li çer­çe­ve ola­rak iş gör­me­ye de­vam edi­yor. Bu ba­kış açı­sı özel­lik­le de İs­la­mi­yet ve Müs­lü­man­lar söz ko­nu­su ol­du­ğun­da iyi­den iyi­ye his­se­di­lir bir hal alı­yor.
An­cak son yıl­lar­da da­ha nes­nel ça­lış­ma­la­rın gün yü­zü­ne çık­ma­ya baş­la­dı­ğı da bir ger­çek. Özel­lik­le de me­de­ni­yet­ler ara­sı ve din­ler ara­sı di­ya­log tar­tış­ma­la­rı ek­se­nin­de ken­di­si­ne yer bu­lan ya da bu tar­tış­ma­lar­dan mu­har­rik güç ola­rak fay­da­la­nan bu üre­tim, Do­ğu-Ba­tı, İs­lam dün­ya­sı-İs­lam dı­şı dün­ya gi­bi kar­şıt­lık­la­ra çift ta­raf­lı bir göz­le bak­ma­yı de­ni­yor.
En­sar Neş­ri­yat ta­ra­fın­dan Türk­çe­ye ak­ta­rı­lan ve Jac­qu­es Wa­ar­den­burg ta­ra­fın­dan ka­le­me alı­nanMüs­lü­man­la­rın Di­ğer Din­le­re Ba­kış­la­rı da İs­lam dün­ya­sı-İs­lam dı­şı dün­ya iki­li­ği­ne Müs­lü­man­la­rın za­vi­ye­sin­den bak­ma­yı de­ni­yor. Ço­ğun­lu­ğu Ba­tı’nın İs­lam dün­ya­sı­na ba­kı­şı­nı ko­nu alan eser­ler­den mü­te­şek­kil olan li­te­ra­tü­rün ak­si­ne, Müs­lü­man­la­rın di­ğer din­le­ri ve bu din­le­rin men­sup­la­rı­nı na­sıl al­gı­la­dık­la­rı­nı or­ta­ya koy­ma­ya ça­lı­şan Wa­ar­den­burg, bu ça­ba­sıy­la Ba­tı­lı en­te­lek­tü­el üre­ti­min ge­nel çiz­gi­si­nin dı­şı­na çı­kı­yor. Her ne ka­dar or­yan­ta­list ba­kış açı­sın­dan ve sub­jek­tif de­ğer­len­dir­me­ler­den bü­tü­nüy­le arın­dı­ğı söy­le­ne­me­se de dik­ka­te de­ğer bir ça­lış­ma. / Fatmanur Altun
 

Tavsiye Et
Elli Çağdaş Düşünür: Yapısalcılıktan Postmoderniteye
John Lechte
Türkçesi: Barış Yıldırım
İstanbul: Açılım Kitap, 2006
 
Ya­pı­sal­cı­lık­tan post­mo­der­niz­me uza­nan dü­şün­ce çiz­gi­si yir­min­ci yüz­yı­lın en önem­li dü­şün­ce ge­le­nek­le­rin­den bi­ri ola­rak de­ğer­len­di­ri­lir. Gü­nü­müz Ba­tı dü­şün­ce­si­ni an­la­mak için önem­li bir iz­lek olan bu çiz­gi, John Lech­te’nin an­sik­lo­pe­dik ça­lış­ma­sı El­li Çağ­daş Dü­şü­nür: Ya­pı­sal­cı­lık­tan Post­mo­der­ni­te­ye’de ele alı­nı­yor.
Açı­lım Ki­tap ta­ra­fın­dan Türk­çe­ye ka­zan­dı­rı­lan bu eser, bir ta­raf­tan er­ken ya­pı­sal­cı­lık­tan baş­la­ya­rak post-ya­pı­sal­cı­lık, gös­ter­ge­bi­lim, post-Mark­sizm ve An­na­les ta­ri­hin­den, mo­der­ni­te ve post­mo­der­ni­te­ye ula­şan bir çiz­gi­yi ay­dın­lat­ma­ya ça­lı­şır­ken; di­ğer ta­raf­tan da ge­rek bu dü­şün­ce çiz­gi­si­ni tem­sil eden­ler, ge­rek­se ona mu­ha­lif olan dü­şü­nür­le­re da­ir dik­ka­te de­ğer bir su­num içe­ri­yor. / Fatmanur Altun

Tavsiye Et
Immanuel Kant
Muğla Üniversitesi Uluslararası Kant Sempozyumu Bildirileri
Ankara: Vadi Yayınları, 2006
 
 
Eser, eleş­ti­rel fel­se­fe­nin ku­ru­cu­su ola­rak ka­bul edi­len ve ölü­mü­nün üze­rin­den ge­çen iki yüz­yı­lı aş­kın sü­re­den bu ya­na fel­se­fe dün­ya­sı­nı et­ki­le­yen Al­man fi­lo­zof Im­ma­nu­el Kant’ı, ölü­mü­nün 200. yı­lın­da an­mak ama­cıy­la Muğ­la Üni­ver­si­te­si ta­ra­fın­dan dü­zen­le­nen Ulus­la­ra­ra­sı Kant Sem­poz­yu­mu’nda su­nu­lan bil­di­ri­ler­den olu­şu­yor. Kant fel­se­fe­si­nin he­men her yö­nü­ne da­ir su­num­la­rın yer al­dı­ğı ese­ri, Kant’ı ve onun fel­se­fe­si­ni an­la­mak is­te­yen okur­lar için çok yön­lü bir baş­vu­ru ki­ta­bı ola­rak de­ğer­len­dir­mek müm­kün./ Fatmanur Altun
 

Tavsiye Et
Hal ve Zaman Mektupları: Vatan Dersleri
İbrahim Yıldırım
İstanbul: Merkez Kitapçılık, 2006
 
İb­ra­him Yıl­dı­rım, Tür­ki­ye’nin önem­li ta­ri­hî olay­la­rı­nı ve en­te­lek­tü­el ge­liş­me sü­re­ci­ni Köy Ens­ti­tü­le­ri bağ­la­mın­da ele ala­rak, fark­lı bir kur­guy­la ko­tar­dı­ğı son ro­ma­nı­nı Hal ve Za­man Mek­tup­la­rı: Va­tan Ders­le­ri baş­lı­ğın­da oku­yu­cu­ya su­nu­yor.
Ro­man, 70’li yıl­lar­da ge­çi­ci iş­ler yap­tı­ğı bir ya­yı­ne­vin­den, Köy Ens­ti­tü­le­ri üze­ri­ne der­le­me bir ki­tap ha­zır­la­ma­sı için sürekli iş tek­li­fi alan genç ya­zar Ne­şet İl­han’ın, da­ha ön­ce bu ku­rum­lar­dan me­zun olan öğ­ret­men­le­rin yol­la­dı­ğı me­tin­ler­den yo­la çı­ka­rak yap­tı­ğı ça­lış­ma­lar üze­rin­den iş­le­ni­yor. Fark­lı mem­le­ket­ler­den gön­de­ri­len dos­ya­lar, ne­re­dey­se bir ko­ro­nun ay­nı se­se sa­hip bi­rey­le­ri ta­ra­fın­dan ya­zıl­mış gi­bi gö­rün­se de, en son eli­ne ula­şan Ga­lip Işık dos­ya­sı bu ko­ro­nun dü­ze­ni­ni bo­za­cak çat­lak bir se­se sa­hip­tir. Bu dos­ya­nın alı­şıl­mı­şın dı­şın­da an­la­tı­mı ve öy­kü­süy­le iş­ler sar­pa sa­rar ve ya­yı­ne­vi­nin ha­zır­lan­ma­sı­nı is­te­di­ği ki­tap bir tür­lü ni­ha­ye­te er­di­ri­le­me­yen bir pro­je­ye dö­nü­şür. Da­ha­sı Ne­şet İl­han, ha­zır­la­dı­ğı ta­rih­ten 28 yıl son­ra, ya­rım kal­mış bu pro­je­yi ta­mam­la­mak için, der­le­me­yi aka­de­mis­yen Di­lek Su­nay’a par­ça­lar ha­lin­de gön­de­rir. Sü­rek­li ken­di­siy­le ve geç­mi­şiy­le he­sap­laş­ma­lar içi­ne gir­di­ğin­den, Sunay’dan da­ğı­lan zih­ni­ni to­par­la­ma­sı­na yar­dım­cı ol­ma­sı­nı ve ken­di­si­ne yol gös­ter­me­si­ni is­ter. Genç­li­ğin­de yaz­dı­ğı me­tin­le­ri, ya­şı­nın ke­ma­le er­di­ği bu yıl­lar­da bir ke­re da­ha göz­den ge­çi­re­bi­le­cek ve tec­rü­be­siy­le ek­sik­le­ri­ni ta­mam­la­ma­ya ça­lı­şa­cak­tır.
İb­ra­him Yıl­dı­rım, ro­ma­nı­nın baş­kah­ra­ma­nı Ne­şet İl­han’ın gö­zün­den 1970 Tür­ki­ye’si­nin ger­çek­çi por­tre­si­ni, si­ya­si olay­la­rı­nı ve ay­dı­nı­nı mer­cek al­tı­na alı­yor. Ko­le­ra sal­gı­nıy­la sa­va­şan ve su­la­rın kay­na­tıl­ma­dan içil­me­di­ği bir İs­tan­bul’da, ko­le­ra­dan da­ha bü­yük so­run­lar var­dır. Ül­ke­nin için­de bu­lun­du­ğu ka­rı­şık­lık ve be­lir­siz­lik kah­ra­man ta­ra­fın­dan gri ren­gin­de sem­bo­li­ze edil­miş ve bu gri­lik cüm­le­ler ara­sı­na ser­piş­ti­ril­miş­tir. Kah­ra­ma­nın eli­ne ge­çen ka­ğıt par­ça­la­rı­na gay­ri ih­ti­ya­ri vav har­fi çi­zik­tir­me­si ve ken­di­ni bu harf­le bü­tün­leş­tir­me­si, vü­cu­du­nun ba­şı­nı ta­şı­mak­ta zor­lan­dı­ğı­na, ne ya­pa­ca­ğı­nı bi­le­me­yen, bil­dik­le­ri­ni haz­me­de­me­yen Tür­ki­ye ay­dı­nı­na işa­ret edi­yor.
Hal ve Za­man Mek­tup­la­rı bir üç­le­me mak­sa­dıy­la baş­la­nıl­mış Va­tan Ders­le­ri’nin ilk aya­ğı. Ro­man nok­ta ile de­ğil nok­ta­lı vir­gül­le bi­ti­yor. Ken­di için­de bü­tün­lü­ğü­nü ko­rur­ken, son­ra ne olu­yor so­ru­su­nun ce­va­bı, bir son­ra­ki ro­ma­na, Ölü Bir Za­man’a Ağıt’a ka­lı­yor. / Hu­ri­ye Apay­dın

Tavsiye Et
Balık ve Tango
Sibel Eraslan
İstanbul: Dergâh Yayınları, 2006
 
Da­ha ön­ce Can Par­ça­sı Hz. Fa­tı­ma (2006) ve Fil Ya­zı­la­rı (2002) isim­li eser­le­ri, der­gi ve kö­şe ya­zı­la­rı, si­ya­se­tin için­den du­ru­şu ile bi­li­nen; Ka­dın Ora­day­dı, 90’lar­da Tür­ki­ye’de Fe­mi­nizm, Ka­dı­nın Ta­ri­hi Dö­nü­şü­mü isim­li edis­yon eser­ler­de kat­kı­sı bu­lu­nan, Tür­ki­ye Ya­zar­lar Bir­li­ği 2002 Yı­lı Ba­sın Ödü­lü sa­hi­bi hu­kuk­çu Si­bel Eras­lan’ın ilk hi­ka­ye ki­ta­bı Ba­lık ve Tan­go. La­kin, Ba­lık ve Tan­go oto­ri­te­ri­le­rin de te­yit et­ti­ği üze­re ilk ki­tap­lar­da gö­rü­len bir­çok ha­ta­dan azat. Ede­bi­ya­tı “ki­şi­nin ken­di­si­ne yol­cu­luk” ve “ken­di­mi­ze ses­siz ve ken­di­miz­ce bak­mak” şek­lin­de ta­nım­la­yan Eras­lan, Ba­lık ve Tan­go’yu yaz­ma se­be­bi için ise “Ka­dın­la­rın için­de tı­kır tı­kır iş­le­yen bir sa­at var­dır. Za­ma­nı gel­di­ğin­de çal­ma­ya baş­lar­. Be­nim de saa­tim gel­di ve yaz­ma­ya baş­la­dım” di­yor. Hi­ka­ye­yi seç­me ne­de­ni­ni, hi­ka­ye­nin ‘an’a da­ya­lı ol­ma­sı­na, az za­man­da çok şey an­lat­ma­sı­na bağ­lı­yor. Ba­lık ve Tan­go’yu “ay­rı­lış ve gur­bet öy­kü­le­ri, ha­ya­tın sa­de an­la­rı, ara­lık­lar, ge­çiş­ler” şek­lin­de an­la­tan ya­zar hi­ka­ye yaz­ma­sı­nın dün­ya­yı de­ğiş­tir­mek adı­na de­ğil, an­la­ma­ya da­ir bir de­ne­yim ol­du­ğu­nu be­lir­ti­yor. Ki­tap is­mi ile de il­gi çe­ki­yor. Eras­lan ki­ta­ba is­mi­ni ve­ren hi­ka­ye­yi şöy­le açık­lı­yor: “Ba­lık ve Tan­go, zor­lu bir kar­şı­laş­ma­da, ye­ni­lik­çi­ler­le mu­ha­fa­za eden­ler ara­sın­da or­ta­da sav­ru­lan­la­rın, var­lık­la­rı ıs­ka­la­nan­la­rın öy­kü­sü. Va­tan ve va­tan­sız­lık ay­nı oda­da.” Ba­lık ve Tan­go, yi­tik bir top­lu­mun kül­le­ri ara­sın­dan ye­ni­den doğ­ma­ya ça­lı­şan, ye­ni­den doğ­ma­ya ça­lı­şır­ken bo­yun­la­rı­na es­ki­nin kor­do­nu do­la­nan, ağ­zı­na, yü­zü­ne, gön­lü­ne kül bu­la­şan­la­rın; ka­dın­la­rın ha­re­ket­siz ma­ce­ra­sı­nı an­la­tı­yor. Ki­tap­ta on ye­di hi­kâ­ye var: Ma­vi Şav­ro­le, Di­key Ge­çiş, Afe­rin, Süm­bül ile İs­ma­il, Kar Ko­ku­su, La­vin­ya­nın Pos­ta­sı, Se­her­de Bir Ba­ğa Gir­dim, Ge­ri­si Ya­lan, Boh­ça­sın­dan Bel­li Ge­lin, Ba­lık ve Tan­go, Her Do­ğan Ölür, İn­di­rim Se­zo­nu, Hoş­ça­kal Ma­dam Ju­ju, Ka­fes­te­ki Kuş­lar, Mer­si­ye-i Za­hi­de, Yüz­me Der­si. / Betül Özel Çiçek
 
 

Tavsiye Et