Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (August 2007) > Dünya Siyaset > Terör sarmalından çıkış arayan İngiltere
Dünya Siyaset
Terör sarmalından çıkış arayan İngiltere
Ebru Afat
İN­GİL­TE­RE, 7 Tem­muz 2005’te baş­kent Lon­dra’da ger­çek­le­şen ve 52 ki­şi­nin ölü­müy­le so­nuç­la­nan bom­ba­lı sal­dı­rı­la­rın ikin­ci yıl­dö­nü­mün­de ye­ni bir kor­ku dal­ga­sıy­la sar­sıl­dı. 29-30 Ha­zi­ran’da ger­çek­leş­ti­ri­len ba­şa­rı­sız sal­dı­rı gi­ri­şim­le­ri­nin yol aç­tı­ğı bu ye­ni dal­gay­la bir­lik­te, Ba­tı ge­ne­lin­de 11 Ey­lül, İn­gil­te­re öze­lin­de ise 7 Tem­muz’dan son­ra “ola­ğan şüp­he­li” ha­li­ne ge­len Müs­lü­man­lar med­ya ta­ra­fın­dan yi­ne “vah­şet fi­gür­le­ri” ola­rak dün­ya­ya lan­se edil­di­ler.
Dü­zen­siz pe­ri­yot­lar­la ya­yım­la­nan bir kor­ku di­zi­si­ne ben­ze­yen İn­gil­te­re’nin te­rör ka­bus­la­rı­nın so­nun­cu­su, 29 Ha­zi­ran’da sa­ba­ha kar­şı Londra’da bir ge­ce ku­lü­bü­nün ve iş­lek bir cad­de­nin ya­kın­la­rın­da pat­la­yı­cı mad­de yük­lü ve bom­ba dü­ze­nek­le­ri ha­zır iki oto­mo­bi­lin bu­lun­ma­sıy­la baş­la­dı. Ola­yın ar­dın­dan ül­ke­de­ki gü­ven­lik se­vi­ye­si en yük­sek nok­ta olan ‘kri­tik’e yük­sel­ti­lir­ken, tüm ha­va­li­man­la­rın­da ola­ğa­nüs­tü hal du­ru­mu­na ge­çil­di. Te­rör uz­man­la­rı­nın, “Bağ­dat’ı kan gö­lü­ne çe­vi­ren pat­la­yı­cı yük­lü araç­la­rın cep te­le­fo­nu kul­la­nı­la­rak pat­la­tıl­ma­sı şek­lin­de­ki sal­dı­rı tak­tik­le­ri­nin ar­tık Lon­dra’ya gel­di­ği” şek­lin­de­ki yo­rum­la­rı eş­li­ğin­de tüm ül­ke­de bü­yük bir in­san avı­na gi­ri­şil­di. 
Ka­bu­sun en kor­ku­tu­cu anı ise 30 Ha­zi­ran’da ak­şa­müs­tü İs­koç­ya’nın Glas­gow Ha­va­li­ma­nı’nda için­de iki ki­şi bu­lu­nan Che­ro­ke­e bir ci­pin son sü­rat ter­mi­nal bi­na­sı­nın ana gi­ri­şi­ne doğ­ru iler­ler­ken ba­ri­yer­le­re çar­pıp dur­ma­sıy­la ya­şan­dı. Ci­pin ken­di­ni ate­şe ve­ren sü­rü­cü­sü ağır ya­ra­lı hal­de has­ta­ne­ye kal­dı­rı­lır­ken, po­lis­ler­le bo­ğu­şup kaç­ma­ya ça­lı­şan di­ğer ki­şi ha­va­li­ma­nı gö­rev­li­si ve ba­zı yol­cu­la­rın yar­dı­mıy­la ya­ka­lan­dı. Ci­pin için­de tıp­kı Lon­dra’da­ki araç­lar­da ol­du­ğu gi­bi gaz­la do­lu tüp­ler bu­lun­du­ğu açık­lan­dı. Ve 1 Tem­muz’da Glas­gow, Pa­isly’de­ki Ro­yal Ale­xan­dra Has­ta­ne­si’nin oto­par­kın­da bu­lu­nan bir araç­ta po­lis ta­ra­fın­dan ya­pı­lan kon­trol­lü pat­la­ma ile üç gün sü­ren deh­şet ve­ri­ci ka­bu­sun so­nu­na ge­lin­di.
Bir­bi­riy­le bağ­lan­tı­lı ol­duk­la­rı be­lir­ti­len bu iki sal­dı­rı gi­ri­şi­mi­nin ar­dın­dan Glas­gow Ha­va­li­ma­nı’nda ele ge­çi­ri­len iki ki­şi de dâ­hil ol­mak üze­re, İn­gil­te­re’de ye­di, Avus­tral­ya’da ise bir ki­şi­nin gö­zal­tı­na alı­nıp kim­lik­le­ri­nin açık­lan­ma­sıy­la bir­lik­te du­rum da­ha da dra­ma­tik­leş­ti. Zi­ra Irak, Ür­dün ve Hin­dis­tan kö­ken­li Müs­lü­man­lar olan bu ki­şi­le­rin ço­ğu dok­tor­du ve İn­gi­liz Ulu­sal Sağ­lık Sis­te­mi’nde ça­lış­mış­lar­dı. Glas­gow’da ya­ra­la­nan Hin­dis­tan, Ban­ga­lo­re do­ğum­lu 27 ya­şın­da­ki Ka­fe­el Ah­med, zan­lı­lar ara­sın­da dok­tor ol­ma­yan ye­ga­ne isim­di. Ci­pin ikin­ci yol­cu­su olan 27 ya­şın­da­ki Irak­lı Bi­lal Ab­dul­lah ise Ah­med’in te­da­vi gör­dü­ğü Ro­yal Ale­xan­dra Has­ta­ne­si’nde gö­rev yap­mış olan bir dok­tor­du. Gö­zal­tı­na alın­dık­tan son­ra Londra’ya ge­ti­ri­len Ab­dul­lah, 6 Tem­muz’da bom­ba­lı sal­dı­rı dü­zen­le­mek su­çuy­la tu­tuk­lan­dı. 30 Ha­zi­ran’da Ches­hi­re’da gö­zal­tı­na alı­nan Fi­lis­tin kö­ken­li bir Ür­dün­lü olan 26 ya­şın­da­ki Mo­ham­med As­ha da 2004’te İn­gil­te­re’ye yer­leş­miş ve Tel­ford’da­ki Ro­yal Shrews­bury ve Prin­cess Ro­yal Has­ta­ne­le­ri’nde gö­rev yap­mış­tı. Lon­dra’ya gö­tü­rü­len Mo­ham­med As­ha, Ab­dul­lah, Ah­med ve di­ğer­le­ri ile bir­lik­te sal­dı­rı­la­rın dü­zen­len­me­si ve plan­lan­ma­sın­da yer al­mak suç­la­ma­sıy­la 21 Tem­muz’da çı­ka­rıl­dı­ğı mah­ke­me­de tu­tuk­la­na­rak ce­za­evi­ne kon­du. As­ha’nın ken­di­siy­le bir­lik­te gö­zal­tı­na alı­nan 27 ya­şın­da­ki dok­tor eşi Mar­wa As­ha ise 12 Tem­muz’da ser­best bı­ra­kıl­mış­tı.
30 Ha­zi­ran’da Li­ver­po­ol’da gö­zal­tı­na alı­nıp Lon­dra’ya ge­ti­ri­len bir di­ğer zan­lı dok­tor olan 26 ya­şın­da­ki Sa­be­el Ah­med de Ches­hi­re’da­ki Hal­ton Has­ta­ne­si’nde ça­lış­mış­tı. Ka­fe­el Ah­med’in kar­de­şi olan Sa­be­el Ah­med, 2000 yı­lın­da ka­bul edi­len Te­rö­rizm Ka­nu­nu’na gö­re, “gü­ven­lik güç­le­riy­le pay­laş­tı­ğı tak­dir­de te­rö­rist bir ey­le­min en­gel­len­me­si­ne mad­di ola­rak yar­dım ede­ce­ği­ni bil­di­ği ya da öy­le ol­du­ğu­na inan­dı­ğı tür­de” bil­gi sa­hi­bi ol­mak suç­la­ma­sıy­la 16 Tem­muz’da tu­tuk­lan­dı. 2 Tem­muz’da gö­zal­tı­na alı­nıp Lon­dra’ya gö­tü­rü­len Ro­yal Ale­xan­dra Has­ta­ne­si’nde gö­rev­li iki staj­yer dok­tor ise 15 Tem­muz’da ser­best bı­ra­kıl­dı­lar. Hak­la­rın­da hiç­bir suç­la­ma ya­pıl­ma­yan staj­yer dok­tor­la­rın kim­lik de­tay­la­rı ve­ril­me­di, sa­de­ce 25 ve 28 yaş­la­rın­da ve Or­ta­do­ğu kö­ken­li ol­duk­la­rı ifa­de edil­di.
Avus­tral­ya, Bris­ba­ne’de 2 Tem­muz’da Mo­ham­med Ha­ne­ef’in gö­zal­tı­na alın­ma­sı ise Lon­dra ve Glas­gow’da­ki sal­dı­rı gi­ri­şim­le­ri­ne yö­ne­lik ope­ras­yon­la­rın ulus­la­ra­ra­sı aya­ğı­nı oluş­tur­du. Ka­fe­el ve Sa­be­el Ah­med kar­deş­le­rin ku­ze­ni olan 27 ya­şın­da­ki dok­tor da Hal­ton Has­ta­ne­si’nde gö­rev yap­mış ve Tem­muz 2006’da Avus­tral­ya’ya yer­leş­miş­ti. Git­me­den ön­ce cep te­le­fo­nu­nun sim kar­tı­nı ku­zen­le­ri­ne ver­mek su­re­tiy­le te­rö­rist bir ör­güt­len­me­yi “so­rum­suz­ca des­tek­le­mek”le suç­la­nan Ha­ne­ef, 14 Tem­muz’da tu­tuk­lan­dı. An­cak hak­kın­da­ki suç­la­ma­la­rın asıl­sız ol­du­ğu­na an­la­şıl­ma­sı üze­ri­ne 27 Tem­muz’da ser­best bı­ra­kıl­dı.
Zan­lı­la­rın dok­tor ol­ma­sı, med­ya­nın, sı­ra­dan bir İn­gi­liz va­tan­da­şın, kar­şı­sı­na çı­kan her Müs­lü­man’a po­tan­si­yel te­rö­rist mu­ame­le­si yap­ma­ma­sı­nı im­kan­sız ha­li­ne ge­ti­re­cek şe­kil­de kış­kır­tı­cı bir su­num yap­ma­sı için bu­lun­maz bir mal­ze­me sağ­la­dı. 7 Tem­muz’da in­ti­har sal­dı­rı­sı dü­zen­le­ye­rek ken­di­le­riy­le bir­lik­te on­lar­ca in­sa­nın ölü­mü­ne yol açan “çıl­gın Müs­lü­man mü­hen­dis­ler”den son­ra, in­san­la­rın ha­ya­tı­nı kur­tar­ma­sı ge­re­kir­ken on­la­rın ca­nı­na kas­te­den “ca­na­var Müs­lü­man dok­tor­lar” ima­jı zi­hin­ler­de­ki ye­ri­ni alı­ver­di.
Olay­la­rın za­man­la­ma­sı­nın bir di­ğer il­ginç ya­nı da, 27 Ha­zi­ran’da Tony Bla­ir’in baş­ba­kan­lık­tan res­men is­ti­fa edip ye­ri­ni Ma­li­ye Ba­ka­nı Gor­don Brown’a bı­rak­ma­sı ve Brown’un da bir gün son­ra ye­ni ka­bi­ne­yi açık­la­ma­sı­nın he­men ar­dın­dan ya­şan­ma­sıy­dı. İş­çi Par­ti­si’nin genç ve di­na­mik li­de­ri ola­rak ön­cülüğü­nü yap­tı­ğı “Üçün­cü Yol” söy­le­mi ile 1997’de ik­ti­da­ra ge­len Bla­ir, Baş­kan Ge­or­ge Bush’un 2001’de “Te­rör­le Sa­vaş” baş­lat­ma­sın­dan son­ra ABD’nin dış po­li­ti­ka­sı­na ver­di­ği ka­yıt­sız-şart­sız des­tek yü­zün­den ağır şe­kil­de eleş­ti­ri­le­re ma­ruz kal­mış­tı. Ve eleş­ti­ri­le­rin yol aç­tı­ğı yıp­ran­ma yü­zün­den Ma­yıs ayın­da hem İş­çi Par­ti­si li­der­li­ğin­den, hem de baş­ba­kan­lık­tan ay­rı­la­ca­ğı­nı ilan et­miş­ti.
An­cak İş­çi Par­ti­si hü­kü­me­ti ve İn­gil­te­re için ye­ni bir say­fa aç­ma­sı bek­le­nen Gor­don Brown’un Irak Sa­va­şı’nın en güç­lü des­tek­çi­le­rin­den bi­ri ol­ma­sı, Irak’ın gü­ne­yi­ne ko­nuş­lan­mış bu­lu­nan on bin­ler­ce İn­gi­liz as­ke­ri­nin var­lı­ğı­nı İn­gil­te­re’nin en bü­yük so­ru­nu ola­rak gö­ren­ler için faz­la bir de­ği­şik­lik ya­şan­ma­ya­ca­ğı an­la­mı­na ge­li­yor­du. Ni­te­kim Bla­ir’in ak­si­ne sa­kin ve öl­çü­lü bir dil kul­la­nı­yor ol­ma­sı her­kes ta­ra­fın­dan tak­dir edi­len Brown’un 25 Tem­muz’da açık­la­dı­ğı gü­ven­lik ön­lem­le­ri, bu çev­re­le­rin kuş­ku­la­rı­nı hak­lı çı­kar­dı.
Te­rör zan­lı­la­rı­nın hiç­bir suç­la­ma ya­pıl­mak­sı­zın gö­zal­tın­da tu­tul­ma sü­re­le­ri­nin 28 gün­den 56 gü­ne çı­ka­rıl­ma­sı, bu ye­ni gü­ven­lik ön­lem­le­ri pa­ke­ti­nin en can alı­cı ve en tar­tış­ma­lı mad­de­si­ni oluş­tu­ru­yor. Brown gö­zal­tı sü­re­si­nin iki ka­tı­na çı­ka­rıl­ma­sı­nı te­rör da­va­la­rı­nı çöz­mek için ih­ti­yaç du­yu­lan de­lil­le­re ula­şa­bil­me­de ge­rek­li bir adım ol­du­ğu­nu öne sü­rer­ken, li­be­ral ve sol çev­re­ler bu gi­ri­şi­min Müs­lü­man­la­rı öte­ki­leş­ti­re­ce­ği ve ki­şi­le­rin bil­gi ver­mek­ten çe­kin­me­si­ne yol aça­rak ne­ga­tif bir et­ki­ye yol aça­ca­ğı­nı sa­vu­nu­yor­lar.
Te­rör­le mü­ca­de­le et­mek için gü­ven­lik ted­bir­le­ri­nin güç­len­di­ril­me­si el­bet­te et­ki­li ve ilk ak­la ge­len yön­tem­dir. An­cak İn­gil­te­re, “ra­di­kal İs­lam­cı te­rö­rizm” ile im­ti­ha­nın­da ye­ni ve ger­çek­çi bir saf­ha baş­la­ta­bil­mek için baş­ta Irak ol­mak üze­re Müs­lü­man coğ­raf­ya­da yol aç­tı­ğı acı­la­rı gör­mez­den gel­me­ye son ver­me­li­dir. Zi­ra ku­ru­tul­ma­yan ba­tak­lık­lar si­nek­le­ri çek­me­ye her za­man mü­sa­it­tir.

Paylaş Tavsiye Et