Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (August 2008) > Memleket Hali > Ergenekon, kapatma davası ve terör
Memleket Hali
Ergenekon, kapatma davası ve terör
Yücel Bulut
ER­GE­NE­KON, hiç şüp­he­siz, Cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­mi­zin en önem­li ope­ras­yon­la­rın­dan bi­ri ol­ma özel­li­ği­ni ta­şı­yor. İd­di­a­na­me, her şey­den ön­ce, son yir­mi yıl­dır ka­mu­oyu­na yan­sı­yan pek çok ola­yın as­lın­da bir bü­tü­nün par­ça­la­rı ol­du­ğu­nu id­di­a edi­yor. 1980’le­rin so­nu ve 1990’la­rın ba­şın­dan iti­ba­ren ga­ze­te ve der­gi­ler­den Cem Er­se­ver’in ve Beh­çet Can­türk’ün öl­dü­rül­me­le­ri­ni oku­duk. Ab­dul­lah Çat­lı’nın hi­ka­ye­le­ri­ni din­le­dik. Kürt ve Laz maf­ya­la­rı­nın olu­şum sü­reç­le­ri­ne, Ça­kı­cı ve Pe­ker gi­bi çe­şit­li maf­ya li­der­le­ri­ne ve bun­la­rın bir­bir­le­riy­le sa­vaş­la­rı­na iliş­kin pek çok hi­ka­ye an­la­tıl­dı. Tur­gut Özal’a yö­ne­lik sui­kast gi­ri­şi­mi, Eş­ref Bit­lis’in ölü­mü, Sa­ban­cı sui­kas­tı hâ­lâ bel­lek­le­ri­miz­de tap­ta­ze. DHKP-C, PKK ve Hiz­bul­lah gi­bi ör­güt­le­re iliş­kin pek çok ef­sa­ne or­ta­lık­ta do­laş­tı dur­du. 28 Şu­bat post-mo­dern dar­be­si­nin ve çe­şit­li e-dar­be­le­rin iz­le­ri hâ­lâ cap­can­lı. İd­di­a­na­me­ye gö­re, nor­mal­de bir­bi­ri­ne kar­şıt gi­bi gö­zü­ken bü­tün bu ak­tör­ler, olu­şum­lar ve olay­lar tek bir mer­kez­le ala­ka­lı: Er­ge­ne­kon te­rör ör­gü­tü.
Yi­ne id­di­ana­me­ye gö­re Er­ge­ne­kon çok ge­niş bir iliş­ki ağı­na sa­hip. Emek­li su­bay­lar, si­ya­set­çi­ler, aka­de­mis­yen­ler, med­ya men­sup­la­rı, işa­dam­la­rı, maf­ya ör­güt­len­me­le­ri, ide­olo­jik ör­güt­ler, eğ­len­ce sek­tö­rü­nün ün­lü­le­ri, si­vil top­lum ör­güt­le­ri, ma­son lo­ca­la­rı vs. bu ya­pı içe­ri­sin­de de­ğer­len­di­ri­li­yor. Böy­le­si­ne ge­niş ve yay­gın bir ya­pı­lan­ma, el­bet­te sı­ra­dan bir te­rör ör­gü­tü ola­rak de­ğer­len­di­ri­le­mez. Söz ko­nu­su ör­güt­len­me­nin on­lar­ca yıl­dır bu yay­gın­lı­ğa ve gü­ce ulaş­ma­sı­nın dev­le­tin is­tih­ba­rat ve gü­ven­lik güç­le­ri­nin ça­lış­ma­la­rı­na ta­kıl­ma­ma­sı da dü­şü­nü­le­mez. Da­ha­sı, böy­le bir ör­güt­len­me dev­let mer­ke­zi­nin is­te­ği, bil­gi­si ve emir­le­ri ol­mak­sı­zın ger­çek­le­şe­bi­lir miy­di?
As­lın­da bü­tün bu ge­liş­me­ler ve bil­gi­ler, Er­ge­ne­kon’un, dev­le­tin yö­ne­ti­mi­ni he­def­le­yen yi­ne dev­let için­de­ bir ör­güt­len­me ol­du­ğu, bel­li bir ta­rih­te asıl bü­yük or­ga­ni­zas­yon­la ters dü­şüp ay­rış­tı­ğı ve za­man için­de de -o bü­yük or­ga­ni­zas­yon ar­tık kim­ler­den olu­şu­yor­sa, on­lar ta­ra­fın­dan- tas­fi­ye­si­ne ka­rar ve­ril­di­ği ve bu­gün­ler­de de bu in­fa­zın ha­ya­ta ge­çi­ril­di­ği iz­le­ni­mi ve­ri­yor. Bu du­ru­mun, hu­kuk ta­ra­fın­dan tes­cil edi­lip edil­me­ye­ce­ği­ni, be­lir­siz­lik­le­rin gi­de­ri­lip gi­de­ril­me­ye­ce­ği­ni da­va­nın mah­ke­me­de gö­rül­me­ye baş­lan­dı­ğı gün­ler­de gö­re­ce­ğiz. Fa­kat her ha­lü­kar­da Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin, baş­lan­gı­cı muh­te­me­len 12 Ey­lül as­ke­rî dar­be­si­nin ilk yıl­la­rı­na gi­den uyuş­tu­ru­cu, te­rör, maf­ya, hu­kuk dı­şı ic­ra­at­lar gi­bi çok ge­niş bir kir­li iliş­ki­ler ağı­nın yü­kün­den kur­tul­mak is­te­di­ği ve bu ama­cı­na ulaş­mak üze­re ol­du­ğu açık­tır. Bu­nun an­la­mı ise da­ha bü­yük or­ga­ni­zas­yo­nun hu­kuk dı­şı ic­ra­at­la­rı­na de­vam ede­ce­ği­dir.
Yü­rü­tü­len Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nu­nun ta­rih­sel öne­mi­ni yad­sı­mı­yo­ruz. An­cak mev­cut Ana­ya­sa­mız­da bu­lu­nan “12 Ey­lül 1980 ta­ri­hin­den, ilk ge­nel se­çim­ler so­nu­cu top­la­na­cak Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si’nin Baş­kan­lık Di­va­nı’nı oluş­tu­run­ca­ya ka­dar ge­çe­cek sü­re için­de, ya­sa­ma ve yü­rüt­me yet­ki­le­ri­ni Türk mil­le­ti adı­na kul­la­nan, 2356 sa­yı­lı Ka­nun­la ku­ru­lu Mil­lî Gü­ven­lik Kon­se­yi’nin, bu Kon­sey’in yö­ne­ti­mi dö­ne­min­de ku­rul­muş hü­kü­met­le­rin, 2485 sa­yı­lı Ku­ru­cu Mec­lis Hak­kın­da Ka­nun­la gö­rev ifa eden Da­nış­ma Mec­li­si’nin her tür­lü ka­rar ve ta­sar­ruf­la­rın­dan do­la­yı hak­la­rın­da ce­za­î, ma­lî ve­ya hu­ku­kî so­rum­lu­luk id­dia­sı ile­ri sü­rü­le­mez ve bu mak­sat­la her­han­gi bir yar­gı mer­cii­ne baş­vu­ru­la­maz. Bu ka­rar ve ta­sar­ruf­la­rın ida­re­ce ve­ya yet­ki­li kı­lın­mış or­gan, mer­ci ve gö­rev­li­ler­ce uy­gu­lan­ma­sın­dan do­la­yı, ka­rar alan­lar, ta­sar­ruf­ta bu­lu­nan­lar ve uy­gu­la­yan­lar hak­kın­da da yu­ka­rı­da­ki fık­ra hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.” şek­lin­de­ki ge­çi­ci 15. mad­de­yi ha­tır­la­yın­ca, söz ko­nu­su ope­ras­yon­la­rın ve mah­ke­me sü­reç­le­ri­nin tek ba­şı­na hu­kuk dı­şı uy­gu­la­ma­la­rı ve kir­li iliş­ki­ler ağı­nı or­ta­dan kal­dır­mak için ye­ter­li ol­ma­dı­ğı aşi­kâr­dır. Eğer söz ko­nu­su ope­ras­yon­lar, han­gi nok­ta­ya gi­der­se git­sin so­nu­na ka­dar sür­dü­rü­le­bi­lirse ve han­gi amaç­la olur­sa ol­sun hu­kuk dı­şı uy­gu­la­ma­la­rın önü ya­sal dü­zen­le­me­ler­le ke­si­lir­se, iş­te an­cak o za­man, de­mok­ra­si­nin hu­kuk dı­şı mü­da­ha­le­ler­den ko­ru­na­bi­le­ce­ği söy­le­ne­bi­lir. Ak­si tak­dir­de bu ope­ras­yon, ye­ni dö­ne­me uy­gun Er­ge­ne­kon­va­ri ör­güt­len­me­nin ar­tık ayak ba­ğı olan es­ki­si­ni tas­fi­ye­sin­den öte­ye bir an­lam ta­şı­ma­ya­cak­tır. (Bu bağ­lam­da, Er­ge­ne­kon te­rör ör­gü­tü­nün so­rum­lu­la­rı ola­rak gös­te­ri­len şa­hıs­la­rın, ken­di­le­ri­ne yö­nel­ti­len suç­la­ma­lar kar­şı­sın­da “va­ta­na hiz­met et­tik­le­ri”ni söy­le­me­le­ri son de­re­ce an­lam­lı­dır. Ya­rın da “va­ta­na hiz­met” gi­bi yü­ce bir dü­şün­ce­ye sı­ğı­na­rak hu­kuk dı­şı­na çı­ka­cak olanları en­gel­le­ye­cek bir dü­zen­le­me­miz var mı?)
 
AK Par­ti Ka-pa-tıl-ma-mış-tır!
Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, re­kor sa­yı­la­bi­le­cek bir hız­la, AK Par­ti’nin ka­pa­tıl­ma­sı is­te­miy­le açı­lan da­va­yı so­nuç­lan­dır­dı ve 30 Tem­muz 2008 Çar­şam­ba gü­nü sa­at 18:00’de ka­ra­rı­nı açık­la­dı: AK Par­ti Ka-pa-tıl-ma-mış-tır!
Mah­ke­me Baş­ka­nı Ha­şim Kı­lıç, ken­di­le­ri­ne bu ge­rek­siz sı­kın­tı­yı ya­şa­tan­la­ra duy­du­ğu öf­ke­yi de yan­sı­tan bir ruh ha­liy­le ko­nuş­ma­sı­nı yap­tı. Ve­re­cek­le­ri ka­ra­rın ül­ke­nin eko­no­mik, si­ya­sal ve sos­yal ya­pı­sı­nı et­ki­le­ye­ce­ği­nin bi­lin­ciy­le ha­re­ket et­tik­le­ri­ni vur­gu­la­ya­rak söz­le­ri­ne baş­la­dı. Bu, as­lın­da üç gün­lük yo­ğun me­sa­ile­rin­de Mah­ke­me üye­le­ri ara­sın­da­ki tar­tış­ma­la­rın na­sıl sey­ret­ti­ği­ne iliş­kin bir ipu­cu ola­rak da de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir.
İkin­ci ola­rak Kı­lıç, si­ya­sal sis­te­min da­ha de­mok­ra­tik bir ha­le ka­vuş­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak ana­ya­sal dü­zen­le­me­le­ri ger­çek­leş­ti­re­me­yen, el­le­rin­de­ki im­kan­la­rı bu uğur­da kul­lan­ma­yan si­ya­si­le­re olan si­te­mi­ni di­le ge­tir­di. Bu si­te­min ilk mu­ha­ta­bı, el­bet­te, ik­ti­dar­da­ki ve ay­nı za­man­da da­va­lı du­ru­mun­da­ki AK Par­ti ve li­de­ri Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan’dı.
Son­ra­sın­da san­ki Mart ayın­dan be­ri ya­şa­nan­la­rın ger­çek ol­ma­dı­ğı­nı ve ka­ba bir “eşek şa­ka­sı”ndan iba­ret ol­du­ğu­nu an­lat­ma­ya ça­lı­şır bir ton­da “De­ğer­li ar­ka­daş­lar, AK Par­ti’nin ka­pa­tıl­ma­sı is­te­miy­le açı­lan da­va­da AK Par­ti ka­pa­tıl­ma­mış­tır!” di­ye­rek Mah­ke­me he­ye­ti­nin ver­di­ği ni­ha­i ka­ra­rı açık­la­dı. Ar­dın­dan da, bu ka­ra­rın 6’ya kar­şı 5 oy­la alın­dı­ğı­nı ve AK Par­ti’nin Ha­zi­ne’den al­dı­ğı yar­dı­mın ya­rı­sı­nın ke­sil­me­si­ne ka­rar ve­ril­di­ği­ni ifa­de et­ti. Bu­nun da, da­va­lı si­ya­si par­ti­ye bir uya­rı ma­hi­ye­tin­de ol­du­ğu­nu biz­zat vur­gu­la­dı.
Böy­le­lik­le, id­di­ana­me­nin ha­zır­lan­ma­sın­dan ka­bul edil­me­si­ne va­rın­ca­ya ka­dar pek çok saç­ma­lık­la do­lu bir sü­reç son­lan­mış ol­du. Bu ka­ra­rın, si­ya­sal ha­ya­tı­mız için önem­li so­nuç­lar do­ğu­ra­ca­ğı açık­tır. Şim­di her­kes bu ka­ra­rı ken­di leh­le­ri­ne ola­cak şe­kil­de yo­rum­la­mak­la meş­gul. Ne ik­ti­dar par­ti­si ne de mu­ha­le­fet bu sü­reç­ten ve ka­rar­dan -Ha­şim Kı­lıç’ın uya­rı­la­rı­na rağ­men- ders çı­kar­mış gö­zü­kü­yor. (Böy­le bir yar­gı­da bu­lun­mak için çok mu er­ken aca­ba?) Ka­ra­rı say­gıy­la kar­şı­la­ma ge­re­ği­ne vur­gu ya­pan­lar, ne­ti­ce iti­ba­rıy­la si­ya­se­ten kay­be­den­ler ta­ra­fın­da kal­dık­la­rı için yo­rum­la­rın­da hiç de say­gı­lı de­ğil­ler. Ge­çer­siz­li­ği de­fa­lar­ca is­pat­lan­mış po­li­ti­ka­la­rı­nı ve söy­lem­le­ri­ni ay­nen sür­dür­mek su­re­tiy­le, AK Par­ti’nin ka­pa­tıl­ma­sı le­hin­de ve­ri­len 6 oy­dan ha­re­ket­le, si­ya­sal bir ka­zanç el­de et­me pe­şin­de­ler. Bu­nun en önem­li gös­ter­ge­si, Baş­kan’ın uya­rı­sı­nı, AK Par­ti’ye ya­pıl­mış “la­ik­lik kar­şı­tı ey­lem­le­rin oda­ğı ol­ma” ile ala­ka­lan­dır­ma is­tek­le­ri­dir.
Bun­dan son­ra­ki sü­reç­te asıl gö­rev AK Par­ti’ye dü­şü­yor. Baş­kan Kı­lıç’ın uya­rı­sı­nı sa­de­ce “la­ik­lik ka­rşı­tı ey­lem­le­rin oda­ğı ol­ma” an­la­mıy­la sı­nır­la­ma­mak ge­re­ki­yor. Bu uya­rı, bü­tün si­ya­sal par­ti­le­re ya­pıl­mış bir uya­rı­dır ve bir an ön­ce si­ya­sal sis­te­mi ve top­lum­sal ha­ya­tı zor­la­yı­cı dü­zen­le­me­ler­den arın­dı­ra­cak adım­la­rı­n atıl­ma­sı ge­rek­li­li­ği­ne işa­ret etmektedir. Do­la­yı­sıy­la AK Par­ti, ön­ce­lik­le se­çim­ler ön­ce­sin­de dil­len­dir­di­ği “ye­ni bir ana­ya­sa” va­adi­ni ha­ya­ta ge­çir­mek zo­run­dadır. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’nden çı­kan ka­ra­rın Tür­ki­ye açı­sın­dan bir mi­lat ol­ma­sı da an­cak böy­le­si bir dü­zen­le­me son­ra­sın­da müm­kün ola­cak­tır. Ak­si tak­dir­de AK Par­ti’nin ve­ya bir baş­ka par­ti­nin, do­la­yı­sıy­la da Tür­ki­ye de­mok­ra­si­si­nin ben­zer sü­reç­le­ri ye­ni­den ya­şa­ma­sı ka­çı­nıl­maz ola­cak­tır.
 
Kri­tik Dö­nem­de Şüp­he­li Pat­la­ma
27 Tem­muz’da Gün­gö­ren’de mey­da­na ge­len pat­la­ma­da 17 in­sa­nı­mı­zı kay­bet­tik, 150’yi aş­kın da ya­ra­lı­mız ol­du. Ölen­le­re Al­lah’tan rah­met, ya­kın­la­rı­na baş­sağ­lı­ğı ve ya­ra­lı­la­ra da acil şi­fa­lar di­li­yo­ruz. Med­ya­ya yan­sı­dı­ğı ka­da­rıy­la ola­yın mey­da­na ge­liş şek­li ve kul­la­nı­lan bom­ba ti­pi, bü­yük çap­lı bir or­ga­ni­zas­yo­nu işa­ret edi­yor. Bu or­ga­ni­zas­yo­nun adı bi­zim için şim­di­lik meç­hul. Bu olay­la ne amaç­lan­dı­ğı ise baş­ka bir tar­tış­ma ko­nu­su. Bu bom­ba­la­ma ile Gü­ney­do­ğu’da PKK’nın as­ke­rî bi­rim­le­re yö­ne­lik sal­dı­rı­la­rı ara­sın­da bir pa­ra­lel­lik ku­ru­la­bi­lir mi? (Ker­kük’te Kürt­le­rin ger­çek­leş­tir­di­ği bir mi­ting­de­ki pat­la­ma­lar, Gün­gö­ren’de­ki bom­ba­lı sal­dı­rı­ya bir mi­sil­le­me mi­dir?) Pat­la­ma­nın, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’nin AK Par­ti da­va­sı­nı gö­re­ce­ği 28 Tem­muz’un he­men ön­ce­si­ne denk gel­me­si bir te­sa­düf ola­rak mı de­ğer­len­di­ril­me­li­dir? Ge­rek Gü­ney­do­ğu’da ge­rek­se de İs­tan­bul’da mey­da­na ge­len te­rör olay­la­rı­nın Er­ge­ne­kon ör­gü­tü ile bir iliş­ki­si var mı­dır? Bu so­ru­la­rın hiç­bi­ri­ne bu­gün­den ke­sin bir ce­vap ver­me im­ka­nı­mız yok.
Söz ko­nu­su olay­la­ra, ta­raf­la­ra ve bağ­lan­tı­la­ra da­ir ne tür­den açık­la­ma­lar ya­pı­lır­sa ya­pıl­sın, Er­ge­ne­kon id­di­ana­me­sin­de di­le ge­ti­ri­len id­dia­lar ve de­şif­re edi­len iliş­ki­ler ne­de­niy­le bü­tün bun­lar bi­rer şüp­he ola­rak zi­hin­le­ri­miz­de ka­la­cak­tır. Çün­kü PKK’nın ve­ya bir baş­ka ör­gü­tün üst­len­di­ği pek çok olay­da, bir şe­kil­de Er­ge­ne­kon adı ve­ri­len bu mer­ke­zî or­ga­ni­zas­yo­nun par­ma­ğı­nın ol­du­ğu­na iliş­kin bil­gi­ler, is­ter is­te­mez bu olay­da da dü­şün­me bi­çi­mi­mi­zi et­ki­li­yor.

Paylaş Tavsiye Et