Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2009) > Dünya Ekonomi > Latin Amerika’da küreselleşmeler çatışması
Dünya Ekonomi
Latin Amerika’da küreselleşmeler çatışması
Sadık Ünay
KÜ­RE­SEL sis­te­min he­ge­mo­nik gü­cü ABD’nin, eko­no­mik çı­kar­la­rı­nı ko­ru­mak ya da “Ba­tı­lı de­ğer­le­ri ve öz­gür­lük­le­ri sa­vun­mak” adı­na Or­ta­do­ğu-Av­ras­ya ek­se­nin­de yü­rüt­tü­ğü “ku­şak­la­rın ka­de­ri­ni il­gi­len­di­ren ça­tış­ma” sü­rer­ken, ar­ka bah­çe­si ola­rak te­lak­ki et­ti­ği La­tin Ame­ri­ka’da cid­di bir je­oe­ko­no­mik ve ide­olo­jik mü­ca­de­le ya­şa­nı­yor. So­ğuk Sa­vaş dö­ne­mi­nin or­ta­dan kal­dır­dı­ğı var­sa­yı­lan ulu­sal­cı ve sos­ya­list si­ya­si ha­re­ket­le­rin son yıl­lar­da ye­ni­den güç ka­zan­ma­sıy­la alev­le­nen bu mü­ca­de­le sü­re­cin­de, ABD’nin böl­ge­de­ki bas­kın je­os­tra­te­jik ve po­li­tik ağır­lı­ğı ile sü­rek­li eko­no­mik li­be­ra­li­zas­yon bas­kı­sı üre­ten “Was­hing­ton uz­la­şı­sı” yak­la­şı­mı da de­rin­den sor­gu­la­nı­yor. 500 mil­yo­nu aş­kın La­tin Ame­ri­ka nü­fu­su­nun ya­rı­sın­dan faz­la­sı­nın, ulus­la­ra­ra­sı borç kri­zin­den bu ya­na ge­çen 30 yıl­lık sü­re içe­ri­sin­de fa­kir­li­ği ve sos­yo-eko­no­mik eşit­siz­lik­le­ri de­rin­leş­ti­rip fi­nan­sal kriz­le­ri kro­nik­leş­ti­ren ne­oli­be­ral pa­ra­dig­ma­yı sor­gu­la­yan ya da tüm­den red­de­den yö­ne­tim­ler al­tın­da ya­şı­yor ol­ma­sı hiç de ya­ba­na atı­la­cak bir du­rum de­ğil.
Bre­zil­ya, Ve­ne­zü­el­la, Uru­gu­ay, Şi­li, Bo­liv­ya, Pe­ru gi­bi La­tin Ame­ri­ka’nın önem­li ül­ke­le­rin­de po­pü­list sos­ya­lizm­den ılım­lı sos­yal de­mok­ra­si­ye uza­nan bir yel­pa­ze­de stra­te­jik bir si­ner­ji oluş­tur­ma­yı ba­şa­ran sol li­der­le­rin iş­ba­şın­da ol­ma­sı, ABD yö­ne­ti­mi­ni gi­de­rek ar­tan bir oran­da ra­hat­sız edi­yor. Gü­ney ka­na­dın­da git­tik­çe güç­le­nen bu sol ku­şa­ğı za­yıf­lat­ma ama­cı­nı gü­den Was­hing­ton’ın Bre­zil­ya, Şi­li ve Uru­gu­ay gi­bi ül­ke­ler­de­ki “prag­ma­tik re­form­cu­lar” ile And Dağ­la­rı’nı çev­re­le­yen “sa­mi­mi­yet­siz po­pü­list­ler” ek­se­nin­de bir ka­te­go­ri­zas­yo­na git­me­si bir po­li­ti­ka fark­lı­laş­ma­sı­nın da ilk işa­re­tiy­di. ABD yö­ne­ti­mi­nin, kü­re­sel ser­ma­ye ve Ame­ri­kan et­ki­si­ne açık­tan bay­rak açan ra­di­kal li­der­ler ile kü­re­sel ser­ma­ye ile iş­bir­li­ği­ni sos­yal ağır­lık­lı bir plat­form­da yü­rüt­me­yi se­çen re­form­cu­lar ara­sın­da nor­ma­tif ve po­li­tik böl­me si­ya­se­ti­ni se­zen ve ilk gru­bun ba­şı­nı çe­ken Cha­vez, bu­nu ki­na­ye­li bi­çim­de “dev­let adam­la­rı” ve “de­li­ler” ay­rı­mı ola­rak ni­te­len­dir­miş­ti.
As­lın­da sa­na­yi alt­ya­pı­sı, pa­zar bü­yük­lü­ğü ve tek­no­lo­jik ye­ni­len­me ka­bi­li­ye­ti ile La­tin Ame­ri­ka eko­no­mi­si­nin lo­ko­mo­ti­fi olan Bre­zil­ya’da pi­ya­sa dos­tu an­cak sos­yal yö­nü güç­lü po­li­ti­ka­lar­la hız­lı bir ge­liş­me iv­me­si ya­ka­la­yan Lu­la da Sil­va ve Şi­li’de sol li­be­ral bir eko­no­mik stra­te­ji iz­le­yen Mic­hel­le Bac­he­let gi­bi li­der­ler ile ka­mu­laş­tır­ma­lar­la dev­le­tin eko­no­mik ro­lü­nü art­tı­ran, kü­re­sel ser­ma­ye­ye mey­dan oku­yan ve doğ­ru­dan da­ğı­tım po­li­ti­ka­la­rı ile eşit­lik ajan­da­sı iz­le­yen Cha­vez ara­sın­da ide­olo­jik ve stra­te­jik bir ay­rış­ma ol­du­ğu bir va­kı­a. An­cak sos­yo-eko­no­mik po­li­ti­ka­lar ve si­ya­si üs­lup pla­nın­da­ki bu ay­rış­ma­nın öte­sin­de, sol si­ya­se­tin fark­lı renk ve ton­la­rı­nı yan­sı­tan bu li­der­ler, La­tin Ame­ri­ka’da­ki tek ta­raf­lı ABD et­ki­si­ni den­ge­le­ye­bil­mek için ken­di ara­la­rın­da sı­kı bir iş­bir­li­ği­ne mec­bur ol­duk­la­rı­nın bi­lin­cin­de­ler.
Bu nok­ta­da, “Big Brot­her” ile iliş­ki­ler­de bir­bir­le­ri­ne ma­nev­ra ala­nı aç­ma ko­nu­sun­da epey tec­rü­be ka­za­nan ye­ni ne­sil sol li­der­le­rin, bir adım da­ha ile­ri gi­de­rek, eko­no­mik kü­re­sel­leş­me­nin mer­kez­kaç güç­le­ri­ni Was­hing­ton’ın böl­ge­sel hâ­ki­mi­ye­ti­ni kı­ra­cak bi­çim­de yön­len­dir­me ama­cıy­la ye­ni bir uz­la­şı oluş­tur­duk­la­rı gö­rü­lü­yor. Ge­liş­mek­te olan dün­ya­da ılım­lı sol yak­la­şı­mın sem­bol is­mi ha­li­ne ge­len Bre­zil­ya Baş­ka­nı Lu­la, or­to­doks ne­oli­be­ral po­li­ti­ka­la­ra kar­şı öl­çü­lü mu­ha­le­fe­ti ve “eşit­lik­çi bü­yü­me/güç­lü ku­rum­lar” ajan­da­sı ile sa­de­ce La­tin Ame­ri­ka’da de­ğil, baş­ta Dün­ya Ban­ka­sı ol­mak üze­re ulus­la­ra­ra­sı eko­no­mik ku­ru­luş­lar nez­din­de de hâ­kim söy­lem­le­rin sos­yo-eko­no­mik kal­kın­ma ve ku­rum­sal re­form ek­se­nin­de ye­ni­len­me­sin­de et­ki­li ol­du. Bu­nun dı­şın­da ge­rek Tür­ki­ye’de CHP dâ­hil ge­li­şen dün­ya­da­ki pek çok sol par­ti ta­ra­fın­dan tak­lit edi­len “sı­fır aç­lık” prog­ra­mı gi­bi so­mut sos­yo-eko­no­mik re­çe­te­le­ri, ge­rek­se Dün­ya Ti­ca­ret Ör­gü­tü ve kü­re­sel ti­ca­ret gö­rüş­me­le­rin­de ge­liş­mek­te olan ül­ke­le­rin söz­cü­sü ola­rak öne çık­ma­sı, Lu­la’ya ve sem­bo­li­ze et­ti­ği ye­ni sol uz­la­şı­ya kre­di­bi­li­te ka­zan­dır­mış bu­lu­nu­yor.
Söy­lem ba­zın­da­ki ka­za­nım­lar bir ya­na, La­tin Ame­ri­ka’da or­ta­ya çı­kan ye­ni eko­no­mi-po­li­tik uz­la­şı ve an­ti-Ame­ri­kan ide­olo­jik ik­li­min, so­mut po­li­ti­ka adım­la­rı ve ulus­la­ra­ra­sı an­laş­ma­lar sa­ye­sin­de böl­ge­nin ABD’ye sı­nır­sız je­oe­ko­no­mik ba­ğım­lı­lı­ğı­nı za­yıf­lat­ma he­de­fi­ne ki­lit­len­di­ği de ar­tık sır de­ğil. La­tin Ame­ri­ka’nın zen­gin ham­mad­de kay­nak­la­rı­nı dik­kat­le iz­le­yen Çin ile son bir­kaç yıl­da 400 ti­ca­ret ve ya­tı­rım an­laş­ma­sı ya­pıl­ma­sı ve bu ül­ke­nin hem Bre­zil­ya hem de Ar­jan­tin’in dör­dün­cü bü­yük ti­ca­ret or­ta­ğı ha­li­ne gel­me­si; bu ara­da da Cha­vez’in ge­rek Çin ve Hin­dis­tan’la ge­rek­se İs­pan­ya üze­rin­den Av­ru­pa Bir­li­ği ile ya­kın­laş­ma stra­te­ji­si iz­le­me­si bah­set­ti­ği­miz çe­şit­len­dir­me si­ya­se­ti­nin önem­li yan­sı­ma­la­rı ara­sın­da yer alı­yor. Gü­ney Ame­ri­ka’nın en önem­li ti­ca­ri bir­li­ği ola­rak ku­ru­lan ve uzun yıl­lar ABD li­der­li­ğin­de­ki NAF­TA’nın göl­ge­sin­de kal­dık­tan son­ra son yıl­lar­da önem­li bir bü­yü­me iv­me­si ya­ka­la­yan MER­CO­SUR’un böl­ge­sel en­teg­ras­yon et­ki­si­ni de unut­ma­mak ge­re­ki­yor. Bu bağ­lam­da, ge­rek Lu­la ge­rek­se di­ğer böl­ge­sel li­der­le­rin, ABD ile ya­pı­lan ti­ca­ret ve bun­dan kay­nak­la­nan eko­no­mik ba­ğım­lı­lık iliş­ki­le­ri­ni ted­ri­cen azal­ta­rak, MER­CO­SUR içi ti­ca­ret ora­nı­nı art­tır­ma ko­nu­su­na stra­te­jik bir ulu­sal ve böl­ge­sel gü­ven­lik me­se­le­si ola­rak bak­tık­la­rı bi­li­ni­yor.
Ta­rih­sel ola­rak ABD’nin kü­re­sel bir güç ha­li­ne ge­lip ko­nu­mu­nu ko­ru­ma­sın­da ar­ka bah­çe­si ola­rak gör­dü­ğü La­tin Ame­ri­ka’da­ki tar­tış­ma­sız je­os­tra­te­jik/je­oe­ko­no­mik hâ­ki­mi­ye­ti­nin önem­li bir rol oy­na­dı­ğı tar­tı­şıl­maz. An­cak son yıl­lar­da ar­tan bir böl­ge­sel si­ner­ji ile ge­rek si­ya­si ge­rek­se eko­no­mik iliş­ki­ler ko­nu­sun­da ABD ve kü­re­sel ser­ma­ye­nin bas­kı­la­rın­dan ola­bil­di­ğin­ce özerk bir çiz­gi iz­le­me eği­li­mi­nin La­tin Ame­ri­ka’da­ki si­ya­si li­der ve ha­re­ket­ler nez­din­de ras­yo­nel bir or­tak pay­da ha­li­ne gel­di­ği göz­lem­le­ni­yor. NAF­TA ile kri­tik önem­de­ki Mek­si­ka’yı ade­ta bir eko­no­mik eya­let ola­rak ABD’ye kap­tı­ran La­tin Ame­ri­ka, kü­re­sel he­ge­mo­nun eko­no­mik en­teg­ras­yon kı­lı­fıy­la gü­ne­ye ya­yı­lı­şı­na ge­rek Lu­la gi­bi “us­tu­rup­lu mu­ha­lif­ler” ge­rek­se Cha­vez ve Mo­ra­les gi­bi san­sas­yo­nel ka­rak­ter­ler ma­ri­fe­tiy­le di­ren­mek­te ka­rar­lı gö­rü­nü­yor.
Ay­nen Or­ta­do­ğu gi­bi, La­tin Ame­ri­ka da Ame­ri­kan tek ta­raf­lı­lı­ğı, ne­oli­be­ral pa­ra­dig­ma ve kü­re­sel ser­ma­ye iş­bir­li­ğin­de­ki bir kü­re­sel­leş­me ile ye­rel ve böl­ge­sel güç­le­rin an­lam­lı ka­tı­lı­mıy­la şe­kil­le­nen sos­yo-eko­no­mik kal­kın­ma ve çok ta­raf­lı­lık ek­sen­li bir kü­re­sel­leş­me for­mu ara­sın­da­ki ça­tış­ma­ya sah­ne olu­yor. Me­de­ni­yet­le­rin de­ğil bel­ki ama “kü­re­sel­leş­me­le­rin ça­tış­ma­sı” önü­müz­de­ki dö­nem­de dün­ya si­ya­si ve eko­no­mik sis­te­mi­nin ana gün­dem mad­de­si ol­ma­ya de­vam ede­cek.

Paylaş Tavsiye Et