| Evet, pozitivist, Newtoncu ve mekanik, indirgemeci, dolayısıyla da modernist bir zihin. Hâlbuki gerçek dünyada siyah ve beyaz karşıtlığından ziyade gri tonlar hâkimdir. Toplumsal olaylar söz konusu olduğunda sebep sonuç ilişkisi son derece girift bir hal alır. Bırakın kontrol etmeyi, tahmin bile edilemeyen binlerce değişken girer denkleme. Neyse, daha fazla uzatmaya gerek yok. Nasıl bir zihin yapısından bahsettiğim anlaşıldı zannedersem. Şimdi bir de buna, böyle bir zihnin içinde var olduğu sosyal bağlamı eklemek gerekiyor. Zihinler içinde yaşadıkları dünyadan izole değildir. Doğru bir akıl yürütme ancak olgunlaşmış bir sosyal çevre ile mümkün olur. Ne var ki, Müslümanlar böyle bir sosyal çevreyi uzunca bir süre önce yitirdiler. İyiler ve doğrular artık gelenek içinde yaşamıyor. Bireylerin arasındaki ilişkilerde, mahallede, çarşıda, soluduğumuz havada yok artık iyilerin ve doğruların kodları. Sosyal çevremiz bu yönde bize bir yol göstermiyor maalesef. İyiyi ve doğruyu yeniden inşa etmemiz icap ediyor. Sağlıklı bir inşa süreci ise tarihin süzgecine ihtiyaç duyar. Zira uzun vadede neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilebilmek bir insanın kısa ömrüne sığmaz. İşte böyle bir tarihsel süzgeçten de yoksunuz. Biraz önce tarif etmeye çalıştığım bir zihnin, yani bir tarih perspektifi, bir sosyal gerçeklik algılaması olmayan bir zihnin, iyileri ve doğruları nasıl inşa edeceğini tahmin edersiniz herhalde. |