Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (February 2004) > Dünya Siyaset > Mumbai’nin gölgesi Davos’a düşerse…
Dünya Siyaset
Mumbai’nin gölgesi Davos’a düşerse…
Ebru Afat
2004 YILI, küresel gelişmelerin tartışıldığı iki büyük forum ile başladı: Dünya Sosyal Forumu (World Social Forum) ve Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum). Biri kitleleri, diğeri elitleri temsil eden iki rakip forumdaki tartışmaların ortak özelliği, her ikisinin de küreselleşme eksenli olmasıydı.
Kapılarını ilk açan organizasyon, 16-21 Ocak’ta Hindistan’ın Mumbai şehrinde dördüncü zirvesini gerçekleştiren DSF oldu. Küreselleşmenin mevcut şekline karşı çıkan çeşitli grup, örgüt ve bireylerin organize ettiği bir forum olan DSF, küreselleşme karşıtı hareketin dönüm noktası sayılan 1999 Seattle protestolarından sonra gündeme gelmişti. DEF’ye alternatif olarak kurulan DSF ile ulaşılmak istenen hedef, küreselleşme karşıtı hareketi gösterilerin ötesine geçirerek alternatif küreselleşme politikalarını üretecek bir zemin oluşturmaktı. DSF için toplantı yeri olarak küreselleşmenin Üçüncü Dünya’daki etkilerinin bariz olarak görüldüğü Brezilya’nın sanayi ve ticaret merkezlerinden Porto Alegre şehri seçildi. DSF, 2001 yılında toplanan ve 20 bin kişinin katıldığı Brezilya’nın birinci zirvesinden sonra büyük bir momentum yakaladı. Katılımcı sayısını 2002’de 55 bine, 2003’te ise 100 bine çıkaran DSF, “Başka bir dünya mümkün!” sloganını zihinlere yerleştirmeyi başardı.
DSF, 2003 yılından itibaren bölgesel forumlar düzenlemeye başladı. Haziran 2003’te Hindistan’ın Haydarabad şehrinde gerçekleşen Asya Sosyal Forumu ve Kasım 2003’te Paris’te toplanan Avrupa Sosyal Forumu, DSF’nin bölgeselleşme sürecini derinleştirdi. Nitekim, Porto Alegre’deki son zirveye dünyadaki fakir nüfusun yaklaşık yarısının yaşadığı Asya’dan ve Afrika’dan çok düşük katılım gerçekleşince, bu yılki Forum’un Hindistan’ın ticaret ve finans merkezi Mumbai’de (eski ismiyle Bombay) düzenlenmesine karar verildi.
Hindistan ile Pakistan arasında Keşmir sorununu çözmeye yönelik barış görüşmelerinin yeniden başlamasını destekleyen bir jest olarak, DSF’nin açılışında Pakistanlı rock grubu Junoon sahne aldı. Forum boyunca ziller ve davullar çalıp şarkılar söyleyen, geleneksel giysiler içinde dans eden, pankartlar açıp sloganlar atan eylemciler, Forum’un adeta karnaval havasında geçmesini sağladılar. DSF 2004’ün bilgisayar sistemlerinde Microsoft’un Windows’u yerine Linux’un yazılım programları, üstelik de ücretsiz olarak kullanıldı. Yiyecek standlarında Mc Donald’s hamburgeri yerine Mumbai’nin geleneksel yemeği “vada pao”, Coca Cola ve Pepsi yerine de yine geleneksel bir Hint içeceği olan sıkılmış şeker kamışı suyu satıldı. Çay ve kahve makineleri Nescafe yerine yerel bir şirket olan Plus Beverages’den alındı. DSF Mumbai’nin organizatörlerinden Hindistan’ın önde gelen sendikacısı Varada Rajan, bu uygulamanın amacını şu cümleyle özetliyordu: “Eğer 100 bin kişi bir araya geliyor ve bu çokuluslu şirketleri biraz olsun rahatsız etmiyorsa, yanlış mesaj gönderiyor demektir.”
DSF 2004’e katılan yüzlerce sivil toplum kuruluşu arasından en çok öne çıkanlar; Avrupa’nın en büyük küreselleşme karşıtı örgütü ATTAC, Hindistan Sendikalar Kongresi, Christian Aid ve Afganistan Devrimci Kadınlar Birliğiydi. Mumbai’de toplanan 132 ülkeden 100 bin kişi, 6 gün boyunca konferanslar, çalışma grupları ve kültürel programların yer aldığı 1200 civarında etkinliğe katıldılar. DSF 2004’ün konuşmacı listesi de oldukça heyecan vericiydi. Küreselleşme çalışmalarıyla tanınan Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz ve bu yılki Nobel Barış Ödülünün sahibi İranlı insan hakları savunucusu avukat Şirin Ebadi ile Asteriks lakaplı küreselleşme karşıtı Fransız çiftçi Jose Bove, Forum’un en popüler isimleriydi. Dünya sistem yaklaşımını geliştiren Braudel Center direktörü Immanuel Wallerstein, Malezyalı siyaset bilimci ve düşünür Chandra Muzaffer, Booker ödüllü Hintli yazar ve barış eylemcisi Arundhati Roy, The Guardian yazarlarından George Monbiot, Le Monde Diplomatique editörü ve ATTAC’ın kurucusu Bernard Cassen, ABD’nin en önemli muhalif dergilerinden Z Magazine’in kurucusu yazar Michael Albert, Focus on the Global South Direktörü ve Güneydoğu Asya Greenpeace Başkanı Walden Bello ve Filistin National Initiative Sekreteri Mustafa Barghouti forumun diğer önemli isimleri arasındaydı. İsrail Eski Adalet Bakanı Yossi Beilin, Cezayir Eski Devlet Başkanı Ahmed Ben Bella ve İrlanda Eski Devlet Başkanı ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Mary Robinson, foruma katılan politikacılardı.
DSF’nin bu yılki tartışma konuları arasında öne çıkanlar emperyalist küreselleşme, militarizm ve barış, sürdürülebilir ve demokratik gelişme, işçi hakları, din, kültür ve kimlik oldu. Tartışma konularının mahiyeti, Forum’un gündeminin, serbest ticaret ve küresel kapitalizmin eşitsizliğinden farklı bölgesel sorunlara kaymaya başladığını gösteriyor. Dünyayı saran savaş dalgasına karşı direnişin de odağı haline gelen DSF, ABD’nin liderliğindeki Irak Savaşı ve sonrasında yaşananlara tepkisini ortaya koydu. Bir yandan hassas tartışmaları, diğer yandan renkli görüntüleri ile dünya halklarının sesini dünyanın efendilerine duyurmaya çalışan DSF 2004, Irak Savaşı ve Bush hükümeti aleyhine pankartlar taşıyan on binlerce eylemcinin katıldığı bir yürüyüşle sona erdi.
Tıpkı DSF gibi sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen kamuoyuna açık bir konferans dizisi olan Dünya Ekonomik Forumu, 32’nci zirvesini 21-25 Ocak’ta, geleneksel mekanı olan İsviçre’nin Davos şehrinde gerçekleştirdi.
Açılış konuşmasını İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin yaptığı Davos Zirvesi, bu sene de aralarında devlet başkanları, bakanlar, dini liderler, BM’den NATO’ya ve AB’ye kadar çeşitli uluslararası örgütlerin başkanları, iş adamları, sanatçılar ve bilim adamlarının bulunduğu seçkin konuklara ev sahipliği yaptı. Türkiye’den Başbakan Tayyip Erdoğan ile Devlet Bakanı Ali Babacan’ın katıldığı zirve, liderler arasında yoğun bir görüşme trafiğine sahne oldu. 
“Açık Forum” adı altında düzenlenen konferansların bu seneki ana teması “En Yoksulun Yararına Küreselleşme ya da Küreselleşmeme” başlığını taşıyordu. DSF’ye katılan Joseph Stiglitz, Davos’un da konuşmacı listesinde yer aldı. DSF’deki tartışma ve gösterileri önemsemiyor gözükse de, Açık Forum’un teması, küreselleşme taraftarlarının da küreselleşmenin mevcut biçimiyle sürdürülemezliğinin farkında olduklarını ortaya koydu. Davos organizatörleri, küreselleşme karşıtlarının gösterilerini engellemek için sıkı tedbirler almaktan çekinmediler. Bunun üzerine küreselleşme karşıtı örgütler, sokak gösterileri yapmak yerine “Kamuoyunun Gözü Davos’un Üzerinde” ismini taşıyan üç gün sürecek alternatif bir forum düzenlediler.
Çin’den hiçbir temsilcinin katılmamasına rağmen Davos 2004’ün en önemli tartışma konularından biri de Çin ekonomisinin yakaladığı büyüme trendiydi. ABD ile AB arasındaki gerilimin de yoğun olarak hissedildiği Davos 2004, devletler birbirinden uzaklaştıkça sorunları konuşmaya çalışmanın fazla bir anlam taşımadığını açıkça gösterdi.

Paylaş Tavsiye Et