Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
Batı yanlış yapıyor
Hans Köchler
*Prof, İnnsbruck Üniversitesi/Avusturya, Felsefe Bölümü
Çeviren: Z. Tuba Kor
 
İS­LAM ile Ba­tı ara­sın­da ya­şa­nan ve ka­ri­ka­tür kri­zi­nin son ör­ne­ği­ni teş­kil et­ti­ği prob­lem­le­rin ta­ri­hî ar­ka pla­nı ne­dir? Önü­müz­de­ki sü­reç­te me­de­ni­yet­ler ça­tış­ma­sı­nın sü­rek­li bir sa­va­şa dö­nüş­me­si­ni en­gel­le­mek için Ba­tı dün­ya­sı ne­ler yap­ma­lı?
8. asır­dan iti­ba­ren İs­lam’ın Av­ru­pa’da ya­yıl­ma­sıy­la baş­la­yan et­ki­le­şim -her ne ka­dar İs­lam kül­tür ve me­de­ni­ye­ti, Av­ru­pa’yı “dog­ma­tik uy­ku­su”ndan uyan­dı­rıp Rö­ne­sans’ın ka­pı­la­rı­nı ara­la­ma­sı­nı sağ­la­sa da- bu­gü­ne ça­tış­ma, gü­ven­siz­lik ve yan­lış an­la­ma mi­ra­sı­nı bı­rak­tı. Bu­gün Av­ru­pa’da ye­ni­den kış­kır­tı­lan İs­lam kar­şı­tı kli­şe­ler yak­la­şık iki asır sü­ren Haç­lı Se­fer­le­ri­nin bir ürü­nü. Os­man­lı­la­rın Do­ğu Hı­ris­ti­yan­lı­ğı­nın mer­ke­zi olan İs­tan­bul’u fet­het­me­si ve Vi­ya­na ka­pı­la­rı­na da­yan­ma­sı bu düş­man­ca kli­şe­le­ri bes­le­di. 19. asır­la bir­lik­te İs­lam dün­ya­sı­na yö­ne­len sö­mür­ge­ci­lik fa­ali­yet­le­ri se­be­biy­le iliş­ki­ler, si­ya­sî ha­ki­mi­yet ve kül­tü­rel ve­sa­ye­te doğ­ru ye­ni bir dö­ne­me­ce gir­di. Haç­lı Se­fer­le­ri’nden bu ya­na bes­le­nen ta­ri­hî ön­yar­gı­lar ye­ni­den can­lan­dı ve “me­de­ni­yet­ler arası di­ya­lo­ğu” im­kân­sız ha­le ge­tir­di.
I. Dün­ya Sa­va­şı’nın ar­dın­dan iliş­ki­ler­de ye­ni bir dö­nem baş­la­dı. Si­ya­sî sı­nır­la­rın Av­ru­pa­lı güç­ler­ce şe­kil­len­di­ril­di­ği Or­ta Do­ğu’da en önem­li prob­lem, yer­li hal­kın ve İs­lam dün­ya­sı­nın di­nî ve si­ya­sî hak­la­rı­nı ayak­lar al­tı­na alır­ca­sı­na, Fi­lis­tin top­rak­la­rın­da, özel­lik­le de Ku­düs’te ye­ni bir si­ya­sî ya­pı­nın (İs­ra­il) ku­rul­ma­sı ol­du. Bu, İs­lam-Ba­tı iliş­ki­le­rin­de­ki en te­mel prob­lem ala­nı­nı teş­kil edi­yor bu­gün. Ba­tı ken­di ya­rat­tı­ğı bu prob­le­mi çöz­mek üze­re şimdiye ka­dar her­han­gi bir cid­di adım at­ma­dı ve Müs­lü­man­la­rın aley­hi­ne ta­raf­gir dav­ran­dı. İs­ra­il iş­ga­li ve hu­kuk­suz­luk­la­rı kar­şı­sın­da pa­sif ka­lır­ken me­se­la, Müs­lü­man­la­rın öz­gür­lük mü­ca­de­le­si­ni te­rö­rizm ola­rak lan­se et­ti. Bu ta­vır Müs­lü­man­lar ta­ra­fın­dan çif­te stan­dart ola­rak al­gı­la­nı­yor ve do­ğal ola­rak mev­cut ça­tış­ma­yı tır­man­dı­rı­yor. Ben­zer bir du­ru­mun Kör­fez Sa­va­şı ve Bos­na Kri­zi için de ge­çer­li ol­du­ğu söy­le­ne­bi­lir. Ba­tı, Ku­veyt’i iş­gal­den kur­tar­ma ba­ha­ne­siy­le Irak’a sal­dı­rır­ken ve am­bar­go­la­rıy­la si­vil hal­kı ce­za­lan­dı­rır­ken, Bos­na’da Müs­lü­man­la­ra yö­ne­lik kat­li­am kar­şı­sın­da ses­siz kal­ma­yı ter­cih et­ti. İs­lam-Ba­tı iliş­ki­le­ri­nin gi­di­şa­tı­na yö­ne­lik asıl dar­be­yi ise 11 Ey­lül olay­la­rı in­dir­di. Bu fe­la­ket ile il­gi­li şim­di­ye ka­dar tat­min edi­ci her­han­gi bir so­nu­ca ula­şıl­ma­sa da ABD, em­per­yal gün­de­mi­ni ha­ya­ta ge­çir­me ve iş­gal­le­ri­ni meş­ru­laş­tır­ma yo­lun­da bu­nu kul­lan­mak­tan çe­kin­me­di. Af­ga­nis­tan ve Irak’a yö­ne­lik sal­dı­rı­lar, ben­zer bir şe­kil­de Müs­lü­man­la­rın Ba­tı’ya kar­şı kök­lü ta­ri­hî gü­ven­siz­li­ği­ni can­lan­dı­ran bir baş­ka se­bep ol­du.
Ko­mü­niz­min so­na er­me­si ve es­ki dost-düş­man ka­lı­bı­nın or­ta­dan kalk­ma­sı­nın ar­dın­dan he­ge­mon­ya­sı­nı ide­olo­jik düz­lem­de te­yit et­me­ye ça­lı­şan Ba­tı’nın ye­ni düş­ma­nı İs­lam ol­du. Bu sü­reç­te ta­ri­hî kli­şe­le­rin uzan­tı­sı olan Hun­ting­ton’ın “me­de­ni­yet­ler ça­tış­ma­sı” te­zi, İs­lam kar­şı­sın­da ye­ni ha­ki­mi­yet pro­je­le­ri­ni meş­ru­laş­tır­ma­ya ça­lı­şan­la­rın çı­kar­la­rı­na hiz­met edi­yor. Ba­tı’nın Müs­lü­man­lar üze­rin­de­ki ha­ki­mi­ye­ti ve em­per­ya­list gi­ri­şim­le­ri kar­şı­sın­da Müs­lü­man­lar ta­bii ola­rak ken­di me­de­ni­ye­ti, de­ğer­ler sis­te­mi ve dün­ya gö­rü­şü­ne dö­nü­yor. An­cak 18. yüz­yıl­dan iti­ba­ren gi­de­rek Hı­ris­ti­yan mi­ra­sın­dan uzak­la­şan, di­nî bağ­lı­lık­la­rı sa­de­ce tö­ren­le­re in­dir­ge­yen ve ar­tık “se­kü­ler tü­ke­tim di­ni”nin hâ­kim ol­du­ğu Av­ru­pa; son dö­nem­de Müs­lü­man top­lum­lar­da gö­rü­len İs­la­mî uya­nış ve bi­linç­len­me­yi, ken­di ha­ya­tî çı­kar­la­rı­na ve kül­tü­rel kim­li­ği­ne yö­ne­lik bir teh­dit ola­rak al­gı­lı­yor. BOP çer­çe­ve­sin­de Ba­tı, Ye­ni Dün­ya Dü­ze­ni ile uyum­lu ha­le ge­ti­re­bil­mek için İs­lam dün­ya­sı­nın sı­nır­la­rı­nı tek­rar çiz­me­ye ve ken­di İs­lam yo­ru­mu çer­çe­ve­sin­de Müs­lü­man kim­li­ği­ni ta­nım­la­ma­ya ça­lı­şı­yor; ken­di dü­ze­ni­ni ve kav­ram­la­rı­nı Müs­lü­man­la­ra da­ya­tı­yor. De­mok­ra­si, in­san hak­la­rı, hu­kuk dev­le­ti gi­bi söy­lem­le­rin ar­dın­da as­lın­da özel­lik­le pet­ro­le ulaş­mak gi­bi eko­no­mik çı­kar­lar ve İs­ra­il’in gü­ven­li­ği var.
 
Ka­ri­ka­tür Kri­zi
Son dö­nem­de “me­de­ni­yet sa­va­şı”na yö­ne­lik kış­kırt­ma­lar­da med­ya ol­duk­ça olum­suz bir rol oy­nu­yor. Bir­kaç ay­dır Av­ru­pa ga­ze­te­le­rin­de ya­yım­la­nan ve Müs­lü­man top­lu­ma kar­şı di­nî nef­re­ti ve fa­na­tiz­mi kö­rük­le­yen 12 ka­ri­ka­tür, İs­lam-Ba­tı iliş­ki­le­ri­ni bal­ta­lı­yor ve çok kül­tür­lü­lü­ğe yö­ne­li­min art­tı­ğı Av­ru­pa’da ba­rış için­de bir ara­da ya­şa­ma ça­ba­la­rı­nı teh­dit edi­yor.
Bü­yük tek-tan­rı­lı din­ler­den olan İs­lam’ın ku­ru­cu­su Mu­ham­med Pey­gam­ber’e yö­ne­lik bu tip nef­ret pro­pa­gan­da­sı­na hiç­bir şe­kil­de göz yu­mu­la­maz. Ba­sın hür­ri­ye­ti ırk­çı­lı­ğı ve kut­sal­la­ra ha­ka­re­ti içer­mez. Zi­ra di­ğer din­le­rin ve me­de­ni­yet­le­rin de­ğer­le­ri­ne say­gı, ifa­de hür­ri­ye­ti­nin ta­mam­la­yı­cı­sı­dır. Ha­ka­ret içe­ren çi­zim­le­rin Da­ni­mar­ka dı­şın­da tek­rar tek­rar ya­yım­lan­ma­sı bir pro­vo­kas­yon­dur. İs­lam’a kar­şı bu ah­lak dı­şı kam­pan­ya, te­mel in­san hak­la­rın­dan olan din öz­gür­lü­ğü­nün ih­la­li­dir. Ba­tı’nın, bu şe­kil­de Müs­lü­man ce­ma­ati­ne ken­di se­kü­ler dün­ya gö­rü­şü­nü da­yat­ma­ya hak­kı yok­tur.
İs­lam kar­şı­tı bu pro­pa­gan­da­ya Av­ru­pa­lı li­der­ler ye­te­rin­ce tep­ki gös­ter­me­di­ler. Ba­sın hür­ri­ye­ti­nin öne­mi­ni vur­gu­la­dı­lar ve İs­lam dün­ya­sın­dan yük­se­len tep­ki­le­ri kı­na­dı­lar; an­cak bu tep­ki­le­rin ar­dın­da­ki asıl se­bep­le­ri göz ar­dı et­ti­ler. Li­der­ler, AB’nin Ams­ter­dam An­laş­ma­sı’nın 6. mad­de­sin­de ve AB Te­mel Hak­lar Bil­dir­ge­si’nde yer alan te­mel Av­ru­pa de­ğer­le­ri­nin cid­di bir ih­la­li olan bu ya­yın­la­rı, hiç­bir muğ­lak­lı­ğa ma­hal bı­rak­ma­ya­cak net­lik­te kı­na­ma­lı­lar. Zi­ra ba­sın ve ifa­de öz­gür­lü­ğü ve­ya sa­nat ese­ri kis­ve­si al­tın­da İs­lam’a kar­şı kök­lü nef­ret­le­ri­ni giz­le­yen­ler, kar­şı­lık­lı say­gı te­me­lin­de İs­lam ile ba­rış için­de bir ara­da ya­şa­ma­ya ina­nan Av­ru­pa­lı­la­rı ken­di fa­na­tik gün­dem­le­ri­ne esir edi­yor­lar. Av­ru­pa’da İs­lam kar­şı­tı çev­re­ler, bu ka­ri­ka­tür­le­ri ıs­rar­la ya­yım­la­ya­rak “me­de­ni­yet­ler ça­tış­ma­sı”nı ger­çek­ten ha­ya­ta ge­çir­me­ye ça­lı­şı­yor ola­bi­lir­ler; an­cak bu du­rum, Av­ru­pa’nın sa­de­ce gü­ven­li­ği­ni teh­dit et­mek­le kal­ma­ya­cak, is­tik­ra­rı­nı da bo­za­cak­tır.
 
“Me­de­ni­yet­ler Ça­tış­ma­sı” Na­sıl Ön­le­ne­bi­lir?
Me­de­ni­yet­ler ça­tış­ma­sı­nın önü­müz­de­ki sü­reç­te sü­rek­li bir sa­va­şa dö­nüş­me­si­ni en­gel­le­mek için Ba­tı’nın at­ma­sı ge­re­ken ye­di adım var:
Ba­tı, “ba­rış için­de bir ara­da ya­şa­ma” pren­si­bi­ni ka­bul et­me­li. Eğer ta­raf­sız­lık te­me­lin­de bu pren­sip iş­ler ve her iki ta­raf da fark­lı­lık­la­rıy­la bir ara­da ya­şa­ma ko­nu­sun­da uz­la­şır­sa muh­te­mel bir ça­tış­ma ön­le­ne­bi­lir. 
Ay­dın­lar bu iki tek tan­rı­lı din ara­sın­da­ki ben­zer­lik­le­ri in­ce­le­me­li. Bu te­olo­jik/me­ta­fi­zik in­ce­le­me, ta­raf­la­rın bir­bi­ri­ni da­ha iyi an­la­ma­sı­nı sağ­la­ya­rak me­de­ni­yet­ler ara­sı di­ya­lo­gun te­me­li ola­bi­lir. Zi­ra her iki di­nin de me­saj­la­rı ev­ren­sel­dir; in­san ta­bi­atı­na da­ir öğ­re­ti­le­ri de ben­ze­mek­te­dir.
Ba­tı İs­lam dün­ya­sı­na yö­ne­lik çif­te stan­dart­lar­dan vaz­geç­me­li. Şim­di­ye ka­dar önem­sen­me­yen, hat­ta Ba­tı ka­mu­oyu­nun pek de far­kın­da ol­ma­dı­ğı Müs­lü­man­la­rın acı­la­rı­na ar­tık cid­di bir şe­kil­de eğil­me­li.
Sa­de­ce ik­ti­sa­dî çı­kar­la­ra da­ya­nan bir si­ya­set iz­le­mek ye­ri­ne Ba­tı, İs­lam dün­ya­sıy­la sos­yal, kül­tü­rel ve si­ya­sî alan­la­rı da içe­ren da­ha kap­sam­lı bir iş­bir­li­ği­ne yö­nel­me­li.
Ba­tı, İs­lam dün­ya­sı­nı şe­kil­len­dir­me­ye yö­ne­lik ken­di de­ğer­le­ri­ne da­ya­lı ide­olo­jik ve em­per­yal id­di­alar­dan der­hal vaz­geç­me­li. ABD dün­ya­yı İs­ra­il için gü­ven­li kıl­ma he­de­fi­ni de terk et­me­li.
Ba­tı­lı li­der­ler ken­di ka­de­ri­ni ta­yin hak­kı­nı ev­ren­sel bir hak ola­rak ka­bul et­me­li. Müs­lü­man ül­ke­le­rin ken­di ge­le­nek­le­ri­ne ve ön­ce­lik­le­ri­ne gö­re ken­di sis­tem­le­ri­ni be­lir­le­me hak­kı­na say­gı gös­ter­me­li, ken­di ta­ri­hî tec­rü­be­si­nin bir ürü­nü olan se­kü­le­riz­mi da­yat­ma­ma­lı.
Ba­tı’da ya­şa­yan Müs­lü­man­la­rın te­mel in­san hak­la­rı her­han­gi bir çe­kin­ce ile­ri sü­rül­mek­si­zin ka­bul edil­me­li. İs­lam’a yö­ne­lik if­ti­ra ve kö­tü­le­me­den ka­çı­nıl­ma­lı. Ba­sın hür­ri­ye­ti, te­mel bir hak olan din hür­ri­ye­ti­nin üze­ri­ne ko­nul­ma­ma­lı.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar