Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dosya
ÜNİVERSİTE ve TOPLUM
Tas­nif edil­me­miş bil­gi ya­rar­sız­dır. Üni­ver­si­te­ler, bil­gi­yi sı­nıf­la­ma ve di­sip­lin al­tı­na al­ma ih­ti­ya­cın­dan doğ­du. Han­gi bil­gi­yi? Üni­ver­sal bil­gi­yi, ku­şa­tı­cı bil­gi­yi. Bir üni­ver­si­te­ye adım at­mak, sı­nır­lan­mış bir şe­kil­de de ol­sa, bü­tün ev­re­ne ait olan bil­gi­ye ulaş­ma ara­yı­şı­na gir­mek de­mek.
Kur­tu­luş Ka­ya­lı, ev­ren­sel ola­na an­cak ken­di­mi­ze ait ola­nı bil­me­ye ça­lı­şa­rak ula­şa­bi­le­ce­ği­mi­zi söy­lü­yor. Ken­di­mi­zi, ta­rih­sel ben’imi­zi ta­nı­mı­yor­sak; baş­ka­la­rı­nın “ev­ren­sel ben” eti­ke­tiy­le pa­za­ra sü­rül­müş ger­çek­li­ği­ni kut­sa­ma­ya baş­la­rız. Bu bağ­lam­da özel­lik­le İs­tan­bul Üni­ver­si­te­si’nin de­ne­yi­mi­ni an­la­ma­mı­zın öne­mi­ne dik­kat çe­ken tec­rü­be­li Ho­ca, has­bî ili­me dön­me­mi­zi öne­ri­yor.
Üni­ver­si­te­si­ni ara­yan İb­ra­him Ka­lın, bu ku­ru­mun “iyi in­san ol­mak” için var ol­du­ğu­nu; iyi­li­ğin­se an­cak bil­gi ve ah­lâk­la müm­kün ol­du­ğu­nu söy­lü­yor. “Bil­gi­yi nes­ne­le­rin me­ka­nik tas­vi­rin­den, ah­lâ­kı ise zi­hin ve dav­ra­nış­lar­da­ki te­mel ku­ral­lar­dan iba­ret gö­ren bir epis­te­mo­lo­ji­nin bi­ze ev­ren­sel ve ku­şa­tı­cı bir üni­ver­si­te ver­me­si müm­kün de­ğil. Oy­sa üni­ver­si­te tıp­kı kül­li­ye gi­bi tam da bun­la­rı çağ­rış­tı­rı­yor: Ev­ren­sel ve ku­şa­tı­cı.”
Türk üni­ver­si­te­le­ri ni­çin ev­ren­sel ve ku­şa­tı­cı de­ğil so­ru­su­na Mus­ta­fa Şen­top’un ya­zı­sı esas­lı bir ce­vap oluş­tu­ru­yor: “Üni­ver­si­te­le­ri­miz­le il­gi­li ya­sal dü­zen­le­me­ler ya tek par­ti ve­ya as­ke­rî dar­be dö­nem­le­rin­de ya­pıl­dı. Böy­le­ce üni­ver­si­te­ler ken­di­le­ri­ni do­ku­nul­maz say­dı; si­ya­sî ik­ti­dar­lar da on­la­rı böy­le ta­sav­vur et­ti­ler.” Dev­le­tin üni­ver­si­te yö­ne­ti­mi­ne mü­da­hil ol­ma­dı­ğı, sa­de­ce de­ne­tim ve plan­la­may­la ye­tin­di­ği ül­ke­ler­de üni­ver­si­te­le­rin top­lum için bü­yük de­ğer ya­rat­tı­ğı­na dik­kat çe­ken Ta­lip Kü­çük­can ise, ya­pıl­ma­sı ge­re­ken şe­yin “YÖK’ün üni­ver­si­te­ler üze­rin­de­ki ta­sar­ruf yet­ki­si­ni ve üni­ver­si­te­ler­de tek adam yö­ne­tim­le­ri­ni kal­dır­mak; üni­ver­si­te­le­ri özerk ya­pı­lar ha­li­ne ge­tir­mek” ol­du­ğu­nu söy­lü­yor.
Meh­met Şiş­man, üni­ver­si­te­nin ana iş­le­vi­nin üre­til­miş bil­gi­yi ak­tar­mak­la ye­tin­mek de­ğil; öğ­ren­ciy­le bir­lik­te, bil­gi­yi sü­rek­li ye­ni­den üret­mek ol­du­ğu­na dik­kat çe­ki­yor. Yük­sek öğ­re­tim ve eği­tim­le il­gi­li tar­tış­ma­nın stra­te­jik ma­hi­ye­ti­nin far­kı­na var­ma­dı­ğı­mı­zın al­tı­nı çi­zen Se­la­hat­tin Tu­ran ise, ide­olo­jik söy­lem­le va­kit har­ca­ma­mı­za ha­yıf­la­nı­yor: “Aka­de­mis­yen emir alan edil­gen bir ki­şi de­ğil; top­lu­ma ta­vır, söy­lem ve üs­tün ni­te­lik­li ürün­ler­le yön ve­ren bir ön­der­dir.”
Üni­ver­si­te­yi, dü­şü­nen in­san ku­rar; emir alan de­ğil!

Paylaş Tavsiye Et