Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2008) > Çeviriyorum
Çeviriyorum
Balkanlar’dan yeni bir kriz yükseliyor
Rus Ba­sı­nı Nezavisimaya Gazeta
Çe­vi­ri: Vügar İmanbeyli
18 Şubat 2008 Konstantin Voronov
 
Ko­so­va’nın tek ta­raf­lı ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ilan et­me­si­ni ABD ve AB uzun za­man­dır is­ti­yor­du. Bu amaç­la NA­TO ta­ra­fın­dan böl­ge­de tak­vi­ye bir­lik­ler ko­nuş­lan­dı­rı­lı­yor; AB’nin gü­ven­lik güç­le­ri (po­lis, yar­gı ku­rum­la­rı ça­lı­şan­la­rı) ge­niş­le­ti­li­yor­du. An­cak Av­ru­pa’ya Ame­ri­kan fü­ze sa­vun­ma sis­te­mi­nin yer­leş­ti­ril­me­si dü­şün­ce­si ile bir­lik­te Bal­kan­lar’da tır­ma­nan ge­ri­li­min böy­le şık ol­ma­yan bir şe­kil­de çö­züm­len­me­si, ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­le­ri iyi­ce zor­laş­tır­ma ve za­ten pek yo­lun­da git­me­yen Rus­ya-Ba­tı mü­na­se­bet­le­ri­ni da­ha da kö­tü­leş­tir­me ris­ki­ni ta­şı­yor. Trans-At­lan­tik müt­te­fik­le­rin, 1999’da NA­TO’nun Sır­bis­tan’a kar­şı as­ke­rî ope­ras­yo­nuy­la baş­lat­tık­la­rı sü­re­ci, şim­di ta­mam­la­ma­la­rı ge­re­ki­yor. On­lar, ba­ğım­sız Ko­so­va’nın ku­rul­ma­sı­na yö­ne­lik tüm gay­ret­le­ri­ni so­nu­na ka­dar gö­tür­mek zo­run­da­lar.
Fa­kat ABD açı­sın­dan du­rum ol­duk­ça ber­rak ol­sa da (ya­ni Bal­kan­lar’da­ki je­opo­li­tik ya­pı­ya bir çi­vi çak­mak; bu­nu da en­teg­ras­yon sü­re­ci ya­şa­yan Av­ru­pa’yı ma­ni­pü­le et­mek ve Bal­kan­lar’ın Ak­de­niz’e ba­kan böl­ge­si­ni de­net­le­mek ama­cıy­la yap­mak), AB’de bu ko­nu­da or­tak bir gö­rüş yok. Ko­mü­niz­min çö­kü­şün­den son­ra kı­ta­nın ya­rı­sı­nı Ba­tı yö­rün­ge­si­ne çe­ken AB ve NA­TO’nun mu­az­zam ge­niş­le­me sü­re­ci, Av­ru­pa’nın gü­ne­yin­de ka­la­kal­mış­tı. Bu­ra­da eski Sov­yet coğ­raf­ya­sının ba­ki­ye­sin­den ya­rar­lan­mak, bir yan­dan “bün­ye­nin mu­ka­ve­me­ti” di­ğer yan­dan ise kay­nak fa­ki­ri böl­ge­ye dö­nük il­gi-men­fa­at ek­sik­li­ği ve ön­gö­rü­le­me­yen uzun dö­nem­li mas­raf­lar yü­zün­den müm­kün ola­ma­dı.
Bi­lin­di­ği gi­bi, Rus­ya, BM Gü­ven­lik Kon­se­yi’nde alı­na­cak her tür­lü ka­ra­rın Sır­bis­tan ve Ko­so­va ta­ra­fın­dan onay­lan­ma­sın­da ıs­rar et­ti. Bu­nun için gö­rüş­me­le­rin sür­dü­rül­me­si ge­re­kir­di. Ba­tı ise gö­rüş­me­le­rin bir so­nuç ver­me­ye­ce­ği­ni, bun­dan son­ra­ki er­te­le­me­le­rin böl­ge­de ça­tış­ma do­ğu­ra­ca­ğı­nı ve bu­nun­la da ba­ğım­sız­lı­ğa ve­ri­len ulus­la­ra­ra­sı des­te­ğin kay­be­di­le­ce­ği­ni dü­şü­ne­rek söz ko­nu­su ar­gü­man­la­rı red­det­ti. Ba­tı, Ko­so­va’nın sta­tü­sü ko­nu­sun­da Krem­lin’in ta­kın­dı­ğı ta­vır­da, yal­nız­ca Rus­ya’da Mart ayın­da ya­pı­la­cak dev­let baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri aka­bin­de güç­le­ne­cek an­ti-Ba­tı­cı­lık ko­zu­nu ve Ba­tı için­de­ki gö­rüş ay­rı­lık­la­rın­dan tak­tik dü­zey­de fay­da sağ­la­ma­ya yö­ne­lik dip­lo­ma­tik oyun­la­rı se­zi­yor. Bu hu­sus­ta Mos­ko­va’nın ni­yet­le­ri­nin yan­lış yo­rum­lan­ma­sı, Rus­ya’nın si­ya­si pren­sip­le­ri­nin ola­bi­le­ce­ği ger­çe­ği­ne kar­şı Av­ru­pa ve Ame­ri­ka’nın ser­gi­le­di­ği kro­nik gü­ven­siz­li­ğin bir yan­sı­ma­sı. Böl­ge­nin ba­ğım­sız­lı­ğı di­ğer ay­rı­lık­çı­la­rın ve İs­lam­cı ra­di­kal­le­rin çok ile­ri gi­den amaç­la­rı­nı ger­çek­leş­tir­me­le­ri için ye­ni im­kan­lar sağ­lı­yor.
Ta­raf­la­rın uz­laş­maz­lı­ğı ve ABD ile AB üye­le­ri­nin ço­ğun­lu­ğu­nun BM’nin res­mî ona­yı ol­mak­sı­zın Ko­so­va’nın ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ta­nı­ma­la­rı du­ru­mun­da, yal­nız­ca iki -kö­tü ve da­ha kö­tü- se­nar­yo­dan bah­se­di­le­bi­lir. Bi­rin­ci se­nar­yo, Krem­lin’in des­te­ği­nin Sır­bis­tan’ı Ko­so­va so­ru­nun­da mut­lak ka­tı bir tu­tu­ma it­me­si­dir ve bu­nun ger­çek­leş­me ih­ti­ma­li dü­şük­tür. Bel­grad’a açık bir çek ve­ril­me­ye­cek; ama Sırp hü­kü­me­ti­nin ay­rı­lan böl­ge­yi (Sır­bis­tan’ın %15’ini) tec­rit et­me ça­ba­la­rı Mos­ko­va ta­ra­fın­dan an­la­yış­la kar­şı­la­na­cak ve des­tek­le­ne­cek­tir. Rus­ya ve Ba­ğım­sız Dev­let­ler Top­lu­lu­ğu’nda­ki or­tak­la­rı, Bos­na’nın Sırp­lar­la mes­kun ku­zey böl­ge­le­ri­nin ay­rıl­ma­sı hu­su­sun­da Bel­grad’ın öne­ri­si­ne -bu­ra­da ka­bul edi­le­bi­lir bir uz­laş­ma­ya va­rı­lır­sa ve­ya söz ko­nu­su öne­ri­nin ni­hai böl­ge­sel ba­rı­şın bir be­de­li ol­du­ğu dü­şü­nü­lür­se- des­tek çı­ka­bi­lir­ler. Bu nok­ta­da tüm ça­tı­şan ta­raf­la­rın ba­rış­ma­la­rı ve sos­yo-eko­no­mik is­tik­ra­rın sağ­lan­ma­sı için ay­nı an­da AB’ye üye ya­pıl­ma­la­rı­na iliş­kin ge­niş çap­lı ve acil bir “yol ha­ri­ta­sı” pla­nı yar­dım­cı ola­bi­lir.
İkin­ci se­nar­yo­ya gö­re ise, Ko­so­va’nın ba­ğım­sız­lı­ğı­nın do­ğur­du­ğu so­nuç­la­rın Bal­kan­lar’ın öte­si­ne, me­se­la Kaf­kas­lar’a sıç­ra­ma­sı­dır. Bu du­rum­da uzun sü­re­cek si­ya­si bir kri­zin çı­ka­ca­ğı ke­sin ola­rak ön­gö­rü­le­bi­lir. Ko­so­va so­ru­nu­nun bi­ri­cik ol­ma­sı nok­ta­sın­da­ki Ba­tı re­to­ri­ği­nin bi­ri­le­ri­ni sa­kin­leş­tir­me­si çok zor. Priş­ti­ne’nin ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ilan et­me­si, Gür­cis­tan’dan bağ­lan­tı­sı­nı ko­par­mış böl­ge­le­rin -özel­lik­le Ab­haz­ya’nın- bü­yük ih­ti­mal­le ben­zer adım­lar at­ma­sı­na yol aça­cak­tır. Bu­ra­da her­han­gi bir güç kul­la­nı­mı, kon­trol al­tı­na alı­na­ma­ya­cak bir du­rum do­ğu­ra­cak­tır. Bu se­nar­yo­da ba­rış ve is­tik­ra­rın sağ­lan­ma­sı için da­ha faz­la ça­ba ve za­ma­na ih­ti­yaç var.
ABD ve AB’nin bun­dan son­ra­ki dav­ra­nış­la­rı, Ko­so­va’nın ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ilan et­me­si­ne kar­şı Rus­ya’nın ver­di­ği tep­ki gi­bi, So­ğuk Sa­vaş son­ra­sı dö­nem­de kay­de­di­len tüm ulus­la­ra­ra­sı ka­za­nım­la­rın test edil­me­si­ne dö­nü­şe­cek­tir. Yak­la­şan kri­zin her­kes için teh­li­ke­li ve ka­bul edil­mez olan ye­ni bir “So­ğuk Sa­vaş”a yol aç­ma­ma­sı için ta­raf­la­rın de­ğer­len­dir­me­le­rin­de ka­çı­nıl­maz ka­yıp­lar ve ye­ni tak­tik ka­za­nım­lar de­ğil, Ba­tı ile Rus­ya’nın stra­te­jik iliş­ki­le­ri ve uzun dö­nem­li kü­re­sel viz­yo­nu hâ­kim ol­ma­lı­dır.

Tavsiye Et
Suikast sonrası senaryoları
Arap Ba­sı­nı El-Quds el-Arabî
Çe­vi­ri: Hatice Boynukalın Şenkardeşler
19 Şubat 2008 Vâsıf Arîkât
 
İs­ra­il Baş­ba­ka­nı Ehud Ol­mert, İs­ra­il or­du­su­nun Lüb­nan’da Hiz­bul­lah ile sa­va­şın­da yi­tir­di­ği iti­ba­rı­nı na­sıl tek­rar ge­ri ka­za­na­ca­ğı ko­nu­su üze­rin­de odak­la­nan Wi­nog­rad Ra­po­ru ile be­ra­ber or­ta­ya çı­kan tar­tış­ma­la­ra, İmad Muğ­ni­ye sui­kas­tıy­la bir son ver­miş ol­du. Ol­mert bu­nu, ken­di­si­ni ye­ni bir so­ruş­tur­ma ku­ru­lu ile kar­şı kar­şı­ya bı­ra­ka­cak bir sa­vaş ma­ce­ra­sı­na gi­riş­me­den yap­tı. Muğ­ni­ye ça­pın­da bir ko­mu­ta­nın kat­le­di­li­şi­nin, Hiz­bul­lah ta­ra­fın­dan ay­nı bü­yük­lük­te bir sal­dı­rıy­la kar­şı­lık bu­la­ca­ğı aşi­kâr. O hal­de İs­ra­il bu aşa­ma son­ra­sın­da ne­yi he­def­li­yor ola­bi­lir?
İs­ra­il is­tih­ba­ra­tı­na ya­kın çev­re­ler, İran ve İs­ra­il ara­sın­da ger­çek­le­şe­cek bir sa­va­şın git­tik­çe yak­laş­tı­ğın­dan dem vu­ru­yor. Sui­kas­tın Hiz­bul­lah’ın fa­ali­yet ala­nı olan Gü­ney Lüb­nan’dan uzak bir yer­de ger­çek­leş­me­si, İs­ra­il’in, bu ha­re­ke­ti­ne ve­ri­le­cek ce­va­bın yi­ne bu top­rak­lar­dan uzak bir yer­de ol­ma­sı­nı is­te­di­ği­ni or­ta­ya ko­yu­yor. An­cak bu yol­la İs­ra­il ilk aşa­ma­da ka­ra sa­va­şın­dan uzak dur­sa da uzun va­de­de sı­cak ça­tış­ma ka­çı­nıl­maz. İs­ra­il, 2006 ya­zın­da Hiz­bul­lah kar­şı­sın­da uğ­ra­dı­ğı ye­nil­gi­nin rö­van­şı­nı da an­cak ben­ze­ri bir ka­ra ha­re­ka­tıy­la ala­bi­lir. Tel Aviv hü­kü­me­ti, yap­mak zo­run­da ol­du­ğu bu sa­va­şa ha­zır­lık ka­bi­lin­den Fi­lis­tin­li ve Lüb­nan­lı ko­mu­tan­la­ra sui­kast­lar dü­zen­le­me­yi, Gaz­ze’de yı­kı­mı ar­tır­ma­yı, Ba­tı Şe­ri­a’da tu­tuk­la­ma kam­pan­ya­la­rı dü­zen­le­me­yi uy­gun gö­rü­yor ve asıl he­de­fi­ni -şim­di­lik- göz­ler­den uzak tut­ma­ya ça­lı­şı­yor.
An­cak Su­ri­ye top­rak­la­rın­da ger­çek­le­şen bu sui­kast Muğ­ni­ye’yi he­def al­ma­sı­nın öte­sin­de pek çok me­saj içe­ri­yor. Uzak baş­kent­ler İs­ra­il sal­dı­rı­la­rın­dan en­di­şe­li; zi­ra sa­vaş mey­da­nı yal­nız­ca Fi­lis­tin ve Lüb­nan top­rak­la­rıy­la sı­nır­lı de­ğil. Bu­ra­da he­def, bu baş­kent­le­re -özel­lik­le de Mart’ta Arap Bir­li­ği Zir­ve­si’ne ev sa­hip­li­ği ya­pa­cak olan Şam’a- müt­te­fik­le­ri­ni de­ğiş­tir­mek, es­ki müt­te­fik­le­rin­den des­te­ği­ni çek­mek, çev­re ül­ke­le­rin içiş­le­ri­ne mü­da­ha­le­den ka­çın­mak ve Irak-Su­ri­ye sı­nı­rı­nın kon­trol al­tı­na alın­ma­sı için ABD ile as­ke­rî iş­bir­li­ği­ne git­mek ko­nu­sun­da adım at­ma­la­rı yö­nün­de bas­kı yap­mak. Yi­ne bu ope­ras­yon so­nu­cun­da, sui­kast son­ra­sın­da sa­vaş ha­zır­lı­ğı yap­tı­ğı yö­nün­de ha­ber­ler ge­len Su­ri­ye’nin as­ke­rî gü­cü ko­nu­sun­da bil­gi top­la­mak da is­te­ni­yor. Tüm bu me­saj­la­rın ay­nı za­man­da İran’a da gön­de­ril­di­ği­ni söy­le­ye­bi­li­riz.
İs­ra­il’in bu (kor­kut­ma, bas­kı ve sin­dir­me) he­def­le­ri ger­çek­leş­mez­se, ufuk­ta gö­rü­nen sa­vaş se­çe­ne­ği dev­re­ye gi­re­cek­tir. Sa­va­şın ni­te­li­ği ise Hiz­bul­lah’ın ve­re­ce­ği ce­vap­ta giz­li. İs­ra­il is­tih­ba­rat çev­re­le­ri, özel­lik­le de Hiz­bul­lah li­de­ri Şeyh Ha­san Nas­ral­lah’ın “Sı­nı­rı ol­ma­yan bir sa­vaş is­ti­yor­sa­nız, bu sa­vaş tam da öy­le ola­cak” söz­le­ri ve ra­kam­lar­la des­tek­le­di­ği Hiz­bul­lah’ın sa­vaş gü­cü­ne da­ir açık­la­ma­la­rı son­ra­sın­da, Muğ­ni­ye’nin öl­dü­rü­lü­şü­nün o ha­yat­tay­ken duy­duk­la­rı en­di­şe­yi azalt­ma­dı­ğı­nı be­lir­ti­yor.
İs­ra­il açık sa­vaş yo­luy­la Su­ri­ye’ye ve İran’ın nük­le­er te­sis­le­ri­ne, sal­dı­rı ol­ma­sa bi­le, ta­ciz­de bu­lun­ma­yı he­def­li­yor. Ni­te­kim Ol­mert’in, İmad Muğ­ni­ye’nin in­ti­ka­mı­nı al­ma­sı için Su­ri­ye ve İran’ın Hiz­bul­lah’a des­tek ola­ca­ğı­nı açık­la­ma­sı­nın sa­tır ara­la­rın­da bu ger­çek ni­yet oku­nu­yor. İs­ra­il ve ABD ta­ra­fın­dan be­lir­le­nen ger­çek ve ni­hai he­de­fin İran ol­ma­sı ise akıl­la­ra da­ha yat­kın gö­rü­nü­yor. Ni­te­kim Muğ­ni­ye’nin İs­ra­il’den ön­ce ABD ta­ra­fın­dan düş­man bel­len­di­ği bi­lin­mek­te. Bu yol­la ABD hü­kü­me­ti, İran’a dü­zen­le­ne­cek sal­dı­rı­ya kar­şı çı­kan De­mok­rat Par­ti’nin ve­to­su­nu aş­ma­yı ve Ame­ri­kan ka­mu­oyu­nun des­te­ği­ne ka­vuş­ma­yı amaç­lı­yor.
Yu­ka­rı­da­ki ön­gö­rü­ler­den hiç­bi­ri­nin ger­çek­leş­me­me­si du­ru­mun­da da­hi İs­ra­il, Hiz­bul­lah ile gi­ri­şe­ce­ği bir mü­ca­de­le so­nu­cun­da, 2006 ya­zın­da­ki sa­vaş sı­ra­sın­da top­rak­la­rı­na dü­şen bin­ler­ce fü­ze­nin et­ki­siy­le ya­vaş­la­yan göç alım­la­rı­nın ar­tı­rıl­ma­sı­nı ve sa­vaş son­ra­sın­da kat kat ar­tan İs­ra­il va­tan­daş­la­rı­nın ül­ke dı­şın­da ev sa­tın al­ma fur­ya­sı­na bir son ver­me­yi he­def­li­yor. Bu ise an­cak İs­ra­il top­rak­la­rı dı­şın­da bu­lun­ma­nın da­ha bü­yük bir teh­li­ke­ye yol aça­ca­ğı dü­şün­ce­si­nin ya­yıl­ma­sı ile müm­kün ola­bi­le­cek.

Tavsiye Et