Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (November 2006) > Dünya Siyaset > Cesur Rus gazeteci Politkovskaya 'susturuldu'
Dünya Siyaset
Cesur Rus gazeteci Politkovskaya 'susturuldu'
Vügar İmanbeyli

“BEN kim miyim? Ve neden İkinci Çeçen Savaşı hakkında yazıyorum? Ben, gazeteciyim. Başkentteki Novaya Gazeta’nın özel muhabiriyim ve bu, savaşı görmemdeki tek nedendir; çünkü savaşı yazmak için beni gönderdiler. Bu yüzden Temmuz 1999’dan beri her ay Çeçenistan’a gidiyorum. Tabii ki, Çeçenistan’ı karış karış dolaştım. İnsanlar sık sık aynı şeyi soruyorlar: ‘Neden tüm bunları yazıyorsunuz? Neden bizi korkutuyorsunuz? Bize ne bunlardan?’ Ama inanıyorum ki, bunlara ihtiyacımız var. Basit bir nedenle: Biz bu savaşın görgü tanıklarıyız ve her şeye rağmen ondan sorumluyuz. Bu durumda o klasik Sovyet tavrını bahane edemezsiniz: görmedim, bilmiyorum, katılmadım… Biliyorsunuz işte. Ancak o zaman kurtulacaksınız pişkinlikten, ırkçılıktan ve toplumumuzun gittikçe içine yuvarlandığı o bataklık girdaptan, Kafkasya’da kimin kim olduğuna dair alelacele verilen o korkunç kişisel kararlardan ve bugün orada hiç kahramanlar var mı sorusundan…”
İkinci Çeçen Savaşı adını taşıyan ve 2002’de ikinci baskısı yapılan kitabını işte bu satırlarla tanıtıyordu Anna Politkovskaya. 26 yıllık gazeteci Politkovskaya’nın yaşadığı apartmanın asansöründe 7 Ekim 2006’da kafasına kurşun sıkılarak hunharca öldürülmesi, Rusya ve dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Politkovskaya, Çeçenistan’daki resmî politikaları eleştiren yılmaz bir gazeteci kimliğinin yanında, yolsuzlukla mücadelesi ve insan hakları savunuculuğu ile de tanınmaktaydı.
Birleşmiş Milletler’de görevli Ukrayna asıllı bir Sovyet diplomatın çocuğu olarak 1958’de New York’ta dünyaya gelen Anna Stepanovna, Moskova Devlet Üniversitesi’nin Gazetecilik Fakültesi’nden mezun olduğu 1980 yılından itibaren muhabir, editör ve köşe yazarı olarak Rusya’nın ünlü gazetesi Izvestiya ile Paritet Yayınevi gibi basın-yayın kuruluşlarında çalışmıştı. Haziran 1999’dan beri Novaya Gazeta’da yazıyordu. Putin’s Russia (Putin’in Rusyası) adlı kitabının yanı sıra Cehenneme Seyahat: Çeçenistan Günlüğü isimli bir belgesel çalışması da bulunan Politkovskaya, birçok ödülün yanında Çeçenistan’la ilgili dizi yazılarından dolayı 2000 yılında Rusya Altın Kalem Ödülü’ne layık görülmüştü.
Rusya Gazeteciler Birliği Genel Sekreteri Igor Yakovenko, Politkovskaya’yı en zor konuların bir numaralı araştırmacısı olarak niteliyor ve meslektaşları açısından ölümünün ülke için en büyük kayıp olduğunu belirtiyor. Politkovskaya gerçekten de medya plazalarında ahkam kesen birçok köşe yazarının aksine, ele aldığı konularda saha araştırmaları yapan ve zamanının çoğunu Kuzey Kafkasya ve Çeçenistan gibi sıcak bölgelerde geçiren birisiydi. Daha önce de birçok defa ölüm tehditleri almış, Beslan olayını incelemek için giderken uçakta ‘zehirlenmiş’, bir sonraki yıl da arabası trafikte sıkıştırılmıştı.
Bugün için Politkovskaya’yı kimin öldürttüğüne dair birçok senaryo yazılıyor. Ancak herkes onun mesleki faaliyetinden dolayı katledildiği konusunda hemfikir. Öldürülmesine Çeçen direnişçilerle olan bağlantılarının sebep olduğu iddiası, üzerinde en çok durulan senaryolardan birincisi. Bu çerçevede, Çeçenistan Devlet Eski Başkanı Aslan Mashadov’un yardımcılarından Apti Batalov, 2003’te Politkovskaya’ya birtakım evraklar verdiğini ve ölümünden üç gün önce bunların fotokopilerini e-maille geri istediğini Ekho Moskva radyosunda açıkladı. 2002’de Dubrovka’daki tiyatro baskını sırasında rehinelerin tahliyesi için görüşmelerde bulunan Politkovskaya, Çeçenistan’da yaşanan insanlık dramını dürüstçe dile getirdiği için direnişçiler nezdinde büyük nüfuza sahipti.
İkinci senaryoda ise, Milli Strateji Enstitüsü Müdürü Stanislav Belkovski, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çevresinde yer alan ve Çeçenistan’da etkin olan bir takım kişilerin ülkedeki ortamı gererek Putin’in üçüncü defa başkan seçilmesini zorlamaya çalıştıklarını öne sürüyor. Nitekim Merkez Bankası Başkanı Birinci Yardımcısı A. Kozlov ile Vneshtorgbank’ın şube müdürü A. Plokhin de son bir ay içinde benzer şekilde katledilmişlerdi.
Politkovskaya’nın öldürülmesine yönelik son senaryo ise daha ziyade Çeçenistan’daki Rus güvenlik güçleri ve Moskova yanlısı Çeçen yönetimi üzerinde yoğunlaşıyor. Politkovskaya’nın çalıştığı gazeteden meslektaşı olan askerî yorumcu V. Izmaylov, Moskova yanlısı Çeçenistan Başbakanı Ramzan Kadirov ve çevresinin söz konusu ölümle ilintili olduğu görüşünde.
Politkovskaya’nın ismi Kuzey Kafkasya ve Çeçenistan’daki gelişmelerle adeta özdeşleşmişti. O bu coğrafyayı ve insanları yakından tanıyordu, yazılarının ekseriyeti onlarla ilgiliydi. Politkovskaya, İkinci Çeçen Savaşı’nın başından beri devletin savaş politikasını eleştiriyor, bölge halkına yapılan insanlık dışı uygulamaları kamuoyuna aktarıyordu. Bu insanlık dışı uygulamalar; Rus güvenlik güçlerince bölgede ‘zindanlar’ın kurulması ve masum sivillerin dahi buralarda gayri insanî koşullarda tutulmasından, yüzlerce masum Çeçen gencinin gözaltına alınarak Ebu Gureyb cezaevinde yaşananlara benzer korkunç muamelelere maruz bırakılmalarına kadar uzanıyordu.
Politkovskaya’nın yazılarında çoğunlukla Kafkasyalı sıradan insanların dramı konu edilmekteydi; meselâ, güvenlik güçlerince rutin ev aramalarında alınıp götürülen ve bir daha kendisinden haber alınamayan bir adam, uçak bombardımanı sonucu evlerinin yıkılmasıyla evsiz kalan köylü Çeçen ihtiyarlar veya savcılığın dördüncü katından “kendi isteği ile atlayarak” hayatını kaybeden bir zanlı vs… O, son yazılarında Çeçenistan’daki Ramzan Kadirov yönetiminin faili meçhuller ile işkencelere kadar varan sınır tanımazlığını ele almakta, Çeçen Direniş Harekatı’na karşı oluşturulan taburların suç unsurları taşıdığını ve bunların kan davası güderek masum insanları öldürdüklerini ifade etmekteydi. Politkovskaya’ya göre, geniş yetkilerle donatılan ve isimleri birçok sivilin infaz ve işkence olayına karışan bu taburların mensupları, komutanlarının emriyle artık Çeçenistan dışındaki bölgelerde örneğin iş dünyasındaki ihtilafların ‘çözülmesi’nde de silahlarıyla rol almaya başlamışlardı. Putin yönetimi ise tüm bunları görmezden geliyordu.
Politkovskaya’nın vahşi bir biçimde ‘susturulması’, Rusya’daki basın ve ifade özgürlüğü tartışmalarını, ayrıca Çeçenistan’daki şiddet ve işkence uygulamalarını yeniden gündeme taşıdı.  Bu noktada pek çok Kafkasyalının gerçekleri korkmadan dile getiren bu cesur gazeteciyi fazlasıyla arayacağı gerçeği, tüm yakıcılığıyla ortada duruyor.


Paylaş Tavsiye Et