Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (June 2007) > Türkiye Siyaset > “Bizi yok sayamazsınız!” mitingleri
Türkiye Siyaset
“Bizi yok sayamazsınız!” mitingleri
Taha Özhan
Mi­ting­le­ri Dü­zen­le­yen­ler
14 Nİ­SAN’DA An­ka­ra Tan­do­ğan Mey­da­nı’nda ger­çek­leş­ti­ri­len Cum­hu­ri­yet mi­tin­gi ön­ce­si, Cum­hu­ri­yet ga­ze­te­sin­de mi­tin­ge yö­ne­lik bir bil­di­ri ya­yım­lan­dı. Mi­ting­le­ri dü­zen­le­yen­ler hak­kın­da faz­la­ca sö­ze ve yo­ru­ma ha­cet bı­rak­ma­yan bu met­ni an­la­mak her ba­ba­yi­ği­din har­cı de­ğil kuş­ku­suz. Aşa­ğı­da­ki met­ni, Türk­çe dâ­hil, her­han­gi bir di­le ter­cü­me et­me ba­şa­rı­sı­nı gös­te­re­bi­len her ki­şi mi­ting­le­ri dü­zen­le­yen­le­ri de an­la­ya­bi­le­cek­tir.
“Cum­hu­ri­ye­tin, tam ba­ğım­sız­lı­ğı, ulu­sal ege­men­li­ği, çağ­daş­laş­ma­yı ve la­ik­leş­me­yi içe­rip ön­gö­ren ku­ru­cu fel­se­fe­si­ne ve öz­gür­lük­çü­lü­ğü, ço­ğul­cu­lu­ğu ve ka­tı­lım­cı­lı­ğı da aşa­rak gü­nü­müz­de in­san hak­la­rı­na da­ya­lı­lık ve in­san mer­kez­li­li­ği­ne ulaş­mış çağ­cıl yö­ne­tim fel­se­fe­si de­mok­ra­si­ye kar­şı, te­ok­ra­si­ye dö­nük, çağ­dı­şı ve din/din­sel mer­kez­li bir yö­ne­tim fel­se­fe­si, cum­hu­ri­yet ve de­mok­ra­si­yi sa­vu­nan güç­le­rin ay­maz­lı­ğı, güç bir­li­ği, bağ­laş­ma ve bir­le­şik du­ruş bi­lin­cin­den yok­sun­lu­ğu ve as­ker­sel güç­le­rin Cum­hu­ri­yet Dev­ri­mi güç­le­ri ile bağ­la­şık­lık­tan ko­pa­rak 12 Mart 1971’den doğ­rul­tu dü­zelt­me­si yap­tı­ğı 28 Şu­bat 1997’ye de­ğin sü­ren cum­hu­ri­yet ve de­mok­ra­si­ye kar­şı güç­ler­le bağ­laş­ma­sı ve be­lir­le­yi­ci ola­rak da ABD em­per­ya­liz­mi­nin Tür­ki­ye için ön­gö­rüp plan­la­ya­rak 12 Ey­lül 1980 as­ker­sel dar­be­si ile yü­rür­lü­ğe koy­du­ğu Ye­şil Ku­şak pro­je­si, 12 Ey­lül des­po­tik as­ker­sel dik­ta­tör­lük güç­le­ri­nin bu pro­je uya­rın­ca ül­ke­miz­de­ki cum­hu­ri­yet ve de­mok­ra­si güç­le­ri­ni bir da­ha to­par­la­na­ma­ya­cak bi­çim­de da­ğı­ta­rak, do­ğal bağ­la­şık­la­rı din­sel ve feo­dal güç­ler­le bağ­laş­ma­sı son­ra­sın­da ve bu­gün Ilım­lı İs­lam pro­je­si­ne dö­nüş­tü­rül­müş ola­rak ik­ti­da­rı ele ge­çir­miş ve beş yı­la ya­kın bir sü­re­dir ik­ti­dar­da bu­lun­mak­ta­dır.”
(Prof. Ser­ver Ta­nil­li, Prof. Bil­say Ku­ruç, Prof. Ve­li Lök, Prof. Tun­cer Bu­lu­tay, Prof. Er­do­ğan So­ral, Prof. Mu­am­mer Sun, Prof. Nec­det Ada­bağ, Gül­dal Mum­cu, Ni­lü­fer Kış­la­lı, Şen­gül Hab­le­mi­toğ­lu, Tun­cay Öz­kan, Yıl­maz Dağ­de­vi­ren, Ata­ol Beh­ra­moğ­lu, Ta­rık Akan, Edip Ak­bay­ram, Rut­kay Aziz, Ni­hat Beh­ram’ın im­za­sıy­la ya­yım­lan­mış­tır.)
 
Mi­ting­le­re Ka­tı­lan­lar
Cum­hu­ri­yet mi­ting­le­ri­ne ka­tı­lan­la­rı “kit­le­nin sü­rük­le­yi­ci­le­ri” ve “ka­la­ba­lı­ğı oluş­tu­ran­lar” şek­lin­de tas­nif et­mek ge­re­kir. “Kit­le­yi sü­rük­le­yen­ler” ide­olo­jik ve sı­nıf­sal en­di­şe­ler­le, “ka­la­ba­lı­ğı sağ­la­yan­lar” ise sa­mi­mi ama ir­ras­yo­nel duy­gu­lar­la mi­tin­ge ka­tıl­dı­lar. Mi­ting­le­ri dü­zen­le­yen ide­olo­jik eki­bin mer­ke­zin­de bu­lun(a)ma­yan ‘sü­rük­le­yi­ci­ler’, 4,5 yıl­lık AKP ik­ti­da­rı kar­şı­sın­da iyi­den iyi­ye sı­kı­şan po­zis­yon­la­rı­nın önü­nü aç­mak üze­re mi­ting­ler­de boy gös­ter­di­ler. Tek par­ti yıl­la­rı­nın ar­dın­dan tek ba­şı­na bir kez bi­le ik­ti­dar ola­ma­mış bir par­ti­nin kes­kin inanç­lı­la­rı­nı da oluş­tu­ran bu “sü­rük­le­yi­ci kit­le­nin” ik­ti­dar öz­le­mi­ni kü­çüm­se­me­mek ve bu öz­le­min eko­no­mi po­li­ti­ği ve po­li­tik te­olo­ji­si­ni an­la­ma­ya ça­lış­mak ge­re­ki­yor. Bir yö­nüy­le “de­de­le­ri de me­mur-bü­rok­rat olan­la­rın, to­run­la­rı­nın da va­sıf aran­mak­sı­zın ek­mek­le­ri­ni ha­yat bo­yu ga­ran­ti al­tı­na ala­bil­me­si” ta­le­bi ve en­di­şe­si söz ko­nu­su. Sü­rük­le­yi­ci kit­le, “dev­let ik­ti­da­rı­nın ku­rum­la­rı­nın ko­ru­ma­sı” al­tın­da, ço­cuk­la­rı­nın Tür­ki­ye eko­no­mi po­li­ti­ğin­de zor­la­na­rak, to­run­la­rı­nın ise an­cak va­sıf­lı olur­lar­sa “ek­mek bu­la­bi­le­cek­le­ri­ni” çok açık bir şe­kil­de gör­me­ye baş­la­dı. Eko­no­mi po­li­ti­ği fay hat­tı­na yer­leş­tir­di­ği­miz­de, mi­tin­ge ka­tı­lan­la­rın sı­nıf­sal en­di­şe­le­ri­ni da­ha ko­lay an­la­ma­mız müm­kün. YÖK Baş­ka­nı Er­do­ğan Te­ziç’in “Dev­let ik­ti­da­rı­nı da ele ge­çi­re­cek­ler” çı­kı­şı mez­kur fay hat­tı­nın en gü­zel ta­ri­fi. La­kin bu­ra­da­ki asıl en­di­şe “dev­let ik­ti­da­rı”na duy­duk­la­rı de­rin ve me­ta­fi­zik bağ­lı­lık de­ğil. Ak­si­ne şah­si çı­kar­la­rı­nın dev­let ik­ti­da­rın­dan ne­ma­lan­ma­sı­nın ris­ke gir­me­si, asıl en­di­şe kay­na­ğı. Tam da bu se­bep­ten do­la­yı mi­ting­le­rin ya­pıl­ma­sı ka­çı­nıl­maz ol­du.
Tür­ki­ye sos­yo­lo­ji­si ter­si­ne dö­nü­şün baş­lan­gı­cın­da. ‘Sü­rük­le­yi­ci­ler’ bu dö­nü­şüm her­kes­ten çok ken­di­le­ri­ni ra­hat­sız et­ti­ği için so­ka­ğa dö­kül­me ih­ti­ya­cı his­set­ti­ler. Ama bu se­fer de­rin bir si­ya­sal fark bu­lu­nu­yor. “Dev­let ik­ti­da­rı”nın ko­ru­ma­sı al­tın­da­ki bu kit­le “Tür­ki­ye’de biz de va­rız, bi­zi de gö­rün!” şek­lin­de hay­kı­rı­yor­lar. Kul­lan­dık­la­rı ke­li­me­le­rin “dev­let ik­ti­da­rı lü­ga­ti”nden ol­ma­sı kim­se­yi ya­nılt­ma­sın. Tam ter­si­ne kul­lan­dık­la­rı dil, “muk­te­dir ha­va­sı ve­ril­miş cüm­le­ler kur­ma­la­rı­nı sağ­la­yan ki­fa­yet­siz ve ye­nil­miş” bir dil.
Mi­ting­ler­de “ka­la­ba­lı­ğı oluş­tu­ran­lar” ise son de­re­ce kı­rıl­gan bir sos­yo­lo­ji­yi tem­sil edi­yor. Üs­tü­ne çar­pı işa­re­ti atıl­mış ba­şör­tü­sü fo­toğ­ra­fı­nın ya­nın­da bay­rak sal­la­yan tür­ban­lı kız­lar­dan; kas­ket­li-tül­bent­li Ale­vi­ler­den; Gül Cum­hur­baş­ka­nı olur­sa çar­şaf giy­me­si ge­re­ke­ce­ği­ni dü­şü­nen­ler­den; ABD’ye, AB’ye, İran’a, Arap­la­ra, İs­ra­il’e, Kürt­le­re, Er­me­ni­le­re, şe­ri­a­ta, İs­lam’a, mis­yo­ner­le­re ve hat­ta “pet­ro­le ba­ğım­lı ha­le ge­le­ce­ği­miz için oto­ban ya­pıl­ma­sı­na” kar­şı olan­la­ra ka­dar il­ginç bir pro­fil çi­zi­yor bu ka­la­ba­lık. Baş­tan aşa­ğı ir­ras­yo­nel ar­gü­man­lar üze­rin­den yü­rü­yen “ce­ha­let­ler ça­tış­ma­sı­nı” ne ta­rif et­mek ko­lay ne de an­la­mak.
En­te­lek­tü­el bes­len­me­si­ni Em­re Kon­gar’dan, si­ya­se­ti Tun­cay Öz­kan’dan, ta­rih bi­lin­ci­ni Yek­ta Gün­gör Öz­den’den, Tür­ki­ye’ye da­ir dü­şün­ce­le­ri­ni Tür­kan Say­lan’dan dev­şi­ren ve ken­di­sin­den baş­ka her­kes­ten ve her şey­den kor­kan bir kit­le var kar­şı­mız­da. Baş­ka bir de­yiş­le, ras­yo­nel her­han­gi bir tar­tış­ma­nın çok­tan hi­ta­ma er­di­ği bir çiz­gi ile mu­ha­tap olu­yo­ruz. Ya­pıl­ma­sı ge­re­ken tek şey “ce­ha­let­ler ça­tış­ma­sın­da ta­raf ol­ma­mak­tır”. İk­na, an­la­ma­ya ça­lış­mak, ken­di­mi­zi an­lat­mak, te­dir­gin­lik­le­ri gi­der­mek ve “ha­ki­ki la­ik­li­ği” tar­tış­ma­ya yö­ne­lik her na­if yak­la­şım mez­kur ce­ha­le­tin yak­tı­ğı ate­şe odun ta­şı­mak­tan öte­ye gi­de­me­ye­cek­tir. Ak­si­ne ce­ha­let ate­şi­nin za­yıf­la­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak ok­si­je­ni tar­tış­ma at­mos­fe­rin­den çe­ke­cek adım­lar atıl­ma­lı­dır. Mez­kur la­ik­lik söy­le­mi mil­le­ti kar­şı­sı­na ala­ma­dı­ğı bü­tün tar­tış­ma­la­rı kay­bet­miş­tir. Mil­le­tin ken­di­le­riy­le kav­ga et­me­dik­le­ri­ni gör­dük­le­ri nok­ta­da, ken­di yak­tık­la­rı ate­şi sön­dür­me der­di­ne dü­şe­cek­ler­dir.
 
Mi­ting­le­rin Me­sa­jı
“Cum­hu­ri­yet mi­ting­le­ri”nin en so­nun­cu­su, Was­hing­ton’da Be­yaz Sa­ray’ın kar­şı­sın­da­ki La­fa­yet­te Par­kı’nda ya­pıl­dı. 20 Ma­yıs’ta Ame­ri­ka’nın baş­ken­tin­de, “Cum­hu­ri­yet’in teh­li­ke­de ol­du­ğu­nu fark eden bir grup” ül­ke­mi­zi içi­ne düş­tü­ğü ka­ran­lık­tan kur­tar­mak üze­re bir nü­ma­yiş dü­zen­le­di. Ame­ri­ka’da ara­ba­sı­nın ar­ka­sı­na ya­pış­tır­dı­ğı “Ya sev ya terk et!” çı­kart­ma­sıy­la do­la­şan Türk­le­ri gör­müş­lü­ğü­müz var­dı. La­kin işi Cum­hu­ri­yet mi­tin­gi dü­zen­le­me­ye, hat­ta İs­tik­lal Mar­şı­mız­la ABD ulu­sal mar­şı­nı art ar­da oku­ya­cak ka­dar ile­ri­ye gö­tü­re­cek­le­ri­ni dü­şü­ne­me­miş­tik. Gel­di­ği­miz son nok­ta, mem­le­ke­tin “mil­li nor­mal­leş­me­si”ne di­re­nen sos­yo­lo­ji­yi açık bir şe­kil­de gör­me­mi­zi sağ­la­mak­ta­dır. Bu sos­yo­lo­ji­nin söy­lem­le­ri ne olur­sa ol­sun tek bir mis­yo­nu var­dır: Mil­li nor­mal­leş­me­yi in­kı­ta­a uğ­rat­mak. Mil­le­tin di­liy­le ko­nu­şan­la­rın üs­tü­ne dü­şen va­zi­fe, ce­ha­let­le­rin ça­tış­ma­sın­da ta­raf ol­ma­dan yer­li, mil­li ve onur­lu bir du­ru­şu ko­ru­mak ol­ma­lı­dır. An­cak böy­le­si bir du­ruş hem mil­let­le kav­ga et­mek üze­re ya­kı­lan ate­şe odun ta­şı­ma­yan hem de Ame­ri­kan ulu­sal mar­şı­nı oku­yan­la­rı teş­hir eden bir bi­linç in­şa ede­cek­tir.

Paylaş Tavsiye Et