Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (December 2005) > Müzik
Müzik
Yorgo Bacanos’un Ud Taksimleri
Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı, 2002
Müzikologlar tarafından çoğunlukla Arap kültür coğrafyası içerisinde doğduğu kabul edilen ud, daha sonraları İran ve Türk müziği geleneklerine de girerek icrada çok farklı formlar kazanmıştır. En azından 12. yüzyıla kadar uzanan köklü tarihi ve yayıldığı geniş coğrafya, makam müziği geleneğini takip eden kültür ortamlarında bu sazın ne kadar çok sevildiğini göstermeye yeter. 20. yüzyıla gelindiğinde ise, büyük ud virtüozu Yorgo Bacanos’un elindeki uddan, tek başına icra edilip dinlenen ve güçlü vuruşlarla ritmik tarafı öne çıkarılan zirve taksimler ve şaheserler çıkmaya başladı. Uddan benzerine pek az rastlanabilecek derecede güzel, dolgun, keskin, bastığı perdenin hakkını tam olarak veren, temiz sesler çıkaran Bacanos, çok güçlü bir sağ ve sol el tekniğine sahip olması dolayısıyla sazını ne kadar hızlı ve sert çalarsa çalsın, bastığı perdelerin netliği ve ahenginden bir şey kaybetmeden çalardı.
Kendisinden sonra gelen büyük ustalardan Udî Müzikolog Cinuçen Tanrıkorur, Bacanos için şöyle der: “Bizce 20. yüzyılın en büyük Türk udîsi Yorgo Bacanos’tur. Onun da öğrencisi olmamıştır, ancak kendisine yaş bakımından yetişememiş olan gençlerimiz dahi, o sağ elin çıkardığı benzersiz ‘örse çekiç’ sesinin, o müthiş parmak baskılarının ve Batı’nın melodi anlayışıyla klasik Türk zevkini en zarif şekilde birleştiren o geniş varyasyonlu taksim kompozisyonlarının sırrını yakalayabilmek için plak ve kasetlerinin peşinde koşmuşlardır. Ve bu, yüzyılımızda hiçbir udîye nasip olmamıştır.”
Bu büyük ud virtüozunun taksimleri, 2000 yılında Gazi Üniversitesi’nde yapılmış bir doktora çalışmasıyla akademik bir üslûp ve ciddiyet içerisinde notaya alındı, incelendi ve bütün ayrıntılarıyla gün yüzüne çıkarıldı. Böylesi bir çalışma, başta ud olmak üzere diğer tüm geleneksel sazlarımızın eğitiminde kullanılması için hem makam yapısının hem de çalma tekniğinin verilebileceği etüt ve metot gibi çalışmalara yönelik kaynaklık teşkil etmek ve buna ilaveten geleneksel üslûpla birlikte farklı ufuklar açabilecek yeni çalışmalara zemin hazırlayabilmek amacını taşıyor.
Eser, Yorgo Bacanos’un ud taksimlerini makamlara göre tahlil ediyor. Çeşitli makamlarda icra edilen taksimler, (i) seyir özellikleri ve kişisel motifler, (ii) geçkiler ve (iii) pestlik ve tizlik bakımından perdeler gibi üç önemli açıdan ele alınıyor. Kitapta ayrıca tahlil edilen taksimlerin notaları da okuyucuya sunuluyor. / Cihat Arınç

Tavsiye Et
Yorgo Bacanos 1900-1977
Yapım: Kalan Müzik, 1997
Yorgo Bacanos, 1900 yılında İstanbul yakınlarındaki Silivri’de doğdu. Rum kıptilerinden olan babası Lâvtacı Haralambos, beş yaşındayken ona ilk udunu hediye ederek henüz erken yaşlarında Yorgo’yu müzikle tanıştırdı; ona ud ve lâvta çalmayı öğretti. Önce babasından, sonra Udî Kirkor ve Karnik Garmiryan Efendilerden nota ve usul, Büyük Sinanyan’dan da Batı müziği üzerine piyano dersleri aldı. Aleko Bacanos erkek kardeşi, Kemençeci Anastas dayısı, Kemençeci Sotiri ve Paraşko Leondaridis kuzenleri, Kemençeci Leondi Efendi büyükbabası ve Kanunî Ligori Efendi de dedesiydi. Fertlerinin çoğunun musikişinas olduğu bir aile içerisinde yetişen Bacanos, daha sonraları büyük bir hevesle bütün zamanını müziğe ayırmak için Saint Benoit Lisesi’ndeki ortaöğrenimini yarıda bıraktı ve henüz on iki yaşındayken İstanbul Taksim’deki Eftalipos Gazinosu’nda uduyla fasıllara katılıp halka kendini göstermeye başladı.
İlerleyen yıllarda, 1927’de Sirkeci’deki Büyük Postahane üstünde kurulan ilk radyoda gerçekleştirilen kayıtlara iştirak etti. Mesut Cemil’in yönettiği klasik koroya alınan ve vefatına kadar elli yıl boyunca İstanbul Radyosu’nda Münir Nureddin Selçuk, Sadi Işılay, Zeki Müren, Cevdet Kozanoğlu, Kâni Karaca, Mesut Cemil, Kanunî Vecihe Daryal, Kemanî Cevdet Çağla, Neyzen Niyazi Sayın, Kudümzen Sadettin Heper gibi devrinin en büyük müzisyenleriyle birlikte musiki icra eden Bacanos, Hafız Kemal ve Saadettin Kaynak’a eşlik etmek üzere Berlin’e gitmesi gibi çeşitli vesilelerle gençlik yıllarında Avrupa ve Ortadoğu’ya çeşitli seyahatler gerçekleştirdi. Bu seyahatler sayesinde de sanatını Mısır’a kadar ulaştırdı ve Arap âleminin büyük sanatkârları Ümmü Gülsüm ve Münir Beşir gibi önemli isimlerle birlikte konserlere ve radyo kayıtlarına katıldı. Ayrıca pek çok Avrupa ülkesinde de konserler veren Bacanos, yaşadığı devrin en iyi ve en çok tanınan ud virtüozlarından biri olmuş; sadece Türkiye’de değil, makam müziği geleneğinin yaşadığı Ortadoğu ülkeleri ve Yunanistan’da da beğeniyle takip edilmiştir.
Şerif Muhiddin Targan ve Udî Hrant Kenkulian gibi diğer büyük isimlerle birlikte, bu saza merak salanlara yüksek muhayyilesiyle yepyeni kapılar açan ve Türk ud icrasına kendine has bir tavır ekleyen Bacanos, modern ekolün en önde gelen ismidir. O, müzisyenlerin dinlediği ve kendilerine örnek aldığı bir ustadır. Yorgo Bacanos’un kayıtları, uzun yıllar dinleyenlerine ulaşamadı. Ta ki Yunanlı bir koleksiyoncu sevgiyle koruduğu arşivindeki bantları Harold Hagopian’a sununca, albümlerinden biri Udi Yorgo Bacanos (1999) adıyla Traditional Crossroads tarafından yayımlandı. Kalan Müzik’in Murat Bardakçı, Muammer Karabey ve Bülent Aksoy’un katkılarıyla hazırladığı bu albümde ise Bacanos’un enfes taksimlerinin yanı sıra, onun müzik kişiliğine ışık tutması açısından çeşitliliğe önem verilerek şarkı, gazel, peşrev, oyun havası ve sirto gibi formlardan da örnekler sunuluyor. Coşkun bir denizin sert dalgalarının sesini dinlemek isteyenlere... / Cihat Arınç

Tavsiye Et
Saadettin Kaynak Şarkıları
Zeki Müren
Yapım: Kalan Müzik, 2005
Fatih Camii hocalarından müderris Ali Alâeddin Efendi’nin oğlu olarak 1895’de İstanbul’da dünyaya gelen Saadettin Kaynak, çocuk yaşta hafız oldu ve ilâhî meşkiyle musikiye başladı. Çok kısa zamanda sahip olduğu güzel ses ve bestelediği nefis şarkılarla ünü memlekete yayıldı. Dinî ve lâdinî musikide ilâhî, şarkı, türkü, fantezi gibi çeşitli formlarda kırk iki makamda yüzlerce eser besteleyen sanatçının şarkı ve fantezi formundaki bütün eserleri, melodi yapısı parlak ve kimsenin tarzına benzemeyen özgün beste vasfını taşıyan eserler olarak musiki repertuvarımızda mümtaz bir yer işgal eder. Daha önce yine Kalan Müzik tarafından yayımlanan Kendi Sesinden Hafız Saadettin Kaynak (1999) adlı albümden sonra bestekârımız için hazırlanan bu ikinci albüm, Kalan Müzik’in büyük kültür hizmetlerinden bir yenisi olarak müzik raflarındaki yerini aldı. Geçen ayki Selahattin Pınar bestelerinde olduğu gibi, Kaynak’ın bu albümdeki eserlerini de 60’lı yıllardaki harikulâde performansıyla yine Zeki Müren seslendiriyor. / Cihat Arınç

Tavsiye Et