Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (December 2004) > Ekonomide Gündem
Ekonomide Gündem
Dünya ekonomisi / Aralık 2004
Son dört sene içerisinde euro karşısında sürekli değer kaybeden dolar, Şubat ayından bu yana görece istikrarlı bir seyir izlemişti. Dolar, George W. Bush ve güçlü rakibi John Kerry arasında kıyasıya mücadeleye sahne olan 2 Kasım’daki seçimler öncesinde başta euro olmak üzere pek çok para birimi karşısında yeniden gerilemeye başladı. Ancak, Bush’un koltuğunu koruduğu seçimlerle birlikte belirsizliğin ortadan kalkmasına rağmen, dolardaki değer kaybı rekor seviyelere ulaştı. Euro/dolar paritesi 1,30’u geçerken, dolardaki değer kaybının ne kadar devam edeceğine ve bunun dünya ekonomisini nasıl etkileyeceğine dair farklı görüşler ortaya atılıyor. Bunlar arasında, ABD Merkez Bankası FED’in bir önceki başkanı Paul Volcker gibi, ABD’nin büyük ihtimalle önümüzdeki beş yıl içerisinde dolar kaynaklı bir kriz yaşayacağını savunanlar dahi var.
Avrupa ve Asyalı bürokratlar, doların dünya ölçeğinde rezerv para olması nedeniyle ABD’nin diğer ülkelere nasip olmayan avantajlar elde etmesinden duydukları rahatsızlıkları sıkça dile getiriyorlar. ABD hükümetinin bu yıl içerisinde gelirlerinden 427 milyar dolar daha fazla harcayacak olması ve 572 milyar dolarla GSMH’nin %6’sına ulaşan cari açık ABD ile ilgili endişelerin başlıca kaynağını oluşturuyor. ABD’nin geçtiğimiz yıl sonunda milli gelirinin %23’ü gibi rekor bir seviyeye yükselen ve bazı ekonomistlere göre cari açığın %5 civarında sabit kalması durumunda dahi 2020 itibariyle GSMH’nin %60’ına ulaşacak olan net dış borçları da ayrı bir sorun konusu. ABD’nin dış borçlarının çoğu dolar cinsinden ve doların değer kaybetmesi borç yükünü hafifleteceği için Avrupalılar, ABD’li meslektaşlarının borçlarını ertelemek gibi hoş olmayan bir seçenek yerine borçlarının değer kaybetmesine izin verdiklerini düşünüyorlar.
ABD’nin doların değer kaybına seyirci kalması en başta ABD’ye yüksek miktarda borç veren Asya ülkelerini etkileyecek. Asya merkez bankalarının elindeki toplam yabancı para rezervlerinin miktarı 2003 yılı sonunda 1,89 trilyon dolardı ve bu rezervlerin büyük çoğunluğu dolar cinsinden tutuluyor. Dolar rezervleri değer kaybederse, Asya ülkelerinin kendi paraları cinsinden ciddi bir sermaye kaybı yaşayacakları belirtiliyor.
Başta tarım olmak üzere rekabet gücünden yoksun sektörlerini yüksek miktardaki sübvansiyonlarla destekleyen ABD, ticaret politikalarında giderek artan korumacı uygulamalarıyla da rakiplerinin tepkisini çekiyor. Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Küresel Ekonomik Öngörüler 2005” adlı raporda da, küresel ticaretin serbestleşmesi çağrılarına rağmen, ABD’nin başını çektiği bölgesel ve ikili ticaret anlaşmalarının revaçta olduğu ortaya konuluyor. Rapora göre, 1990’da bu türden sadece 50 anlaşma varken, sayı bugün 230’a yükselmiş durumda; 60 yeni anlaşma için de görüşmeler devam ediyor.

Tavsiye Et
Türkiye ekonomisi / Aralık 2004
2005 yılı temel makroekonomik hedefleri ve bütçe büyüklükleri belli oldu. 2004 yılında güçlü bir büyüme performansı yakalayan Türkiye ekonomisinin önümüzdeki yıl hızını büyük ölçüde koruyarak %5 oranında büyümesi öngörülüyor. Buna göre Türkiye 2005 yılında 481 katrilyon lira (298 milyar dolar) milli gelir üretecek. 2005 yılı için fiyatlar genel seviyesindeki artışı yansıtan deflatör %8 olarak tahmin edilirken, hükümetin tüketici ve toptan eşya fiyatlarındaki enflasyon hedefi de %8.
33 milyar dolara ulaşması beklenen dış ticaret açığı 2005 yılında Türkiye ekonomisinin önündeki risklerin başında yer alıyor. Önümüzdeki yıl 104 milyar dolarlık ithalata karşın ihracatın 71 milyar dolarda kalacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla, 2004 yılında cari dengeyi tehlike sınırına taşıyan dış ticaret açığı, endişe kaynağı olmaya devam edecek. Gelecek yıl cari açığın milli gelire oranının %4,4 seviyelerine yükselmesi kaçınılmaz gözüküyor. Bu oranın %5’e ulaşması ise Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için yeni bir krizle eş anlamlı.
2005 yılı bütçe büyüklüklerine baktığımızda ise harcamalardaki %8,4’lük artışa rağmen, gelirlerde %15,6’lık bir artışın öngörülmesi dikkat çekiyor. Bu artışlarla bütçe harcamalarının 155 katrilyon lira, bütçe gelirlerinin ise 126 katrilyon lira olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. Bütçe gelirlerindeki artışın neredeyse tamamı vergilerden karşılanıyor. Hükümetin 2005 yılında vergi gelirinden elde etmeyi planladığı miktar 119 katrilyon lira. Vergi gelirleri arasında dolaylı vergilerin payıyla birlikte vergideki adaletsizlik de giderek artıyor. 2000 yılında dolaylı vergilerin toplam vergilere oranı %60’tı. Bu oran, 2005 yılında %73’e yükselecek. Gelir ve servete oranla tahakkuk eden Kurumlar, Veraset ve İntikal, Gelir Vergisi gibi doğrudan vergilerin toplam içindeki payı ise bu dönemde sürekli küçüldü. Bu durum, 3 yıllık bir plan çerçevesinde yapılması öngörülen vergi indirimlerinin önemini artırıyor.
2004 yılı sonunda 59 katrilyon liraya ulaşması beklenen faiz giderlerinin 2005 yılı bütçesinde 56 katrilyon lira olarak belirlenmesi, bütçe gelirlerinin %47’sinin faiz ödemelerine gideceği bir yana bırakılırsa, sevindirici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ancak hükümet, İMF’nin ısrarı doğrultusunda GSMH’ye oranla %6,5 faiz dışı fazla verebilmek için önümüzdeki yıl da kemer sıkma politikalarına devam edecek.
Enflasyon, Ekim ayında tarım ve giyim sektöründeki fiyat artışlarının etkisinde, alışmaya başladığımız rakamların üzerine çıkarak sürpriz yaptı. Ekim’de %2,22 olarak gerçekleşen Tüketici Fiyatları Endeksi’ndeki artış 2004 yılı Mart ayından bu yana en yüksek seviyesine ulaşırken, Toptan Eşya Fiyat Endeksi’ndeki artış %3,23 ile geçen yıl Ocak ayındaki %5,6’lık enflasyondan bu yana görülen en yüksek aylık enflasyon rakamı oldu. Yıllık enflasyon rakamları ise, TÜFE’de %9,86’ya, TEFE’de %15,48’e yükseldi. Enflasyon rakamlarının tahminlerin üzerinde gelmesi, özellikle toptan eşya fiyatlarında, %12 olarak belirlenen yıl sonu hedefinin üzerine çıkılacağı endişesine yol açtı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, 1 Ocak-16 Kasım tarihleri arasında ihracat %32,3 artarak 54,5 milyar dolara ulaştı. İhracat rakamlarını açıklayan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, kurun fazla yardımcı olmamasına rağmen, 12 aylık ihracatın da 61 milyar 219 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini bildirdi.

Tavsiye Et