AKP’nin kapatılması talebiyle Yargıtay Başsavcısı tarafından hazırlanan iddianame, Anayasa Mahkemesi tarafından 31 Mart’ta kabul edildi. 14 Mart’ta mahkemeye sunulan iddianameyle ilgili olarak, mahkeme üyeleri, Gül’ün de dava kapsamında yargılanmasını oyçokluğuyla kabul ederken; bu karara üyelerden Haşim Kılıç, Sacit Adalı, Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli karşı çıktı. Davanın kabul edilmesinin ardından iddianame, ön savunmasını yapmak üzere AKP’ye gönderildi. Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığındaki bir heyetin AKP’nin savunma taslağını hazırladığı belirtiliyor. Ancak AKP’nin savunma metni henüz mahkemeye ulaştırılmadı. Anayasa Mahkemesi’nin AKP’ye savunma için verdiği 1 aylık yasal süre ise 2 Mayıs’ta doluyor. Şayet AKP, ek süre talebinde bulunursa bunu Anayasa Mahkemesi değerlendirecek. Ön savunmanın Anayasa Mahkemesi’ne verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirerek yargı sürecine devam edilecek. Anayasa Mahkemesi’nin iddianameyi kabul etmesine yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da tepkiler geldi. AB, sürecin endişe verici ve demokrasi ilkelerine aykırı olduğunu bildirirken; ABD, “Seçmen iradesine saygı gösterilmeli” açıklamasını yaptı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi de, resmî bir bildiri yayımlayarak, AKP hakkındaki kapatma davasından endişe duyduğunu açıkladı. Yine kapatma davasının kabulünün hemen ertesinde, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Ankara’ya “kritik bir ziyaret” gerçekleştirdi. Barroso, TBMM Genel Kurulu’nda laiklikten türbana, terörden Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine kadar birçok konuya değinen bir konuşma yaptı. AB üyelik sürecinde Türkiye’nin reformlara odaklanması gerektiğini vurgulayan Barroso, söz konusu gelişmelerle ilgili AB’nin rahatsızlığını dile getirdi.
22 Temmuz seçimleriyle ülkenin neredeyse yarısının oylarını almış bir partinin kapatılması davasını muhalefet partileri CHP ve MHP memnuniyetle karşılarken; DTP buna karşı çıkıyor. Bu süreç içinde AKP’nin “parti kapatmanın zorlaştırılması” yönünde Anayasa değişikliğine gideceği belirtiliyor. Küresel finans krizinin kapıda olduğu bir dönemde, ülkedeki istikrarı ciddi anlamda etkileyebilecek söz konusu davanın “kapatma” ile sonuçlanmaması ise aklıselim herkesin temennisi.
Tavsiye Et
Kapatılan Nokta dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen darbe günlüklerini yayımlaması nedeniyle hakkında açılan davadan beraat etti. Nokta’nın 22. sayısında, 2004’te yapılmak istenen “Ayışığı” ve “Sarıkız” adlı darbe planlarının yer aldığı “Darbe Günlükleri” yayımlanmış; ardından gelen baskılar karşısında 20 Nisan 2007’de dergi kapanmıştı. Emekli Oramiral Örnek de kendisine iftira atıldığı gerekçesiyle Görmüş’e dava açmıştı. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 19 Eylül 2007’de başlanan davada, Görmüş hakkında “iftira” suçlamasından dolayı 1 ile 4 yıl, “neşren hakaret” suçundan da 3 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası istenmişti. Duruşmada askerî savcılığın darbe iddiaları ile ilgili Genelkurmay’a gönderdiği belgeler hakkında yaptığı çalışmaların ve darbe günlüklerinin bir kopyasının da Başbakanlık’ta olduğu iddiasının araştırılması amacıyla dava ertelenmişti. Yapılan incelemeler sonucunda, Örnek’e ait olduğu açıklanan günlüklerin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bilgisayarlardan çıktığı anlaşıldı. 11 Nisan’da görülen son davada mahkeme Görmüş’ün beraatına karar verdi. Mahkeme sonrası açıklama yapan Görmüş, “iddiasını ispat” hakkı verilmediği için hakkında çıkan beraat kararından memnun olmadığını belirterek temyize gideceklerini belirtti. Bu arada “günlük”lerde adı geçen emekli generallerin yargılanması istemiyle bugüne kadar yapılan 6 suç duyurusu askerî savcılığa gönderildi. Askerî savcılık ise Genelkurmay’dan soruşturma izni istedi. Bütün bu olanlara rağmen Genelkurmay hâlâ sessizliğini koruyor.
Tavsiye Et
Eski ABD Başkanı Jimmy Carter, “barış görüşmeleri”ni yeniden başlatmak amacıyla 14 Nisan’da 9 günlük bir Ortadoğu turuna çıktı. 1979’daki Camp David Anlaşması ile Ortadoğu’daki ilk Arap-İsrail barışının mimarı Carter, öncelikle İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le bir araya geldi. Ziyaretlerin odağında ise Carter’ın Hamas lideri Halid Meşal ile görüşmesi vardı. ABD ve İsrail’in tepki gösterdiği bu görüşme öncesi Carter, İsrailli yetkilileri ikna etmeye çalıştı. Ancak tüm çabasına rağmen Hamas kontrolündeki Gazze’ye geçmesine izin verilmedi. Carter, daha sonra Kahire’ye giderek buradaki Hamaslı yetkililerle, oradan Suriye’nin başkenti Şam’a geçerek Hamas lideri Halid Meşal ile iki kez görüştü. Görüşmelerde İsrail ile muhtemel mahkum değişimi ve Hamas kontrolündeki Gazze’de İsrail’in uyguladığı ablukanın kaldırılması konuları ele alındı. Beyaz Saray, bütün itiraz ve eleştirilere rağmen Meşal ile bir araya gelen Carter’ın ABD’yi temsil etmediğini açıkladı. Ortadoğu’da barışa ulaşmak için ABD ve İsrail’in “terörist” dediği Hamas ve terörizmi desteklemekle suçladığı Suriye’nin de sürece dâhil olması gerektiğini düşünen Carter, 2006’da Türkiye’nin yaşadığının bir benzerini yaşıyor. Aradaki fark ise, görüşme talebinde bulunan tarafın Carter olması. Oysa 2006’da Filistin tarafının talebiyle Halid Meşal Türkiye’ye davet edilmiş ve görüşme özellikle İsrail, ABD ve Türk basınının bir kesiminin büyük tepkisini çekmişti. Bugün ise Türk basınında Carter aleyhinde herhangi bir yazı mevcut değil.
Tavsiye Et
Çocuklara cinsel taciz skandalları yüzünden Amerikan Katolik Kilisesi’nin itibarının zedelendiği bir dönemde Papa 16. Benedict, altı günlük bir ziyaret için ABD’ye gitti. ABD Başkanı George Bush, ülkesine ilk kez gelen Papa’yı havaalanında karşıladı. İkili görüşmelerde, ülkedeki 70 milyon Katolik ile Ortadoğu, Irak, insan hakları ve dinî özgürlükler, Afrika’da yoksulluk, sürdürülebilir kalkınma gibi konular ele alındı. Avrupa’nın “Tanrı yokmuş gibi” davranarak dini hayattan çıkarmasını eleştiren 16. Benedict’in, bu konuda Amerika’nın örnek alınması gerektiğini vurgulaması tartışma yarattı. ABD’ye giden üçüncü Papa olan 16. Benedict, Müslüman, Yahudi, Hindu, Budist ve Cadist temsilcilerle bir araya geldi; BM’yi ve 11 Eylül saldırılarında yıkılan İkiz Kuleler’in enkazını ziyaret etti; Yankee Stadyumu’nda ayin yönetti. Katolik Kilisesi’nin imajını düzeltmek amacıyla yapıldığı söylenen bu ziyarette Papa’nın, barış, insan hakları, dinler arası diyalog gibi kelimelere vurgu yapan sözleri ise özelikle İslam dünyası tarafından samimi bulunmadı.
Tavsiye Et
2-4 Nisan tarihlerinde Romanya’nın başkenti Bükreş’te gerçekleşen NATO Zirvesi, Soğuk Savaş dönemini aratmayan Washington-Moskova rekabetine sahne oldu. NATO üyesi 26 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren Bükreş Zirvesi’ne Türkiye’yi temsilen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında bir heyet katıldı. Zirvede, ittifak dışı ülkelerle ortaklık ve işbirliğinin geliştirilmesi, Afganistan, Kosova, AB ile ilişkiler ve NATO komutasındaki operasyonların daha etkin hale getirilmesinin yöntemleri üzerinde duruldu. Ukrayna ve Gürcistan NATO’ya üye olarak kabul edilmezken, Hırvatistan ve Arnavutluk ise kabul edildi. Makedonya’nın üyeliği ise ertelendi. Rusya’nın karşı çıktığı füze kalkanı projesinin benimsendiği zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan’ı kapsayacak kısa menzilli bir füze savunma sistemi konusunda da uzlaşıldı. Afganistan’a da yaklaşık 2500 yeni asker taahhüdünde bulunuldu. Söz konusu rekabette Rusya, NATO üyesi olmamasına rağmen genişleme konusunda isteklerini kabul ettirerek; ABD ise, “füze savunma sistemi”ni müttefiklere benimseterek zirveden kazançlı çıktı.
Tavsiye Et
İtalya’da yapılan genel seçimleri, Silvio Berlusconi liderliğindeki merkez sağ koalisyonu kazandı. 9-10 Nisan tarihlerinde yapılan seçimlerden, merkez sağ koalisyonu %47 oranında oy alırken, Valter Weltroni liderliğindeki merkez sol koalisyonu %38’de kaldı. Seçimlerde radikal sol partiler ile Yeşiller Partisi ise %3 oranında oy alarak parlamentoya giremedi. 2006’daki seçimlerden zaferle çıkan Romano Prodi liderliğindeki koalisyon hükümeti, anlaşmazlıklar sebebiyle birlikteliğini yürütememiş ve Başbakan Prodi’nin istifası üzerine İtalyan Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano 6 Şubat’ta parlamentoyu feshederek erken seçim sürecini resmen başlatmıştı. İtalya’da medya, reklam, sigorta, inşaat ve gıda gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösteren bir şirketler grubunun sahibi olan Berlusconi, ülkenin üçüncü kez başbakanı seçildi. Görev yaptığı dönemlere ait hakkında yolsuzluk iddiaları bulunan Berlusconi’nin yeniden başbakan seçilmesi ilginç karşılanırken, yeni dönemde neler yapacağı merak konusu.
Tavsiye Et
Ana muhalefet partisi CHP’nin 26-27 Nisan’da Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda toplanan 32. Olağan Kurultayı’nda, Deniz Baykal yeniden başkan seçildi. Kurultay’ın ilk gününde yapılan genel başkanlık seçiminde, parti genel başkanlığı için adaylıklarını açıklayan Umut Oran, Haluk Koç ve Ayhan Yalçınkaya tüzük gereği genel başkan adayı olabilmek için gereken 253 delegenin imzasına ulaşamazken; Baykal, 1016 delegenin imzasını aldı. Böylece tek aday olarak girdiği seçimde Baykal, 1021 oyla 10. kez Genel Başkan oldu. Zaman zaman gergin anların yaşandığı Kurultay’da Baykal’ın sözleri kamuoyunda çokça tartışıldı. CHP’nin büyük iç tartışmaların içinden geçtiğini söyleyen Baykal, bu tartışmaları kurultayla birlikte geride bıraktıklarını ifade etti. Başkanlık yarışına girenleri azarlayan Baykal “tek adam” vurgusuyla konuşmasını bitirdi. Son günlerde “yolsuzluk suçlaması”yla gündeme gelen CHP’de görünen o ki değişen bir şey yok. Akıllarda kurultaydan geriye kalan ise tribünlerdeki ilginç pankarttı: “Saymadım kaç yıl oldu, biz iktidar olmayalı.”
Tavsiye Et
Başbakan Tayyip Erdoğan, Katarlı meslektaşının daveti üzerine Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ile birlikte 13-15 Nisan tarihleri arasında bu ülkeyi ziyaret etti. Erdoğan, Arap ve Batı ülkelerinden üst düzey yetkililerin, tanınmış diplomat, siyaset bilimci ve ekonomistlerin ve İsrail dışişleri bakanının da aralarında bulunduğu yaklaşık 300 kişinin katıldığı 8. Doha Demokrasi Kalkınma ve Serbest Ticaret Forumu’nun açılışında demokrasi, İslamafobi, terörizm, medeniyetler çatışması üzerine bir konuşma yaptı. Ziyaret sırasında sanayi ve enerji alanında ikili görüşmeler yapıldı; Körfez İşbirliği Konseyi ile ilişkilerin derinleşmesi için Katar’dan destek alındı; Türk vatandaşları ile de bir araya gelindi. Son yıllarda siyasi ve iktisadi gücünü giderek artıran doğalgaz zengini Katar, dünyanın ekonomik krizle çalkalandığı bir dönemde ilgi odağı haline geldi. Türk müteahhitlerin 5,5 milyar dolar tutarında projeler yürüttüğü Katar ile ticaret hacminin artırılması Türkiye’nin krizden en az zararla çıkması açısından önemli.
Tavsiye Et
Son dönemde üniversite öğrencileri arasında yaygınlaşan provokatif eylemlerin sonuncusu Antalya’da yaşandı. 4 ve 6 Nisan’da Akdeniz Üniversitesi’nde karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada, bıçaklar ve sopaların yanında silahlar da konuştu. Olaylar sırasında 7 kişi yaralanırken, 40 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 25’inin yurtta kalan öğrenci olduğu, 4’ünün öğrenci olmadığı, 2’sinin de 18 yaşından küçük olduğu ifade edildi. Olaylarda silah kullanan Ömer Ulusoy’un da aralarında bulunduğu 10’a yakın kişi tutuklandı. Ulusoy’un MHP teşkilatı ile ilişkili olduğunun tespit edilmesiyle ortalık iyice karıştı. Saldırganı tanımadığını söyleyen MHP Antalya İl Başkanı ile Ulusoy’un aynı karede yer aldığı görüntülerin ortaya çıkması üzerine Genel Merkez, Antalya il yönetimini görevden aldı. Olay sonrası üniversitelere bir genelge gönderen YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, kampüslerdeki güvenlik tedbirlerinin artırılmasını isterken; Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı Akdeniz Öğrenci Yurdu Müdürü Ramazan Tatlı görevinden alındı.
Tavsiye Et