ANLAYIŞ’ın 2003 yılının Haziran ayında
yoluna çıkarken bir iddiası vardı: Kendimizle ve dünyayla yüzleşmek. Bu karar,
bizi sağlam bir duruş ve derin bir anlayış sahibi kılacak temel adımdı. Zira
yüzleşmeden istikametimizi doğrultamaz, kendimizi ve dünyayı anlayamazdık.
Anlamadan da değiştiremezdik.
Anlamak için realist, değiştirmek içinse idealist olmak gerekir. Birisi
diğerinin alternatifi değil, tam aksine tamamlayıcısıdır. Pür realizm güncelin,
pür idealizm ise boş hayallerin kölesi yapar bizleri. ANLAYIŞ, her iki uç
arasındaki ‘mümkün’de karar kıldı. Mevcut ile muhayyel arasındaki mümkünü bulmak
için güncelin geçiciliğine kapılmamak, değişenin ardındaki değişmeyeni aramak
gerekirdi.
Bu kaygılarla yoluna devam eden ANLAYIŞ ulusal ve küresel
sorunlara tarihsel derinlikten ve medeniyet perspektifinden bakmayı bir görev
bildi. Yanlış ve eksik bilginin insanları zorbalığa mahkum edeceği gerçeğini
aklından hiç çıkarmadı ANLAYIŞ çalışanları.
Uluslararası ilişkiler, ekonomi, siyaset bilimi ve toplum alanlarında ANLAYIŞ
dünyayı Türkiye’ye, Türkiye’yi dünyaya taşıma misyonunu üstlendi. ANLAYIŞ,
Türkiye’yi ve dünyayı anlamak isteyen ve bu uğurda okuma zahmetine katlanmaya
hazır herkese ve her kesime seslenmeye devam ediyor.