ABD ekonomisinde toparlanma sinyalleri güç kazanıyor. Üçüncü çeyrekte özellikle tüketim harcamalarındaki artışın etkisiyle yakalanan %7,2’lik güçlü büyüme oranı gözden geçirilerek %8,2’ye yükseltildi. Bu rakam ABD ekonomisinin son 20 yılda ulaştığı en yüksek büyüme oranını ifade ediyor. Kasım ayında, büyümenin öncü göstergesi sanayi üretimi %0,9 oranında yükselirken; Amerikalıların tüketim harcamalarında da %0,5 oranında artış gözlendi. İşsizlik ise %0,1 oranında azalarak %5,9’a geriledi. ABD ekonomisinde cari açık, yılın üçüncü çeyreğinde %3 düşüşle 135 milyar dolara indi. Yetkililer bu gerilemede kurun düşük seyretmesinin etkili olduğunu dile getiriyorlar. Tüketici fiyatları ise Kasım ayında sürpriz bir şekilde gerileyerek, son 38 yılın en düşük seviyesine indi. TÜFE Kasım ayında %0,2 oranında gerilerken, yıllık bazdaki enflasyon %1,8 olarak gerçekleşti.
ABD ekonomisine Aralık ayında dolardaki değer kaybı damgasını vurdu. Aralık ayı ortalarında dolar/euro paritesi zirve yaparak 1,25’i gördü. Diğer yandan dolar altın karşısında da büyük ölçüde geriledi. Altının ons fiyatı 413 dolara kadar yükselerek 1996’dan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Bush yönetimi güçlü dolar politikasına verdikleri desteğin sürdüğünü açıklasa da ekonomistler doların daha fazla değer kaybedebileceğini belirtiyorlar. Diğer yandan dolardaki düşüş ile ucuzlayan ihracatta patlama yaşanırken; ihracata yönelik sektörlerde istihdam artıyor. Son dönemde ABD’de dolardaki değer kaybına bağlı olarak firma kârlarında da artışlar görülüyor.
2003 yılında durgunluğu aşmakta zorlanan euro bölgesi ekonomisi, güçlenen iç talebin ve dünya genelindeki toparlanmanın etkisiyle iyileşme yoluna giriyor. Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı bir raporda artan ihracatın bölge ekonomisinde canlanmanın tetikleyicisi olduğu belirtilerek; dolardaki değer kaybının devam etmesi durumunda, dünya pazarında giderek pahalılaşan Avrupa ürünlerine olan talebin biraz kırılabileceğine dikkat çekiliyor. Diğer yandan, euronun güçlü olması düşük enflasyonu koruyarak iç talebi destekliyor ve ithalatı Avrupalılar için ucuzlatıyor.
OECD’nin Ekonomik Görünüm Raporu’nda da 2003 yılında euro bölgesi için %0,5 gibi düşük bir büyüme oranı öngörülüyor. Dünya ticaretindeki güçlenmeler, Avrupa’daki şirketlerin mali yapılarının iyileşmesi ve uygulanan para politikalarının desteğiyle 2004 ve 2005 yıllarında büyümenin sırasıyla %1,8’e ve %2,5’e yükselmesi bekleniyor.
2002 yılında yaşadığı ekonomik krizle dünya gündemine oturan Arjantin’de krizin etkileri yavaş yavaş siliniyor. Arjantin ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde %2,8 oranında büyüdü. Geçen yılın aynı dönemine göre büyüme oranı %9,8 olarak gerçekleşti. Öte yandan Türkiye ve Brezilya ile birlikte Uluslararası Para Fonu (İMF)’nun en büyük borçluları arasında yer alan Arjantin, 2002 yılından kalan 88 milyar dolarlık borcun büyük bölümünü ödemeyeceğini açıkladı.
Tavsiye Et
Türkiye, 2003 yılına ekonomideki olumlu gelişmelerin getirdiği iyimserlik havası ile veda etti. 2003 yılında enflasyondaki düşüş eğilimi başarıyla sürdürüldü; büyüme, üretim, ihracat ve kapasite kullanım oranlarında da iyi bir performans yakalandı. Ekonomide yıl sonu hedeflerine büyük ölçüde yaklaşılırken; bütçe harcamalarının belirlenenin altında gerçekleşmesi sevindirici bir gelişme oldu. Bununla birlikte, ekonomideki olumlu hava istihdam rakamları üzerine henüz yansımadı ve bu dönemde iç talepte belirgin bir artış görülmedi. Diğer yandan, vergi barışı ile İMF’nin tahminlerinin ötesinde kaynak sağlayan hükümet, özelleştirmede ise umduğunu bulamadı.
2003 yılı için öngörülen %5 büyüme hedefine giderek yaklaşılıyor. DİE’nin açıkladığı verilere göre, üçüncü çeyrekte GSMH bir önceki yılın aynı dönemine göre %4,9, GSYİH ise %4,8 artış gösterdi. Buna göre, Türkiye ekonomisi bu yılın ilk dokuz ayında %5,2 oranında büyüdü. Rakamlar yıl sonu büyüme hedefine ulaşılacağını, fakat önceden öngörüldüğü üzere %5’in çok üzerinde bir büyüme ihtimalinin zayıfladığını gösteriyor. Bununla birlikte, Türkiye’nin 2003 yılında en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer alması bekleniyor.
Ekonomik programın öncü göstergesi olan enflasyon oranlarında 2002 yılının başında yakalanan iyileşme eğilimi sürüyor. DİE’nin belirlediği verilere göre Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) Kasım ayında %1,6, Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) ise %1,7 oranında artış gösterdi. Kasım ayı enflasyon rakamları, gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle piyasa beklentilerinin biraz üzerinde gerçekleşse de yıllık bazdaki oranlarda konulan hedefler aşıldı. Geçen yılın Kasım ayına göre, TÜFE %19,3 artış gösterirken, TEFE’de bu oran %16,2 düzeyinde gerçekleşti.
Ekonomideki büyümenin önemli göstergelerinden olan sanayi üretimindeki artış sürüyor. Sanayi üretimi bu yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre %9,4 oranında arttı. En önemli artış %9,7 ile madencilik sektöründe gerçekleşti. Sanayi üretimi Ekim ayında da geçen yılın aynı dönemine göre %12,3 artarak iyi bir performans sergiledi.
Ekonomik göstergelerdeki toparlanma işaretleri kapasite kullanım oranlarına da yansıyor. Kapasite kullanım oranları Kasım’da ayında %79,9’la beklentilerin üzerine çıktı. Otomotiv sektörü ise ihracattaki iyileşmenin etkisiyle %48 kapasite kullanım oranını yakaladı. Otomotiv sektöründe bu oran geçen sene %35,1 seviyesindeydi.
Devletlerin borç ödeyebilirliğinin önemli bir göstergesi olan faiz dışı fazlada 18,3 katrilyon lira olarak değiştirilen hedef aşıldı. Ocak-Kasım döneminde faiz dışı fazla 20,1 katrilyon lira tutarında gerçekleşirken, aynı dönemde bütçe açığı ise 33 katrilyon liraya ulaştı.
2003 yılında Türkiye’ye giren kaynağı belirsiz para miktarında rekor artış gözlendi. Merkez Bankası ödemeler dengesi bilançosuna göre Ocak-Kasım döneminde yurt içinden ve yurt dışından ülkeye giren, kaynağı bilinmeyen net para miktarı 3,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türk yatırımcıların yurtdışında yaptıkları portföy yatırımları ise yılın ilk dokuz ayında 686 milyon dolar azalarak, 1 milyar dolara indi.
Firmalar da 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan krizlerin olumsuz etkilerini üzerlerinden atmaya başladı. Merkez Bankası’nın araştırmasına göre, 2001 yılında hesap dönemlerini kârla kapatan firma oranı %68 iken, 2002 sonunda %75’e yükseldi. Firmaların öz kaynakları yükselirken, yabancı kaynak payı ise gerilemeye başladı.
Tavsiye Et