Sami dillerde Erep; yani ‘güneşin battığı yer’ anlamına gelen Avrupa adını, Fenike kralının (tanrı Zeus tarafından kandırılarak tecavüz edilen) güzel kızından aldı. “Avrupalı” terimi ise ilk kez, 732 yılında Charles Martel’in Poitiers’de Abdurrahman el-Gafıki’ye karşı kazandığı zafer sonrasında, güneyden gelen işgalciye karşı çıkanları tanımlamak için ve dinî bir kavram olarak kullanıldı. Avrupalılık bilinci Haçlı Seferleriyle gelişir. Osmanlı birlikleri Viyana’yı tehdit ettiklerinde, neredeyse tüm Avrupa ittifak yaptı. Kısacası Avrupa’nın İslam ile ilişkileri çatışma ve kriz eksenlidir. Halbuki Muallim-i Evvel Aristo’dan Averroes İbn Rüşd’e, paylaşılan değerler de var. Müslümanlar Avrupa’nın 750 yıl batısında, 500 yıl da doğusunda hüküm sürdü. Avrupa Avrasya’nın batı ucunda bir yarımada. Yüzölçümü Avrasya’nın 5’te 1’i, nüfusu 6’da 1’i kadar. 13’üncü yüzyılda bu coğrafyada başlayan değişim rüzgarı, kısa zamanda bütün dünyayı sarsacak bir kasırgaya dönüştü. Avrupa yeni bir dönüm noktasında. Ya beyaz adamın sorumluluğundan vazgeçecek ve tarihinde ilk kez kuşatıcı bir kimlikle İslam’ı kucaklayarak uyum içinde büyüyecek, ya da ‘öteki’leştirdiği Müslümanların lanetiyle kuruyup yok olacak.
Paylaş
Tavsiye Et