Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (April 2004) > Müzik
Müzik
incesaz iki/eylül şarkıları
Solist: Melihat Gülses
Yapım: Kalan Müzik, 2002
İncesaz Topluluğu, Türk müziği alanında yeni ve ilgiyle dinlenecek çalışmalar ortaya koyuyor. Toplulukta Melihat Gülses (solist), Derya Türkan (Kemençe), Murat Aydemir (Tanbur), Taner Sayacıoğlu (Kanun) ve Cengiz Onural (Gitar) gibi sanatçıların varlığı, icranın kalitesini de oldukça yükseltmiş. Türk müziği sazlarının gerçekten temiz bir yorumunu dinliyorsunuz albümde. Bazı Batı müziği sazlarıyla ne kadar uyumlu çalabildiklerini de. Eylül Şarkıları, geleneksel Türk müziği formunun günümüz şiiriyle ilginç bir buluşmasını da yansıtıyor bence. Bu buluşma, Türk müziği makamlarının zenginliğini göstermesi bakımından da güzel bir örnek teşkil ediyor.
Albümde yer alan bazı parçalar dikkat çekiyor ve gerçekten güzel bestelenmiş parçalar. Mesela albümün sabâ makamında bestelenmiş ilk parçası olan “Çok aşığın var diyorlar/Yalan de yeter bana”, oldukça hoş. Söz ve müzik Cengiz Onural’a ait. Melihat Gülses gibi usta bir yorumcunun seslendirmiş olması da, parçanın güzelliğine güzellik katmış. Albümün üçüncü parçası olan “Ateşli gözlerinin seyrine daldım”, Hacı Arif Bey’in “Muntazır Teşrifine Hazır Kayık” adlı eserine bir nazire olarak yapılmış; söz ve müzik, yine Cengiz Onural’ın.
Kalan Müzik tarafından yayınlanan “İncesaz İki/Eylül Şarkıları” albümünde yer alan şarkıların çoğunun söz ve müziği Cengiz Onural’ın. Öyle anlaşılıyor ki İncesaz Topluluğu, geçmişten günümüze ulaşan makamsal zenginliği, bugünün şiiriyle ve usta icrasıyla buluşturup, yeni bir tarz ortaya koymaya çalışıyor. Kalan Müzik de, bu tarz çalışmaların dinleyiciye ulaşması yolunda önemli bir görevi daha yerine getirmiş oluyor.  / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et
Şevkî Bey
Türk Bestekârları Serisi
Yapım: Sony Müzik, Kolektif
Şevki Bey, 31 yıllık kısa ömrüne bin kadar eser sığdırabilmiş, Türk müziği şarkı formunun en önemli bestekârlarından biridir. Müzik yeteneğinin belirgin bir şekilde ortaya çıkması üzerine ortaokuldan sonra Mızıka-yı Hümâyun’a girmiş ve burada Hacı Arif Bey’in öğrencisi olmuştur. Daha sonra sarayın fasıl topluluğunda hanende olarak görev yapmaya başlamıştır. Zamanla sarayın resmi havasından, formalitelerden sıkılarak istifa etmiş ve “Rüsûmat Nezareti(Gümrük Bakanlığı)”nde katiplik yapmaya başlamıştır.
Oldukça verimli bir bestekâr olan Şevki Bey’in ömrü kısa olmuş; ancak bu kısa ömründe bin eser besteleyebilmiştir. Kendisi ölümü yaklaştığı sıralarda “Arza layık değil amma hünerim/Nâçizane bini buldu eserim” diyerek, bestelediği eserlerin sayısı ile ilgili bir bilgi de veriyor. Ancak bugün elimizde Şevki Bey’e ait 210 eser bulunmaktadır.
Hacı Arif Bey’in öğrencisi hatta en önemli takipçisi olan Şevki Bey, 1860 yılında doğmuş ve 1891 yılında ölmüştür. O günlerde yayımlanan bazı gazetelerde, ölümüyle ilgili şu satırlara rastlanmaktadır: “Hanende-şehir Şevki Bey Cumartesi gecesi, Beylerbeyi’nde Gümrükçü Rasim Bey’in hanesinde kalp sektesinden öldü. Mûsikîde üstad fakat mest-ü müdam idi”. Şevki Bey, Hacı Arif Bey’den sonra Türk Mûsikîsi şarkı formunu zirveye ulaştırmış bir bestekârdır.
Kemençevî Ahmet Kadri Rizeli’nin prodüktörlüğü ve sanat yönetmenliğinde SONY Müzik ve Sanat A.Ş. tarafından, “Türk Bestekârları Serisi” arasında yayınlanan Şevki Bey albümü, Şevki Bey’in önemli eserlerini bir araya getirmiş. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et