Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (May 2004) > Müzik
Müzik
Nietzsche’nin Müzik Üzerine Düşünceleri
Pierre Lasserre
Çeviri: İlhan Usmanbaş
İstanbul: Pan Yayıncılık, 1997
Nietzsche’nin iniş-çıkışlarla dolu hayatında müziğin de önemli bir yeri vardır kuşkusuz. Hatta onun düşünce evreninde müziğin büyük bir yer işgal ettiği de kesindir. Nietzsche, yazarlık hayatının daha henüz başlarında müziksel esini ve müziksel heyecanı metafizik gerçekliklerin bir aracısı gibi almıştır. Müziğin etkisiyle zenginleşmiş ama akıl ve ahlak yönünden böylesine yozlaşmış bir uygarlığın yeniden dirileceğini düşünüyordu Nietzsche.
Nietzsche, bir papaz çocuğudur. “Tragedyanın Doğuşu”, “Böyle Buyurdu Zerdüşt” kadar olmasa da, onun ilk önemli kitabıdır. Bu kitapta Wagner’i yere göğe sığdıramaz Nietzsche ve böylece Wagnerciler’in de sempatisini kazanır. Düşünür, gençlik yıllarında tam bir Wagner hayranıdır. Ama bu hayranlık giderek nefrete dönüşür ve bu süreçte müziği de eleştirir Nietzsche… Ömrünün sonlarına doğru ise bu düşünceleri de tamamen değişir. Gerçek müziğin arı müzik olduğunu, onun salt müzik esiniyle beslendiğini, müzikten tat almanın en üst düzeyde sanatkârca yolunun, müziği salt müzik olarak görmek olduğunu söyler.
Nietzsche’ye göre eğer müzik akla ve duygunun üst katlarına seslenmemiş olsaydı, ona sanat diyemezdik; onu basit gösteri danslarının estetik katlarına alırdık. Bütün sanatlar içinde yapısı gereği insan duyularını en fazla avucu içine alan, fiziksel olarak insanı büyüleme gücü en yüksek sanattır müzik, Nietzsche için.
Pierre Lasserre, “Nietzsche’nin Müzik Üzerine Düşünceleri” adlı kitabında, Nietzsche’nin müzikle ilgili söylediği, düşündüğü hemen her şeyi kaleme almış ve bunların kritiğini de gerçekleştirmiş. Kitap, İlhan Usmanbaş gibi ülkemizin yetiştirdiği önemli bir müzisyen tarafından tercüme edilmiş ve Pan Yayıncılık tarafından birkaç yıl önce yayınlanmış. Ancak kitabın önemi, onu, kütüphanelerde bulundurulması ve her zaman okunması gereken bir kitap haline getiriyor. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et
Hayde
Kazım Koyuncu
Yapım: Beyoğlu Metropol Müzik, 2004
“Gülbeyaz” adlı televizyon dizisine rast gelip izlediyseniz eğer, müziklerine de belki kulağınız takılmıştır. Hatta bazıları bu diziyi sadece müziklerini dinlemek için izlediklerini söylüyordu. Gerçekten nefis müzikleri vardı bu dizinin. Müzikleri de, Kazım Koyuncu yapıyordu. Kazım Koyuncu, Artvin/Hopa doğumlu bir müzisyen. 1992 yılında kurduğu Zuğaşi Berepe adlı lazca rock grubuyla çıkış yaptı ve bu grupla üç albüm çıkardı. “Gülbeyaz” ve “Sultan Makamı” adlı dizilerin de müziklerini, Kazım Koyuncu bestelemiş. Ancak, Sultan makamı adlı dizinin müziklerini, Kemal Sahir Gürel’le birlikte hazırladığını da hatırlatmakta fayda var.
“Hayde” Kazım Koyuncu’nun yedinci albümü. Bu albümde, elektrogitarın Karadeniz kemençe ve tulumuyla nasıl uyum sağladığını görüyorsunuz. Bu uyum, hiç kuşkusuz Kazım Koyuncu’nun kabiliyetleri sayesinde olmuş. Koyuncu, Karadenizli bir müzisyen olarak bölgenin hemen hemen bütün ezgi zenginliğini, ustaca çaldığı gitarının perdelerine taşımış. Ne gitarı kendi özelliklerinden uzaklaştırmış, ne kemençeyi, ne de tulumu. Bu buluşma, gerçekten güzel bir buluşma olmuş.
Kazım Koyuncu, albümde kendi yorumuyla Karadeniz’in neredeyse bütün seslerini duyurmaya çalışmış. Lazca, Gürcüce, Hemşince, Megrelce ve Türkçe anonim ezgilerin bir araya geldiği “Hayde” adlı albümde, Karadeniz’in hüznünü de, coşkusunu da dinleyebiliyorsunuz. Ama, özellikle Şevval Sam’ın seslendirdiği parçalarda ve Tsira’daki duygusallık, oldukça etkileyici. Dikkatlice dinlediğinizde yerel zenginlikleri fark ediyor, duygusallıkların ne kadar temiz ve kirletilememiş olduğunu anlıyorsunuz. Çok keskin ve sert mizaçlı olduğu düşünülen Karadeniz insanının, ezgilere sinmiş derin ve yumuşak yüreğini de hissedebiliyorsunuz coşkusuyla birlikte. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et
Eşik Erol Parlak Bağlama Beşlisi
Erol Parlak, Eren Demir, Doğan Yıldırım, Ali Kazım Akdağ ve Güven Türkmen
Yapım: Akkiraz Müzik
Erol Parlak, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın ülkemize kazandırdığı çok önemli bağlama sanatçılarımızdan biri. Bağlama sazının inceliklerini keşfeden, onun unutulmaya yüz tutmuş elle çalma tekniğinin (şelpe) yeniden gündeme gelmesi için epey çaba sarf eden, hatta bu konuda bir de kitap yazan Erol Parlak, çalışmalarında her zaman Anadolu’nun kültürel bütünlüğünü vurgulamış, insanı evrensel bir olgu olarak temel alan ve farklı kültürel zenginlikleri ifade etmeye yönelen bir tutum sergilemiştir. Erol Parlak bugün ulusal ve uluslararası birçok projede yer alan ve aynı doğrultuda üreten bir sanatçı olarak, Anadolu ruhunu ve kültür zenginliğini yorulmadan dünyaya tanıtmaya devam etmektedir. Erol Parlak’ın “Türkiye’de El İle (Tezenesiz) Saz Çalma Geleneği ve Çalış Teknikleri” adlı kitabı Kültür Bakanlığı, “Şelpe (El İle Bağlama Çalma) Tekniği Metodu” ise Ekin Yayınları tarafından yayımlandı. “Bozlaklar” adlı bir kitabı da yayımlanmak üzere.
Erol Parlak’ın kendi yetiştirdiği dört genç bağlama sanatçısını (Eren Demir, Doğan Yıldırım, Ali Kazım Akdağ ve Güven Türkmen) yanına alarak oluşturduğu ve “Erol Parlak Bağlama Beşlisi” ile hazırladığı “Eşik” adlı albümü de bir süre önce yayınlandı. Grubun repertuarı Anadolu müziği üzerine kurulu, anonim ve kişisel üretimlerden oluşan; deyişlerden semahlara, türkülerden halaylara, zeybeklere ve oyun ezgilerine kadar uzanan çeşitli eserlerden meydana geliyor. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et