Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (September 2004) > Müzik
Müzik
Popüler Müzik ve İletişim
James Lull
Çeviren: Turgut İblağ
İstanbul: Çiviyazıları Yayınevi, 2000
“Popüler Müzik ve İletişim”, popüler müziğin tanımı, anlamı ve içeriğini tartışan beş uzun makaleden oluşuyor. Kitabın editörü James Lull, bu müziğin elit akademisyenler tarafından önemsenmemesine, kitabı hazırlamak suretiyle bir seçenek sunmuş. Popüler müziğin dünyanın hemen her yanında geniş kesimlerce bu denli ilgi görmesinin nedenlerini sorgulayan ve bu müziği tanıtan kapsamlı araştırmaları kitapta bir araya getirmiş. Eser, mikro ve makro düzeydeki her tür iletişim ağında bu müziğin neden çokça işlevsel bir rol üstlendiğini ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Kitapta James Lull’ın makalesinin yanı sıra, dört yazarın daha incelemesi bulunuyor. Bu yazarların her biri, müzik ve iletişim konusunda farklı fikirler ileri sürüyor. Bir makalede, video müziğin dünyadaki rolü ve işlevi sorgulanırken bir başkasında da bu müziğin ABD’deki politik rolü araştırılıyor. Akademisyenler eleştirel bir yaklaşımla bu müziğin toplum üzerindeki etkisini olumlu ve olumsuz yönleriyle gün ışığına çıkarmaya çalışıyorlar. Bu yazarları aynı zamanda bir kültür yorumcusu olarak düşünmek de mümkün. Kitabın bu bağlamda bir diğer işlevi de, popüler müziğin temel bir kültürel kanal olarak düşünülmesine katkı sağlamasıdır.
Bu küçük boyutlu ama önemli kitap, editör James Lull’ın adeta bir makale niteliğindeki uzun giriş yazısıyla başlıyor. Kitapta David King Dunaway’in “ABD’de Politik İletişim Olarak Müzik”, Simon Frith, Eric W. Rothenbuhler ve Tom Mc Court’un “Popüler Müziğin Endüstrileşmesi”, Eric W. Rothenbuhler ve Tom Mc Court’un “Ticari Radyo ve Popüler Müzik” ve Dean Abt’in “Müzik Klipleri: Görsel Boyutun Etkisi” başlıklı makaleleri yer alıyor.
Turgut İblağ tarafından Türkçe’ye kazandırılan kitap, müzik sosyolojisi alanında pek az yayının bulunduğu ülkemiz müzik yayınlarına önemli bir katkı. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et
Bende Can
Yurdal Tokcan
Akustik Yapım, 2004
Yurdal Tokcan, genç kuşak ud virtüozlarımızdan. Ud sazına son derece hâkim olan sanatçı, daha ziyade kânun sanatçısı Göksel Baktagir ile birlikte tanındı. Ancak Yurdal Tokcan, bunun ötesinde Kudsi Erguner, Mercan Dede ve Burhan Öçal ile birlikte de çeşitli festivaller kapsamında çalmış. Bir ud virtüozu olarak Tokcan’ın en önemli özelliği, ud sazının geleneksel icrasını günümüz tınılarıyla birleştirerek kendi özgün tekniğini geliştirmiş olmasıdır. İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’ndaki aslî görevinin yanı sıra İstanbul Fasıl Grubu, İstanbul Tasavvuf Topluluğu ve özellikle akademik kurumlarda konserler verdiği İstanbul Sâzendeleri ile birlikte çalışmalarına devam etmektedir.
“Bende Can”, Yurdal Tokcan’ın kendi bestelerinden oluşan bir albüm çalışması. Albüm, on üç adet besteden oluşuyor. Bu albüm, yeni kuşak genç müzisyenlerin “bestecilik” denemelerine bir örnek teşkil ediyor. Yurdal Tokcan ve ona eşlik eden sanatçılar; Göksel Baktagir, Derya Türkan, Selim Güler, Emrullah Şengüller, Bâki Kemancı, Eyüp Hâmiş, Serkan Çalgı… gerçekten nitelikli sanatçılar ve bestelenen eseri yüksek icra kabiliyetleriyle porte üzerindeki donukluğundan kurtarıp güzelleştirebiliyorlar.
Şunu kabul etmek gerekir ki, 20’nci yüzyılda Tanbûri Cemil Bey’in ulaştığı düzeye ulaşabilen sanatçı hemen hemen yok gibi. Bir virtüoz olarak ele alınacak olursa sadece, evet, iyi sâzendelerimiz yetişmiş. Hatta sazının sınırlarını zorlamış sâzendelerimiz var. Ama onun gibi “her yönüyle sanatçı” olabilmek, yeni tabirle “komple sanatçı” olabilmek için daha çok yol kat etmek gerekiyor. Burada Tanbûri Cemil Bey’e atıfta bulunmamın sebebi, üstadın “Çeçen Kızı” adlı eserine nazire olarak bestelenen “Gürcü Kızı” adlı parça.
Yurdal Tokcan, çok iyi bir ud sanatçısı. Udu kendisinden dinlemek, geleneksel mûsikimizin değerini bilenlere haz veriyor gerçekten. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et
Anadolu Nefesi
Süleyman Erguner
Sera Yapım, 2003
“Nefes”, Bektaşi dedelerinin, saz şâirlerinin, ilâhi duygular ve toplumun çeşitli olayları karşısında söyledikleri şiirlere denir. Yakın tarihimizde Samih Rıfat, (Dede) Süleyman Erguner gibi, bestekârları belli olan “nefes”lerin yanında bestekârları bilinmeyen anonim nefesler de bulunmaktadır. Hatâyi, Hasan Dede, Pir Sultan Abdal, Seyyid Nesimi gibi şairlerin deyişleri halkın dilinde günümüze kadar gelmiştir. Anadolu’nun belli başlı merkezlerinde, şehirlerinde ve yörelerinde yüzyıllardır okunan nefesler, sadelik ve zevkle, “Anadolu Tasavvufu ve Mûsikisi”ni temsil eder.
Nefes aynı zamanda Türk Tasavvuf Mûsikisi’nin özellikle Bektaşi ve Alevi meclislerinde icra edilen önemli bir formudur. Günümüzdeki adlarıyla, “Türk Tasavvuf Mûsikisi” ve “Türk Halk Mûsikisi” alanlarında yer alan nefesleri, Süleyman Erguner geniş bir sanatçı kadrosuyla bu çalışmasında bir araya getiriyor. Ney ile bağlamanın ilk birlikteliği, Mevlevi semâı ile Bektaşi ve Alevi meclislerinde yapılan semahın bir araya gelmesiyle kuvvetleniyor. Böylece nağmelerin eşliğinde yapılacak semâ ve semah törenleriyle; Mevlevi, Alevi, Bektaşiler kol kola, gönül gönüle girecek. Türk milletinin Anadolu’da ortaya koyduğu kültür ve sanatı, güzel-iyi insan olma yolundaki tarzı, sevgi-inanç-sanat felsefesi ortaya konulacaktır.
Bir “konser kaydı” olan Anadolu Nefesi, bu özelliğiyle de ilginç bir yapım olma niteliği taşıyor. Bu çalışmada Süleyman Erguner ney üflüyor. Kendisine Doğan Dikmen, Erkan Oğur, Turan Engin, Alev Erguner, Okyay Kösegil, Naci Düzel, Derya Türkan, Cihan Yurtçu, Hakan Güngör, Ali İhsan Yılmaz, Celal Özsarı ve Esat Kabaklı eşlik etmiş. / İlker Tepe

Tavsiye Et