Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (April 2009) > Memleket Hali > Mahalle baskısı ve ötekileştirilen laikler
Memleket Hali
Mahalle baskısı ve ötekileştirilen laikler
Yücel Bulut
ŞE­RİF Mar­din’in yak­la­şık iki yıl ev­vel Ru­şen Ça­kır’a ver­di­ği bir mü­la­kat­ta kul­lan­dı­ğı, da­ha son­ra Ay­şe Ar­man’a ver­di­ği mü­la­kat­la da­ha da po­pü­ler­leş­ti­ri­len ve hat­ta AKP aleyh­ta­rı kam­pan­ya­nın ana mal­ze­me­si ha­li­ne dö­nüş­tü­rü­len “ma­hal­le bas­kı­sı” kav­ra­mı, Açık Top­lum Ens­ti­tü­sü ve Bo­ğa­zi­çi Üni­ver­si­te­si ta­ra­fın­dan des­tek­le­nen “Tür­ki­ye’de Fark­lı Ol­mak: Din ve Mu­ha­fa­za­kar­lık Ek­se­nin­de Öte­ki­leş­ti­ri­len­ler” baş­lık­lı araş­tır­ma ile ye­ni­den gün­de­mi­mi­ze gir­di. Bo­ğa­zi­çi Üni­ver­si­te­si’nden Prof. Bin­naz Top­rak baş­kan­lı­ğın­da İr­fan Bo­zan, Tan Mor­gül ve Ne­dim Şe­ner gi­bi ga­ze­te­ci­le­rin oluş­tur­du­ğu bir ekip ta­ra­fın­dan ger­çek­leş­ti­ri­len ça­lış­ma, Ara­lık 2007 ile Tem­muz 2008 ara­sın­da, 12 il­de 265’i er­kek, 136’sı ka­dın ol­mak üze­re top­lam 401 ki­şiy­le ya­pı­lan de­rin­le­me­si­ne mü­la­kat­lar­dan olu­şu­yor.
Araş­tır­ma­nın ama­cı­nı, “Da­ha ön­ce ya­pıl­mış (…) ça­lış­ma­lar­da be­lir­le­nen din­dar­lık ve mu­ha­fa­za­kâr­lık ara­sın­da­ki ya­kın iliş­ki­yi da­ha de­rin­le­me­si­ne ir­de­le­mek, Ana­do­lu kent­le­rin­de fark­lı kim­lik ya da ya­şam ter­cih­le­ri olan ki­şi­le­rin din ve mu­ha­fa­za­kâr­lık­tan kay­nak­la­nan bas­kı ve öte­ki­leş­tir­me ile kar­şı kar­şı­ya ka­lıp kal­ma­dık­la­rı­nı sap­ta­ma­ya ça­lış­mak” ola­rak ta­nım­lı­yor­lar. Araş­tır­ma­nın baş­lan­gıç nok­ta­sı­nı ise “Şe­rif Mar­din’in gün­de­me ge­tir­di­ği ‘ma­hal­le bas­kı­sı’ tar­tış­ma­sı­nı so­mut­laş­tır­ma­nın, var­sa, bu tür bas­kı­la­rın na­sıl şe­kil­len­di­ği ve ki­me kar­şı yö­nel­til­di­ği­ni an­la­ya­bil­me­nin” oluş­tur­du­ğu­nu be­lir­ti­yor­lar.
Araş­tır­ma­cı­lar, araş­tır­ma­da iler­le­dik­çe baş­ta sap­ta­dık­la­rı ama­cı aş­tık­la­rı­nı be­lir­ti­yor ve ek­li­yor­lar: “(…) Sa­de­ce top­lum­dan kay­nak­la­nan bas­kıy­la sı­nır­lı tu­tu­la­ma­ya­ca­ğı­nı gör­dük. Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si ik­ti­da­rı­nın kad­ro­laş­ma­sı ve di­nî ce­ma­at­le­rin eko­no­mik gü­cü ve yay­gın ör­güt­len­me­si so­nu­cun­da la­ik kim­li­ği olan ki­şi­le­rin yal­nız­laş­tır­ma/öte­ki­leş­tir­me ya da ik­ti­dar kay­nak­lı bas­kı­ya da ma­ruz kal­dık­la­rı git­ti­ği­miz her il­de bi­ze ak­ta­rı­lan­lar ara­sın­day­dı.” Ya­ni “ma­hal­le bas­kı­sı”na ek ola­rak bir de “ka­mu bas­kı­sı”ndan söz edil­di­ği­ni tes­pit et­tik­le­ri­ni be­lir­ti­yor­lar.
“He­def kit­le” ola­rak kim­lik­le­ri ne­de­niy­le bas­kı gö­ren­le­ri seç­miş­ler, fa­kat İs­la­mi ha­yat tar­zı­nı seç­miş olan­la­rın kar­şı­laş­tık­la­rı bas­kı­yı, “ka­mu­oyun­da tar­tı­şıl­dı­ğı ve bu ko­nu­da pek çok araş­tır­ma ya­pıl­mış ol­du­ğu” ge­rek­çe­siy­le araş­tır­ma­nın kap­sa­mı dı­şın­da bı­rak­mış­lar ve ça­lış­ma­la­rı­nı “la­ik kim­lik­te olan­la­rın bas­kı­ya ma­ruz ka­lıp kal­ma­dık­la­rı” üze­ri­ne yo­ğun­laş­tır­ma­yı ter­cih et­miş­ler. Yön­tem ola­rak da be­lir­le­dik­le­ri ki­şi­ler­le mü­la­kat yap­ma­yı uy­gun gör­müş­ler. Araş­tır­ma­nın ya­yın­la­nan kı­sım­la­rı, mü­la­kat­tan zi­ya­de “ma­hal­le bas­kı­sı” mağ­dur­la­rı­nın an­lat­tık­la­rı­nı din­le­mek ve ra­por met­nin­de yer ver­mek­le sı­nır­lı kal­dı­ğı­nı gös­te­ri­yor.
Mü­la­kat­la­rı, özen­le ara­nan fark­lı kim­lik­te­ki “azın­lık” grup­lar ara­sın­dan se­çi­len ki­şi­ler­le yi­ne “ik­ti­dar yan­lı­sı ya da ce­ma­at­ler­den olan ki­şi­ler­ce” yö­ne­til­me­yen ku­rum­lar­da (me­se­la CHP il ör­güt­le­ri, Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­nek­le­ri, Eği­tim-Sen, Pir Sul­tan Ab­dal Der­nek­le­ri, Ha­cı Bek­taş Ve­li Der­nek­le­ri, Cem Vak­fı) ger­çek­leş­tir­miş­ler.
Ya­yın­la­nan me­tin, araş­tır­ma­cı­la­rın, gö­rüş­me­le­ri ger­çek­leş­tir­dik­le­ri ku­rum­la­rın bir kıs­mı­nın “sor­gu­la­na­bi­le­ce­ği”nin far­kın­da ol­duk­la­rı­nı da gös­te­ri­yor. An­cak amaç­la­rı­nın, ko­nu­şu­lan ki­şi­le­rin Tür­ki­ye’nin ya­şa­dı­ğı sos­yal, si­ya­sal, kül­tü­rel ya da ik­ti­sa­di dö­nü­şüm­le­re, la­ik­lik ya da kök­ten­din­ci­lik ko­nu­la­rı­na iliş­kin gö­rüş­le­ri­ni de­ğil, yal­nız­ca ve yal­nız­ca on­la­rın “ki­şi­sel hi­ka­ye­le­ri”ni din­le­mek ol­du­ğu­nu be­lir­ti­yor­lar. Baş­ka bir de­yiş­le, ken­di ko­num­la­rı­nı “ma­hal­le ya da ka­mu bas­kı­sı” mağ­dur­la­rı­nın hi­kâ­ye­le­ri­ni dil­len­di­ren, ak­ta­ran ara­cı­lar ola­rak be­lir­le­miş­ler.
Araş­tır­ma­yı ger­çek­leş­ti­ren­le­rin araş­tır­ma­cı­nın ama­cı ve yön­te­mi ko­nu­sun­da yap­mış ol­duk­la­rı açık­la­ma­lar, var­dık­la­rı ve ka­mu­oyuy­la pay­laş­tık­la­rı so­nuç­lar, or­ta­da sos­yo­lo­jik bir araş­tır­ma­nın ol­ma­dı­ğı­nın ila­nı as­lın­da. Zi­ra araştırma, hiç­bir ana­liz yap­ma­dan sa­de­ce “Be­ni döv­dü­ler ab­la”, “Ba­na bas­kı uy­gu­lu­yor­lar” tü­rün­den yar­gı­lar­la yük­lü tek ta­raf­lı an­la­tı­la­rı din­le­mek ve ka­mu­oyu­na ak­tar­mak­tan öte bir iş­lev üst­len­mi­yor. Ger­çi, araş­tır­ma­nın ama­cı­nı ifa­de eder­ken kul­la­nı­lan “(…) Ana­do­lu kent­le­rin­de fark­lı kim­lik ya da ya­şam ter­cih­le­ri olan ki­şi­le­rin din ve mu­ha­fa­za­kâr­lık­tan kay­nak­la­nan bas­kı ve öte­ki­leş­tir­me (…)” iba­re­le­ri, da­ha araş­tır­ma ya­pıl­ma­dan ni­hai yar­gı­nın ve­ril­di­ği­ni gös­te­ri­yor. “Ma­hal­le bas­kı­sı”nın kay­na­ğı­nın din ve mu­ha­fa­za­kâr­lık ol­du­ğu­nun da­ha baş­tan vur­gu­lan­dı­ğı bir ça­lış­ma­dan da fark­lı so­nuç­la­rın çık­ma­sı­nı bek­le­mek an­lam­sız.
Araş­tır­ma eki­bi, yap­mış ol­duk­la­rı araş­tır­ma­nın so­nuç­la­rın­dan ha­re­ket­le “Tür­ki­ye’nin tü­mü hak­kın­da bir ge­nel­le­me ya­pı­la­ma­ya­ca­ğı­nı” da ifa­de edi­yor­lar. An­cak araş­tır­ma­nın ka­mu­oyu­na yan­sı­tıl­ma bi­çi­mi hiç de öy­le ol­ma­dı. Tam ter­si­ne, ik­ti­dar par­ti­sin­den ve ce­ma­at­ler­den kay­nak­la­nan bir bas­kı­nın var­lı­ğı­nı is­pat­la­yan bir araş­tır­ma şek­lin­de pro­pa­gan­da mal­ze­me­si­ne dö­nüş­tü­rül­müş du­rum­da. Bu­nun en önem­li gös­ter­ge­si de, ça­lış­ma­nın öne­min­den öv­güy­le söz eden med­ya or­gan­la­rı­nın ra­por­da sö­zü edi­len “Fet­hul­lah Gü­len ce­ma­ati­nin eği­tim, iş dün­ya­sı ve ka­dın­la­ra yö­ne­lik fa­ali­yet­le­ri” ve “AKP kad­ro­laş­ma­sı­nın ‘bas­kı­cı mu­ha­fa­za­kar­lı­ğın’ art­ma­sın­da pa­yı ol­du­ğu” hak­kın­da­ki vur­gu­la­rı. Ay­nı ça­lış­ma­da, din­le­nen ma­hal­le bas­kı­sı mağ­dur­la­rı­nın hi­ka­ye­le­rin­de söz ko­nu­su bas­kı­nın uy­gu­la­yı­cı­la­rı ola­rak sık sık söz edil­me­si­ne kar­şın, med­ya­da ve araş­tır­ma so­nuç­la­rın­da “ül­kü­cü” olarak ta­bir edilen bu ke­sim­le­re hiç yer ve­ril­me­me­si de ol­duk­ça ma­ni­dar.
Bu nok­ta­da, ça­lış­ma­nın ama­cıy­la içe­ri­ği, kul­lan­dı­ğı yön­tem ve ula­şı­lan so­nuç­lar ara­sın­da cid­di prob­lem­le­rin bu­lun­du­ğu­nu be­lirt­mek ge­re­ki­yor. Ça­lış­ma­nın ama­cı “mu­ha­fa­za­kâr­lık ile din­dar­lık ara­sın­da­ki ya­kın iliş­ki­nin araş­tı­rıl­ma­sı” ola­rak gös­te­ri­li­yor­du. An­cak ça­lış­ma­nın “he­def kit­le­si” bü­tü­nüy­le -araş­tır­ma­cı­lar ta­ra­fın­dan ve hiç­bir kav­ram­sal tar­tış­ma ya­pıl­mak­sı­zın- “azın­lık” ola­rak ta­nım­la­nan in­san­lar­dan olu­şu­yor. Mu­ha­fa­za­kâr­lık ile din ara­sın­da­ki ya­kın iliş­ki­yi tes­pit et­me­yi amaç­la­yan bir ça­lış­ma­dan bek­le­ne­cek ilk şey ol­ma­sı­na kar­şın, ken­di­le­ri­ni mu­ha­fa­za­kâr ya da din­dar ola­rak ta­nım­la­yan­lar mu­ha­tap alın­mı­yor. On­lar ken­di­le­ri­ne an­cak “giz­li öz­ne” ya da bas­kı­la­yı­cı ca­na­var­lar ola­rak ça­lış­ma­da bir yer bu­la­bi­li­yor­lar. Bu an­lam­da ça­lış­ma­nın ama­cı­nı “din ve mu­ha­fa­za­kâr­lık ara­sın­da­ki ya­kın iliş­ki­nin de­rin­le­me­si­ne ir­de­len­me­si”nden zi­ya­de “din ve mu­ha­fa­za­kâr­lık­tan kay­nak­lan­dı­ğı ke­sin olan ma­hal­le bas­kı­sı­nın mağ­dur­la­rı­nın tek ta­raf­lı al­gı­la­rı­nın din­le­nip ak­ta­rıl­ma­sı” şek­lin­de be­lir­len­me­si ve ifa­de edil­me­si ya­pı­lan işin as­lı­na da­ha uy­gun olur­du.
Tür­ki­ye’de bir “ma­hal­le bas­kı­sı”nın ol­ma­dı­ğı el­bet­te söy­le­ne­mez. Fa­kat bu­nun tek yön­lü ve tek bi­çim­li bir bas­kı ol­du­ğu id­di­a edi­le­bi­lir mi? Tek ba­şı­na, araş­tır­ma ra­po­ru­nun da­ha baş­la­rın­da ya­zar­lar ta­ra­fın­dan “ta­nım­la­rı ge­re­ği, bu­lun­duk­la­rı ken­tin dı­şın­dan da öğ­ren­ci alan ve her tür­lü ay­kı­rı dü­şün­ce­nin, kim­li­ğin ve ya­şam tar­zı­nın var ola­bil­me­si­ne im­kan ta­nı­yan ya­pı­lar” ola­rak ta­nım­la­nan üni­ver­si­te­ler­de ya­şa­nan ba­şör­tü­sü ya­sa­ğı­nın var­lı­ğı da­hi Tür­ki­ye’de sa­de­ce bel­li ke­sim­le­re yö­ne­lik bir ma­hal­le bas­kı­sı­nın ol­ma­dı­ğı­nı gös­ter­me­ye ye­ter. Söz ko­nu­su ma­hal­le bas­kı­sı yal­nız­ca bu­gü­nün so­ru­nu da de­ğil­dir. Ço­rum, Ma­raş olay­la­rı mey­da­na ge­lir­ken AKP yok­tu. Ce­ma­at­ler de yok­tu. Mü­ba­de­le­ler ger­çek­leş­ti­ri­lir­ken, Var­lık Ver­gi­si’ne ka­rar ve­ri­lir­ken ya da 6-7 Ey­lül olay­la­rı ya­şa­nır­ken ne bu par­ti ne de bu ce­ma­at­ler mev­cut­tu.
Araş­tır­ma­nın “he­def kit­le­si” ola­rak “öte­ki­leş­ti­ri­len­ler”in se­çil­miş ol­du­ğu­nu yu­ka­rı­da be­lirt­miş­tik. Bu du­ru­mun, ma­hal­le bas­kı­sı­na iliş­kin ta­raf­lar­dan yal­nız­ca bi­ri­si­nin tek ta­raf­lı al­gı­la­rı­nı yan­sıt­mak­tan öte­ye ge­çe­me­ye­ce­ği açık­tır. Fa­kat yi­ne de, araş­tır­ma­cı­la­rın, mu­ha­fa­za­kâr ve din­dar­la­rı, on­la­rın “öte­ki­leş­tir­dik­le­ri” üze­rin­den ta­nım­la­mak is­tek­le­ri an­la­şı­la­bi­lir. An­cak bu nok­ta­da da, din­le­nen hi­ka­ye­ler­den son­ra mu­ha­fa­za­kâr ve din­dar in­san­la­ra ye­ni­den dö­nül­me­si, on­la­rın ken­di­le­ri­ni na­sıl ifa­de et­tik­le­ri­nin de din­len­me­si ge­rek­mez miy­di? Zi­ra araş­tır­ma­cı­la­rın üst­len­dik­le­ri “kamp­laş­ma­nın ta­raf­la­rı ara­sın­da­ki di­ya­log ek­sik­li­ği­nin gi­de­ril­me­si­ne yar­dım­cı ol­ma” mis­yo­nu­nun ge­rek­tir­di­ği yön­tem de bu ol­ma­lıy­dı.
Ne­ti­ce iti­ba­rıy­la bu tek ta­raf­lı al­gı­la­ma­lar ve an­la­tı­lar­dan ha­re­ket­le ne “ma­hal­le bas­kı­sı” kav­ra­mı­na iliş­kin, ne de “mu­ha­fa­za­kâr­lık ile din­dar­lık iliş­ki­le­ri­nin ya­kın­lı­ğı”na da­ir bi­lim­sel bir çö­züm­le­me ya­pı­la­bi­lir. Araş­tır­ma­cı­lar, özel­lik­le Ra­ma­zan ay­la­rın­da ga­ze­te­le­re çok da­ha faz­la yan­sı­tı­lan tür­den ha­ber­le­ri ak­tar­mak­la ken­di­le­ri­ni bi­lim­sel bir ça­lış­ma yap­mış zan­ne­di­yor­lar­sa, “www.mahallebaskisinamaruzkal-dimabla.com.tr” gi­bi bir si­te aça­rak Tür­ki­ye’nin he­men her böl­ge­sin­den, ilin­den ma­hal­le bas­kı­sı­na ma­ruz kal­dı­ğı­nı dü­şü­nen­le­rin hi­kâ­ye­le­ri­ni der­le­me­le­ri ye­ter­li ola­bi­lir­di. Zi­ra ge­rek­li ön­lem­ler alın­dı­ğın­da, bu tür­den bir der­le­me, tas­nif ve ana­liz, tar­tış­ma­la­ra ko­nu edi­len ça­lış­ma­dan da­ha az bi­lim­sel ol­maz­dı.
Ça­lış­ma ay­rı­ca mu­ha­fa­za­kâr, din­dar in­san­lar­dan ge­len bas­kı­la­rın han­gi ne­den­ler­den kay­nak­lan­dı­ğı üze­rin­de hiç dur­mu­yor. Do­la­yı­sıy­la da ne mu­ha­fa­za­kâr­lık, ne din­dar­lık ve ne de mu­ha­fa­za­kâr­lık-din­dar­lık iliş­ki­si hak­kın­da bir şey söy­lü­yor. Bu kav­ram­la­rın doğ­ru dü­rüst bir ta­nı­mı da­hi ça­lış­ma­da yok. Sık­lık­la kul­la­nı­lan “azın­lık”, “kim­lik” kav­ram­la­rı da ta­nım­lan­mı­yor. Bas­kı­ya ko­nu olan dav­ra­nış­lar ara­sın­da bir tas­nif de ya­pıl­mış de­ğil. Düz­gün bir tas­nif ya­pıl­say­dı, bel­ki de söz ko­nu­su ma­hal­le bas­kı­sı­nın “mu­ha­fa­za­kâr­lık”tan ya da “din­dar­lık”tan kay­nak­lan­ma­dı­ğı ve “mu­ha­fa­za­kâr-din­dar” ola­rak ni­te­le­ne­me­ye­cek in­san­lar­da da ben­zer dav­ra­nış­la­ra rast­la­na­bil­di­ği gö­rü­le­bi­lir­di.
Fa­kat araş­tır­ma­cı­lar, ça­lış­ma­la­rı­nın içe­ri­ği ve ama­cıy­la doğ­ru­dan ala­ka­lı bu tür­den so­ru­la­rı gün­dem­le­ri­ne al­mak­tan­sa, özel ba­zı si­ya­sal güç­le­rin gün­cel si­ya­set ih­ti­yaç­la­rı­na uy­gun so­nuç­lar çı­ka­rı­cı açık­la­ma­lar yap­ma­yı ter­cih et­miş gö­zü­kü­yor­lar. Her za­man “yan­lış an­la­şıl­dım” tü­rün­den açık­la­ma­lar ya­pa­rak bi­lim­sel na­mus­la­rı­nı kur­tar­ma op­si­yo­nu­na sa­hip ol­duk­tan son­ra, ne gam!

Paylaş Tavsiye Et