Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dosya
“Kirli enerji” yerine “yenilenebilir” enerji
Ahmet Kozakoğlu
PET­ROL, kö­mür, doğal gaz ve nük­le­er ener­ji... Hep­si ar­tık “kir­li ener­ji kay­nak­la­rı” gru­bu­nun üye­si. Kir­li­li­ğe is­ter­se­niz “çev­re kir­li­li­ği” di­ye ba­kın, is­ter­se­niz “sa­vaş kir­li­li­ği” di­ye. Bil­has­sa son gün­ler­de ya­şa­nan­la­rın ar­dın­dan, bu say­dı­ğı­mız ener­ji kay­nak­la­rı­nın pek çok ba­kım­dan yük­sek teh­dit kat­sa­yı­sı oluş­tur­du­ğu ke­sin ola­rak bi­li­ni­yor.
İs­miy­le mü­sem­ma bü­tün bu kir­li kay­nak­lar dün­ya­mı­zı gi­de­rek ya­şa­na­cak bir yer ol­mak­tan çı­kar­tı­yor­lar. Zi­ra en te­miz ya­kıt di­ye ta­nı­dı­ğı­mız do­ğal gaz bi­le ya­nar­ken, o ka­dar çok kar­bon­di­ok­sit (CO2) üre­ti­yor ki, bu du­rum, se­ra et­ki­li gaz­lar oluş­tu­ra­rak kü­re­sel ısın­ma­ya ve ar­dın­dan ik­lim de­ği­şik­lik­le­ri­ne yol açı­yor. Se­ra et­ki­li gaz­la­ra ila­ve ola­rak kar­bon­mo­nok­sit (CO), azot ok­sit­ler (NOX), kü­kürt ok­sit­ler (SOX) ve ku­rum par­ça­cık­la­rı açı­ğa çı­kar­tan pet­rol, kö­mür ve di­ğer­le­ri za­ten çok da­ha za­rar­lı; “fe­la­ket” söz­cü­ğü az bi­le. İk­lim de­ği­şik­li­ği­nin ge­ti­re­ce­ği mah­vo­luş bi­li­nen en bü­yük kit­le im­ha si­lah­la­rın­dan da­ha teh­li­ke­li. Te­rö­rist­le­rin dün­ya­yı ele ge­çir­me plan­la­rı­nı, ih­ti­mal­le­ri­ni unu­ta­lım lüt­fen. Zi­ra bu gi­diş­le ele ge­çi­ri­le­cek bir dün­ya kal­ma­ya­cak!
Her­ke­sin duy­du­ğu Kyo­to Pro­to­ko­lü 10 ya­şı­na bas­tı. Mak­sat kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu­nu azalt­mak; ama ge­lin gö­rün ki “baş ze­hir­le­yi­ci”, ya­ni dün­ya­nın en çok kar­bon­di­ok­sit üre­ten ül­ke­si olan ABD im­za­la­ma­ya ya­naş­mı­yor. Ge­liş­mek­te olan Hin­dis­tan ve Çin “ön­ce kar­nı­mı­zı do­yu­ra­lım, son­ra ha­va­nın te­miz­li­ğiy­le uğ­ra­şı­rız” di­ye im­za­la­mak­tan uzak du­ru­yor.
Pe­ki ne yap­ma­lı? Bu so­ru­ya ilk Arap-İs­ra­il Sa­va­şı’ndan be­ri ce­vap ara­nı­yor ve bu­lu­nan kay­nak­la­rın bir­ço­ğu kat kat üs­tün sa­yı­la­bi­le­cek özel­lik­ler ta­şı­yor. Bun­lar gü­neş, rüz­gâr, hid­ro­lik, jeo­ter­mal (ye­ral­tı sı­cak su ve bu­har kay­nak­la­rı), bi­yo­küt­le, akar­su akın­tı­sı, gel-git. Bun­la­ra “ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı” de­ni­yor. Zi­ra dün­ya dön­dük­çe rüz­gâr ese­cek, gü­neş do­ğa­cak, gel-git­ler ve akın­tı­lar de­vam ede­cek. ‘Ye­ni­le­ne­bi­lir’den ka­sıt, in­sa­noğ­lu­nun kes­ti­re­bi­le­ce­ği za­man için­de hep ‘var’ ola­cak­la­rı! Gü­neş (fo­to­vol­ta­ik) ve rüz­gâr­dan elek­trik üre­ti­mi ba­şı çe­ken iki ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­na­ğı. Rüz­gâ­rın ol­du­ğu yer­de elek­trik de var. Bo­şa esen her rüz­gâr as­lın­da is­raf edi­len bir ener­ji kay­na­ğı. Hâl­bu­ki “kir­li kay­nak­la­rın” ye­ni­le­ne­bi­lir ta­ra­fı yok; kül ola­rak yok olup gi­di­yor­lar. Do­la­yı­sıy­la hep­si bir gün ya­ka ya­ka bi­ti­ri­le­cek: Bu­gün­kü tü­ke­tim mik­tar­la­rı­nın ar­tış hı­zıy­la gi­dil­di­ğin­de 2030’lar­da ‘BİT­Tİ’ lev­ha­sı ası­la­cak, elek­trik­ler ke­si­le­cek, ara­ba­lar su­sa­cak.
Ay­rı­ca ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı her yer­de ve her­kes­te az ve­ya çok mev­cut. Bu kay­nak­la­rın he­men her ül­ke­de eri­şi­le­bi­lir ve sür­dü­rü­le­bi­lir ol­ma­sı da çok ca­zip; bil­has­sa rüz­gâ­rın ve gü­ne­şin. Ener­ji ba­ğım­sız­lı­ğı­na gi­den yol ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­den ge­çi­yor. Ne­yin ezi­ye­ti­ni çe­ki­yo­ruz o za­man? İş­te kri­tik nok­ta da bu­ra­sı. Bu­gün elek­tri­ği ev­le­re, iş­yer­le­ri­ne da­ğı­ta­rak kul­la­nı­yo­ruz. Araç­la­rı­mı­za ben­zin, ma­zot dol­du­ra­rak tra­fi­ğe çı­kı­yo­ruz. Do­ğal ga­zı ve­ya kö­mü­rü kom­bi­ler­de ya da ka­zan­lar­da ya­kıp ısı­nı­yo­ruz. Ne­re­dey­se bir asır­dır alış­tı­ğı­mız kay­nak­lar­dan ener­ji sağ­la­nı­yor. Alt­ya­pı, mo­tor­lar, is­tas­yon­lar, ha­ber­leş­me sis­tem­le­ri, je­ne­ra­tör­ler, san­tral­ler her­şey bu kir­li kay­nak­la­ra gö­re ta­sar­lan­mış, imal edil­miş ve ha­len imal edil­mek­te. Ta­bii dün­ya eko­no­mi­si de hem bu kir­li kay­nak­la­rın, hem de bun­lar­dan üre­ti­len­le­rin üze­ri­ne ku­rul­muş du­rum­da.
Hü­kü­met­le­rin mil­lî po­li­ti­ka, stra­te­ji, yol ha­ri­ta­sı gi­bi me­tot­lar or­ta­ya ko­ya­rak ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­nin yay­gın kul­la­nı­mın­da ba­şı çek­me­le­ri şart. Zi­ra yer­leş­miş tek­no­lo­ji­le­ri sil­mek bir ya­na, on­la­ra rağ­men yo­la çık­mak da­hi çok zor.
Her ül­ke ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji ka­nu­nu (YEK) çı­ka­rı­yor; bu yol­lar­dan elek­tri­ği üre­ten san­tral­ler için özel teş­vik kre­di­le­ri, ver­gi ia­de­si ve­ya mu­afi­ye­ti ve stra­te­jik ön­ce­lik­ler uy­gu­lu­yor. Üre­ti­len elek­tri­ğe ise enf­las­yo­na en­deks­li ca­zip fi­yat­lar­la uzun bir sü­re sa­tın al­ma ga­ran­ti­si ve­ri­li­yor. Al­man­ya rüz­gâr­dan el­de edi­len elek­tri­ği YEK kap­sa­mı­na gö­re 20 yıl­lık bir iş­let­me sü­re­si için­de or­ta­la­ma 6-9 ¢/kWh ola­rak sa­tın alı­yor. Üre­tim ma­li­ye­ti­ni 2 ¢/kWh ka­bul eder­se­niz, bu cid­di bir teş­vik de­mek­tir!
Ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji te­sis­le­ri­nin fi­yat­la­rı tek­no­lo­jik iler­le­me­ye pa­ra­lel ola­rak hız­la dü­şü­yor. Özel­lik­le rüz­gâr­dan elek­trik üre­ti­mi yük­sek tek­no­lo­ji ge­rek­tir­me­di­ği için her ül­ke­nin al­tın­dan kal­ka­bi­le­ce­ği bir ko­nu. Rüz­gâ­rın önün­de­ki en­gel­ler ise, her ül­ke­de bü­rok­ra­si ve son­ra­sın­da da mev­cut şe­be­ke ile en­teg­ras­yon; ya­ni tek­no­lo­jik prob­lem­ler ön plan­da bi­le de­ğil. Sı­ra­sı gel­miş­ken, 2004 kı­şın­da rüz­gâ­rın bam­baş­ka bir avan­ta­jı da­ha ya­şan­dı. İs­pan­ya ve Por­te­kiz’de uzun sü­ren so­ğuk­lar­da rüz­gâr­dan el­de edi­len elek­trik ol­ma­say­dı, şe­be­ke sis­te­mi çö­ke­cek­ti. Kı­şın rüz­gâr da­ha çok es­ti­ği için elek­trik üre­ti­mi de ar­ta­rak ısıt­ma ih­ti­ya­cın­dan do­la­yı yük­se­len elek­trik ta­le­bi­ni kar­şı­la­ya­bil­di.
Rüz­gâr san­tral­le­riy­le elek­trik üre­ti­mi en hız­lı yük­se­len pi­ya­sa­lar­dan bi­ri. Av­ru­pa’da 2004 yı­lın­da ku­ru­lu ka­pa­si­te 5,7 mil­yar av­ro ci­ro­lu bir pa­zar­la %20 art­tı. Nor­veç ise dün­ya­nın en bü­yük rüz­gâr san­tra­li­ni ku­ru­yor. 1,5 mil­yar do­la­ra mal ola­cak te­si­sin gü­cü 1400 MW ola­cak ve in­şa­sı­na bu se­ne baş­la­na­cak. Tür­ki­ye’de rüz­gâr san­tra­lı kur­mak için 1,5 mil­yar av­ro­luk ya­tı­rı­ma ha­zır otu­zu aş­kın fir­ma var; ama bü­rok­ra­si­den do­la­yı hâ­lâ baş­la­ya­ma­dı­lar ve ek sü­re is­te­di­ler. Şu an­da par­mak sa­yı­sı­nı geç­me­yen san­tral üre­ti­ci­si bü­yük fir­ma ade­di ise (GE, SIE­MENS, VES­TAS, GA­ME­SA, ENER­CON,...) ile­ri­ki yıl­lar­da re­ka­bet do­ğu­ra­cak ka­dar tü­ke­ti­ci le­hi­ne ar­ta­cak.
Fo­to­vol­ta­ik ener­ji üre­tim uy­gu­la­ma­sın­da ise ar­tış yüz­de­si sa­de­ce Al­man­ya’da %60; 300 MW ku­ru­lu güç­te top­lam 100 bin ku­ru­lu te­sis, gü­neş­ten elek­trik üre­ti­yor. Eko­no­mi­nin her sa­ha­sın­da ol­du­ğu gi­bi son sö­zü tü­ke­ti­ci fi­yat­la­rı söy­lü­yor. (Ama ar­tık çev­re kir­li­li­ği­nin in­san ha­ya­tı­nı ne­re­ye gö­tür­dü­ğü­nün de bir be­de­li tes­pit edil­me­li ve fi­ya­ta dâ­hil edil­me­li.)
Bi­ze gö­re ye­ni­le­ne­bi­lir ene­ji kay­nak­la­rı­nın ‘şim­di­lik’ ye­gâ­ne han­di­ka­pı bi­rim üre­tim fi­ya­tı. Ta­bii kur­ca­lar­sa­nız, tröst­leş­miş ener­ji fir­ma­la­rı­nın stra­te­ji­le­ri­ni de unut­ma­mak la­zım. Çün­kü ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji sa­ye­sin­de ener­ji kay­nak­la­rı bir­kaç dev­le­tin te­ke­lin­den çı­ka­rı­la­bi­le­cek, “ener­ji fu­ka­ra­lı­ğı” da­ha ko­lay ve ba­sit yol­lar­dan gi­de­ri­le­bi­le­cek­tir.
İk­lim de­ği­şik­li­ği 80’li yıl­la­rın or­ta­la­rın­da baş­la­dı ve 90’lar­da ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­ye ge­çil­di­ği tak­dir­de de­ği­şik­li­ğin ya­vaş­la­ta­bi­le­ce­ği an­la­şıl­dı. 2004’e ge­lin­di­ğin­de hâ­lâ ele avu­ca ge­le­cek bir­şey ya­pı­la­ma­dı; ama şu an­la­şıl­dı ki, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji sis­te­mi hem tek­no­lo­jik, hem de eko­no­mik ola­rak “müm­kün­dür”; hat­ta ye­ni­le­ne­bi­lir­le­rin tek bir üye­si olan fo­to­vol­ta­ik ve­ya rüz­ga­rı kul­la­na­rak bi­le. Bu­gün ekim ya­pı­lan alan­la­rın %1’ini gü­neş gül­le­ri ile kap­la­sak, dün­ya ener­ji ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ya­cak elek­trik ener­ji­si­ni gü­neş­ten üre­te­bi­li­riz.
Böy­le gel­miş, böy­le git­mez, de­me­nin za­ma­nı gel­di. Te­mel so­ru şu: %60’ı ta­şı­ma, %40’ı ener­ji­de kul­la­nı­lan pet­rol­den ya­vaş ya­vaş ko­pa­bi­le­cek mi­yiz?
İde­al bir ener­ji bi­çi­mi ol­ma­dı­ğı­nı ka­bul edi­yo­ruz. An­cak risk, kar­ga­şa ve be­lir­siz­lik­le­re rağ­men, kir­li ener­ji kay­nak­la­rın­dan uzak­laş­mak ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın le­hi­ne dün­ya ça­pın­da bir dü­zen­le­me­ye git­mek şart.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar
Ahmet Kozakoğlu