Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Türkiye Siyaset
“Yargıçlar iktidarı”ndan “yargıçlar savaşı”na
Mustafa Şentop
YÜK­SEK Se­çim Ku­ru­lu’nun son ka­ra­rı, bir sü­re­dir ta­raf­lar­ca ör­tül­me­ye ça­lı­şı­lan Tür­ki­ye’de­ki ger­çek tar­tış­ma­la­rı ye­ni­den su yü­zü­ne çı­kart­tı. Yak­la­şık on yıl­dır yük­sek yar­gı or­gan­la­rı, ya­sa­ma ve yü­rüt­me or­ga­nı­nı, Ana­ya­sa’da ön­gö­rü­len re­ji­mi aşa­rak “ve­sa­yet” al­tın­da tut­ma­ya ça­lı­şı­yor. Yar­gı or­gan­la­rı, hu­kuk ku­ra­lı koy­maz; ko­nul­muş hu­kuk ku­ral­la­rı­nı uy­gu­lar. An­cak Tür­ki­ye’de­ki yük­sek yar­gı or­gan­la­rı son yıl­lar­da, git­tik­çe ar­tan bir şe­kil­de hu­kuk ku­ra­lı ko­yu­yor­.
Ana­ya­sa Mah­ke­me­si (AYM)’nin cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­miy­le il­gi­li ka­ra­rı ve ba­şör­tü­sü ya­sa­ğı­nı kal­dır­dı­ğı söy­le­nen Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­ni ip­tal ka­ra­rı, açık­ça ye­ni bir Ana­ya­sa ku­ra­lı koy­ma­ya yö­ne­lik, baş­ka bir ifa­dey­le Ana­ya­sa’yı de­ğiş­tir­me so­nu­cu do­ğu­ran ka­rar­lar. Ger­çi AYM da­ha ön­ce­le­ri de bu ni­te­lik­te ka­rar­lar ver­miş­ti. AYM’nin “yü­rür­lü­ğü dur­dur­ma” ka­rar­la­rı al­ma­sı ve ka­nun hük­mün­de ka­rar­na­me çı­kart­mak için Ana­ya­sa’da ge­rek­li ve ye­ter­li gö­rü­len şart­la­ra ye­ni şart­lar ek­le­me­si bu­na ör­nek. AYM, Ana­ya­sa’da ya­zı­lı ku­ral­lar­la ken­di­si­ni bağ­lı say­mı­yor; bu ku­ral­la­rı key­fi bir şe­kil­de yo­rum­la­ya­bi­le­ce­ği­ni, kap­sam ve içe­rik­le­ri­ni de­ğiş­ti­rip ge­niş­le­te­bi­le­ce­ği­ni, bu da ye­ter­li ol­maz­sa Ana­ya­sa’da ol­ma­yan ku­ral­lar ko­yup bun­la­rı uyul­ma­sı zo­run­lu ha­le ge­ti­re­bi­le­ce­ği­ni dü­şü­nü­yor.
Da­nış­tay için de ben­zer de­ğer­len­dir­me­le­ri ya­pa­bi­li­riz. Özel­lik­le son on yıl­dır Da­nış­tay, hu­kuk ku­ral­la­rı­nı ken­din­ce ye­ter­li bul­ma­dı­ğın­da ye­ni hu­kuk ku­ral­la­rı icat edi­yor ve bu ku­ral­la­ra uyul­ma­ma­sı­nı yap­tı­rı­ma bağ­lı­yor. Bir­çok Da­nış­tay ka­ra­rın­da, as­lın­da hu­ku­ken cid­di bir an­la­mı bu­lu­nan “Da­ire­mi­zin yer­le­şik iç­ti­hat­la­rı­na ay­kı­rı­dır” iba­re­si, ye­ni bir hu­kuk ku­ra­lı ica­dı­nın mas­ke­si ola­rak kul­la­nı­lı­yor. İl­gi­li “dai­re”nin “yer­le­şik iç­ti­ha­dı”nın, ay­nı is­ti­ka­met­te bir­çok ka­rar­dan oluş­ma­sı ve ge­çer­li hu­kuk ku­ral­la­rı­na da­yan­ma­sı ge­re­kir­ken, yü­rür­lük­te ol­ma­yan hu­kuk ku­ral­la­rı­na gö­re ve­ril­miş tek ka­ra­ra da­ya­nan bir iç­ti­hat ola­bi­li­yor.
AYM ile Da­nış­tay’ın “hu­kuk ku­ral­la­rı­na uy­mak” ye­ri­ne “uy­ma­dı­ğı za­man ye­ni hu­kuk ku­ra­lı koy­mak” şek­lin­de­ki tu­tu­mu, Ana­ya­sa’da mev­cut olan si­ya­si ve hu­ku­ki “re­jim”i de­ğiş­tir­mek an­la­mı­na ge­li­yor. Re­jim için en bü­yük teh­dit de yük­sek mah­ke­me­le­rin bu tu­tu­mu. Ka­mu hu­ku­kun­da, özel hu­ku­kun ak­si­ne, asıl olan yet­ki de­ğil yet­ki­siz­lik­tir; yet­ki hu­kuk ku­ral­la­rıy­la ve­ri­lir. Açık­ça yet­ki ve­ril­me­yen hal­ler­de yet­ki­siz­lik asıl­dır. Ka­nun­la­rın Ana­ya­sa’ya uy­gun­lu­ğu­nu de­net­le­mek gi­bi, de­mok­ra­tik meş­ru­iye­ti çok tar­tış­ma­lı bir ze­min­de fa­ali­yet gös­te­ren ana­ya­sa mah­ke­me­le­ri­nin, ken­di­le­ri­ne ka­nun­la açık­ça ta­nın­mış ba­zı yet­ki­le­ri bi­le kul­lan­mak­tan ka­çın­ma­sı ge­re­kir­ken, ol­ma­yan yet­ki­ler icat et­me­si hu­kuk dev­le­tiy­le bağ­daş­ma­yan bir tu­tum­dur.
Yi­ne, “ida­re ye­ri­ne ge­çe­cek şe­kil­de ka­rar te­sis et­me­si” açık­ça ya­sak­la­nan Da­nış­tay’ın, bir­çok ka­mu ku­ru­mu­nu ade­ta yö­net­me­ye ça­lış­ma­sı da çok teh­li­ke­li. Ger­çek­te Ana­ya­sa bu uy­gu­la­ma ve tu­tum­la­rı red­de­di­yor. Yük­sek mah­ke­me­le­rin, bir za­man­lar ABD Fe­de­ral Yük­sek Mah­ke­me­si yar­gıç­la­rın­dan bi­ri­nin söy­le­di­ği, “As­lın­da ana­ya­sa yok­tur, Fe­de­ral Yük­sek Mah­ke­me var­dır” sö­zün­den il­ham al­dık­la­rı dü­şü­nü­le­bi­lir. An­cak, unut­ma­mak ge­re­kir ki, mah­ke­me­le­rin de, yet­ki­le­rin de kay­na­ğı ana­ya­sa­dır; onu tah­rip et­mek, bin­di­ği da­lı kes­mek, ken­di ken­di­ni tah­rip et­mek an­la­mı­na gel­mek­te­dir.
 
Yar­gıç­lar İk­ti­da­rı, Tür­ki­ye’nin En Bü­yük So­ru­nu
Tür­ki­ye, bir sü­re­dir, “yar­gıç­lar ik­ti­da­rı” re­ji­mi­ni ya­şı­yor. Her ik­ti­dar or­ta­mın­da ol­du­ğu gi­bi bu­ra­da da ik­ti­dar mü­ca­de­le­le­ri­ni, mu­ha­le­fet­le­ri ta­bii kar­şı­la­mak ge­re­kir. Ni­te­kim çok zor ge­çen AK Par­ti ka­pat­ma da­va­sı sü­re­ci ve or­ta­ya çı­kan ka­rar, yar­gıç­lar ik­ti­da­rı re­ji­min­de bir ik­ti­dar so­ru­nu ve mu­ha­le­fet­ler do­ğur­du. YSK ka­ra­rıy­la kar­şı­mı­za çı­kan, as­lın­da ni­hai ik­ti­da­rın kim­de ola­ca­ğı­na da­ir ye­ni bir tar­tış­ma­nın baş­lan­gı­cı. Bu­nu, so­mut tar­tış­ma üze­rin­den bi­raz aça­lım.
AYM, 6 Ara­lık 2008 gü­nü Res­mî Ga­ze­te’de ya­yım­la­nan ka­ra­rın­da, 22 Mart 2008 ta­rih­li, 5747 sa­yı­lı ka­nun­la ka­pa­tıl­ma­sı ön­gö­rü­len ba­zı bel­de be­le­di­ye­le­rin­den bir kıs­mı­nın ka­pa­tıl­ma­sı­nı uy­gun bul­ma­dı. Ka­ra­ra gö­re, ka­pa­tı­lan be­le­di­ye­ler için kul­la­nı­lan kri­ter, bel­de nü­fu­su­nun 2000’in al­tın­da bu­lun­ma­sı ol­du­ğu için, Tür­ki­ye İs­ta­tis­tik Ku­ru­mu ta­ra­fın­dan ger­çek­leş­ti­ri­len ad­re­se da­ya­lı nü­fus sa­yı­mı so­nuç­la­rı hak­kın­da ip­tal da­va­sı açan be­le­di­ye­ler, da­va so­nuç­la­na­na ka­dar tü­zel ki­şi­lik­le­ri­ni ve be­le­di­ye ol­ma ni­te­lik­le­ri­ni ko­ru­ya­cak­lar­dı. Bu du­rum­da ip­tal da­va­sı açan be­le­di­ye­ler “ka­pa­tı­la­ma­ya­cak­tı”.
AYM, ka­ra­rı­nı ver­di­ği ta­rih­te ka­pa­tı­la­ma­ya­cak be­le­di­ye­le­rin sa­yı­sı­nı bi­li­yor­du. Çün­kü AYM’ye gö­re, ip­tal da­va­sı aça­bil­mek için mev­zu­at­ta 60 gün­lük sü­re ta­nın­mış­tı; bu sü­re­nin baş­lan­gı­cı ise be­le­di­ye­le­rin ka­pa­tı­la­ca­ğı­na da­ir ka­nu­nun Res­mî Ga­ze­te’de ya­yım­lan­dı­ğı ta­rih olan 22 Mart 2008’di. Bu du­rum­da, ka­pa­tı­la­ma­ya­cak be­le­di­ye­ler, bu ta­ri­he ka­dar da­va aç­mış olan be­le­di­ye­ler­di. Bu ta­rih­ten son­ra ye­ni bir da­va açı­la­ma­ya­ca­ğı için, bel­de­le­rin be­le­di­ye olup ol­ma­dık­la­rı tar­tış­ma­sı söz ko­nu­su ol­ma­ya­cak­tı. YSK ba­kı­mın­dan da, se­çi­me ka­tı­la­bi­le­cek bel­de­le­rin sa­yı­sı bel­liy­di.
Da­nış­tay’ın 19 Ara­lık 2008 gü­nü ver­miş ol­du­ğu ka­rar da, AYM ka­ra­rı­na da­ya­nı­yor­du. An­cak Da­nış­tay, AYM ka­ra­rı­nın ge­rek­çe­sin­de nü­fus sa­yı­mı so­nuç­la­rı­nın ip­ta­li için ön­gö­rü­len da­va aç­ma sü­re­si­nin baş­lan­gıç ta­ri­hi­ni de­ğiş­ti­ri­yor­du. Da­va aç­ma sü­re­si, AYM’ye gö­re 22 Mart 2008’den, Da­nış­tay’a gö­re ise 6 Ara­lık 2008’den baş­la­tı­lı­yor­du.
 
“Han­gi Yar­gıç­la­rın İk­ti­da­rı?”
İki yük­sek mah­ke­me ara­sın­da­ki bu so­mut ih­ti­laf­ta, yu­ka­rı­da çiz­me­ye ça­lış­tı­ğı­mız “Han­gi yar­gıç­la­rın ik­ti­dar ola­ca­ğı” tar­tış­ma­sıy­la iliş­ki­li bir­kaç yön var. Bun­lar­dan bi­rin­ci­si­ni şöy­le izah ede­lim: AYM ka­ra­rı­nı ve­rir­ken, 21 Ma­yıs 2008 gü­nü iti­ba­rıy­la da­va aç­mış be­le­di­ye­le­rin tü­zel ki­şi­li­ği­nin de­vam et­ti­ği­ni söy­le­di ki bu be­le­di­ye­le­rin sa­yı­sı bel­li­dir. Da­nış­tay ise da­va aç­ma sü­re­si­ni hu­ku­ken ka­bul edi­le­me­ye­cek bir yo­rum­la, 10 aya ya­kın bir sü­re uza­tı­yor. Böy­le­ce AYM’nin be­lir­le­di­ği be­le­di­ye­le­rin sa­yı­sı­nı art­tı­rı­yor. AYM, TBMM’nin çı­kart­tı­ğı bir ka­nu­nun kap­sa­mı­nı bir yo­rum­la de­ğiş­ti­ri­yor, Da­nış­tay da AYM’nin ka­ra­rı­na ge­tir­di­ği baş­ka bir yo­rum­la ka­nu­nun kap­sa­mı­nı da­ha fark­lı bir şek­le so­ku­yor. Da­nış­tay, bir şe­kil­de, ka­ra­rı ye­ni­den yo­rum­la­yıp içe­ri­ği­ni de­ğiş­ti­re­rek, AYM’nin “ka­nun­la­rı de­net­le­me” fonk­si­yo­nu­nu üst­le­ni­yor. Böy­le­ce ya­sa­ma ve yü­rüt­me ile yar­gı ara­sın­da­ki ik­ti­dar mü­ca­de­le­si­ne, yar­gı ku­rum­la­rı ara­sın­da­ki mü­ca­de­le de ek­le­ni­yor. Yar­gıç­lar ik­ti­da­rı tar­tış­ma­sı, ade­ta han­gi yar­gıç­la­rın ik­ti­dar ola­ca­ğı tar­tış­ma­sı­na dö­nüş­tü­rü­lü­yor.
Da­nış­tay ka­ra­rın­dan ha­re­ket­le dik­kat çek­mek is­te­di­ği­miz da­ha önem­li bir nok­ta, AYM’nin ka­rar ge­rek­çe­le­ri­nin bağ­la­yı­cı olup ol­ma­dı­ğı hu­su­su. Da­nış­tay, AYM’nin ge­rek­çe­si­ni de­ğer­len­di­rip eleş­ti­ri­yor, ye­ni bir yo­rum­la fark­lı bir so­nu­ca va­rı­yor. Da­nış­tay’a gö­re, AYM’nin ka­rar ge­rek­çe­si bağ­la­yı­cı de­ğil. Eğer bağ­la­yı­cı ol­say­dı, Da­nış­tay, AYM ka­rar ge­rek­çe­sin­de be­lir­ti­len hu­sus­ta fark­lı bir ka­rar ve­re­mez­di. Bu ko­nu­da, bir bil­di­ri ya­yım­la­yan AYM’nin 8 üye­si de Da­nış­tay’la ay­nı fi­kir­de ol­ma­lı. Hâl­bu­ki Da­nış­tay’ın yak­la­şık 20 yıl­dır, AYM ka­rar­la­rı­nın ge­rek­çe­si­ni bağ­la­yı­cı ka­bul ede­rek ver­miş ol­du­ğu ka­rar­lar mev­cut. Özel­lik­le, üni­ver­si­te­ler­de­ki ba­şör­tü­sü ya­sa­ğı bir ka­nu­na ya da baş­ka bir mev­zu­at hük­mü­ne de­ğil, sa­de­ce AYM ka­rar­la­rı­nın ge­rek­çe­si­ne da­yan­dı­rı­lı­yor. Da­nış­tay bir­çok ka­ra­rın­da, ba­şör­tü­sü ile il­gi­li AYM ka­rar ge­rek­çe­si­nin bağ­la­yı­cı ol­du­ğu­nu ifa­de edi­yor. O hal­de, Da­nış­tay iç­ti­hat mı de­ğiş­ti­ri­yor? Yok­sa ba­şör­tü­süy­le il­gi­li ka­rar­lar fark­lı bir mü­la­ha­za­ya mı da­ya­nı­yor­du? AYM ka­rar ge­rek­çe­le­ri, ba­şör­tü­sü ka­ra­rın­da ol­du­ğu gi­bi, bağ­la­yı­cı ise son Da­nış­tay ka­ra­rı na­sıl ve­ril­di? Ge­rek­çe­ler bağ­la­yı­cı de­ğil­se, ne­den sa­de­ce ge­rek­çe­ye da­yan­dı­rı­la­rak ba­şör­tü­sü ya­sa­ğı­nı sür­dü­re­cek yön­de ka­rar­lar ve­ri­li­yor?
AYM üye­le­ri­nin bir kıs­mı­nın Da­nış­tay’ın ya­nın­da yer ala­rak, bil­di­ri ile tar­tış­ma­ya ka­tıl­ma­sı ay­rı­ca önem­li bir so­run. Bu 8 üye­den 5’i, AYM’nin 6’ya 5’le al­mış ol­du­ğu ka­pa­tı­lan be­le­di­ye­ler­le il­gi­li ka­ra­rın­da mu­ha­lif ka­lan üye­ler. Bil­di­ri­ye ka­tı­lan 3 üye ise söz ko­nu­su ka­rar­la il­gi­li top­lan­tı­lar­da bu­lun­ma­yan üye­ler. Sa­yı­nın 5 de­ğil de 8 olu­şu “sa­yı­sal” üs­tün­lü­ğün ca­zi­be­si­ne ka­pıl­mak ola­rak al­gı­lan­ma­lı. Yok­sa bir ka­ra­rın alı­nı­şın­da hiç­bir şe­kil­de bu­lun­ma­mış mah­ke­me üye­le­ri­nin, o ka­rar hak­kın­da ka­mu­oyu­na gö­rüş bil­dir­me­le­ri­ni an­la­mak müm­kün ola­maz. Ka­ra­ra mu­ha­lif ka­lan üye­le­rin, mu­ha­le­fet­le­ri­ni ka­muo­yu önü­ne ta­şı­ma­la­rı da doğ­ru bir ha­re­ket de­ğil. Bu­nun “hu­ku­ki” de­ğil, “si­ya­si” bir tu­tum ol­du­ğu açık. Zi­ra mah­ke­me üye­le­ri mu­ha­le­fet­le­ri­ni ka­ra­rın olu­şu­mu sı­ra­sın­da di­le ge­ti­re­bi­lir­ler; an­cak ka­rar oluş­tuk­tan son­ra ar­tık or­ta­da AYM ka­ra­rı var­dır.
AYM ka­ra­rı, her za­man, bü­tün üye­le­rin it­ti­fak et­ti­ği bir ka­rar de­ğil­dir; böy­le bir ge­rek­li­lik yok­tur. AYM ka­ra­rı, ço­ğun­luk­ta­ki üye­le­ri­nin ka­ra­rı­dır. Di­ğer üye­le­rin gö­rü­şü­ne ise “azın­lık gö­rü­şü” de­nil­mek­te­dir ki bu gö­rüş­ler, hu­ku­ki ba­kım­dan sa­de­ce ki­şi­sel gö­rüş­ten iba­ret­tir. Ni­te­kim AYM’nin ba­şör­tü­sü ile il­gi­li ka­ra­rın­da, baş­ta es­ki Cum­hur­baş­ka­nı A. Nec­det Se­zer ol­mak üze­re ba­zı üye­le­rin mu­ha­le­fet gö­rü­şü bu­lun­ma­sı­na rağ­men, hiç kim­se bu mu­ha­le­fet gö­rüş­le­ri­ni di­le ge­tir­me­miş; baş­ta Se­zer ol­mak üze­re, mu­ha­lif kal­dık­la­rı ba­şör­tü­sü ka­ra­rı­na sa­hip çık­mış­lar­dır. Baş­ka ka­rar­lar­da­ki mu­ha­le­fet­le­ri­ni, uy­gu­la­ma­ya ko­lay­lık sağ­la­mak üze­re de ol­sa, ka­mu­oyuy­la pay­laş­ma­yan üye­ler, şim­di ise ken­di­le­ri mu­ha­lif ol­duk­la­rı için AYM ka­ra­rı­nı “mah­ke­me gö­rü­şü de­ğil­dir” di­ye ni­te­len­dir­mek­ten ka­çın­mı­yor­lar. İş­te bu du­rum, “han­gi yar­gıç­la­rın ik­ti­da­rı” tar­tış­ma­sı­nın da, ay­nen “yar­gıç­lar ik­ti­da­rı” tar­tış­ma­sın­da ol­du­ğu gi­bi, as­lın­da ger­çek ma­na­da ku­rum­sal bir so­run ol­ma­dı­ğı­nı, yar­gıç­la­rın si­ya­si ve ide­olo­jik tu­tum­la­rı­na gö­re şe­kil­len­di­ği­ni gös­te­ri­yor.
Tür­ki­ye’nin so­ru­nu “yar­gıç­lar ik­ti­da­rı” ya da baş­ka bir ifa­de ile yar­gıç­la­rın ken­di­le­rin­de ik­ti­dar veh­met­me­le­ri so­ru­nu­dur. Bu so­ru­nu aş­mak, Ana­ya­sa’da dev­le­tin iş­le­yi­şi­ni ye­ni­den, hu­kuk dev­le­ti­ne ya­kı­şır bir şe­kil­de dü­zen­le­mek­ten geç­mek­te­dir. Da­ha ön­ce ana­ya­sa tar­tış­ma­la­rı­na doğ­ru bir yer­den baş­lan­ma­dı­ğı için bir ne­ti­ce alı­na­ma­mış­tı. Ar­tık ger­çe­ği gör­mek ge­re­kir, Tür­ki­ye’nin te­mel kri­zi ana­ya­sa kri­zi­dir. Ye­ni bir ana­ya­sa için cid­di ve ka­rar­lı adım­lar at­ma­dan kriz­ler bit­me­ye­cek­tir.

Paylaş Tavsiye Et