Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dosya
Türkiye’de iş kazaları ve meslek hastalıkları mağdurları
Şuayp Çalış
“LEYLEKLERİN yuvada besleyebileceğinden çok yavrusu olunca, yetiştirebileceği kadar yavruyu yuvada bırakıp, fazla olanları yuvadan atar.” Bu satırlar kot taşlama işçiliği yapan ve bu işte çalışan diğer arkadaşları gibi sonu ölümle biten silikozis hastalığına yakalanan Abdulhalim Demir’in, kamuoyunun kot işçilerinin dramını dikkate almaları için gönderdiği açık mektubunda yer alıyor. Abdulhalim Demir “Leyleğin atılmış yavruları biz miyiz?” sorusunu soruyor. Bu soruyu, madenlerde yeterli önlemler alınmadığı için ortaya çıkan grizu patlamalarında, iş güvenliği ile ilgili temel kurallara uyulmadığı için inşa ettikleri gemilerin içinde elektrik çarpmasından veya servis olarak kullandıkları minibüsün içinden çıkamayıp selde boğularak ölen işçiler için de sormak gerekiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre Türkiye, iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından AB’ye üye ülkelerle karşılaştırıldığında birinci, dünyada ise Güney Kore ve Brezilya’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. Bu konuda kullanılabilecek en güncel rakamlara SSK’nın 2006 İstatistik Yıllığı’ndan ulaşabiliyoruz. Bu verilere göre 2006 yılında 79.027 kişi iş kazasına uğramış, bunlardan 1.592’si hayatını kaybetmiş. 574 kişi ise meslek hastalığına yakalanmış, bunlardan da 9’u hayatını kaybetmiş. İş kazaları ve meslek hastalıkları yüzünden 2006 yılında ayakta ve yatakta geçen toplam geçici işgöremezlik gün sayısı 1.905.235 olarak gerçekleşmiş. Aynı yıl grevler yüzünden kaybedilen işgünü sayısı ise sadece 165.666.
İlk defa ve kapsamlı olarak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun 2007 yılında yapmış olduğu “İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri” konulu çalışmada daha ayrıntılı sayısal bilgilere ulaşmak mümkün. Bu çalışmada istihdamda olan veya son bir yıl içinde bir işte çalışmış olan fertlerin, son 12 ay içinde herhangi bir iş kazası geçirip geçirmediklerine veya yine bu süre zarfında işe dayalı bir sağlık probleminin etkilerine maruz kalıp kalmadıklarına ilişkin sorular sorulmuş. Bu çalışmaya göre istihdam edilenlerden %2,9’u son 12 aylık süre içersinde bir iş kazası geçirmiş. Bunun cinsiyete göre dağılımında erkeklerin %3,6’sının, kadınların ise %1,3’ünün iş kazası geçirdiği ortaya çıkıyor. İş kazası geçirenlerin sektörel dağılımları incelendiğinde, %10,1 ile madencilik ve taşocakçılığı sektörü başı çekerken, bunu %7,7 ile elektrik, gaz ve su sektörü izliyor.
Aynı çalışma, istihdam edilenlerden %3,7’sinin çalıştığı işe bağlı bir rahatsızlık geçirdiğini de ortaya koyuyor. Bu oran erkeklerde %3,9 iken, kadınlarda %3 olarak gerçekleşiyor. Bunların yaş dağılımına bakıldığında, %63’ünün 35 ve daha yukarı yaşta olduğu, bu sayının 15-24 yaş grubundakilerde %1,6, 35-54 yaş grubunda %4,7 ve 55 ve daha yukarı yaştakilerde ise %4,5 olarak gerçekleştiği görülüyor.
Bu rakamlar sorunun büyüklüğünü ve çözümün aciliyetini ortaya koyuyor. Daha fazla leylek yavrusunun yuvadan atılmaması için iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının ILO ve AB normlarına göre yeniden düzenlemesine ihtiyaç var.
 
Balıkesir Dursunbey’deki bir maden ocağında meydana gelen patlamada 14 kişi hayatını kaybetti, 18 kişi yaralandı (23 Şubat 2010).
Tuzla gemi tersanesinde 14 Ağustos 2009’da elektrik çarpması sonucu yaralanan Satılmış Duran isimli tersane işçisi tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Yaşanan son ölümle birlikte tersanelerde ölen işçi sayısı 131 oldu (18 Aralık 2009).
Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde bir maden ocağında meydana gelen patlama sonucu oluşan göçükte 19 işçi hayatını kaybetti (10 Aralık 2009).
Halkalı’da bir tekstil atölyesinde çalışan 10 kişiyi taşıyan servis minibüsü fabrikanın bahçesine girdiğinde sular altında kaldı. Minibüsteki 3 kişi kurtarılırken, araçtan inemeyen 7 kadın çalışan boğularak hayatını kaybetti (9 Eylül 2009).

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar
Şuayp Çalış