Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Kapak
MHP’de çözülme: Çevreden çelik çekirdeğe
Murat Yılmaz
AK PAR­Tİ hü­kü­me­ti­nin açı­lım­la­rı, Tür­ki­ye’de­ki yer­le­şik si­ya­set ve si­ya­si par­ti an­la­yış­la­rı­nı kök­ten sars­mış du­rum­da. Bu sar­sın­tı, mu­ha­lif ya da mu­va­fık bü­tün olu­şum­lar­da te­sir­le­ri­ni ic­ra edi­yor. Tek par­ti dö­ne­min­de bü­rok­ra­si­nin te­mel me­se­le­ler­de ka­rar alı­cı ol­ma­sı key­fi­ye­ti, çok par­ti­li ha­ya­ta geç­tik­ten son­ra So­ğuk Sa­vaş or­ta­mı­nın ve dar­be­le­rin kat­kı­sıy­la de­vam et­ti. Si­ya­si par­ti­le­re bı­ra­kı­lan alan ise dev­let­çi­lik ve pi­ya­sa eko­no­mi­si ara­sın­da ter­cih­te bu­lun­mak ve ka­mu kay­nak­la­rı­nı ta­sar­ruf et­mek şek­lin­dey­di. AK Par­ti hü­kü­me­ti­nin açı­lım­la­rı, iş­te bu an­la­yı­şı de­ğiş­tir­me­ye yö­nel­di­ği için mü­es­ses si­ya­si re­ji­mi ve si­ya­si kül­tü­rü ye­rin­den sar­sı­yor.
As­ker-si­vil bü­rok­ra­si­nin ve­sa­yet re­ji­mi ve ide­olo­ji­sin­de­ki çö­zül­me ve bu çö­zül­me­nin bir si­ya­si par­ti eliy­le hız­lan­ma­sı, es­ki re­ji­me gö­re oluş­muş si­ya­set an­la­yı­şı­na sa­hip par­ti ve si­ya­set­çi­le­ri zo­ra ve pa­ra­dok­sa sok­muş du­rum­da. Bu zor­luk ve pa­ra­doks en çok MHP üze­rin­de gö­rü­lü­yor. MHP sa­de­ce söy­lem dü­ze­yin­de de­ğil, kad­ro ve ta­ban dü­ze­yin­de de sı­kış­mış bir hal­de. Gün­dem­de­ki ana­ya­sa de­ği­şik­lik pa­ke­ti, bü­tün o sert ve gru­bu­na hâ­kim gö­rün­tü­sü­ne rağ­men çev­re­den çe­lik çe­kir­de­ğe ka­dar MHP’yi sar­sı­yor.
MHP’nin son dö­nem­de­ki sert­li­ği, se­çim­le­re yö­ne­lik cid­di bir si­ya­si he­sa­bı ba­rın­dır­mak­la be­ra­ber bu he­sa­bın dı­şın­da bir re­ak­si­yo­nu da ifa­de edi­yor. MHP bir yan­dan Er­ge­ne­kon gi­bi dar­be­ci­ler­den, so­kak­tan ve bü­rok­ra­tik züm­re­ler­den uzak, va­tan­da­şa hi­tap eden mo­dern bir si­ya­si par­ti ol­ma­ya ça­lı­şır­ken; di­ğer yan­dan da de­mok­ra­tik açı­lım­lar­la da­ha ön­ce­den si­ya­se­tin ko­nu­su ol­ma­yan ko­nu­la­rın si­ya­se­ten tar­tı­şıl­ma­sı­na ve bü­rok­ra­tik züm­re­nin tas­fi­ye­si­ne ta­ham­mül ede­mi­yor. Çün­kü ide­olo­ji­si ve ku­ru­luş mis­yo­nu olan mil­li­yet­çi­lik­ MHP’nin mer­kez-çev­re den­ge­si­ni ko­ru­ma­sını zorlaştırıyor. Bu zor­luk, MHP’nin ay­dın züm­re­sin­de ya­şa­dı­ğı ek­siklik­le bir­leş­ti­ğin­de da­ha da ar­tı­yor.
MHP’nin 1980 ön­ce­sin­de­ki “Ya­şa­sın dev­let, yı­kıl­sın dü­zen” slo­ga­nın­da özet­le­ne­bi­le­cek eleş­ti­rel ba­kış açı­sı bu­gün kay­bol­muş du­rum­da. Bu­gün ki­mi MHP söz­cü­le­ri­nin, dev­le­ti sa­vun­mak ile dev­let me­mur­la­rı­nı sa­vun­mak ara­sın­da­ki ka­ba far­kı da­hi ih­mal et­tik­le­ri söy­le­ne­bi­lir. Bu­nun asıl se­be­bi de­mok­ra­tik açı­lım­la­rın ve kü­re­sel­leş­me­nin, bü­rok­ra­tik ve­sa­yet re­ji­min­de ve ide­olo­ji­sin­de aç­tı­ğı ya­rık­tır. Sur­da açı­lan bu mu­kad­des ge­dik, ümit­var ol­ma­yan çev­re­ler­de müt­hiş bir kö­tüm­ser­lik ve re­ak­si­yon ya­ra­tı­yor. İş­te MHP, es­ki İç Ana­do­lu ve ye­ni Mar­ma­ra, Ege ve Ak­de­niz oy­la­rıy­la bu ke­si­min söz­cü­lü­ğü­nü üst­len­iyor. Bu söz­cü­lük, tem­sil­ci bir si­ya­set sı­nı­fı­nın bu ke­si­min ve­kâ­le­ti­ne so­yun­ma­sı şek­lin­de de­ğil, ken­di­li­ğin­den ve inor­ga­nik bir şe­kil­de ger­çek­le­şi­yor. MHP söz­cü­le­ri­nin sert­li­ği ve yön­süz­lü­ğü, bu yö­nüy­le si­ya­si bir he­sa­bı de­ğil, ken­di­li­ği­nin doğ­ru­dan ifa­de­si ola­rak te­za­hür edi­yor. Bu ha­liy­le de her tür­lü si­ya­si he­sa­ba za­rar ve­re­cek bir ir­ras­yo­nel­li­ği için­de ba­rın­dı­rı­yor.
MHP, 29 Mart 2009 ma­hal­li ida­re­ler se­çim­le­rin­de sa­ha­da ya­ka­la­dı­ğı ba­şa­rı, de­mok­ra­tik açı­lım­la­rın de­vam et­me­si ve bil­has­sa Ha­bur gö­rün­tü­le­riy­le AK Par­ti’nin oy ora­nı­nın kri­tik eşi­ği aşa­rak %30’un al­tı­na ine­ce­ği bek­len­ti­si­ne gir­di. AK Par­ti’nin dö­nem­sel ola­rak 3 Ka­sım 2002 se­çim­le­rin­de­ki oy ora­nı­nı gö­re­ceği şeklindeki ka­muo­yu anketleri, sa­de­ce MHP’ye de­ğil, CHP’ye ve as­ker-si­vil bü­rok­ra­si­ye de bu ümi­di ver­miş­se de, bu bek­len­ti­nin ger­çek­leş­me­ye­ce­ği kı­sa sü­re­de or­ta­ya çık­tı. AK Par­ti’nin al­ter­na­ti­fi­nin ol­ma­dı­ğı ger­çe­ği ve de­mok­ra­tik açı­lım­la­ra yö­ne­lik ağır eleş­ti­ri­le­rin ka­mu vic­da­nın­da ya­rat­tı­ğı ra­hat­sız­lık, par­tinin ye­ni­den to­par­lan­ma­sı­na yol aç­tı. AK Par­ti’nin to­par­lan­ma­sı ise mu­ha­le­fet­te bü­yük bir asa­bi­yet ya­rat­mış du­rum­da. Bu asa­bi­yet en faz­la MHP söz­cü­le­rin­de göz­le­ni­yor.
Son za­man­lar­da MHP söz­cü­le­ri­nin ki­mi açık­la­ma­la­rı bu açı­dan ol­duk­ça dik­kat çe­ki­ci. Söz­lü şid­de­te dö­nüş­me­nin öte­sin­de bu açık­la­ma­lar MHP’nin, dar­be kar­şı­tı bir çiz­gi­de dur­ma­ya özen gös­te­ren Bah­çe­li son­ra­sın­da­ki po­zis­yo­nu­nu ye­ni­den tar­tış­ma­ya açı­yor. Evet, MHP ar­tık so­kak ha­re­ket­le­ri için bir ope­ras­yon par­ti­si ol­mak­tan uzak. An­cak bu uzak­lı­ğın vesayetçi zih­ni­yet ve ka­rar­gâh­tan uzak­laş­ma­yı da be­ra­be­rin­de ge­ti­rip ge­tir­me­ye­ce­ği nok­ta­sı ha­len bir mu­am­ma.
MHP son ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti­ne il­ke ola­rak ha­yır de­di. Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tar­tış­ma­la­rı­nı mec­ra­sın­dan çı­ka­ran ilk des­tek ise MHP’den gel­miş­ti. Ba­şör­tü­sü ya­sa­ğı­nı aş­mak için AK Par­ti’ye des­tek ve­ren MHP, bu is­ti­ka­met­te­ki ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ip­tal eden Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’ne ve AK Par­ti’nin ka­pa­tıl­ma da­va­sı­na ağır eleş­ti­ri­ler ge­tir­miş ve ye­ni ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri öner­miş­ti.
MHP şim­di ana­ya­sa de­ği­şik­lik pa­ke­ti­nin muh­te­va­sı­na kar­şı ol­ma­dı­ğı­nı, hat­ta da­ha ge­niş bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti için TBMM’de bir ko­mis­yon ku­ru­la­rak ça­lı­şıl­ma­sı­nı, an­cak de­ği­şik­li­ği ye­ni TBMM’nin yap­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni id­di­a edi­yor. MHP bu şe­kil­de as­lın­da “Bu Mec­lis ana­ya­sa ya­pa­maz, hat­ta ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği da­hi ya­pa­maz!” çiz­gi­sin­den tef­rik edi­le­mi­yor. Hal­bu­ki MHP bu çiz­gi­den fark­lı­la­şa­bil­di­ği oran­da AK Par­ti ve CHP dı­şın­da üçün­cü bir se­çe­ne­ğe dö­nüş­me im­ka­nı­na sa­hip­ti. 22 Tem­muz 2007 se­çim­le­rin­de ar­tan oyu­na rağ­men ge­le­nek­sel ta­ba­nın­dan des­te­ği aza­lan MHP, cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de ve ba­şör­tü­sü me­se­le­sin­de ye­ni seç­men ta­ba­nı­nı küs­tür­mek pa­ha­sı­na bu si­ya­si ham­le­yi yap­mış­tı. An­cak şu an MHP, 29 Mart 2009 se­çim­le­rin­de AK Par­ti’nin oy kay­bet­me­si ve ken­di­si­nin de oy ka­zan­ma­sıy­la bu po­zis­yo­nu terk ede­rek AK Par­ti kar­şı­tı cep­he içe­ri­sin­de açık­ça yer al­mış du­rum­da.
MHP, AK Par­ti’yi tec­rit ede­rek BDP ile iş­bir­li­ği­ne mec­bur et­mek ve son­ra da bu­nu se­çim­ler­de kul­lan­mak is­ti­yor. An­cak MHP li­der­li­ği bu si­ya­si he­sa­bın ge­ti­re­cek­le­rinin ya­nın­da gö­tü­re­cek­le­ri­nin da­ha çok ola­bi­le­ce­ği­ni de tah­min et­me­li. Bu sert­li­ğin si­ya­si he­sa­bı aşan ir­ras­yo­nel bir re­ak­si­yon ta­ra­fı ol­du­ğu da söy­le­ne­bi­lir. Ay­rı­ca MHP, ope­ras­yon par­ti­si ol­mak­tan kur­tul­sa da, ka­rar­gah ve ve­sa­yet­çi zih­ni­yet­le he­sap­la­şa­cak si­ya­si ce­sa­ret, viz­yon ve kad­ro­dan he­nüz ol­duk­ça uzak. MHP bu ha­liy­le AK Par­ti ile CHP’nin tem­sil et­ti­ği as­ker-si­vil bü­rok­ra­si ku­tup­la­rının dı­şın­da üçün­cü bir se­çe­nek ha­li­ne ge­le­me­ye­cek­tir. Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­tin­de­ki tav­rı, MHP’yi ta­li ak­tör­ler­den bi­ri­ne dö­nüş­tür­müş­tür.

Paylaş Tavsiye Et