Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
G-8’in üzerine Irak gölgesi düştü
Burcu Anatay
G-8 (Group of 8) liderleri 1-3 Haziran tarihleri arasında Fransa’nın İsviçre sınırındaki Evian Les Bains kasabasında toplandılar. Dünyanın en zengin demokratik ülkeleri ile Rusya’dan meydana gelen G-8’lerin bu yılki zirvesinin resmi gündem maddeleri arasından öne çıkanlar; Irak’ın geleceği, Orta Doğu barışı, Kuzey Kore ile İran’ın nükleer silahları, yoksullukla mücadele ve doların euro karşısında değer kaybetmesiydi. Alp dağlarının çevrelediği Cenevre Gölü’nün muhteşem manzarası, küresel ekonominin içine girdiği durgunluktan çıkış yolları arayan zirvenin üzerine Irak konusundaki farklı yaklaşımların gölgesinin düşmesini engellemeye yetmedi. G-8’lerin dört üyesinin diğer dört üyesiyle karşı karşıya geldiği zirve daha çok herkesin birbirine düştüğü bir aile toplantısını andırıyordu. ABD, İngiltere, İtalya ve Japonya Irak Savaşı’nı desteklerken Fransa, Almanya, Rusya ve Kanada savaş karşıtı bir tavır sergilemişti.
G-8 liderleri, zirveye ev sahipliği yapan Evian’daki 19’uncu yüzyıldan kalma Royal Oteli’ne Cenevre havaalanından helikopterle geldiler. Zirveye en son Almanya Başbakanı Gerhard Schröeder katıldı. George Bush, Fransa’ya gelmeden önce, Irak Savaşı’nı destekleyen ve Irak’a küçük bir askeri birlik gönderen Polonya’yı ziyaret etmiş ve zirvenin yapılmasından bir gün önce de St. Petersburg’un 300. kuruluş yıldönümü kutlamalarına katılmak için Rusya’ya gitmişti. Polonya’da yaptığı konuşmada “büyük bir ittifakı gerektiren bu dönemin anlaşmazlıkları canlandırmanın zamanı olmadığını” söyleyen Bush, liderler arası toplantının hemen öncesinde Royal Oteli’nin terasında Chirac ile kısa bir süre baş başa görüştü. Irak savaşından sonra ilk defa bir araya gelen iki lider kameralar önünde, yüzlerindeki geniş gülümsemeleriyle uzun uzun el sıkıştılar.
Chirac yaptığı açıklamada Bush ile yaptıkları görüşmenin “çok olumlu” geçtiğini açıkladı. Bush da görüşmeleri boyunca nazik ev sahibine ön ismiyle hitap etti.
Zirvenin birinci günündeki oturumlarda önce zayıflayan küresel ekonominin durumu tartışıldı. Daha sonra liderler, Irak’ın istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasından, Bush’un canlandırmaya çalıştığı Orta Doğu barış görüşmelerine ve küresel terörizm tehdidine kadar uzanan geniş bir siyasi kriz incelemesi üzerinde odaklandılar. İlk günkü oturumlara katılanlara göre Bush ile Chirac, bu oturumlar boyunca aralarındaki kini geride bırakmak için büyük çaba sarf etti. Bush’un, Saddam Hüseyin hükümetinin üyelerine barınak sağlamaması yönünde uyardığı Suriye yönetimi ile yakın temas içinde bulunan Chirac, Suriye ile ABD arasında arabuluculuk yapmayı teklif etti. Bush’un Orta Doğu’da barışın sağlanmasına dönük gayretlerini öven Chirac, Fransa’nın Afganistan’a, şarta bağlı olarak Amerika’nın savaşçı birlikleri ile beraber çalışacak özel kuvvetler göndereceği sözünü verdi. Fransa’nın Afganistan’da, savunma amaçlı operasyonlara katılan birkaç yüz kişilik barış gücü bulunuyor. Fransız yetkililere göre, Afganistan’a özel kuvvet gönderme kararı iki ülkenin ortak çıkarlarının bir örneğiydi. Bush, ilk gün oturumları sonrasında, “görüş ayrılıklarımız olabilir; ancak bu birbirimize ters gitmemiz gerektiği anlamına gelmemektedir” dedi.
G-8’lerin bu yılki zirvesinin bir özelliği de Chirac’ın yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin endişelerinin zenginler kulübündeki en iyi savunucusu rolüne soyunmasıydı. Gündemi, en sevdiği konular olan Afrika’ya yapılan yardımlar, açlığa çare bulunması, AIDS’le savaşa daha fazla fon ayrılması ve yoksul ülkelerin ucuz ilaçlara ulaşmasının kolaylaştırılmasıyla dolduran Chirac ilk defa gelişmekte olan 12 ülkenin -Çin, Malezya, Brezilya, Meksika, Hindistan, Cezayir, Fas, Mısır, Nijerya, Senegal, Güney Afrika ve Suudi Arabistan- liderlerini de G-8 zirvesine davet etti. Sanayileşmiş Batı’daki refahın, gelişmekte olan ülkelerin iktisadi kalkınmasına nasıl bağlı olduğunun altının çizilmesi için yapılan bu davet aynı zamanda Avrupa ile Bush yönetimi arasındaki boşluğu da yansıtıyordu. Ancak zirve sona erdiğinde, sonuç bildirgesinin Chirac’ın Elysee Sarayı’ndan ziyade Bush’un Beyaz Saray’ı tarafından kaleme alındığı görüldü. Bush Evian’da diğer G-8 liderlerinden daha az süre harcamıştı; ancak onun parmak izi en belirgin olanıydı. ABD’yi kuvvetle destekleyen bildirgede, kitle imha silahlarından dünyanın “öncelikli tehdidi” olarak bahsediliyor, bunun yanı sıra yürüttüğü silah programı dolayısıyla Kuzey Kore ile İran’a sert bir uyarı gönderiliyordu. Washington’a göre bu ifadeler, “şer ekseninin iki üyesine karşı askeri bir harekata dayanak olarak kullanılabilirdi. Her şeye rağmen diğer G-8 üyeleri bu ifadeleri ABD’den biraz farklı yorumlamayı sürdürdüler. Kuzey Kore meselesinin barışçı, diplomatik yöntemlerle çözülmesi gerektiğini söylerken, İran’dan da şüpheli nükleer tesislerin denetlenmesine izin veren Uluslararası Atom Enerjisi Kurulu’nun protokolünü imzalamasını istediler. Chirac’ın yoksul ülkelere ucuz ilaç temin edilmesi konusundaki tüm önerileri, Bush yönetiminin itirazları yüzünden “sağlık eylem planından” çıkarıldı. Chirac’ın Afrika’ya gönderilen ürünlerin ihracat teşviki verilerek desteklenmesi görüşü ise sessizce geri plana itildi. Zirveyi izleyen eylemci gruplar, Bush’u gündemi farklı yöne çevirdiği için eleştirirken Chirac’ı da savunuculuğunu üstlendiği birçok meselede eninde sonunda teslim olmakla suçladılar. Gelişmekte olan dünyanın güvenebileceği kişi olarak gözükmek isteyen Chirac’ın gücünün sınırlı olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Buna rağmen, Chirac’ın BM’ye öncelik veren ve ABD’nin gücünü sınırlayan dünya vizyonu, gelişmekte olan ülkelerin çoğunda geniş yankı buldu. Avrupalı liderler de ABD’nin askeri gücüyle boy ölçüşemeseler bile, gelişme için yaptıkları yardımın yüksek seviyesinin onların küresel hadiselere yeterince nüfuz etmelerini sağlayacağını ifade etmekten geri durmadılar.
Fransız güvenlik güçleri, göl kıyısındaki sakin bir turistik kasaba olan Evian’da ve gölün karşı kıyısında yer alan bir İsviçre şehri olan Cenevre’de, zirve öncesinden başlayarak, yoğun güvenlik tedbirleri almışlardı. İki yıl önce İtalya’nın Cenova şehrinde yapılan zirve sırasında küreselleşme karşıtı göstericiler ile güvenlik güçleri arasında yaşanan kanlı olayların tekrarlanması istenmiyordu. Genç bir İtalyan göstericinin polisin açtığı ateş sırasında hayatını kaybettiği bu olaylar Chirac’ı oldukça sarsmıştı. Chirac geçtiğimiz aylarda, G-8’leri eleştiren örgütler ile Elysee Sarayı’nda toplantılar yaptı. Bu toplantılara Greenpeace’den küreselleşme karşıtı Fransız örgütü CLAAAC’a kadar 30 farklı grubun temsilcileri katıldı. Bu tavrı yüzünden Evian’da barışı satın almakla suçlanan Chirac’ın amacı, gelişmiş ülkelerden gelen özel gruplar ve gelişmekte olan ülkelerin liderleri ile “genişletilmiş diyalog” olarak tanımlanan bir iletişim ortamının oluşturulmasıydı. Ancak küreselleşme karşıtları her şeye rağmen zirveyi protesto ettiler ve gündem oluşturmayı başardılar. Farklı ülkelerden gelen binlerce gösterici, 1 Haziran’da Evian yakınlarındaki Fransız ve İsviçre kasabalarında bir araya geldiler. İsviçre’nin Cenevre ve Lozan şehirleri ile göstericilerin kamp kurdukları Fransa’nın Annemasse kasabasında güvenlik güçleri ile bazı göstericiler arasında çatışma çıktı. Yolları ve köprüleri bloke eden, binaların dışına sprey boya ile yazı yazan, lüks mağazaların camlarını kıran, ağaçları yakan ve molotof kokteyli atan az sayıda göstericiyi durdurmak için polis göz yaşartıcı gaz kullandı. Ancak bu rahatsız edici görüntülere rağmen, göstericilerin büyük çoğunluğu şiddet eylemlerinde bulunmadı. Sayıları güvenlik güçlerine göre 50.000, organizatör gruplara göre ise 120.000’i bulan göstericiler, küreselleşme karşıtlığı ve gelişmekte olan ülkelerin borçlarından çevrenin korunmasına kadar geniş bir yelpazeye yayılan konular hakkındaki endişelerini yüksek sesle dile getirdiler. Filistin ve Irak da göstericilerin unutmadığı konular arasındaydı.
Protestolar sırasında en çok hedef alınan lider olan ABD Başkanı George W. Bush, zirvenin sona erdiği 3 Haziran’da, arkasına G-8 liderlerinin de desteğini alarak Orta Doğu turunun ilk durağı olan Mısır’a uçtu. Mısır’da Arap liderlerinin katıldığı bir zirve düzenleyen Bush, daha sonra Lübnan’a geçti ve burada İsrail Başbakanı Ariel Sharon ve Filistin lideri Mahmut Abbas ile bir araya geldi. G-8 zirvesinin rüzgarının Bush’un “Yol Haritası” olarak anılan Orta Doğu barış planını hayata geçirmesine etki edip etmeyeceğini zaman gösterecektir. Kartları karan ABD olsa da, asın kime geleceği bilinmez.

 

 


Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar