Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Toplum
İnsana ve şirkete yeni bir bakış: Sıfır merkezli modeller
Fahri Karakaş
ŞU an İnsan Kaynakları, Yönetim, Psikoloji ve İşletme alanında ortaya konan teori ve modeller incelendiğinde temel bazı problemler karşımıza çıkıyor. Öncelikle bu teorilerin hemen hepsi yurtdışında, özellikle Kuzey Amerika’da geliştirilmiştir. Ne yazık ki pek çok yönetici ve şirket bu modelleri Türk iş ortamına aynen monte etmeye çalışmaktadır. Amerika’daki uygulamaların ülkemizde aynen taklit edilmesi ciddi tehlikeler içermekte ve amacının aksi sonuçlar verebilmektedir. Bu durumlarda Türk kültürünün kendine has özellikleri, toplumsal dinamiklerimiz ve Anadolu topraklarında kurulan medeniyetlerin mirası yok sayılmaktadır.
İnsana dair günümüze kadar gök kubbenin altında söylenmemiş hiçbir şey kalmamıştır. Ancak, insan denen varlığı açıklamak için yapılan analizlerin çok büyük bir kısmı onun sadece belirli yönlerini inceleyip ön plana çıkarmaktadır. Benzer şekilde, işletme ve yönetim alanında her gün yeni bir teori ve yeni bir kavram ortaya konmaktadır. Bilginin üretimi hız kazandıkça, bilgi kirliliği de önemli bir problem olarak kendini göstermektedir. Ortaya çıkan her yeni bilgi, kafa karışıklığına yol açar hale geldi; çünkü var olan bilgi parçacıklarının bir çoğu birbiriyle çelişiyor. Bunun altında yatan etkenlerden birisi de, insanlar arasındaki bakış açılarının farklılığıdır. Herkes dünyayı kendi penceresinden gözlemlemekte ve yorumlamaktadır.
Mevcut teoriler, tek bir insan modelinin olduğu varsayımına dayanmaktadır. Holistik ve sistemci bir bilimsel anlayış benimsenmediğinden dolayı, filin bir parçası bütün zannedilmekte ve gerçek ondan ibaret sayılmaktadır. Kişiler arası farklılıklara dayalı bir bakış açısı geliştirilmediği sürece verilen tavsiyeler pansuman tedbirden öte geçemeyecektir. İnsanı derinlemesine, sistematik olarak tanımadan ve kavramadan ortaya konacak her türlü teori eksik kalacaktır. Pazarda sunulan tek bir insan modeline dayalı mevcut tüm “Liderlik, İletişim, Yönetim ve Takım Çalışması” eğitimleri ve kitapları da eksik kalmaya mahkumdur. Herkese özel, kişiselleştirilmiş, uzun dönemli, yaşam içinde uygulamaya geçirilebilecek açık büfe pratik reçetelere ihtiyaç duyulmaktadır. “Sıfır Merkezli Modeller” bu anlamda, hayatın farklı alanlarında insana dair çözümler üretir. Her şeyden önce insanı tanımlayarak yola çıkar; insana bütüncül bakar ve onu sadece bir yönü ile değil, bütün yönleriyle anlamaya çalışır. Sıfır Merkez, insanların farklı mizaç, yetenek ve kişiliklere sahip oldukları gerçeğini ilke edinerek iş dünyası, eğitim-öğretim, aile alanlarında yapılan çalışmaların genel adıdır. Bu çalışmaların kavramsal çerçevesini üç temel prensip oluşturmaktadır:
• Her insan farklı mizaç ve potansiyellere sahiptir.
• İnsanı bütüncül olarak ele almak gerekir.
• Farklı mizaç ve potansiyellere sahip olan insanların yapmaları gereken; potansiyellerinin ‘dengeli gelişimini’ sağlamak ve ‘sıfır’ olmaktır.
 
İnsanın Üç Potansiyeli
İnsanın üç potansiyeli vardır: Fiziksel, duygusal ve zihinsel potansiyel. İnsandaki içgüdüler, istekler, yetenekler ve beceriler bu üç potansiyelle ilişkilidir ve bunların altında gruplanabilir. Potansiyeller her insanda farklı seviyelerde bulunur; ancak genel olarak insandaki bu üç potansiyelden biri baskın, biri yardımcı diğeri de çekiniktir. Bu hiyerarşik sıralanış insanın mizacını belirler.
Mizaç, kişinin doğuştan getirdiği özelliklerdir. Kişinin mizacı dış dünya ile girdiği ilişkide (sosyalleşme, yetişme, yaşananlar) verdiği/vereceği cevapların aralığını belirler. Bu arada kişinin direkt olarak etkileşime girmediği fakat kişiyi etkileyen makro faktörler de vardır. Kişilik, bütün bu süreçlerin sonucunda oluşan, kişiye dair davranış, düşünüş ve hissediş motifleridir.
 
Potansiyeller ve Kişilik
Fiziksel Potansiyel insanın hareket ve eylem boyutunu, Duygusal Potansiyel duygu ve his boyutunu, Zihinsel Potansiyel ise mantık ve kavramsallaştırma boyutunu temsil eder. Baskın olan potansiyel ise kişinin mizacını ve dolayısıyla kişiliğini belirler. İnsanlar genel bir sınıflandırma ile:
• Fiziksel Potansiyeli baskın olanlar
• Zihinsel Potansiyeli baskın olanlar
• Duygusal Potansiyeli baskın olanlar
şeklinde üç grupta sınıflandırılabilir.
Bu üç grup da kendi içinde üç alt gruba ayrılmaktadır:
• Fiziksel potansiyeli baskın üç farklı kişilik,
• Duygusal potansiyeli baskın üç farklı kişilik,
• Zihinsel potansiyeli baskın üç farklı kişilik vardır.
Sonuç olarak toplam dokuz farklı kişilik motifi ortaya çıkar.
 
Dokuz Farklı Kişilik
Sıfır Merkezli İnsan Modelinde dokuz farklı temel kişilik vardır. Bu dokuz farklı temel kişilikten herhangi birisinin diğerine üstünlüğü yoktur. Her kişiliğin kendisine göre güçlü ve zayıf yönleri bulunur. Kişiliklerin kendi içerisinde sağlıklı, ortalama ve sağlıksız seviyeleri vardır. Her bir temel kişilik motifinin kendi içerisindeki farklılaşmalar, kişiliklerin kısa ve net olarak tanımlanmalarını zorlaştırmaktadır. Tabloda kullandığımız kısa tanımlamalar, kişilik motiflerinin ana hatları ile krokisidir. Her bir kişilik, hayatta ayrı bir zenginliği ifade eder.
Dokuz farklı temel kişilik özellik, potansiyel olarak her insanda vardır; fakat herkeste baskın olan potansiyel farklıdır. Dokuz farklı kişilikten bir tanesi, bireyin kişiliğini yansıtan temel kişilik motifidir. Temel kişilik motifi, tüm kişiliğe rengini veren motiftir. İnsanlar seviyelerine, aldıkları eğitime, yaşadıklarına göre farklı kişilik özelliklerini kazanabilirler ve kendi yaşamlarında farklı bir kişiliği modelleyebilirler. Kişi, farklı kişiliklerin bakış açılarını da kazanarak yaşamında zenginlik oluşturabilir. Ancak temel kişilik motifi değişmez.
Farklı bakış açıları kazanmak, bizim, yaşama ve olaylara tek bir bakış açısıyla bakmak yerine farklı pencerelerden bakmamızı sağlar. Gerçeği dokuzda bir açıyla değil, 360 derecelik bir perspektiften görür ve kuşatabiliriz. Dokuz farklı kişilik motifi hem bir insana ait, hem de farklı kişiliklere ait motifleri anlatan bir sistemdir.

Paylaş Tavsiye Et