Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
Sarkozy: Fransa’dan yeni bir “dö Gol”
M. Mücahit Küçükyılmaz
AN­LA­YIŞ’IN çi­çe­ği bur­nun­da dö­nem­le­rin­de “Fran­sa ye­ni bir de Ga­ul­le arı­yor” baş­lık­lı bir ya­zım ya­yım­lan­mış­tı. 2003 yı­lı son­ba­ha­rı­na te­ka­bül eden o gün­ler­de, or­ta ku­şa­ğa men­sup sağ­cı bir en­te­lek­tü­el olan Ni­co­las Ba­ve­rez, “Çö­ken Fran­sa” (La Fran­ce qu­i tom­be) ad­lı ki­ta­bın­da Fran­sa’nın kur­tu­lu­şu için 1958’de­ki 5. Cum­hu­ri­yet’e ben­zer kök­lü bir sis­tem de­ği­şik­li­ği öne­ri­yor ve özel­lik­le if­las eden sos­yal dev­let po­li­ti­ka­la­rı ile dev­let sis­te­mi­nin kü­re­sel ka­pi­ta­liz­me ve hız­la de­ği­şen je­opo­li­tik kon­jonk­tü­re uyum sağ­la­ya­ma­ma­sı­nı kı­ya­sı­ya eleş­ti­ri­yor­du. Ba­ve­rez’e gö­re, 2003 yı­lı­nın Fran­sa’sı, 1956 yı­lı­nın ka­ran­lık gün­le­ri­ni tek­rar ya­şı­yor ve Ge­ne­ral Char­les de Ga­ul­le’ün ikin­ci dö­ne­mi ola­rak bi­li­nen “1958 çö­zü­mü”nü bek­li­yor­du. Ta­bi­i, bu den­li kö­tüm­ser ge­le­cek ön­gö­rü­le­ri­nin Ba­ve­rez ve pek çok Fran­sız’da kök­leş­me­si ve bir pat­la­ma ha­lin­de or­ta­ya çı­kı­şı­nı, 2003 ya­zın­da ül­ke­de 10 bi­ne ya­kın yaş­lı­nın sı­cak­tan ve su­suz­luk­tan -da­ha çok yal­nız­lık ve il­gi­siz­lik­ten!- ölüp git­ti­ği bir or­tam­dan ba­ğım­sız dü­şün­me­mek ge­re­kir. Üs­te­lik sağ­lık ve sos­yal gü­ven­lik har­ca­ma­la­rı­nın aza­la­ca­ğı, yaş­lı­la­rın ölü­mün­den el­de edi­len ta­sar­ruf­la­rın ya­tı­rım­la­ra yön­len­di­ri­le­ce­ği gi­bi ih­ti­mal­le­rin o gün­ler­de Fran­sız ka­mu­oyun­da zım­nî bir se­vin­di­rik­lik ha­va­sı es­tir­di­ği de bi­li­ni­yor.
Ara­dan 1956-58 ara­sın­da­ki gi­bi iki de­ğil, dört yıl geç­ti ve fe­la­ket tel­lal­lı­ğı yap­mak­ta ol­du­ğu ka­dar ümit ışı­ğı ya­ka­la­mak­ta da ay­nı öl­çü­de ma­hir olan Fran­sız­lar, ken­di­si­ni ‘dev­rim­ci’ ola­rak ni­te­le­yen bir baş­ka sağ po­li­ti­ka­cı Ni­co­las Sar­kozy’yi iş­ba­şı­na ge­tir­di. Sar­kozy bir de Ga­ul­le de­ğil el­bet­te; ama ona ben­ze­til­mek­ten ya­kı­na­cak bir cum­hur­baş­ka­nı da de­ğil. Zi­ra id­dia­sı, kök­lü sis­tem de­ği­şik­lik­le­ri ön­gör­me­si, kes­kin ama uzun va­de­de ip­le­ri ko­par­ma­yan den­ge­li bir sağ söy­le­mi ba­şa­rıy­la sür­dür­me­si, ırk­çı­lık yap­ma­dan mil­li­yet­çi­li­ği sa­vu­na­bil­me­si ve pek çok nok­ta­da sol söy­le­mi de ku­şat­ma­ya ça­lış­ma­sı onun­la de Ga­ul­le ara­sın­da bağ­lan­tı ku­ran­la­rın ge­rek­çe­le­ri­ni oluş­tu­ru­yor. Üs­te­lik de Ga­ul­le’cü ol­du­ğu­nu her fır­sat­ta söy­le­yen Sar­kozy, se­çim ön­ce­si yıl­dı­zı hız­la par­la­yan De­mok­ra­tik Bir­lik Par­ti­si Li­de­ri Fran­ço­is Bay­ro­u’ya rağ­men ve Ulu­sal Cep­he Li­de­ri Je­an-Ma­ri­e Le Pen’i tek­rar mar­ji­na­li­ze ede­rek sağ oy­la­rı ar­ka­sı­na al­ma­yı ba­şar­dı. Ge­ri­ye onun, özel­lik­le Av­ru­pa so­lun­da ve Al­man ka­mu­oyun­da sık­ça vur­gu­la­nan Ame­ri­kan­cı­lı­ğı ka­lı­yor ki, o ka­dar Ame­ri­kan­cı­lık de Ga­ul­le’de de olur.
Bi­lin­di­ği gi­bi ilk dö­ne­min­de da­ha çok as­ke­rî-stra­te­jik ne­den­ler­le Ame­ri­ka’ya ya­kın du­ran de Ga­ul­le, ikin­ci dö­ne­min­de, nük­le­er si­lah­lan­ma ya­rı­şın­da ABD’nin İn­gil­te­re ile Fran­sa ara­sın­da uy­gu­la­dı­ğı çif­te stan­dar­dı pro­tes­to ede­rek ken­di nük­le­er prog­ra­mı­nı baş­lat­mış, İn­gil­te­re’nin Av­ru­pa Eko­no­mik Top­lu­lu­ğu’na gi­ri­şi­ni ise ölün­ce­ye ka­dar ve­to et­miş­ti.
 
Sar­kozy-Er­do­ğan:Ay­nı Ku­tup­lar Bir­bi­ri­ni İte­cek mi?
Sar­kozy’nin Chi­rac’ın ye­ri­ne Fran­sa cum­hur­baş­ka­nı se­çil­me­si ko­nu­su­na ka­ba­tas­lak ba­kış, Av­ru­pa Bir­li­ği üye­li­ği­ni he­def­le­yen Tür­ki­ye açı­sın­dan iş­le­rin es­ki­si ka­dar yo­lun­da git­me­ye­ce­ği te­zi­nin güç­len­di­ği­ni gös­te­ri­yor. 1997 “Lük­sem­burg dış­la­ma­sı” ile 1999 “Hel­sin­ki ku­cak­laş­ma­sı” ara­sın­da­ki far­kı, AB’nin ön­cü ül­ke­le­rin­de­ki sağ ik­ti­dar­la­rın yer­le­ri­ni sos­ya­list­le­rin al­ma­sıy­la açık­la­yan ma­kul gö­rü­şe iti­mat eder­sek, Al­man­ya’da Mer­kel ve Fran­sa’da Sar­kozy’nin iş­ba­şı­na ge­li­şi, ay­nı za­man­da Av­ru­pa’nın ye­ni­den sa­ğa dö­nü­şü ola­rak oku­na­bi­lir. Müt­te­fik Tony Bla­ir’in İş­çi Par­ti­si li­der­li­ği­ni ve baş­ba­kan­lık gö­re­vi­ni 27 Ha­zi­ran’da muhafazakar politikalara daha yakın duran Gordon Brown’a bı­ra­ka­ca­ğı da göz önün­de bu­lun­du­ru­lur­sa, Tür­ki­ye’yi zor gün­le­rin bek­le­di­ği te­zi bir ke­ha­net ol­mak­tan çı­kı­yor. An­cak bir baş­ka nok­ta şu ki; ke­ha­net­lik­ten kur­tul­ma­sı, her har­cıâ­lem ön­gö­rü­nün ger­çek­le­şe­ce­ği an­la­mı­na da gel­mi­yor.
Me­se­la Sar­kozy ko­nu­sun­da baş­tan be­ri fark­lı dü­şü­nen Baş­ba­kan Da­nış­ma­nı ve Straz­burg Marc-Bloch Üni­ver­si­te­si’nden Dr. Ha­san Ya­vuz, Sar­kozy ile bir­lik­te özel­lik­le Fran­sa’da­ki göç­men­le­rin -ki bun­la­rın ara­sın­da 500 bi­ne ya­kın Türk bu­lu­nu­yor- top­lu­mun ana göv­de­si­ne ka­tı­lım sü­re­ci­nin da­ha ger­çek­çi ve sağ­lık­lı bir bi­çim­de iş­le­ye­ce­ği­ni, bu­nun da Tür­ki­ye-Fran­sa iliş­ki­le­ri­ne uzun va­de­de olum­lu yan­sı­ya­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yor. SE­TA (Si­ya­set, Eko­no­mi, Top­lum Araş­tır­ma­la­rı) Vak­fı’nda, “Fran­sa’da Sar­kozy Dö­ne­mi ve AB-Tür­ki­ye İliş­ki­le­ri” ko­nu­lu bir ko­nuş­ma ya­pan Ya­vuz, Sar­kozy’li Fran­sa’nın önü­müz­de­ki dö­nem­de sık sık Tür­ki­ye ile kar­şı kar­şı­ya ge­le­ce­ği­ni, hat­ta AB ko­nu­sun­da Hı­ris­ti­yan­lık-İs­lam kar­şıt­lı­ğı, kül­tü­rel fark­lı­lık­lar, coğ­ra­fî uzak­lık gi­bi ar­gü­man­la­rın Tür­ki­ye’nin önü­ne açık­ça ko­na­bi­le­ce­ği­ni ka­bul edi­yor.
Pe­ki, “Tür­ki­ye Kü­çük As­ya’dır, Av­ru­pa­lı de­ğil­dir; AB’nin sı­nı­rı Irak, İran ve Su­ri­ye ola­maz; Ka­pa­dok­ya hal­kı­nın Av­ru­pa­lı ola­bi­le­ce­ği­ni Fran­sa’nın ço­cuk­la­rı­na an­la­ta­mam” di­yen açık söz­lü cum­hur­baş­ka­nı, Tür­ki­ye açı­sın­dan na­sıl olum­lu bir rol oy­na­ya­bi­lir? Ya­vuz bu­na, ön­ce­lik­le Sar­kozy’nin, Tür­ki­ye’de de pek çok si­ya­set­çi­nin mu­ha­le­fet-ik­ti­dar kı­rıl­ma nok­ta­sın­da ya­şa­dı­ğı, “dev­let adam­lı­ğı” vas­fı ve so­rum­lu­lu­ğu­nu kı­sa za­man­da his­set­me­ye baş­la­ya­ca­ğı tah­mi­niy­le ce­vap ve­ri­yor.
Ni­te­kim he­nüz gö­re­ve baş­lar­ken Tür­ki­ye’de ya­tı­rım ya­pan Fran­sız işa­dam­la­rı ta­ra­fın­dan uya­rı­lan Sar­kozy, 7 ba­yan ba­ka­nın bu­lun­du­ğu ka­bi­ne­de Ada­let Ba­kan­lı­ğı’na Fas­lı bir Müs­lü­man ka­dın olan Ra­şi­de Da­ti’yi, Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı’na da Tür­ki­ye’ye ılım­lı ba­kan sos­ya­list Ber­nard Ko­uch­ner’i ge­ti­re­rek, bu iki isim dâ­hil her­ke­si şa­şırt­tı. Özel­lik­le Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı kol­tu­ğu­nu bek­le­yen da­nış­ma­nı Pat­rik De­ve­ci­yan, ata­ma ka­rar­la­rı kar­şı­sın­da ha­yal kı­rık­lı­ğı­nı giz­le­ye­me­di. Ya­kın ar­ka­da­şı Sar­kozy’nin “Dost­luk baş­ka; ba­kan ol­mak için ye­ter­li­lik sa­hi­bi ol­mak baş­ka” düs­tu­ru şim­di­lik ilk ola­rak Er­me­ni si­ya­set­çi­yi vu­rur­ken, ku­lis­ler­de De­ve­ci­yan’ın Sar­kozy’den bo­şa­lan Halk Ha­re­ke­ti Bir­li­ği (UMP) li­der­li­ği­ne ha­zır­lan­dı­ğı söy­len­ti­le­ri ya­yı­lı­yor.
Bu ara­da Ha­san Ya­vuz’un, bi­raz da Türk si­ya­si ge­le­ne­ğin­den il­ham­la, “dev­let ada­mı so­rum­lu­lu­ğu ile ta­nış­ma” şek­lin­de ta­nım­la­dı­ğı sü­re­ci, Fran­sız en­te­lek­tü­el­le­rin “Mer­kel­leş­me” (Tür­ki­ye’de “mer­kez­leş­me” de de­ni­yor!) ola­rak ad­lan­dır­dı­ğı­nı da be­lir­te­lim.
So­nuç ola­rak, Ya­vuz’un tes­pit­le­rin­de vur­gu­la­dı­ğı şu nok­ta önem­li: “Fran­sa ve Av­ru­pa ile iliş­ki­le­ri­miz­de ide­al-po­li­tik dö­nem­den re­el-po­li­tik şart­la­rın bas­kın ola­ca­ğı bir dö­ne­me gi­ri­yo­ruz. Tay­yip Er­do­ğan ve Ni­co­las Sar­kozy’yi, bu du­ru­mu se­ven, ger­çek­çi ve sa­mi­mi iki li­der ola­rak gö­rü­yo­rum. Böy­le­ce önü­müz­de­ki dö­nem­de Tür­ki­ye-Fran­sa (ve ge­nel­de AB) iliş­ki­le­ri da­ha ras­yo­nel ar­gü­man­la­rın kul­la­nıl­dı­ğı, ger­çek­çi bir dış po­li­ti­ka ze­mi­nin­de yü­rü­tül­me şan­sı­na sa­hip ola­bi­lir.”

Paylaş Tavsiye Et
Dünya Siyaset
DİĞER YAZILAR