Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2010) > Kültür Sanat
Kültür Sanat
“30 Saniye Ara” ile Akbank 6. Kısa Film Festivali
Türkiye’de kısa filmciler için üretim ve bilginin paylaşıldığı önemli platformlardan olan Akbank Kısa Film Festivali, 1–11 Mart tarihleri arasında altıncı kez sinemaseverlerle buluşuyor. Bu yıl yarışma ve yarışma dışı bölümlerine yurtiçi ve yurtdışından 396 filmin başvuruda bulunduğu festivalin, ödüllü ulusal bölümünde 20 kurmaca ve 10 belgesel film yarışıyor. 24 ülkeden kurmaca, belgesel ve canlandırma türlerinde 98 filmin gösterileceği festival, farklı renkleri, coğrafyaları, kültürleri ve düşünceleri bir araya getiriyor. Festival kapsamında ayrıca sinema dünyasından önemli konuklarla söyleşiler ve atölye çalışmaları da yer alıyor.
Akbank 6. Kısa Film Festivali, her yıl var olan “Festival Kısaları”, “Uluslararası Kısalar”, “Belgesel Sinema”, “Özel Gösterim”, “Canlandırma Kısalar”, “Kısadan Uzuna” ve “Yarışma Dışı Gösterim” kategorilerine bu yıl bir yenisini daha ekliyor: “Deneyimler”. Kısa film alanında önemli birikimleri olan bir kişi ve çalışmalarının konuk edileceği bu bölümün ilk konuğu “Patrice Carré”. Fransa'da Canal+ bünyesinde yer alan CinéCinéma TV kanalında, uluslararası kısa film alımlarından sorumlu yönetici olarak görev yapan Carré, yine aynı kanalda kısa metraj filmlerle ilgili bir de program sunuyor. Carré’nin deneyimlerini aktaracağı “Kısa Filmin Kitleye Ulaşmasında Yöntem ve Kriterler” başlıklı söyleşinin ardından yönetmenliğini yaptığı La Femme Qui A Vu L’ours adlı kısa filmi de gösterilecek.
Clermont-Ferrand, Cannes, Locarno, Rotterdam, Montpellier, Sundance gibi dünyanın saygın festivallerinden ödüller almış dünyanın farklı coğrafyalarından kurmaca filmler, “Uluslararası Bölüm”de, kısa animasyon filmler ise “Canlandırma Kısalar” kategorisinde yer alıyor. “Kısadan Uzuna” bölümünde ise bu yıl Barış Pirhasan ağırlanıyor. Kısa filmle başladığı sinema serüvenine uzun metraj filmlerle devam eden Barış Pirhasan’ın The Hitch, Things of No Importance ve Gül ile Adem adlı kısa filmlerinin yanı sıra ilk uzun metrajlı filmi Küçük Balıklar Üzerine Bir Masal da festivalde gösterime sunuluyor.
Bu yıl Hasan Özgen’e ayrılan “Belgesel Sinema” bölümünde, yönetmenin Gelenler, Gidenler ve Kalanlar, Ateşin Göçü, Ve Taşlar Tanıktır ile Tarihin Kilidi: Çanakkale isimli belgeselleri izlenebilecek. Ayrıca Hasan Özgen ile belgesel sinema üzerine bir söyleşi de gerçekleştirilecek. Tüm film gösterimleri ve diğer etkinlikleri ücretsiz olarak İstanbul’daki Beyoğlu Akbank Sanat’ta izleyicilere sunan Akbank 6. Kısa Film Festivali, 10 gün boyunca sinemaseverleri ağırlayacak.
Festival programına www.akbanksanat.com adresinden ulaşılabilir.

Tavsiye Et
Sen 12 Eylül’ü gördün mü?
Darbeler bu ülkenin toplumsal, siyasal ve ekonomik hayatında derin gedikler açmasının yanında, tek tek bireylerin üzerinde de onulmaz acılar bırakan yakın tarihin en sarsıcı olaylarından biriydi. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin izleri hâlâ ülkenin üzerinde duruyorken, son birkaç yıl içinde planlanmış yeni darbe girişimleri şimdilerde ortaya çıkıyor. Böylesi bir dönemde, belki de darbelerin yanlışlığını ve acımasızlığını ortaya koyup benzer şeyleri yeniden yaşamamak için, o dönemlerde olan-bitenleri hatırlamak gerekiyor. Fotoğrafçı Süreyya Martin, Sen Beni Görmedin isimli sergisi ile 12 Eylül darbesinin yok ettiği bir kuşağın acılarının bir kesitine dokunuyor. Martin, 12 Eylül’e tanık olan ve olamayan herkesin, ötekinin acısını fark edip hissedebilmesi ve benzer acıların yeryüzünün hiçbir coğrafyasında yaşanmaması adına o dönemi unutturmamaya çalışıyor. Süreyya Martin’in Sen Beni Görmedin sergisi, 6 Mart–2 Nisan tarihlerinde İstanbul Beyoğlu’ndaki İFSAK Sergi Salonu’nda ziyaretçileri bekliyor.

Tavsiye Et
Hippodrom / Atmeydanı: İstanbul’un Tarih Sahnesi
Kimi mekânlar, tarihin akışı ve bu akışın getirdiği değişimin kendileri üzerinden okunabilmesine imkan verirler. Dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul’un her bir köşesi de, içinde bir zamanı saklı tutması itibariyle adeta bir tarih sahnesidir. Bizans İstanbulu’nda Hippodrom, Osmanlı İstanbulu’nda Atmeydanı, günümüz İstanbulu’nda ise Sultanahmet Meydanı olarak anılan mekân da, akan ve değişen zamanı saklaması itibariyle İstanbul’un tarih sahnelerinden biri konumundadır. 
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, bu mekânın Bizans ve Osmanlı dönemlerine ışık tutacak bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Hippodrom / Atmeydanı: İstanbul’un Tarih Sahnesi adlı sergi, ihtiva ettiği arkeolojik bulgular, mimari çizimler, resimler, fotoğraflar ve gündelik yaşam objeleri ile İstanbulluları yaşadıkları kentin tarihine bir yolculuğuna çıkarıyor. Bizans dönemi İstanbulu’nun en büyük ve en önemli yapılarından biri olan Hippodrom, kentin merkezinde imparatorluk sarayının hemen yanında yer alıyordu. O dönemde Hippodrom, heyecanlı atlı araba yarışlarının yapıldığı, imparatorların tahta çıkma merasimlerinin gerçekleştirildiği, askeri zaferlerin görkemli gösterilerle kutlandığı ve halkın imparator huzurunda isteklerini dile getirebildikleri bir alandı. Osmanlı döneminde ise Atmeydanı olarak anılan meydan, yine İstanbul’un önemli ve hareketli kamusal alanlarından biri olmaya devam etti.
Paris Louvre Müzesi, Cluny Müzesi, İstanbul Arkeloji Müzesi, Topkapı Sarayı, İslam Eserleri Müzesi gibi farklı müzelerden bir seçki ile oluşturulan sergi, ilk kez sergilenecek pek çok arkeolojik bulgunun yer alacak olmasıyla da ayrı bir önem taşıyor. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle gerçekleşen ve küratörlüğünü Ekrem Işın’ın, bilimsel danışmanlığını ise Brigitte Pitarakis ve M. Baha Tanman’ın yaptığı  Hippodrom / Atmeydanı: İstanbul’un Tarih Sahnesi sergisi, Pera Müzesi’nde 18 Nisan 2010 tarihine kadar ziyaret edilebilir.

Tavsiye Et