Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (September 2005) > Film
Film
Charlie’nin Çikolata Fabrikası / Charlie and the Chocolate Factory
Yönetmen: Tim Burton
Senaryo: John August, Pamela Pettler, Roald Dahl (kitap)
Görüntü Yönetmeni: Philippe Rousselot
Müzik: Danny Elfman
Oyuncular: Freddie Highmore, Johnny Depp, Helena Bonham Carter, Chistopher Lee
Yapım: ABD/İngiltere, 2005, 115 dk.
Naneli çimler, çikolatalı şelaleler ve karamelalı dağlar... Willy Wonka, fantastik ve gizemli çikolata fabrikasının kapılarını on beş yıldır kimseye açmamıştır. Bir gün beklenmedik bir duyuru yapar ve Wonka çikolatasının içine saklanmış altın biletleri bulan beş çocuğa, fabrikasının gizemli kapılarını açar. Biletin ilk sahibi, tüm gününü Wonka çikolatası yiyerek geçiren pisboğaz Augustus Gloop’tur. Diğer şanslı çocuklar, şımarık Veruca Salt, şampiyon sakız çiğneyicisi Violet Beauregarde ve huysuz Mike Teavee’ndir. Charlie ise, yılda bir kez ve yalnızca doğum gününde çikolata yiyebilen yoksul bir ailenin çocuğudur. Ailesiyle yaşadığı evinde Wonka Fabrikası’nın hayalini kuran çocuk, yolda bulduğu para ile son biletin sahibi olur. Bu serüvende Charlie’ye, Büyükbaba Joe eşlik eder. Charlie, içeride gördükleri karşısında büyülenir. Wonka’nın icadı olan ışıltılı aletler, Oompa-Loompa çalışanları, şekerden yapılmış tekne, cam asansör ve en az bunlar kadar ilginç olan Willy Wonka’nın kendisi. Wonka, son derece nazik ve aynı zamanda sıra dışı bir ev sahibidir. Çocuklara fabrikayı gezdirirken şekerleme ve çikolatalarından başka bir şey düşünmeyen Wonka, arada bir ailesine dair bir şeyler hatırlar. Bu arada Charlie, Wonka’nın sırrını çözmeye çalışırken, diğer çocuklar bu devasa dünyayı hafife alarak heyecanlarını sıradanlaştırırlar. Obur, zengin, hırslı, cimri ve şımarık karaktere bürünmüş bu çocuklar fabrikayı dolaşırken başları pek çok derde girer. Ve Wonka’nın şekerleme fabrikasını devretmek için düzenlemiş olduğu bu yarışmada çocuklardan geriye sadece Charlie kalır. Film, Charlie’nin yarışı kazanmasının ardından farklı bir anlatıma kavuşur. Kibir, hırs ve açgözlülüğün arasında kalan çocuk, önemli bir kararın eşiğine gelir. Kendisinin vârisi ve fabrikanın sahibi olması için Wonka’nın tek şartı, Charlie’nin ailesinden vazgeçmesidir. Charlie, içinde bulunduğu yoksulluğa rağmen yine de ailesini seçer. Böylece Batı’da anlamını yitirmiş olan aile kavramının ehemmiyeti filmde vurgulanır. Aslında Charlie, Wonka’nın dünyasının kapılarını aralayarak onu da kendi dünyasına davet etmiştir. Wonka tarafından başlatılan bu oyun, küçük çocuğun öğreticiliği ile çift taraflı bir anlam kazanır.
Johny Deep sayesinde ve şaşaalı bir görsellik eşliğinde film, güldürürken düşündüren, aynı zamanda içerisinde bol miktarda ironi barındıran bir mizah anlayışını içinde barındırıyor. Roald Dahl’ın kitabından Tim Burton perdesine yansıyan bu film, çocuksu bir masumiyet eşliğinde verilen karar sayesinde, bir aileye sahip olma duygusunun çikolata ve para ile biçilemeyecek bir değere sahip olduğunu göstermektedir. Kalabalık bir aile içerisinde fakir ama mutlu olan Charlie, seçimiyle çocuksu saflığın ve doğruluğun timsalidir. / Esra Bulut

Tavsiye Et
Sırlar Oteli / The Million Dolar Hotel DVD
Yönetmen: Wim Wenders
Senaryo: Nicholas Klein
Görüntü Yönetmeni: Phedon Papamichael
Müzik: Bono, Brian Eno, Jon Hassell
Oyuncular: Mel Gibson, Jeremy Davies, Milla Jovovich, Amanda Plummer
Yapım: Almanya/İngiltere/ABD, 2000, 121 dk.
Tom ve Eloise’in aşk hikâyesini anlatan film, bir aşk filmi olması sebebiyle önem arz ediyor. Bir ölüm olayını araştırmak üzere Milyon Dolar Oteli, dedektif Skinner tarafından abluka altına alınır. Sıkı takip ve sorgulamalar, otel sakinlerinin rutin hayatlarında ciddi değişikliklere sebep olur. Önemli bir başka değişiklik ise, Tom ve Eloise’in birbirlerinin farkına varmasıdır. Film, Hollywood’un bildik entrikalarla dolu dilini kullanmış olsa da, aşk teması üzerine yoğunlaşmayı başarıyor. Bunda usta yönetmen Wenders’in incelikli üslûbunun payı büyük.
DVD’nin özel seçenekler bölümünde filmin yönetmeni ve oyuncuları hakkında bilgiler var. Ayrıca filmin fragmanı da bu bölümde yer alıyor. / Esra Bulut

Tavsiye Et
Tony Takitani
Yönetmen: Jun Ichikawa
Senaryo: Jun Ichikawa, Haruki Murakami’nin romanından
Görüntü Yönetmeni: Taishi Hirokawa
Müzik: Ryuchi Sakamato
Oyuncular: Issei Ogata, Rie Miyazawa, Hidetoshi Nishijima, Yumi Endo, Shinohara Takahumi
Yapım: Japonya, 2004, 75 dk.
Film bir uyarlama. Japon edebiyatının başarılı isimlerinden kabul edilen Haruki Murakami’nin aynı adlı romanının beyazperdeye aktarılmış hali. Yalnızlık üzerine minimalist düzlemde çekilen film, Japon yönetmen Yasjiro Ozu’nun film atmosferlerini hatırlatıyor. Dingin kamera kullanımı, rahatsız etmeyen kurgusu ve ortama uygun oyunculukları, bu minimalist çizginin meyveleri olarak karşımıza çıkıyor.
Film belgeselvarî görüntüler eşliğinde başlar. Bu bölümde filmin kahramanı Tony Takitani’nin hayat hikâyesi gözler önüne serilir. Jaz müzisyeni babasının İkinci Dünya Savaşı’ndaki durumu, isminin “Tony” oluşu gibi detaylar bizi asıl filmin konusu olan, filmdeki şimdiki zamana doğru sürükler. Tony artık büyümüş ve bir tasarımcı olmuştur. İşinde iyidir, ama yalnızdır da. Bir gün kıyafet tutkunu olan bir kadınla tanışır. Bu kadın Tony’nin hayatında bir dönüm noktası olur.
Yalnızlık üzerine ilginç bir metaforu konu edinen film, kıyafet temasını bu metaforun öznesi yerine koyuyor. İsminin yabancı olması sebebiyle bir anlamda da yalnız olan kahramanı, bir yabancılaşma ile baş başa bırakıyor. Bu yabancılaşmanın barışmaya dönüştüğü evlilik döneminde ise, evlendiği kadının kıyafet tutkusunun Tony’de rahatsızlık uyandırmasıyla farklı bir sürece eviriliyor. Bu beklenmedik olay Tony’nin yalnızlık yazgısını farklı bir biçimde etkiliyor. Bu noktada film modern bireye sıkı bir eleştiri yaparken; eleştirisindeki pasif tutum bir handikap olarak yerini alıyor. Oyunculuğun yerinde olduğunu söyleyebiliriz belki, ama karakterlerdeki eylemsizlik hali rahatsız edici. Bu rahatsız edici taraf, neredeyse kesintisiz fondaki müzik aracılığıyla telafi edilmeye çalışılsa da, yönetmenin burada çokta başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Açıkçası böyle bir kaygı güttüğünü söylemek de çok güç.
Locarno Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü ve FIPRESCI ödüllerini kazanan film, sıkılmanıza izin vermeden kısa bir süre içinde sona eriyor. Yaz günü, bundan iyisi can sağlığı. / Murat Pay

Tavsiye Et