Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (August 2006) > Dosya > Abdurrahman Dilipak: “Hükümet beş yılı tamamlayamayabilir”
Dosya
Abdurrahman Dilipak: “Hükümet beş yılı tamamlayamayabilir”
Şem­din­li olay­la­rı, Da­nış­tay bas­kı­nı ya da Ata­bey­ler çe­te­si gi­bi ör­güt­ler ne an­la­ma ge­li­yor? Tüm bun­lar buz­da­ğı­nın gö­rü­nen bir yü­zü mü? Öy­ley­se, buz­da­ğı­nın gö­rün­me­yen kıs­mın­da ne­ler olu­yor?
De­rin dev­let / Ka­yıt dı­şı si­ya­set de­ni­len bir ya­pı­lan­ma söz ko­nu­su. Buzda­ğı­nın ar­ka­sın­da olan, 1950’le­re ka­dar “açık oy giz­li tas­nif”, “İs­tik­lal mah­ke­me­le­ri”, “tak­rir-i sü­kûn”lar­la yö­ne­ti­len Tür­ki­ye’nin, da­ha son­ra dar­be­ler­le yö­ne­til­me­si; gü­nü­müz­de ise, post-mo­dern dar­be­ler, Şem­din­li-Su­sur­luk­lar si­ya­se­te de­rin bir mü­da­ha­le­den baş­ka bir şey ol­ma­sa ge­rek.
 
Dev­let içe­ri­sin­de fark­lı grup­la­rın bir re­ka­bet içe­ri­sin­de ol­du­ğun­dan bah­se­di­li­yor. Böy­le bir şey söz ko­nu­su mu? Şem­din­li olay­la­rı ve Da­nış­tay bas­kı­nı gi­bi ka­ran­lık­ta ka­lan olay­la­rın bu mü­ca­de­ley­le bir iliş­ki­si ola­bi­lir mi? Hü­kü­met ya da AK Par­ti bu mü­ca­de­le­nin ne­re­sin­de yer alı­yor?
Evet! İçe­ri­de bir re­ka­bet de­ğil; ça­tış­ma­dan söz ede­bi­li­riz. Ulu­sa­li­ha­net.com ya da alo­ih­bar.org si­te­le­rin­de ya­zı­lan­lar, Er­ge­ne­kon, Ata­bey­ler de­rin güç­ler ara­sın­da de­rin bir he­sap­laş­ma­nın ol­du­ğu­nu gös­te­ri­yor. Hi­ram Ab­bas’ın, Cem Er­se­ver’in, Uğur Mum­cu’nun ya da Eş­ref Bit­lis’in öl­dü­rül­me­si, Özal sui­kas­tı, bü­tün bun­lar bu de­rin he­sap­laş­ma­nın so­nu­cu or­ta­ya çık­mış du­rum­lar gi­bi.
Mas­trich’e ka­dar nis­pe­ten iş­ler yo­lun­da git­ti. AB’de sı­nır­la­rın kalk­ma­sıy­la AB-ABD ara­sın­da cid­di bir ay­rış­ma ya­şan­dı. Bu NA­TO’ya da yan­sı­dı. Kont­rge­ril­la için­de­ki bö­lün­me de bu­nu gös­te­ri­yor. Sov­yet­ler’in da­ğıl­ma­sı­nın ar­dın­dan tek ku­tup­lu dün­ya­nın ye­ni li­de­ri ya da ka­rar ve­ri­ci­le­rin na­sıl ka­rar ve­re­cek­le­ri ko­nu­sun­da de­rin bir an­laş­maz­lık or­ta­ya çık­tı.
ABD’de se­mi­tik ve an­ti-se­mi­tik si­yo­nist­ler iki ay­rı kam­pa ay­rıl­dı. CI­A ve FBI ay­rış­tı. 11 Ey­lül bu­nun bir so­nu­cu idi. AB ise, Al­man, İn­gi­liz, Fran­sız ini­si­ya­ti­fi­nin ken­di iç re­ka­be­ti­ne sah­ne ol­du. ABD’nin BOP po­li­ti­ka­sı da ye­ni bir an­laş­maz­lık nok­ta­sı ola­rak be­lir­di. Böy­le bir za­man­da AK Par­ti ik­ti­da­rı­nın or­ta­ya çı­kı­şı, AB, ABD ve İs­ra­il iliş­ki­le­ri ek­se­nin­de­ki ye­ni po­li­ti­ka ara­yış­la­rı, Tür­ki­ye’yi de bu iç/de­rin sa­va­şın oda­ğı­na oturt­tu. AK Par­ti as­lın­da den­ge si­ya­se­ti iz­le­me­ye ça­lı­şı­yor. Ba­tı’nın dü­ne ka­dar­ki ta­bii müt­te­fik­le­ri­nin Ba­tı­lı ül­ke­ler ta­ra­fın­dan ikin­ci pla­na atıl­ma­sı bu çev­re­le­ri ol­duk­ça te­dir­gin et­miş gi­bi. Ke­ma­list kad­ro­lar, in­san hak­la­rı ve de­mok­ra­tik­leş­me ta­lep­le­ri­nin re­ji­mi teh­li­ke­ye so­ka­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yor. Ba­şör­tü­sü üze­rin­den ve­ri­len “top­ye­kûn sa­vaş”ın te­me­lin­de ya­tan ger­çek bu. Dü­ne ka­dar mo­dern­leş­me­nin ve Ba­tı­lı­laş­ma­nın bay­rak­tar­lı­ğı­nı ya­pan CHP, or­du ve Ke­ma­list grup­lar, mu­ha­fa­za­kâr bir çiz­gi­ye sav­rul­du­lar ve de­ği­şi­me kar­şı sert bir mu­ha­le­fet yap­ma­ya baş­la­dı­lar. De­ği­şi­min bay­rak­tar­lı­ğı ise AK Par­ti’ye geç­ti. AK Par­ti, eko­no­mi, si­ya­set ve sos­yal po­li­ti­ka­la­rı­nı bü­yük öl­çü­de AB ve ABD’ye en­deks­le­miş gi­bi gö­zü­kü­yor. As­ke­rî ve stra­te­jik ko­nu­da ABD; eko­no­mik, kül­tü­rel, sos­yal po­li­ti­ka­lar­da ve hu­kuk ala­nın­da AB be­lir­le­yi­ci bir rol oy­nu­yor. İs­ra­il ise özel ve önem­li bir ko­num­da.
 
Şem­din­li olay­la­rı­nın, Da­nış­tay bas­kı­nı­nın ve ya­sa­dı­şı çe­te­le­rin genelkurmay baş­ka­nı ata­ma­la­rı ile ya da cumhurbaş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri ile bir iliş­ki­si ola­bi­lir mi?
Evet. Böy­le bir iliş­ki uzak bir ih­ti­mal de­ğil. Bü­yü­ka­nıt adı­nın her olay­la iliş­ki­len­di­ril­me­si de bu­nu gös­te­ri­yor. KHO Ko­mu­ta­nı Tüm­ge­ne­ral Re­ha Taş­ke­sen’in ani­den is­ti­fa et­me­si de bu ko­nuy­la iliş­ki­len­di­ril­di. As­ke­rî Şu­ra, ge­nel­kur­may baş­ka­nı­nın kim ola­ca­ğı ve cumhurbaş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri ba­na ka­lır­sa, bir bü­tün ola­rak ele alı­nı­yor ve hep­si de bir­bi­riy­le iliş­ki­len­di­ri­li­yor. Bu işin di­ğer ucun­da ise dar­be plan­la­rı ya­tı­yor san­ki, ya da iş ge­lip ora­ya da­ya­nı­yor. Ba­sın­da bu yön­de ima­lar ya­pı­lı­yor.
 
30 Ağus­tos’ta­ki genelkurmay baş­ka­nı ata­ma­sın­dan son­ra Tür­ki­ye’de or­du-si­ya­set iliş­ki­si­nin ni­te­li­ğin­de bir de­ği­şik­lik bek­li­yor mu­su­nuz? Türk si­ya­se­tin­de ye­ni hu­kuk-dı­şı da­yat­ma­lar gö­re­bi­lir mi­yiz?
Evet. Bu­ra­da bir adım da­ha öte­ye gi­de­yim. Bir hu­kuk dı­şı mü­da­ha­le gi­ri­şi­mi ola­cak, ona kar­şı ikin­ci bir kar­şı mü­da­ha­le ola­bi­lir. Ya­ni tek de­ğil, çift mü­da­ha­le. Bu ve­si­ley­le dar­be­ci­le­rin tas­fi­ye­si aşa­ma­sın­da, ola­ğa­nüs­tü şart­lar al­tın­da, ana­ya­sa ve hu­kuk dü­ze­ni­ne iliş­kin, ana­ya­sa­da çok ra­di­kal de­ği­şik­lik­ler ya­pı­la­bi­lir. AK Par­ti ile ve­ya de­ğil, ABD ve AB, Tür­ki­ye’de “ılım­lı İs­lam­cı” de­dik­le­ri, Müs­lü­man­la­rı kon­trol al­tın­da tu­ta­cak bir kad­ro ile yo­lu­na de­vam et­mek is­ti­yor. Bu, ba­na gö­re AK Par­ti de­ğil; AK Par­ti’nin üze­ri­ni çiz­di­ler. “Çar­dak de­li­ğin­den aşa­ğı sü­pür”dü­ler. Bel­ki bun­dan son­ra tek par­ti ik­ti­da­rı da ol­ma­ya­cak. AK Par­ti göm­lek de­ğiş­tir­me işi­ni faz­la abart­tı. Ba­zı da­nış­man­la­rı çok kö­tü idi. Ke­sin­lik­le, bun­dan son­ra Müs­lü­man­la­rı kon­trol ede­bi­le­cek ve di­ni dö­nüş­tür­me­de iş­bir­li­ği ya­pa­bi­le­cek ye­ni bir ik­ti­da­ra, bir kad­ro­ya des­tek ve­re­cek­ler. Bi­rey­sel inanç­lar ala­nın­da, di­ğer öz­gür­lük­ler­le bir­lik­te din­dar­la­rın öz­gür­lük alan­la­rı ge­niş­le­ye­cek.
 
Ge­nelkur­may baş­ka­nı ata­ma­sın­da tea­mül­le­re ay­kı­rı bir uy­gu­la­ma ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yor mu­su­nuz? Eğer böy­le bir uy­gu­la­ma­ya ih­ti­mal ve­ri­yor­sa­nız, bu­nun ge­rek­çe­le­ri ne­dir?
Tea­mül­ler ilk de­fa aşıl­mı­yor. Özal za­ma­nın­da da aşıl­mış­tı, yi­ne aşı­lır. Önem­li olan hu­ku­ka uy­gun­luk ve ih­ti­yaç­la­ra ce­vap ve­ril­me­si. Cum­hur­baş­ka­nı rek­tör ata­ma­sın­da tea­mül­le­ri hep aşı­yor. So­nuç­ta ya­sal bir ta­sar­ruf. İk­ti­dar da ya­sal ta­sar­ruf­ta bu­lu­na­bi­lir. Tea­mül­le­rin aşıl­ma­sı, Hü­kü­met’in ka­rar ve­ri­ci bir erk ola­rak no­ter ma­ka­mı gi­bi al­gı­lan­ma­ma­sı açı­sın­dan önem­li. Bü­yü­ka­nıt çok tar­tı­şı­lan bir isim. Onun gel­me­si, san­ki ik­ti­da­ra rağ­men/kar­şı bir ka­rar gi­bi al­gı­la­na­cak. Şem­din­li ola­yı, ar­dın­dan Da­nış­tay sal­dı­rı­sı bağ­lan­tı­lı tar­tış­ma­lar da bu açı­dan önem­li.
 
Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de bir sür­priz bek­li­yor mu­su­nuz? Tay­yip Er­do­ğan cumhurbaşkanı ola­bi­lir mi? Ola­maz­sa, ne­den ola­maz?
Er­do­ğan ya­sal ola­rak cum­hur­baş­ka­nı ola­bi­lir. Ama ba­na ka­lır­sa Er­do­ğan’ın cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­sı, en az Bü­yü­ka­nıt’ın genelkurmay baş­kan­lı­ğı ka­dar tar­tış­ma­lı bir du­rum. So­ru­nun ke­sin­lik­le Er­do­ğan’ın eşi­nin ba­şör­tü­lü ol­ma­sı ile bir il­gi­si yok. Ola­yı re­jim tar­tış­ma­la­rı çer­çe­ve­sin­de de­ğer­len­dir­mek ge­rek. CHP ve Ke­ma­list çev­re­nin ‘Er­do­ğan’ is­mi çer­çe­ve­sin­de inat­laş­ma­sı, psi­ko­lo­jik di­re­ni­şi bu ko­nu­da et­ki­li.
 
Bu hü­kü­met beş yı­lı ta­mam­la­ya­bi­le­cek mi? Er­ken se­çim bek­len­ti­niz var mı? Bu­nun na­sıl müm­kün ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yor­su­nuz?
Hü­kü­met beş yı­lı ta­mam­la­ya­ma­ya­bi­lir. AK Par­ti’de bö­lün­me muh­te­mel. Er­ken se­çim gün­de­me ge­le­bi­lir. Eğer AB’nin ve AİHM’nin ta­lep et­ti­ği gi­bi ba­raj %5’e çe­ki­le­cek olur­sa, AK Par­ti es­ki oyu­nu ko­ru­sa bi­le, par­la­men­to­da tem­sil ka­bi­li­ye­ti­nin %50’si­ni kay­be­der. Bu da mev­cut mil­let­ve­kil­le­ri­nin bi­le se­çi­le­bil­mek için ken­di­le­ri­ne şim­di­den ye­ni bir par­ti ara­ma­la­rı­nı gün­de­me ge­ti­re­cek­tir. Par­ti teş­ki­lat­la­rın­da gö­rev ya­pan­lar, bü­rok­rat­lar, aka­de­mis­yen­ler, be­le­di­ye bü­rok­rat­la­rı gi­bi mil­let­ve­kil­li­ği he­sa­bı için­de­ki­ler de yer kap­ma­ya ça­lı­şa­cak­lar. Bu da bö­lün­me­yi hız­lan­dı­ra­cak. Ba­şa­rı­sız bir dar­be gi­ri­şi­mi za­ten par­ti­nin par­ça­lan­ma­sı­na ye­ter. Ye­ni bir olu­şum or­ta­ya çı­ka­bi­lir.
 
AK Par­ti’ye kar­şı (es­ki si­ya­set­çi­le­rin ça­ba­la­rı­nın öte­sin­de) ye­ni bir si­ya­sî par­ti olu­şu­mu bek­li­yor mu­su­nuz? Si­ya­set­te ye­ni yüz­ler gö­re­cek mi­yiz?
Evet bir de­ğil, bir­kaç ye­ni si­ya­sî olu­şum bek­li­yo­rum. Ye­ni koa­lis­yon ara­yış­la­rı var. Bun­lar­dan ka­çı se­çi­me ka­tı­lır ya da san­dık­tan çı­kan so­nuç ne olur, şim­di­den bir şey söy­le­mek müm­kün de­ğil. Ama ye­ni yüz­ler gö­re­ce­ği­miz mu­hak­kak. Se­çim za­ma­nın­da ya­pıl­sa, ra­di­kal bir de­ği­şik­lik ol­ma­sa bi­le AK Par­ti ve CHP mil­let­ve­kil­le­ri­nin en az ya­rı­sı de­ği­şir.
 
Tür­ki­ye’de son ay­lar­da ya­şa­nan si­ya­sî çal­kan­tı­la­rın ulus­la­ra­ra­sı bağ­lan­tı­la­rı var mı? Tür­ki­ye’de­ki ge­liş­me­ler ulus­la­ra­ra­sı güç mer­kez­le­ri (dev­let­ler ya da bü­yük ser­ma­ye grup­la­rı) ta­ra­fın­dan ne öl­çü­de ma­ni­pü­le edi­li­yor? Me­se­la, AK Par­ti Hü­kü­me­ti Ame­ri­ka’nın Orta Doğu po­li­ti­ka­sın­da ne­re­ye otu­ru­yor? Bu çer­çe­ve­de, Ame­ri­ka’nın Orta Doğu si­ya­se­ti­nin İs­ra­il’e en­deks­li ol­du­ğu söy­le­ne­bi­lir mi?
Tür­ki­ye ken­di ha­li­ne bı­ra­kıl­ma­ya­cak ka­dar önem­li bir ül­ke. Eko­no­mi, si­ya­set, kül­tür ha­ya­tı, sos­yal olay­lar bü­yük öl­çü­de ulus­la­ra­ra­sı güç­ler ta­ra­fın­dan ma­ni­pü­le edi­li­yor. AK Par­ti ABD’nin Or­ta Do­ğu po­li­ti­ka­sın­da ta­şe­ron hü­kü­met gi­bi gö­rül­mek is­te­ni­yor. Tür­ki­ye ise böl­ge­de sö­zü din­le­nen bir ül­ke ol­ma­nın pe­şin­de.
Tür­ki­ye’nin redd-i mi­ras et­ti­ği, Müs­lü­man­la­rın ha­li­fe­si, Türk­le­rin ha­ka­nı, Ara­bın ve Ace­min pa­di­şa­hı, di­ğer halk­la­rın sul­ta­nı ve Do­ğu Ro­ma’nın im­pa­ra­to­ru ol­ma sı­fat­la­rı­nı ABD kul­lan­mak is­ti­yor. Tür­ki­ye üze­rin­den böl­ge­ye ye­ni bir dü­zen ver­mek is­ti­yor. ABD’nin Or­ta Do­ğu si­ya­se­ti­nin İs­ra­il’e en­deks­li ol­du­ğu­nu son ge­liş­me­ler bi­ze açık ve net bir şe­kil­de gös­ter­miş­tir. İs­ra­il ise Tür­ki­ye’yi böl­ge­de bir güç mer­ke­zi ola­rak gör­mek is­te­mi­yor. Ak­si­ne ken­di var­lık ve gü­ven­li­ği­nin bek­çi­li­ği­ni yap­ma­sı­nı is­ti­yor. Arz-ı Mev’ud inan­cı se­be­biy­le İs­ra­il, böl­ge­de Fi­lis­tin, Lüb­nan, Su­ri­ye me­se­le­si­ni hal­let­tik­ten son­ra İran’ı dev­re dı­şı bı­rak­mak ve ar­dın­dan Tür­ki­ye’ye yö­nel­mek is­te­ye­cek­tir. Su­ri­ye’den he­men son­ra Mes­cid-i Ak­sa’da bir kriz ya­şa­ya­bi­li­riz. O za­man Mek­ke ve Me­di­ne’de de ye­ni bir kriz çı­kar­tı­la­bi­lir.
Yıl­lar ön­ce Gra­ham Ful­ler şöy­le de­miş­ti: “Biz Müs­lü­man­la­ra rağ­men bu böl­ge­yi de­net­le­ye­me­yiz. Ama Müs­lü­man­lar da bi­ze rağ­men bu­ra­da ik­ti­dar ola­maz­lar. O za­man böl­ge­nin yö­ne­ti­mi ve im­kân­la­rın pay­la­şı­mı için Müs­lü­man­lar­la ABD’nin an­laş­ma­sı şart.”
ABD ter­ci­hi­ni “ılım­lı İs­lam”dan ya­na yap­tı: Çer­çe­ve­si­ni ken­di­si­nin çiz­di­ği, bi­rey­sel öz­gür­lük­le­rin ta­nın­dı­ğı, ama si­ya­sal açı­dan da­ha dar ve kon­trol al­tın­da ye­ni bir İs­la­mi­zas­yon po­li­ti­ka­sı. Bu­nun kar­şı­sın­da­ki­le­ri ise te­rö­rist ola­rak ta­nım­lı­yor. Ge­re­kir­se “ta­ri­hin so­nu”nu ge­ti­re­cek bir “kı­ya­met sa­va­şı”ndan, “Din­ler/Me­de­ni­yet­ler ara­sı sa­vaş”tan söz edi­yor. Din­ler ara­sı di­ya­log de­ni­len şey, ABD’nin ön­gör­dü­ğü “Ye­ni Dün­ya Dü­ze­ni”nin ze­mi­ni­ni oluş­tur­ma­ya yö­ne­lik bir gi­ri­şim ol­sa ge­rek. BOP da bu­nun si­ya­sî çer­çe­ve­si­ni oluş­tu­ru­yor.

Paylaş Tavsiye Et