Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (October 2008) > Asılıyorum > Amiral gemisinde devir teslim
Asılıyorum
Amiral gemisinde devir teslim
Şevket Muamma Toksöz
Sa­yın Do­ğan;
Ay­dın gö­rü­nüm­lü bir med­ya pat­ro­nu­su­nuz.
Si­ze bu mek­tu­bu yaz­mak­taki ce­sa­re­ti­mi iş­te bu gö­rü­nü­mü­nüz­den alı­yo­rum.
İna­nı­yo­rum ki bu gö­rün­tü bir imaj ça­lış­ma­sı so­nu­cun­da el­de edil­miş de­ğil­dir.
Ger­çek­li­ğe te­ka­bül eden bir ya­nı mut­la­ka var­dır.
Siz Mil­li­yet’i sa­tın al­dı­ğı­nız­da ben ço­cuk de­ne­cek yaş­tay­dım.
Çok ya­kın ar­ka­da­şı­mın ba­ba­sı da si­zin İs­tan­bul Ti­ca­ret Oda­sı’ndan me­sai ar­ka­da­şı­nız­dı.
Ken­di­si­ne “Meh­met Am­ca ne ola­cak bu med­ya­nın ha­li?” diye sor­du­ğum­da si­zin için “Ta­nı­rım iyi ço­cuk­tur, gö­re­cek­sin her şey çok gü­zel ola­cak” di­ye ce­vap ver­miş­ti.
Gel za­man git za­man der­ler ya, gel­di za­man git­ti za­man.
Za­man de­dim di­ye he­men he­ye­can­lan­ma­yın.
He­nüz or­ta­lık­ta ne Za­man ga­ze­te­si var­dı, ne de bi­at kül­tü­rü­ne tes­lim ol­muş med­ya.
Sa­de­ce siz ve si­zin ben­zer­le­ri­niz, tü­rev­le­ri­niz var­dı.
Ami­ral ge­mi­si, bir iki mav­na, üç beş de ta­ka.
Ami­ral ge­mi­si to­pu at­tı mı ta­ka­la­rın üçü be­şi ba­tar­dı.
On­ca za­man geç­ti.
Ama bı­ra­kın her şe­yin çok gü­zel ol­ma­sı­nı, tek bir şey bi­le gü­zel ol­ma­dı.
Hal­bu­ki Meh­met Am­ca mü­te­dey­yin, cid­di bir adam­dı.
Be­ni kan­dır­mış ola­maz­dı.
Gün­ler­den bir gün Meh­met Am­ca’ya “Ha­ni her şey çok gü­zel ola­cak­tı?” di­ye sor­dum.
Bel­li ki si­zi ye­te­ri ka­dar ta­nı­ya­ma­mış­tı.
Ne be­ni ne de ken­di­si­ni ik­na ede­bi­le­cek bir ar­gü­ma­nı var­dı.
Sa­de­ce “Ge­çen” de­di, “Fa­tih Ca­mi­i’ndey­dim. Ar­kam­dan bi­ri ko­lu­ma do­kun­du. Dön­düm bak­tım, Ay­dın Bey. Ba­şıy­la se­lam ve­re­cek ol­du…”
Yut­kun­mak için sus­tu, son­ra kaş­la­rı­nı ça­tıp “Ona hiç­bir şey de­me­den şöy­le bir bak­tım” de­di göz­le­ri­ni kı­sa­rak.
“Ee­e” de­dim, “bak­tı­nız da ne ol­du?”
Ay­nı kı­sık sert ba­kış­la­rı­nı göz­le­ri­me dik­ti;
“İn­san olan an­lar” de­di.
Ahi­re­te ir­ti­hal ede­ne ka­dar Meh­met Am­ca’nın o sert ha­li­ne bir da­ha hiç şa­hit ol­ma­dım.
Ay­dın Bey,
Siz ben­den çok da­ha iyi bi­lir­si­niz;
Yi­ne o za­man­lar te­ne­ke­den sey­ya­re­ler var­dı.
Şa­hin gö­rü­nüm­lü Ser­çe’ler, Do­ğan gö­rü­nüm­lü Şa­hin’ler.
İnek­ler Ana­dol’u ye­dik­ten son­ra çı­kar­tı­lan kuş se­ri­sin­den bah­se­di­yo­rum.
İnek­ler yi­ye­me­sin di­ye çı­kar­tı­lan se­ri ha­ni.
Ma­lum inek­ler oto­bur, ama va­tan­daş hem oto­bur hem eto­bur­dur.
Her iki­si­ni de afi­yet­le yer.
Ma­şal­lah “koç” gi­bi işa­dam­la­rı­mız va­tan­da­şın bu özel­li­ği­ni bil­dik­le­rin­den kuş se­ri­si­ni oto­mo­bil di­ye pi­ya­sa­ya sür­dü­ler.
Va­tan­daş da bu işte bir iş ol­du­ğu­nu bi­lir, ken­din­ce ted­bir alır­dı.
Ser­çe’yi al­dık­tan son­ra sa­na­yi­nin yo­lu­nu tu­tar ka­por­ta­cı Dur­sun Us­ta’ya “Ba­na şun­dan bir Şa­hin çı­kar” der­di.
Ken­di­sin­den din­le­dim, Cem Yıl­maz da es­ki­den böy­le de­ğil­miş.
Uzun boy­lu, ye­şil göz­lü ve cid­di bi­riy­miş.
Onu sa­na­yi­de şim­di­ki ha­li­ne ka­por­ta us­ta­la­rı sok­muş­lar.
İş­te Dur­sun Us­ta o ka­por­ta us­ta­la­rın­dan.
Ne de ol­sa Nas­red­din Ho­ca’nın ah­fa­dın­dan.
Ho­ca da o za­man he­nüz icat olun­ma­mış med­ya­nın pir­le­rin­den.
O yüz­den ora­sın­dan bu­ra­sın­dan ke­se­rek ley­le­ği ku­şa çe­vir­me­nin us­ta­sıy­mış.
Ka­na­dı­nı yo­lup, ga­ga­sı­nı ufal­tıp, ba­cak­la­rı­nı ke­si­yor, ley­le­ği bir gü­zel çar­pı­tı­yor­muş.
Son­ra man­şe­ti atı­yor­muş; “İş­te Kuş”.
Va­tan­daş da “Ha­ki­ka­ten ben­zet­tin” di­ye mu­ka­be­le­de bu­lu­nu­yor­muş.
Ho­ca mı “Ley­le­ği gör­me­miş­ler kar­ga­ya fit­ler” di­ye va­tan­da­şı iş­le­ti­yor­muş,
Yok­sa va­tan­daş mı “Ben ya­pa­ca­ğı­mı bi­li­rim” di­ye Ho­ca’yla dal­ga ge­çi­yor­muş?
Ora­sı­nı bil­mi­yo­rum.
Bil­di­ğim, bi­ri­le­ri­nin ora­sın­dan bu­ra­sın­dan ke­se­rek, kı­sa­rak, kır­pa­rak “Al sa­na kuş” di­ye pi­ya­sa­ya ara­ba sür­dük­le­ri­dir.
Va­tan­daş da “Kuş öy­le ol­maz, böy­le olur” di­ye mu­ka­be­le­de bu­lu­nur, pa­ra­sı­nın de­ğe­ri­ni ko­ru­ma­ya ça­lı­şır­dı.
Çün­kü va­tan­daş da us­ta da bi­li­yor­du ki kuş se­ri­si­nin oto­mo­bil­le il­gi­si yok.
Tıp­kı bir kı­sım med­ya­nın ga­ze­te­ci­lik­le il­gi­si­nin ol­ma­dı­ğı­nı bil­dik­le­ri gi­bi.
Ama us­ta ne ka­dar us­ta olur­sa ol­sun an­cak elin­de­ki mal­ze­me­yi kul­la­nı­yor­du.
Ser­çe’den Şa­hin, Şa­hin’den Do­ğan çı­kar­ta­bi­li­yor­du.
Ama Do­ğan’dan Mer­ce­des çı­kar­ta­mı­yor­du.
Kuş­tan da eş­ref-i mah­lu­kat za­ten ol­mu­yor­du.
Şa­ir ni­te­kim şöy­le yaz­mış:
Ha­yat
dört şey­le ka­im­dir der­di adam
ser­çe ve şa­hin ve do­ğan
ve kar­tal
on­la­ra Ak­ba­ba­yı son­ra­dan ben ek­le­dim
pi­şi­ril­miş ça­mu­run zi­fi­ri ko­ku­su­nu
ham yü­re­ğin pü­tür­le­ri­ni ge­çe­me­dim
göv­de­mi pi­ya­sa­ya zer­ke­de­rek
ya­zar ol­dum kay­ra­sıy­la Sa­hi­bin
es­fel-i sa­fi­lin
ne­dir bil­dim
 
Ay­dın Bey,
Bir kı­sım med­ya­nın ga­ze­te­ci­lik­le il­gi­si­nin ol­ma­dı­ğı­nı va­tan­daş bi­li­yor di­ye yaz­dı­ğım için uma­rım alın­maz­sı­nız.
Alı­na­cak­sa­nız Er­tuğ­rul Bey’den alı­nın.
Ge­nel ya­yın yö­net­me­ni­niz iki­de bir ba­şın­da bu­lun­du­ğu ya­yın or­ga­nı için “ami­ral ge­mi­si” di­yor.
Ga­ze­te ol­say­dı, “ga­ze­te” der­di.
Va­tan­daş “Ne bi­çim ka­de­ri­miz var­mış” di­yor­dur;
Oto­mo­bil zan­ne­di­yo­ruz kuş çı­kı­yor, ga­ze­te zan­ne­di­yo­ruz ge­mi çı­kı­yor.
Üs­te­lik de mu­ha­rip ge­mi.
O sa­vaş ge­mi­si­nin top­la­rı­nı üze­ri­ne çe­vi­rip de üs­tü­ne git­me­di­ği tek bir si­vil T.C. hü­kü­me­ti­ni şu ya­şım­da­yım ben bil­mi­yo­rum.
Ami­ral ge­mi­si­nin kla­sik bir tak­ti­ği var.
A - Ye­ni ku­ru­lan hü­kü­me­tin “Me­rak et­me­yin ar­ka­nız­da­yız” di­ye ar­ka­sı­na do­lan­mak.
B - “Ar­kan­da­yım ona gö­re” di­ye nam­lu­la­rı doğ­rul­ta­rak pa­zar­lı­ğa otur­mak.
C - Pa­zar­lık is­te­di­ği şart­lar­da so­nuç­lan­maz­sa sır­tın­dan vur­mak.
Sa­nı­rım bu yüz­den Sn. Baş­ba­kan, “Ami­ral Bat­tı” oy­na­mak zo­run­da his­se­di­yor ken­di­ni.
Ben­ce hiç pa­nik ol­ma­ya ge­rek yok.
Eli­niz­de­ki mal­ze­me­ye ba­ka­cak­sı­nız.
Us­ta­lık, mal­ze­me­yi yer­li ye­rin­de de­ğer­len­di­rip de­ğer­len­di­re­me­di­ği­niz­de.
Çö­la­şan’ın ko­vul­ma­sı­nın pek işi­ni­ze ya­ra­ma­dı­ğı gö­rü­lü­yor.
Ama bir iki ufak ted­bir si­zi bu oyun­dan da ga­lip çı­ka­ra­cak­tır.
Ben ge­nel ya­yın yö­net­me­ni­ni­zi son gün­ler­de epey en­di­şe­li gö­rü­yo­rum.
“Baş­ba­kan’a iç­ki için de­me­dim, sa­de­ce ka­deh kal­dı­rın de­dim” der­ken epey sı­kın­tı­lı bir gö­rün­tü­sü var­dı ek­ran­da.
“İçi­ne ne koy­du­ğu­na ben ka­rış­mam, ye­ter ki ka­deh kal­dır, içen va­tan­daş­la to­kuş­tur de­dim” di­ye açık­la­ma ya­par­ken de ol­duk­ça ür­kek­ti.
Ona gö­re top­lum­sal ba­rı­şa kat­kı sağ­la­ya­cak­mış bu me­de­ni dav­ra­nış.
Hal­bu­ki söz us­ta­sı bi­ri “to­kuş­tur­ma” tek­li­fi­nin yan­lış an­la­şıl­ma ih­ti­ma­li­ni göz önün­de bu­lun­dur­ma­lıy­dı.
Ki Baş­ba­kan Ka­sım­pa­şa­lı, ne­ti­ce­de tek­li­fi yan­lış an­la­dı­ğı an­la­şı­lı­yor. Ani­den bir kav­ga­nın için­de bu­lu­ver­di­niz ken­di­ni­zi.
Bu bü­yük bir yan­lış ol­du.
İkin­ci­si;
Ya Den­gir Mir Fı­rat çı­kıp “Sen de top­lum­sal ba­rış için beş va­kit ca­mi­ye git de is­ter­sen sec­de­de için­den ‘Dü­rü­ye­min gü­ğüm­le­ri ka­lay­lı’ tür­kü­sü­nü is­ter­sen ta­hiy­yat­ta ‘Lin­go lin­go şi­şe­ler, ra­kı da mı iç­tin sen ben­siz’i söy­le, söz biz de ona ka­rış­ma­yız” di­ye kür­sü­den ce­vap ver­sey­di ne di­ye­bi­lir­di!
Ne di­ye­bi­le­ce­ği­ni tah­min ede­bi­li­yo­rum, si­ze de söy­le­ye­yim;
“Ta­hiy­yat da ne?” di­ye­cek­tir bü­yük ih­ti­mal­le.
Üs­te­lik ek­ran­da, kö­şe­sin­de­ki o ken­di­ne gü­ven­li, genç ve gü­leç ha­lin­den de eser yok­tu.
Bem­be­yaz gö­rü­nü­yor­du ken­di­si.
Bi­le­mi­yo­rum bel­ki yaş­lı­lık­tan, bel­ki için­de bu­lun­du­ğu ruh ha­lin­den kay­nak­la­na­bi­lir bu du­rum.
İçi­ne ça­ma­şır su­yu dol­du­rup gir­di­ği kü­vet­ten de kay­nak­la­na­bi­lir. Ma­lum Tür­ki­ye, Be­yaz Türk­le­rin­dir.
Bi­le­mi­yo­rum.
Yal­nız be­yaz ka­rak­ter­le ya­zıl­dı­ğı için o “be­yaz” ifa­de­si slo­gan­da gö­zük­mü­yor.
Bi­le­si­niz.
 
Ay­dın Bey,
Di­ye­ce­ğim o ki;
Düş­ma­nı­nı­zın, ya­ni hü­kü­me­tin, sırt­tan vur­ma tak­ti­ği­ni­ze kar­şı­lık bu de­fa ted­bir al­mış ol­du­ğu gö­rü­lü­yor.
Öy­ley­se on­la­rı bu de­fa iç­ten vur­ma­lı­sı­nız.
Tak­dir eder­si­niz ki ami­ral ge­mi­si­nin kap­tan­lı­ğı hem çar­pış­tı­ğı coğ­raf­ya­nın in­san­la­rı­nı zer­re ka­dar ta­nı­ma­yan, hem sa­vaş­mak için yaş­lı, hem per­for­man­sı düş­müş, hem iç­ki­ye ka­fa­yı tak­mış, hem ürk­müş, hem de doy­muş bi­ri­si­ne tes­lim edi­le­bi­le­cek bir ma­kam de­ğil­dir.
Sa­va­şın iyi­ce kı­zış­tı­ğı şu gün­ler­de çar­pış­tı­ğı­nız düş­ma­nın ka­rak­te­ris­tik özel­lik­le­ri­ni da­ha ya­kın­dan ta­nı­yan, so­kak­ta­ki in­sa­na da­ha bir ben­ze­yen, cev­val, ta­hiy­yat de­nil­di­ğin­de an­la­yan, gi­de­cek baş­ka li­ma­nı ol­ma­dı­ğı­nı bil­di­ği için sal­dır­gan, te­ti­ği ben si­lah­şor de­ği­lim di­ye­rek çe­ke­bi­len, so­kak çar­pış­ma­sı ya­pa­bi­le­cek, en önem­li­si aç bir ko­mu­ta­na, bir ha­ka­na ih­ti­ya­cı­nız var.
Ar­ka­daş za­ten ha­zır ve na­zır bek­li­yor.
O da­ha Çay­lak di­ye­bi­lir­si­niz. Ol­sun.
Po­tan­si­ye­li var.
O da za­man­la bü­yür. Ak­ba­ba olur.
Zat-ı âli­le­ri­ni­ze baş­ka tak­tik­ler de ve­re­bi­lir­dim.
Ama ne ya­pa­yım ki el­de­ki mal­ze­me bu.
Say­gı­lar su­nar, her za­man ar­ka­nız­da ol­du­ğu­mu bil­me­ni­zi is­te­rim.
 
SON TAH­MİN
Ami­ral ge­mi­sin­de de­vir tes­lim tö­re­ni ya­pı­la­cak.

Paylaş Tavsiye Et