Örtü alçakgönüllülüğün, kişinin Rabb’ine karşı tevazuunun simgesi. Örtüsüzlük modernliğin, kişisel özgürlüğün simgesi. Örtü düşmanlığı ise kabalığın, saygısızlığın, despotluğun ifadesi. Dindar insan için hakiki özgürlük, inancıyla barışık yaşamaktır. Modern insan kendi özgürlüğünü ne kadar önemsiyorsa, dindarın da özgürlüğünü o kadar önemsemek zorunda. Aksi halde toplum hayatı her ikisi için de zehir olacak.
Mart dosyamızı başörtüsünün dününe ve bugününe ayırdık. Sekiz kadın yazarımız, Sümerler’den YÖK’e kadar kadın ve örtünme konusunu irdelediler. SöyleşiYORUM bölümündeyse, seçkin ilahiyat profesörü Şinasi Gündüz başörtüsünün İslamiyet’teki yerine ışık tuttu: “Örtünme Allah’ın emridir, O’na saygıya dayanır.”
Kapak bölümünü genelde dosya konusundan uzak tutmaya çalışır ve arkadaşlarımıza ayın önemli olaylarını değerlendirmelerini söyler ve onları serbest bırakırız. Bu ay ise tahmin edeceğiniz gibi, bütün yazılar başörtüsüne odaklandı. Fahrettin Altun, Bekir Berat Özipek, Murat Yılmaz, Ahmet Okumuş ve Ümit Aksoy sorunun felsefi olduğu kadar, ekonomik ve politik yönlerine de değindiler. Dileğimiz, bir daha bu sevimsiz tartışmaya dönmemek ve insanlığı ilgilendiren daha ciddi meselelerle uğraşmak olsun.
Şubat ayının dış (biraz da iç) siyaset bakımından şüphesiz en büyük olayı, Kuzey Irak’ta kümelenen PKK kamplarına yapılan kuşatma harekatıydı. PKK’nın artık oralarda tutunamayacağı açık. Taha Özhan’ın belirttiği gibi, silah bırakanlar Türkiye’ye dönecek; bırakmak istemeyenler İran’a. Sonrası meçhul.
Meçhulü bilinir kılmak, sorumlu devlet adamlarına düşüyor!
Paylaş
Tavsiye Et