Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (August 2004) > Müzik
Müzik
Kopuz ile Çeşte
Hüsrev Hatemi
İstanbul: Pan Yayıncılık, 2004
“Yunus Emre, iki müzik aletine müziğin ne olduğunu soruyor: Ey kopuz ile çeşte, aslın ne dürür (nedir) işte?”. Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, bu başlığı taşıyan yazısında kopuz ile çeştenin, yani musikinin aslını, anlamını araştırıyor.
“Musiki, biyolojik kökenimizde var mıdır? İnsan bilincinin ürünü müdür? Muhakkak ki diğer canlılar dünyasında da müziğin yeri vardır. Kuşlar dünyasında musikinin yerini biliyoruz. Kedilerin serenatlarını veya iki erkek kedi karşılaştığında savaş öncesi korkutucu şarkılarını da biliyoruz”.
Kopuz ile Çeşte, Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’nin müzikle ilgili yazılarının yer aldığı Karton Kutudan Güfteler adlı kitabının ilgi görmesi üzerine, çeşitli dergilerde yayımlanmış müzik ve tasavvuf ağırlıklı yazılarının derlenerek okura sunulduğu bir kitap. Kopuz ile Çeşte’de Yunus Emre, Mevlana, Mistisizm ve Müzik İlişkisi, Ölüm Gerçeği, Küreselleşme ve Yerel Konular, İslam ve Hıristiyanlıkta Şeytan ve Melekler gibi ilginç konuları bulabilmek mümkün.
Kitap, müzik ve mistisizm ilişkisinin ele alındığı bir yazı ile başlıyor. Müzik kelimesinin kökeni hakkında bilgi veren bu yazı içinde, İslam dininde musikiye izin verilip verilmediği, ayrıca edebiyatımız ve musiki arasındaki ilişki de inceleniyor.
Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’nin bu güzel ve çok önemli çalışması, müzik konusunda önemli bir boşluğu dolduracak nitelikte. Hatemi hocanın tadına doyulmayacak güzellikteki üslubu, ele alıp işlediği konuların öğreticiliğini artırıyor ve tabii kolay anlaşılır olmasını sağlıyor. Kitap, geçtiğimiz ay Pan Yayıncılık tarafından yayımlandı. Pan Yayıncılık, yıllardır Türkiye’nin ilk ve tek müzik kitapları yayınlayan yayınevi olma özelliğini sürdürüyor. / İlker Tepe

Tavsiye Et
Black Earth
Fazıl Say
Yapım: Balet Plak, 2004
Black Earth (Kara Toprak) Fazıl Say’ın, Aşık Veysel’in unutulmaz eseri “Kara Toprak”tan ilham alarak, o eserden hissedişlerle bestelediği bir parça. “Kara Toprak”ı adeta piyanonun ses tellerine dokunarak ve piyanoda yeni tınılar elde ettiği kendine özgü stiliyle yorumluyor Fazıl Say ama, bu yoruma cazı da katıyor. Piyano virtüözümüz Say, bu parçayı her klasik müzik ve caz festivalinde seslendiriyor.
Violin ve Piyano Sonatı da, albümde yer alan bir başka Fazıl Say eseri. Fazıl Say’ın Fransız violin sanatçısı Laurent Korcia ile birlikte seslendirdiği bu eserde “Odam Kireçtir Benim” adlı Anadolu folk şarkısından esintileri de dinleyebiliyoruz.
Albümde yer alan Silk Road adlı çalışma ise, oda orkestrası ve piyano için yazılmış bir konçerto. Ankara’nın Taşına Bak, The Song of Mother Earth başlıklı dördüncü bölüm içerisinde büyük bir duygu yükü ile yorumlanmış. Silence of Anatolia, gerçekten Anadolu’nun sessizliğini anlatıyor. Obstinacy ise, Fazıl Say için çok önem taşıyan iki besteci, Bela Bartok ve Igor Stravinsky’den etkilenilerek yazılmış bir bölüm. “Paganini Çeşitlemeleri” de ilgiyle dinlenecek bir yorum. Schuman ve Lizst’in piyanoya uyarladığı 24 Capris; klasik ve modern müzikle caz harmanlanarak yorumlanıyor. Bu yorumlayış biçiminde Scott Joplin, Art Tatum, Gershwin ve Bernstein ilhamları da var.
Albümün en dikkat çekici çalışmalarından biri ise, Piyano-Ney birlikteliğini ve uyumunu arayan bir çalışma niteliğindeki Dervish in Manhattan adlı parça. Fazıl Say, bu çalışmanın kendisini ne kadar zorladığını söyler. Birbiriyle aslında pek uyumlu olmayan iki farklı kültür dünyasına ait iki sazın, ‘Piyano ve Ney’in birbirini keşfetme çabasıdır bu eser.
Black Earth, Fazıl Say’ın Anadolu ezgileriyle harmanladığı mükemmel bir çalışma. Bu albüm, “Naive” lisansı ile Balet Plak tarafından yayınlanmış. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et
Umutsuz
Cihat Aşkın
Yapım: Kalan Müzik, 2004
“Umutsuzluklar içinde yaşayan binlerce insanın dile getirmek isteyip de getiremediği eşsiz duygular yumağında onlara bir umut olması için yapılan bu çalışma, adını Yalçın Tura’nın aynı adlı film şarkısından aldı. Yılmaz Güney’in ‘Umutsuzlar’ isimli filminin müziğinin bestecisi olan Yalçın Tura, aynı zamanda Cihat Aşkın ile besteci-solist ilişkisi kapsamında uzun yıllar çalışmış bir bestecidir.”
Keman virtüözü Cihat Aşkın tarafından icra edilen eserlerin yer aldığı Umutsuz adlı albümün kısacık hikayesi böyle. Aşkın, albüme Yalçın Tura’ya ait Umutsuz adlı parçayla başladıktan sonra, ikinci olarak çok verimli bir Ermeni besteci olan Haçadur Avedisyan’ın kendi düzenlediği bir melodisini yorumluyor. Bu çalışmadan sonra gelen Rus besteciler Tchaikovsky ve Rahmaninov’un umutsuz eserleri, Romance ve Vocalise, albümün Batı kökenli eserleridir. Luciano Berio’nun soprano eşi Cathy Berberian için derlediği on halk şarkısından biri olan Ermeni Halk Şarkısı ve onun arkasından gelen, Seyid Rüstemov’un yazdığı Oku Tar isimli parça, yaşadığımız zengin kültür coğrafyasının önemli eserlerinden ikisini oluşturuyor.
Albümdeki ikinci film müziği olan ‘Baba’ Film Müziği Yılmaz Güney’in filminden alınmıştır. Refik Fersan’ın Acemkürdi Şarkısı’ndan sonra gelen Dede Efendi’nin en klasik eserlerinden biri olan Sultaniyegah Ağır Semai ise, albümdeki tek geleneksel Türk müziği eseri olma özelliğini taşımaktadır. Nazbarı, Azerbaycan’dan derlenmiş olan bir halk melodisidir. Ardından, Adana civarında yaşanmış olaylardan esinlenilerek söylenmiş bir Ermeni Ağıtı gelir. Ve son parça, Elmas Azeri Oyun Havası’dır.
İlyas Mirzayef tarafından düzenlenmiş Oku Tar dışındaki tüm parçaların düzenlemesi Cihat Aşkın’a ait.
Cihat Aşkın’ın kemanından ‘umutsuz’luğun parçalarını içeren Umutsuz adlı albüm, kısa bir süre önce Kalan Müzik tarafından yayınlandı. / Yalçın Çetinkaya

Tavsiye Et