“Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim / Gaflet ile görmez kûyi rehgüzerinde” Ziya Paşa bugünleri görse terkib-i bendinde; AB yıldızlarını Kutup Yıldızı belleyen AB muhiplerini ve tarihinin son 910 yılını Avrupa ile hesaplaşarak geçirmiş bir milletin ahfadı olduğu halde AB’nin kendilerini gâvurlaştıracağından korkacak kadar özgüven zaafına uğramış olanları da kastederdi herhalde. Türkiye için 17 Aralık bir son değil, hatta sonun başlangıcı da değil. Olsa olsa, bir başlangıcın sonu olabilir. Milletten korkup AB’ye sığınanlar ve derin devletten yılıp AB’ye teveccüh edenler için AB nihaî bir amaç, yolun sonu. Muhtemel dünyanın mümkün Türkiye’sini tasavvur edenler için ise AB sadece stratejik hedeflerden biri. Afroavrasya’ya nispetle Avrupa yarım adası ne ise Türkiye’nin ufukları için AB de o olmalı. AB’nin Türkiye’yi modernleştireceğini umanların tarihten almaları gereken nice dersler var. Oligarşik güçleri AB aracılığıyla tasfiye etmeyi umanlar ise başa çıkamadıkları bir odağı tasfiye eden gücün kendileri için daha büyük bir tehdit oluşturduğunu hesaplayacak basireti göstermeli. Büyük ve dinamik nüfusu, zengin sosyo-kültürel birikimi ve haklı iddialarıyla farklı bir medeniyet aidiyetine sahip Türkiye’nin AB’ye katabileceği çok şey var.
Paylaş
Tavsiye Et