Aralık 2004 Sayı: 124
Aylık düşünce, kültür ve siyaset dergisi Umran’ın 124. sayısı “Bir Medeniyet Masalı” kapak konusuyla yayımlandı. AKP’nin Avrupa Birliği konusunda gösterdiği ısrarlı yaklaşımın ‘medeniyet’ kavramı perspektifiyle ele alındığı bu bölümde, bilgi, kültür, yaşam tarzı ve medeniyet olarak homojen devletlerin yer aldığı AB’ye karşın, Türkiye’nin hangi iddiayla yola çıkacağı, dahası bir iddiasının olup olmadığı tartışılıyor.
Huntington’ın Medeniyetler Çatışması tezi de bu minvalde analiz edilerek, son tahlilde Batı Medeniyeti’nin üst düzeydeki tezahürü olan AB’nin karşısına Türkiye’nin özgün bir medeniyet, Osmanlı bakiyesi bir ülke kimliğiyle çıkıp çıkamayacağının muhasebesi yapılıyor ve hükümetin AB’yi “medeniyet değiştirme projesi” şeklinde tanımlaması eleştiriliyor. Bölümün yazarları: Mustafa Aydın, Hikmet Demir, A. Cemil Ertunç.
Ahmet Dağ’ın Batının aslî paradigmalarını sorguladığı Bir Gölgenin Hikâyesi: Batı, Metin Alpaslan’ın AİHM’i siyasetin normlaştırılarak devam etmesinden başka bir şey olmamakla suçladığı AB Kapısında Adaleti AİHM’e Devretmek ve Muammer Yalçın’ın AB süreciyle birlikte Batılı yeni değerler lehine köklü değişimlerin yaşanacağını ileri sürdüğü Türkiye AB’ye Girerse dosyanın diğer başlıkları. Son sayfada, Türkiye-AB İlişkileri Kronolojisi bulunuyor.
Ramazan Bayramı öncesi, “Hayalet Öfke” adı verilen bir operasyonla vuku bulan Felluce katliamı derginin aralık sayısının diğer gündem maddesi. Abdullah Yıldız, Ali Bulaç ve Dilaver Demirağ’ın yazılarında, yine “medeniyet” kavramı ekseninde katliamı meşru göstermeye yönelik sebepler sorgulanıyor. Bu noktada, Ferhat Kentel’le yapılan röportajda, ABD’nin çöküş-şiddet zihniyetine karşı, “sokağa çıkarken ruhlarını evde bırakmak istemeyenlerin” nasıl bir dil kuracağıyla ilgili cevap arayışlarına gidiliyor.
İlerleyen sayfalarda, Arafat sonrası yeni yapılanmaya ilişkin, Filistin’in yaklaşık yüz yıllık geçmişini irdeleyen tarihsel bir okuma yapılıyor. Neticede ABD ve İsrail’in baskılarından dolayı Filistinlilerin dünya genelinde kendilerini temsil edecek güçlü bir lider çıkarmaları zaman alsa da, bu potansiyele her zamankinden daha fazla sahip olduklarına dikkat çekiliyor.
Son olarak derginin kültür sanat bölümünde, Mustafa Aldı’nın Nobel: Emperyal Kanonun Vasiyetli Nirvanası ile Hasanali Yıldırım’ın, yol filmlerinin geçmişine ışık tutarak türün karakteristik niteliklerini incelediği “Bitmiş Bir Hollywood türü: Yol Filmi yazıları okurlarını bekliyor. / Rukiye Demirkıran
Paylaş
Tavsiye Et