Panorama
Cumhurbaşkanlığı tartışmaları ülkeyi geriyor
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir yıl kala kritik bir sürece giren Türkiye’de provokatif olayların sayısı da artıyor. Piyasalarda görülen dalgalanma, irtica haberlerinin 28 Şubat sürecini andırır bir şekilde birden artışa geçmesi, türbanlı bir domuz resmeden karikatürün yayımlanmasının ardından Cumhuriyet Gazetesi’ne bir hafta içinde üç kez el bombası atılması mevcut meclise cumhurbaşkanı seçtirmeme gayretindeki bazı çevrelerin kontrollü gerilim siyasetine işaret ediyor. Bütün bunlara, eşine fiziksel şiddet uyguladığı ortaya çıkan Ak Parti Konya Milletvekili Halil Ürün ve Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evde bulunan ziyaretçi defterindeki Fethi Dördüncü’nün “edep sınırlarını aştığı” bildirilen yazısına Erdoğan’ın tepkisi konusunda tırmandırılan tartışmaları da dâhil etmek mümkün.
Ancak Demirel’in “Mart 1960 ve Temmuz 1980 tarihlerinde erken seçim yapılsaydı darbe olmazdı” yönündeki açıklamaları, bütün bu olayların sebebi hikmeti konusunda ipucu verecek nitelikteydi. Cumhuriyet gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk’un Süleyman Demirel etrafında birleşme planının ardından, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Çankaya Köşkü’ne AK Partili bir ismin çıkmaması için gerekirse “sine-i millet”e dönebileceklerini açıklaması da bunları destekler mahiyetteydi.
Tavsiye Et
Menfur saldırı kınandı-kullanıldı
Son dönemde ülke genelinde içten içe arttırılmaya çalışılan gerilim, Danıştay’a yapılan saldırıyla doruğa ulaştı. 17 Mayıs’ta Avukat Aslan Alpaslan’ın Danıştay 2. Dairesi’ne düzenlediği silahlı saldırı sonucu, M. Yücel Özbilgin hayatını kaybederken; Başkan Mustafa Birden ile üyeler Ayfer Özdemir, Ahmet Çobanoğlu ve Ayla Gönenç yaralandı. Kaçarken yakalanan saldırganın ideolojik mensubiyeti konusunda çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Saldırgana ait olduğu iddia edilen farklı kesimlere ait çeşitli malzemeler, kafalarda ‘derin’ soru işaretleri bıraktı. Olayın kilit ismi olarak gözaltına alınan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin serbest bırakılırken; saldırıyla ilgili soruşturma devam ediyor.
Menfur saldırı toplumun tüm kesimlerince nefretle kınanırken; başta muhalefet olmak üzere bazı çevreler olayı “siyasî malzeme” olarak kullandı. Olaydan bir gün sonra, rektörler Anıtkabir’e yürürken; yine saldırı sonucu ölen Özbilgin’in Danıştay ve Kocatepe Camii’ndeki cenaze töreni sırasında hükümet karşıtı sloganlar atıldı.
Saldırı sonrası henüz herhangi bir belge ve bulgu ortaya çıkmamışken; basının bu olayı Daire’nin verdiği “başörtüsü kararı” ile ilişkilendirmesi ve günlerce manşetlerde ‘yanlı’ haberler yayımlaması kamuoyunda rahatsızlığa neden oldu.
Tavsiye Et
Fethullah Gülen beraat etti
Kamuoyunca tanınan Fethullah Gülen, 10 yıl hapis istemiyle yargılandığı davada beraat etti. Dava Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcısı Nuh Mete Yüksel’in 2000 yılında hazırladığı 79 sayfalık iddianame üzerine açılmış; Gülen “laik devlet yapısını değiştirerek yerine dinî kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, faaliyetlerde bulunmakla” suçlanarak Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 10 yıla kadar hapsi istemiyle yargılanmıştı. Ancak dava, Bülent Ecevit’in başbakanlığı sırasında çıkarılan af yasası uyarınca ertelenmişti. Terörle Mücadele Yasası ile Türk Ceza Kanunu’nun AB’ye uyum sürecinde değiştirilmesi üzerine Gülen’in avukatları yeniden dava açmıştı. 6 Mayıs günü yapılan duruşmada mahkeme, “suçun oluşmadığı”na hükmederek Gülen’in beraatına karar verdi.
Mart 1999 tarihinden bu yana ABD’nin Pensilvanya eyaletinde bir anlamda sürgün hayatı yaşayan Gülen’in bu kararla birlikte Türkiye’ye döneceği belirtiliyor.
Tavsiye Et
Türkiye-Fransa arasında ‘soykırım’ gerilimi
Her yıl olduğu gibi “Ermeni Soykırımı” tartışmaları, Mayıs ayının öne çıkan gündem maddelerinden biriydi. Ankara ile Paris arasında haftalarca süren yoğun lobi çalışmalarına konu olan yasa teklifi, Fransız Sosyalist Parti tarafından Fransız Meclisi’ne sunulmuştu; buna göre “Ermeni Soykırımı” iddialarını inkâr edenlere 1 yıla kadar hapis ve 45 bin avro para cezası öngörülüyordu. Türkiye-Ermenistan arasındaki diyalog süreci ile Türk-Fransız dostluğunu zedeleyeceğini belirterek yasaya tepki gösteren Türkiye, yasanın reddi konusunda parlamenterler ve hükümet nezdinde görüşmelerde bulundu.
Nihayetinde yasa teklifi 18 Mayıs’ta Fransa Ulusal Meclisi’nde ele alındı ve teklifle ilgili oturum, oylama yapılmadan sona erdi. Böylece yasa teklifinin görüşülmesi de ertelenmiş oldu. Parlamentoda oylamanın yapılmaması üzerine rahatlayan Türkiye, iki ülke ilişkilerini geren yasanın bir sonraki dönemde parlamentoya getirilmemesini talep ederken; 1915 olaylarının ortak bir komisyon tarafından araştırılması yönünde geçen yılki önerisini yineledi.
Tavsiye Et
Irak’ta “ulusal birlik” hükümeti kuruldu
Irak’ta 15 Aralık’ta yapılan genel seçimler sonrası yaşanan hükümet krizi nihayet çözüldü ve işgalden yaklaşık üç yıl sonra “ulusal birlik” hükümeti kuruldu. Başbakan Nuri el-Maliki başkanlığında kurulan yeni hükümet, 20 Mayıs’ta gerçekleştirilen oturumda meclis tarafından onaylandı. Görüş birliğine varılamayan savunma, içişleri ve ulusal güvenlik bakanlıklarına vekâleten atama yapılırken; polemik konusu olan petrol bakanlığına ise Şii Hüseyin Şehristani getirildi. Yine 20 Şii, 9 Kürt, 7 Sünni Arap ve 1 de Hıristiyan olmak üzere 37 bakanın bulunduğu kabinede, 2 de kadın bakan var. Hükümetin 34 maddelik programının odağında ise, ülkedeki gerilimin giderilmesi yer alıyor.
Seçimler sonrası etnik gruplar arasındaki anlaşmazlık sebebiyle süregelen kriz, devlet başkanlığı Kürtlere, başbakanlık Şiilere ve meclis başkanlığı Sünnilere verilerek şimdilik çözülmüş görünüyor. Ülkedeki gruplar arasında üst düzeyde varılan mutabakatın, ülke geneline yansıyıp yansımayacağını ise önümüzdeki günler gösterecek.
Tavsiye Et
Türk siyasetinin son 50 yılına damgasını vuran eski başbakanlardan DSP Onursal Başkanı Bülent Ecevit, Danıştay saldırısında hayatını kaybeden 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze törenine katılmış; burada ayakta güçlükle durduğu ve yürümekte zorlandığı gözlenmişti. Aynı günün akşamında rahatsızlanan ve kaldırıldığı Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması geçirdiği anlaşılan Ecevit, beyin ameliyatına alındı. Operasyonun ardından yoğun bakıma alınarak solunum cihazına bağlanan ve 67 saat sonra uyandırma süreci başlatılan Ecevit’in koma hali devam ediyor.
Edebiyata özellikle de şiire olan ilgisiyle farklı bir siyasî portresi çizen ve siyasî hayatı boyunca beş kez başbakan olan Ecevit, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda ve azınlık hükümeti kurduğu 28 Şubat sürecinde kilit aktörlerden biri oldu. Başbakanlığı döneminde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle Ecevit, 2002 seçimlerinde tam bir hezimete uğramıştı.
Tavsiye Et
Güney Kıbrıs’ta yine ‘OHİ’ kazandı
Kıbrıs’ta çözüm için oluşturulan “Annan Planı”, 24 Nisan 2004’te referanduma sunulmuş, Kıbrıslı Türklerin %65’inin plana ‘evet’, Rumların %76’sının ise ‘hayır’ demesinin ardından plan rafa kaldırılmıştı. 21 Mayıs’ta Güney Kıbrıs’ta gerçekleşen meclis seçimlerinin sonuçları, Rum halkının düşüncesinde bir değişiklik olmadığını ortaya koydu. Zira plana karşı çıkan ve AB sürecinde Türkiye’nin ‘veto’ edilmesinden yana olan EDEK ve DİKO partileri seçimden oylarını artırarak çıktı. Referandumda ‘evet’ çağrısı yapan tek büyük parti olan muhalefetteki DİSİ ise 2001 seçimlerine göre %4 oranında oy kaybetti. İktidarda bulunan ve plana karşı çıkan diğer bir parti olan AKEL ise, bir önceki seçime oranla oy kaybetmesine rağmen %31,2 oy oranıyla birinci parti oldu. Kıbrıs Rum kesiminde başkanlık sistemi uygulandığı için seçim sonrasında parlamentoda meydana gelen değişikliğin, Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos’un politikasını etkilemeyeceği düşünülüyor.
Tavsiye Et
Eski Yugoslavya’nın parçalanma sürecinden geriye kalan Sırbistan-Karadağ Cumhuriyeti’nin küçük ortağı Karadağ da, bağımsızlık referandumu için 21 Mayıs’ta sandık başına gitti. Karadağ, AB ile müzakerelerin önünü tıkadığını iddia ederek Sırbistan’dan ayrılmak istiyor ve AB tarafından Sırbistan-Karadağ’la müzakerelerin, Sırbistan’ın BM Lahey Savaş Suçları Mahkemesi’yle işbirliğine gitmemesi nedeniyle Mayıs ayında askıya alınmasını buna gerekçe gösteriyordu. Katılım oranının %86,3 olduğu referandumda %55,4’lük ‘evet’ oyuyla Karadağ bağımsızlığa kavuştu. Bu sonuç üzerinde ülke nüfusunun %14,5’ini oluşturan Güney Sancaklı Boşnakların oyunun önemli ölçüde etkili olmasına karşın; bağımsızlık, Sancak bölgesinin de Sırbistan ile Karadağ arasında bölünmesine neden oldu. Karadağ’ın ardından Kosova’nın da Sırbistan’dan ayrılma yolunda olduğunu açıklaması, Voyvodina’nın özerklik talepleri ve Sırbistan’ın Bosna Sırp Cumhuriyeti ile birleşme isteği, “Balkanlar’da yeni bir bunalım dönemi başlayabilir mi?” sorusunu akla getiriyor.
Tavsiye Et
Nükleer krize karikatür krizi eklendi
İran’da resmî haber ajansı İRNA’ya bağlı bir gazetenin, 12 Mayıs’ta Azerileri hamamböceği olarak tasvir eden bir karikatür yayımlaması, ülkedeki Azerileri ayaklandırdı. Karikatürü kendilerine hakaret olarak değerlendiren Azeriler, başta Tebriz olmak üzere çeşitli kentlerde gösteriler düzenledi. Tahran yönetimi ise protestoları “dış güçlerin etnik huzursuzluk çıkarma çabası” olarak yorumladı. Olayların ardından Basın Denetim Kurulu bölücü ve provakatif içeriği nedeniyle gazeteyi kapatırken; gazetenin genel yayın yönetmeni ve karikatürist ise tutuklandı.
İçeride karikatür krizi ve PJAK’ın eylemleri, dışarıda ise nükleer kriz nedeniyle baskı altında bulunan İran, diplomatik girişimlerini sürdürüyor. Tahran yönetiminin talebi üzerine, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedînejad’la Başbakan Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 9. Zirvesi için gittikleri Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bir araya geldi. Ahmedînejad’a uluslararası toplumla işbirliğini devam etmesi ve şeffaf olması yönünde telkinde bulunan Erdoğan, sorunun “diplomatik yollarla” çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. 8 Mayıs’ta Türkiye’ye gelen İran’ın Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani’ye de İran’ın UAEA ile işbirliği yapması gerektiği iletildi. Görüşmelerde K. Irak’taki PKK varlığının iki ülkeyi tehdit ettiği ve örgütün bölgedeki varlığının bitirilmesi gerektiği de vurgulandı. İran ile Batı arasında gerginleşen ilişkilerin normalleşmesi açısından önemli bir rol oynayan Ankara’nın girişimlerinin ‘arabuluculuk’tan ziyade taraflar arasındaki anlayış farklılığını giderme çabasında bir tür kolaylaştırıcı rol olduğu ifade ediliyor.
Tavsiye Et
Filistin’de gerilim tırmanıyor
Filistin’de halkın çoğunluğunun desteğiyle iktidara gelen HAMAS ve Filistinliler, seçim sonrası zor günler yaşıyor. Dünya genelinde başta ABD olmak üzere birçok Batılı ülkenin malî yardımlara el koyması ve Filistin’e yapılan aynî ve nakdî yardımların İsrail tarafından engellenmesiyle ülkedeki ekonomik sıkıntı had safhaya ulaşmış durumda. Sadece ticarî değil, insanî yardımların da engellendiği ve yine iki aydır memur maaşlarının ödenemediği Filistin’de halk açlık ve sefaletle yüz yüze. Dört bir yandan dünyaya kapalı olmasından dolayı özellikle tıbbî yardım alamayan Gazze halkı ise, ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya.
Bir yandan Filistin’e uygulanan ambargonun yol açtığı büyük krize çözüm aranırken; diğer yandan Başbakan İsmail Haniye ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında yaşanan gerilim sokaklara yansıdı ve Filistin iç savaşın eşiğine geldi. Bilindiği gibi HAMAS iktidara geldikten sonra el-Fetih’e bağlı kadroları tasfiye etmek istemiş; onun yerine HAMAS mensubu yeni bir güvenlik gücü oluşturmuştu. Buna sert tepki gösteren el-Fetih’e bağlı güvenlik güçleri, yeni güvenlik güçleri ile silahlı çatışmaya girdi ve bu olaylarda onlarca kişi hayatını kaybetti. Filistin topraklarındaki gerilimi azaltmaya çalışan HAMAS ise, Gazze’deki yeni güvenlik gücünü geri çekmek durumunda kaldı.
Hem içte hem de dışta zor günler yaşayan HAMAS, uluslararası toplum tarafından meşru kabul edilmiyor. Bunun sonucunda da HAMAS’ı seçtiği için malî yardımları kesilerek bir anlamda ‘açlık’la cezalandırılan Filistin halkının yaşadığı insanî krizin boyutu giderek derinleşiyor.
Tavsiye Et