Millet konuştu, Türkçü ve Kürtçüler sustu. Millet konuştu, hortumcu ve devletçiler sustu. Millet konuştu, sözde aydınlar ve gözde gazeteciler sustu. 22 Temmuz dört dörtlük bir halk ayaklanmasıdır: Tarih devam ediyor, Türkler her fırsatta büyük bir millet olduklarını kanıtlıyor!
Bu ayki dosyamızda 27 Mayıs’tan 27 Nisan’a uzanan askerî müdahaleleri mercek altına aldık. Giriş yazısında Hasan Kösebalaban, askerî düzenlemelerin halk iradesine geçici balans ayarı yapma dışında etki edemediğini; çünkü halkın “demokrasiyle cuntacılık arası bir rejim değil, adam gibi demokrasi istediğini” belirtiyor. 12 Mart’ı inceleyen Murat Yeşiltaş, Adalet Partisi’nin askerî rejime dışarıdan destek sağlamasının maliyetini, Ecevit’in iktidara gelmesiyle ödediğini; halkın bu hatayı affetmediğini söylüyor. 12 Eylül’ü değerlendiren Murat Yılmaz ise, askerlerin kurduğu “iki buçuk partili düzenin sonuçta onların aleyhine, tasfiye etmek istedikleri geleneklerin ise lehine işlemeye başladığını” dile getiriyor.
Yasin Aktay, 28 Şubat müdahalesini irdelediği yazısında, 28 Şubat’ta etkili ve tutarlı bir siyasi duruş ortaya konamadığını; dolayısıyla 1999 seçimlerinde mağdurların başarısız olduğunu; buna karşılık, 27 Nisan müdahalesinde omurgalı bir tutum sergileyen AK Parti’nin halkın teveccühünü kazandığını belirtiyor.
Bu ayın söyleşisini genel yayın yönetmenimiz Mustafa Özel ile gerçekleştirdik. 22 Temmuz’un 4. Anadolu İhtilali olduğunu belirten Özel, gelişmelerin Türkiye’de hem sol hem de İslamcı bir muhalefet boşluğu yarattığını ve bu ikisinin gerçekte bir tek boşluk olduğunu ileri sürüyor.
Siyaset boşluk kaldırmaz!
Paylaş
Tavsiye Et