Ekonomide Gündem
Piyasalardaki kriz bu kez İngiltere’yi vurdu
Ağustos ayında ABD’de ortaya çıkan ipotekli ev (mortgage) krizi, İngiltere’ye de yayıldı. Nakit sıkıntısına düşen İngiltere’nin beşinci büyük emlak kredisi sağlayıcısı Northern Rock’tan 2 milyar sterlinin üzerinde mevduatın kaçmasına ve hisselerinin de %35 oranında değer kaybetmesine yol açan kriz, kısa bir süre öncesine kadar “Batan şirketlere kredi vermek bizim işimiz değil” diyen İngiltere Merkez Bankası’nın bankaya kredi açması ve hükümetin bankadaki yatırımları güvence altına almasıyla sektörün geneline yayılmadan engellenmeye çalışıldı. İngiltere Merkez Bankası kredi sıkışıklığını gidermek için ayrıca sisteme 10 milyar sterlin nakit sağladı. Hükümetin ve Merkez Bankası’nın bu girişimleri Northern Rock şubeleri önündeki uzun kuyrukları ortadan kaldırsa da, İngiliz bankalarının hisselerinin değer kaybetmesini önlemek için yeterli olmadı. Başta Başkan Mervyn King olmak üzere Merkez Bankası yönetimi Northern Rock’taki soruna çok geç müdahale ettikleri için eleştirilerin odağına oturdular.
Tavsiye Et
ABD Merkez Bankası’ndan krize sert tepki
ABD’de başlayıp bütün dünyayı etkisine alan ipotekli ev krizinin önüne geçmeyi amaçlayan ABD Merkez Bankası (FED), ekonomideki yavaşlama işaretlerinin de belirginleşmesiyle bankalar arası gecelik faiz oranlarını 0,5 puan indirerek %5,25’ten %4,75’e çekti. Faizlerde çeyrek puanlık indirime gitmesi beklenen FED’in yarım puanlık indirimi finans piyasalarındaki problemin ciddiyetinin bir göstergesi olarak yorumlandı. Banka faiz indirimiyle ipotekli ev sektöründeki sorunların zaten yavaşlama eğilimi gösteren ekonomiyi durgunluğa sürüklemesi ihtimalini bertaraf etmeyi hedefliyor. Başka bir ifadeyle ABD’de son yıllarda faizlerin yükselmesinin sebebi olan enflasyon tehdidinin yerini ekonomik durgunluk tehdidi almış durumda. FED’in faizleri beklenenin üzerinde indirmesi uluslararası kredi piyasalarını rahatlatırken, indirim sonrasında altın, petrol ve emtia fiyatları ile ABD borsaları yükseldi, dolar avro karşısında ciddi değer kaybına uğradı.
Tavsiye Et
OPEC, petrol üretimini artıracak
Giderek yükselen petrol fiyatları karşısında, Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı (OPEC) arzı artırma kararı aldı. OPEC’e üye ülkelerin petrol bakanlarının 11 Eylül’de Avusturya’nın başkenti Viyana’da yaptıkları 145. dönem olağan toplantısında günlük üretimin 500 bin varil artırılması kararlaştırıldı. Ortak bildiride, dünya petrol piyasasındaki istikrarsızlığı gidermek ve ham petrol satış fiyatında dengeyi sağlamak üzere günlük üretimin 1 Kasım 2007’den itibaren artırılacağı bildirildi. OPEC, iki yıldan bu yana ilk defa bu yönde bir karar çıkardı. Bu kararın alınmasında, OPEC içerisinde en fazla petrol ihraç eden ülke olan Suudi Arabistan’ın tutumu etkili oldu. Yatırım bankası Goldman Sachs, OPEC’in günlük üretimini 500 bin varil artırma kararının talebi soğutmaya yetmeyeceğini, yılsonu petrol varil fiyatının 90 doları bulabileceğini kaydetti.
Tavsiye Et
Çin’in enflasyonla mücadelesi devam ediyor
Çin’de gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle yıllık enflasyon %6,5 ile son 11 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu durum, Çin hükümetinin %3’lük enflasyon hedefinin ikiye katlandığı anlamına geliyor. Özellikle temel gıda maddeleri arasındaki domuz eti ve yumurta fiyatlarındaki artış enflasyondaki yükselişte etkili oluyor. Hastalıklar ve yem fiyatlarındaki artış ile ülkedeki domuz stokunun %10 azalması, et fiyatlarının bu yıl içinde %50 oranında yükselmesine neden oldu. Bunun üzerine Çin Merkez Bankası, yeni alınan karar çerçevesinde bir yıllık kredi faiz oranını %7,02’den %7,29’a yükseltti. Çin, enflasyonla mücadele için bu yıl beşinci kez faiz oranlarını artırdı. Ayrıca Çin ekonomi yetkilileri, enflasyonla mücadele çerçevesinde, bazı gıda ürünlerinin fiyatlarını dondurma kararı aldı.
Tavsiye Et
OECD’nin bölgesinde işsizlik oranı %5,4
30 üyesi olan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nün Eylül ayında hazırladığı raporda 27 üye ülkedeki işsizlik oranı Temmuz ayında %5,4 olarak açıklandı. OECD’ye üye olan Meksika, Türkiye, İzlanda’nın dâhil edilmediği araştırmaya göre OECD ülkelerinde işsizlik oranı, Temmuz’da Haziran ayına göre seviyesini korurken, bir önceki yıla göre 0,6 puan daha düşük olarak gerçekleşti. ABD’deki işsizlik oranı %4,6 ile geçen yıla göre 0,2 puan düşük bulunurken, avro bölgesindeki işsizlik oranının geçen yıl Temmuz ayındaki %7,8 seviyesinden %6,9’a kadar gerilemiş olması dikkat çekiyor.
Tavsiye Et
Körfez sermayesi dünya borsalarının peşinde
Dubai Borsası, teknoloji endeksi Nasdaq’ın elinde bulunan %28’lik Londra Borsası hissesini satın aldı. Katar’ın devlete ait Qatar Investment Authority isimli yatırım fonu ise, altı milyar dolar değeri olan Londra Borsası’nın %20’sini iki büyük hedge fondan satın aldı. Böylece, Ortadoğu sermayesinin Londra Borsası’ndaki toplam payı %48’i buldu. Ortadoğu sermayesinin dünyaya açılma çabası Avrupa’yla sınırlı kalmadı. Ayrıca Dubai Borsası, Nasdaq yönetimiyle, Nasdaq ile İskandinav ülkelerindeki borsaların çoğunu işleten OMX birleşmesinden doğacak yeni oluşuma %19,9 hisseyle ortak olmak için anlaşmaya vardı. Londra Borsası Yönetim Kurulu, Katar’ın yatırım kararına sıcak bakarken, Amerikan hükümeti ise anlaşmanın ulusal güvenlik açısından zaaf yaratıp yaratmayacağını inceleyeceklerini söyledi.
Tavsiye Et
Şartlar oluştu, Merkez faizleri indirdi
Merkez Bankası Temmuz 2006’dan bu yana sabit tuttuğu faiz oranlarını 13 Eylül tarihinde gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantısı’nda indirme kararı aldı. Banka gecelik borçlanma faiz oranını %17,50’den %17,25’e, borç verme faiz oranını ise %22,50’den %22,25’e düşürdü. Faiz indirimi, Başkan Durmuş Yılmaz’ın “Şartlar oluşmadan yapılacak faiz indirimi ters teper” açıklamasından bir hafta sonra gerçekleşmesi nedeniyle sürpriz olarak karşılandı. Kurul, Temmuz ve Ağustos aylarındaki toplantı sonrasında yılın son çeyreğinde faiz indirimlerinin başlayabileceğinin sinyalini vermişti. İndirimin beklenenden önce yapılmasında, seçimler nedeniyle iç talepte olası bir patlamanın gerçekleşmemesi ve önümüzdeki dönemde de patlamaya yol açabilecek gelişmelerin öngörülmemesi etkili oldu. PPK Toplantısı’na ilişkin Banka’dan yapılan açıklamada toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine verdiği desteğin sürdüğü bildirildi. İç ve dış talep koşulları ile küresel piyasalarda olağanüstü bir gelişme olmaması durumunda Merkez Bankası’nın bu sene içerisinde faizleri 1 puan daha indireceği tahmin ediliyor.
Tavsiye Et
Türk halkı kira için çalışıyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2002 yılından bu yana yayımladığı “Hanehalkı Tüketim Harcaması Sonuçları”nı açıkladı. 2006 yılı araştırma sonuçlarına göre, Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı %27,2 oranıyla konut ve kira harcamaları alırken, harcamaların %24,8’i de gıda ve alkolsüz içeceklerden oluşuyor. Türkiye’de hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması 1.225 YTL olarak tahmin edilirken, bu rakam kentlerde 1.364 YTL, kırsal yerlerde ise ortalama 973 YTL civarında bulunuyor. 2005 ile 2006 yılı araştırma sonuçları karşılaştırıldığında; 2005 yılında %24,9 olan gıda harcaması payının 2006’da %24,8’e, kültür ve eğlenceyle ilgili harcama payının %2,5’ten %2,2’ye düştüğü; konut harcamalarının %25,9’dan %27,2’ye ve eğitim harcamalarının %1,9’dan %2,1’e yükseldiği görülüyor. Çalışmanın sonuçları, düşük gelirli hanehalklarının, yüksek gelirli hanehalklarına göre gıdaya iki kat daha fazla pay ayırdığını da gösteriyor.
Tavsiye Et
Türkiye ekonomisindeki büyüme yılın ikinci çeyreğinde hız keserek son 16 çeyreğin en düşük düzeyi olan %3,9 seviyesine geriledi. İlk çeyrekteki büyüme oranı ise %6,8 olarak gerçekleşmişti. Son yıllarda büyümenin motoru olan özel tüketim harcamalarında 2002’nin birinci çeyreğinden bu yana ilk defa görülen daralma büyümenin hız kesmesinde etkili oldu. Devletin nihai tüketim harcamalarında ise geçen yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla %7,4 oranında artış kaydedildi. Yılın ilk altı ayındaki büyüme oranı ise GSMH’de %5,2, GSYH’de ise %5,3’e ulaşarak %5’lik yılsonu hedefiyle uyumlu bir gelişme kaydetti. Sektörler bazında bakıldığında, inşaatın %15,7 ile büyümede yine başı çektiği görülüyor. İnşaat sektöründeki büyümeyi %8,6 ile ithalat vergisi, %,6,2 ile mali kuruluşlar ve %4,7 ile ulaştırma-haberleşme izledi. Sanayi’deki büyüme %3,2, ticaretteki büyüme %3 olurken, tarım sektörü ikinci çeyrekte %1,1 oranında geriledi.
Tavsiye Et
Türk işçisi çok çalıştırılıyor
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yapılan bir araştırma Türkiye’de İş Kanunu’nda 45 saat olarak düzenlenen haftalık çalışma süresinin, imalat sektöründe 52,2 saate ulaştığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, tüm dünyada imalat sektöründe ortalama çalışma saatleri genel olarak haftada 35 ile 45 saat arasında değişiyor. Peru, Kosta Rika, Filipinler, Tayland ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise bu süre söz konusu aralığın hayli ötesinde. Araştırmada, giderek genişleyen hizmet sektörünün ve gelişmekte olan ülkelerde toplam istihdamın en az yarısını oluşturan kayıt dışı istihdamın uzun çalışma saatlerine yol açan başlıca etmenler olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, mevcut işçileri fazla süreyle çalıştırmanın, yeni işçi almaktan daha ucuz olduğu ve bu nedenle bazı işverenlerin bu yolu tercih ettiği de bilinen bir gerçek.
Tavsiye Et
Ankara Ticaret Odası (ATO)’nın yaptığı bir çalışma, son 25 yılda devletin bütçeden 433 milyar dolarlık faiz ödemesi yaptığını, yatırımlara ayrılan payın bunun dörtte birine bile ulaşamadığını gösteriyor. Çalışmada, 1983-2007 yılları arasında halktan toplanan her 100 dolarlık verginin 51 dolarının faiz ödemeleri için kullanıldığına dikkat çekiliyor. Çalışmaya göre, faiz ödemeleri açısından Türkiye tarihinin en kötü yılı 2001 oldu. 2001 yılında ilk kez devletin topladığı vergiler faiz ödemelerine yetmedi. 32,5 milyar dolarlık vergi tahsil edilen 2001 yılında yapılan faiz ödemeleri 33,5 milyar dolara ulaştı. Çalışmada, faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranının 2001 krizini izleyen yıllarda azalma eğilimine girdiği, 2006 yılında her 100 dolarlık vergi gelirine karşılık 33,4 dolarlık faiz ödemesi yapıldığı kaydediliyor.
Tavsiye Et
Türkiye eğitimde sınıfı henüz geçemedi
Dünyanın önde gelen ülkelerinin üye olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nün 2007 yılı Eğitim Raporu’na göre, Türkiye’de nüfusun eğitim seviyesi, eğitim kurumlarının kalitesi ve imkanları, hâlâ örgütün diğer üyeleriyle kıyaslanamayacak kadar kötü bir seviyede. Türkiye OECD ülkeleri içerisinde orta ve yüksek öğretim mezunlarının nüfusa oranı açısından son sırada bulunuyor. OECD ortalaması %87 olan orta öğretim mezuniyeti oranı Türkiye’de %44, OECD ortalaması %36 olan yüksek öğretim mezuniyeti oranı ise Türkiye’de %11 seviyesinde bulunuyor. Türkiye’nin milli gelirden eğitime ayırdığı pay da %4,1 ile %6,2’lik OECD ortalamasının bir hayli altında bulunuyor. Ancak 1995-2004 arasında milli gelirden eğitim kurumlarına ayrılan payın miktarındaki artışta Türkiye’nin açık farkla ilk sırada yer aldığı dikkat çekiyor. Türkiye’de bu artış %243 oranında olurken, Türkiye’yi %206 ile Şili, %174 ile İrlanda, %172 ile Yunanistan izledi.
Tavsiye Et