DÂHİLİ ve harici sorunların tahakkümündeki Pakistan, kaos ve keşmekeşten kurtuluş için umut ışığı arayışında. Ancak ülke halkı, ne kadar istese de, yıllardır kendisini yöneten lakin kargaşadan başka bir miras bırakmayan askerî liderlerden, köhnemiş bürokrasiden ve toprak ağalarından yakasını bir türlü kurtaramıyor. Politikaları fiyasko ile sonuçlanmış, adları binbir türlü yolsuzluklara bulaşmış, ülkeyi birbirine kenetleyememiş ve tamamen dışarıya bağımlı politikalarla hareket eden liderler, koltuklarını ne pahasına olursa olsun kimseye kaptırma niyetinde değil. Ülkedeki hemen her lider, kendi kabilesinden aldığı büyük destekle yıllarca ayakta durmayı başarabildi.
Örneğin yolsuzluk skandallarından dolayı daha birkaç yıl öncesinde hakkında tutuklama emri çıkan, Avrupa ve ABD’deki enstitülerde konferans vermesi yasaklanan Benazir Butto, yine bir umut ışığı olarak sunuluyor ülke halkına. Pakistan medyası geçtiğimiz hafta Butto’nun, kocasının ve çocuklarının beyan edilmiş mal varlıklarının bir listesini yayımladı. Yolsuzluk suçlamalarından dolayı dondurulan İsviçre’deki hesapları ile birlikte mal varlıkları 1,5 milyar dolara ulaşıyor.
Butto’nun Ekim ayı ortalarında ülkesine dönüşü tamamen İngiltere ve ABD tarafından tasarlanmıştı. Butto, kabilesinin etkin olduğu Sind eyaletinin başkenti Karaçi liman şehrinde büyük bir halk kitlesi tarafından karşılandı. Fakat bu ihtişamlı dönüş birilerini sevindirmemiş olmalı ki, akşamüstü eski Başbakan’ın bulunduğu konvoya düzenlenen saldırıda 150’ye yakın kişi öldü, yüzlerce kişi de yaralandı. Butto saldırıdan kıl payı, yara almadan kurtuldu.
18 Ekim Perşembe günü patlayan bombalar ülkede sinirleri yine gerdi. Butto’nun kocası Asıf Ali Zardari olay sonrası yaptığı ilk yorumda, bombalı saldırılardan Pakistan istihbarat servislerini sorumlu tuttu. Butto ise ilk açıklamasında olayın arkasında eski Cumhurbaşkanı General Ziya ül Hak’ın adamlarının olduğunu iddia etti; bir müddet sonra da patlamaların arkasında Taliban’ın olduğunu ileri sürdü. Ayrıca İstihbarat Başkanı’nın görevden alınmasını istedi. Dış basın her ne kadar bazı Pakistanlı yetkililerin patlamalarda Taliban parmağı olduğuna yönelik açıklamalarını öne çıkarsa da, ülkede buna inanan pek olmadı. Zaten Taliban yetkilileri de saldırıların kendileriyle hiçbir alakasının olmadığını belirterek patlamaları kınadılar.
Seçim Öncesi Gayriresmi Propaganda Yasağı
Pakistan Cumhurbaşkanı General Pervez Müşerref, Butto’ya ülkeye dönüşünü ertelemesi çağrısında bulunmuştu. Çünkü Müşerref’e göre Butto’nun dönüşü için ortam henüz uygun değildi. Butto, bu çağrılara rağmen partisi Pakistan Halk Partisi’nin eve dönüş için hazırladığı pahalı tanıtımı değerlendirmek istiyordu. Dönüş ilk saatlerde ihtişamlı olsa da, bir müddet sonra kâbusa döndü. Patlamalar sonrası hükümet hemen Ocak’ta yapılması planlanan seçimlerin ertelenmesinin mevzubahis olmayacağına dair söz verdi; fakat Butto’nun kendi güvenliği için halkla buluşmalardan kaçınmasını önerdi.
Butto’nun siyasi muhalifleri, karizmasının çok darbe almış olduğunu söylemelerine karşın hâlâ onu oldukça ciddiye alıyorlar. Karaçi’deki karşılama töreni bazılarını ürküttü. Yeni bir deneme daha yapmak isteyen Butto, Kasım ayı ortalarında Pencab eyaletinde bir gösteri planlıyor. Fakat Müşerref, Butto’nun geniş halk kitlelerine hitap etmesinin sakıncalı olduğunu ifade ediyor. Çünkü “güvende değilmiş ve başına bir şey gelebilirmiş!”
Müşerref ve Butto Evliliği Nereye Kadar?
Butto ile Müşerref arasındaki anlaşma o kadar ani ve beklenmedik bir şekilde gelişti ki Butto’nun liderliğindeki Halk Partisi’nden bazı isimler dahi ilk başta buna inanamadılar. Müşerref’in büyük destekçisi olan Müslüman Birliği isimli partiden bakanlar da buna şaşırdı. Butto-Müşerref ittifakı ilk başta gizlenmeye çalışılsa da daha sonra böyle bir anlaşmanın varlığı kabul edildi. Pakistan Dışişleri Bakanı Hurşit Mahmut Kusuri de yaptığı bir açıklamada, anlaşmanın Amerika’nın baskısı altında gerçekleştiğini itiraf etti.
Bu ittifak neticesinde Benazir Butto’nun Halk Partisi 6 Ekim’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde General Pervez Müşerref’i destekledi. Böylece Müşerref seçimi yeniden kazanarak 5 yıl daha cumhurbaşkanlığı koltuğunu muhafaza etmeyi başardı. Ardından Müşerref, yine bu ittifak çerçevesinde, yolsuzluk davaları sebebiyle 8 yıldır ülkesinden ve aktif siyasetten uzakta bulunan Butto için siyasi af ve 1988-1999 yılları arasında hakkında açılan tüm yolsuzluk davalarının düşürülmesi için de özel bir yasa çıkardı. Pakistan Yüksek Mahkemesi yargıçlarından Muhammed İkram Şeyh bunun yasanın ruhuna ve ulusal çıkarlara aykırı olduğunu belirtmesine rağmen dinleyen olmadı.
İki liderin Dubai’de yaptığı gizli anlaşmadan en kârlı çıkan General Pervez Müşerref oldu. Müşerref, Butto’dan aldığı bu destek sayesinde darbeyle koltuğundan ettiği diğer muhalif lider eski Başbakan Navaz Şerif’in ülkeye girmesini engelledi. Böylece hem içeride hem de dışarıda ciddi baskılar altında olan Müşerref, ana muhalefetin desteğini alarak elini güçlendirmiş oldu.
Peki, bu ittifak uzun sürecek mi? Pakistanlı siyasilerin tümü bundan kuşku duyuyor. Çünkü bu evlilik zorunlu bir ittifaktı ve her iki lider de gemi batarken birbirlerine sarılmak zorunda kalmışlardı. Ülkedeki tüm etkin muhalif partileri kapatan ve liderlerini sürgüne gönderen Müşerref’in en büyük korkusu bu muhalif partilerin yeniden güçlenerek karşısına çıkmasıydı.
Pakistan’da Siyaset, İp Cambazlığına Benzer
Taliban, el-Kaide, nükleer silah ve Pakistan-Afganistan sınır sorunu gibi mevzularla başı sıkışan Pakistan yönetimi son birkaç yıldır bu konularda hiçbir dirayetli adım atamadı. Dış dünyaya da ülkedeki girift yapıyı bir türlü anlatamadı. Örneğin Pakistan ordusu kabile bölgelerinde Taliban ve el-Kaide üyeleri ile mücadele ederken, Taliban’ın en büyük destekçisi Mevlana Fazlurrahman’ın liderliğini yaptığı İslam Ulema Birliği ve Ulusal Halk Partisi Meclis’te temsil ediliyor. Bunun yanı sıra Müşerref’in siyasi destekçisi olan Choudhury aşiretinin öncülük ettiği Pakistan Müslüman Birliği de Fazlurrahman ile ittifak kurmak için büyük çaba sarf ediyor.
Ayrıca dünyada nükleer hırsız olarak bilinen ve ABD’nin baskıları sonucu ev hapsine alınan Abdülkadir Han, hâlâ Pakistan’ın bir numaralı kahramanı. Müşerref dâhil tüm yetkililer ABD’den habersiz gizliden gizliye nükleer kahraman Han’a sevgi ve saygılarını iletiyorlar. Dışarıdan ülkeyi tanıyanlar için tüm bu ilişkiler karmaşık görünse de, Pakistanlılar için bunlar çok tabii.
Özetlersek, Pakistan’da asker ve sivil yöneticilerin artık koltuk sevdasından biraz olsun vazgeçip ülkelerinin geleceğini düşünme vakti çoktan geldi ve geçiyor.
Paylaş
Tavsiye Et