İmtiyazlı azınlık salondan sokağa indi. Aman Allahım, al bayrağı nasıl da özlemişler! Bayrak bayrak olalı böyle acı çekmedi! Bağımsızlık simgemizin günün birinde basit bir imtiyaz aleti haline getirilmesi ne acı.
CHP rehberliğindeki ‘kitleler’ ne istiyor? Cumhurbaşkanını halkın seçmemesini!... Bürokratik hiyerarşinin zirvesine yakın bir hukuk profesörü, “Parlamento çoğunluğu siyasi iktidarla yetinmeyip, devlet iktidarını da ele geçirmeye çalışıyor” diyor. Ankara, İstanbul ve İzmir’de sokağa dökülen kitleler, kendi seçtikleri insanların “devlete bulaşmamasını” istiyor. Aksi halde, “yaşam biçimleri tehlikeye girecek”miş!
İşte 84 yıllık cumhuriyet, 61 yıllık demokrasi serüvenimizin ulaştığı nokta bu. Cumhuriyet de, demokrasi de, Anadolu çocuklarını boyunduruk altında tutma girişimiymiş meğer. Sonunda, kurallarını kendi yazdıkları kitabı bile çöpe atmaktan çekinmiyor; korku denizinde yüzen derin devlete sığınıyorlar. Derin millet onlara 22 Temmuz’da “korkunun ecele faydası olmadığını” bir kez daha hatırlatacak.
Haziran dosyasında demokrasi ile sözde “hukuk devleti” arasındaki gerilimi tartıştık. Gündem sayfalarında ise, sokağa inen imtiyazlı azınlığın ülkeyi nasıl bir uçuruma sürüklediğine ayna tutmaya çalıştık.
Bu ayki SöyleşiYORUM konuğumuz değerli tarihçi-siyaset bilimci Gökhan Çetinsaya. Kendisiyle Tanzimat’tan 27 Nisan’a uzanan ufuk açıcı bir görüşme yaptık. Özellikle devlet-ordu-halk ilişkilerindeki kritik noktalara dikkat çeken Çetinsaya, “Yaşadığımız olaylar tarihî hafıza ve şuurumuzun olmayışıyla alakalıdır” diyor.
Tarih, hafıza ve şuur! Başka ne eklenebilir ki?
Paylaş
Tavsiye Et