Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2008) > Panorama
Panorama
PKK’ya “kara”dan sınır ötesi müdahale
TSK, Ku­zey Irak’ta te­rör ör­gü­tü PKK’ya kar­şı 1 Ara­lık’ta gerçekleştirdiği ge­niş çap­lı ha­va ope­ras­yo­nu­nun ardından, 21 Şu­bat’ta da ka­ra ha­re­ka­tı­nı baş­lat­tı. Özel ha­re­ka­ta bağ­lı yak­la­şık 10 bin as­ke­rin ka­tıl­dı­ğı ka­ra ope­ras­yo­nun­da, al­tı gün­de 230 te­rö­rist öl­dü­rü­lür­ken, 77’si de et­ki­siz ha­le ge­ti­ril­di. Operasyonda 15’ten faz­la Türk as­ke­ri ile 3 köy ko­ru­cu­su ise şe­hit ol­du.
Ha­re­kat ön­ce­si An­ka­ra, ope­ras­yon ko­nu­sun­da Irak­lı ve ABD’li yet­ki­li­le­ri bil­gi­len­dir­miş; Irak hü­kü­me­ti te­dir­gin­li­ği­ni di­le ge­ti­rir­ken, ABD ha­re­ka­tın bir an ön­ce so­nuç­lan­dı­rıl­ma­sı­nı is­te­miş­ti. ABD Sa­vun­ma Ba­ka­nı Ro­bert Ga­tes’in 27 Şu­bat’ta­ki Tür­ki­ye zi­ya­re­ti sı­ra­sın­da bu ta­lep tek­rar­lan­dı. Ga­tes’in zi­ya­re­ti­yle eşzamanlı Baş­ba­kan­lık Baş­da­nış­ma­nı Prof. Ah­met Da­vu­toğ­lu baş­kan­lı­ğın­da bir he­yet, Bağ­dat’ta Irak Cum­hur­baş­ka­nı Ce­lal Ta­la­ba­ni, Sün­ni ve Şi­i yar­dım­cı­la­rı ve Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Hoş­yar Ze­ba­ri’nin ya­nı sı­ra, ABD’nin Bağ­dat Bü­yü­kel­çi­si Ryan Croc­ker ve Koa­lis­yon Kuv­vet­le­ri Ko­mu­ta­nı Or­ge­ne­ral Da­vid Pet­rae­us’la gö­rüş­mek üze­re Irak’a git­ti. Irak­lı ve Ame­ri­ka­lı yet­ki­li­ler­le ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­de, Tür­ki­ye’nin, böl­ge­yi PKK’dan ta­ma­men te­miz­le­dik­ten son­ra Irak­lı­la­ra bı­rak­mak is­te­di­ği ifa­de edil­di. Ge­rek­li­li­ği ka­mu­oyun­da yoğun biçimde sorgulanan ka­ra harekatının ne ka­dar sü­re­ce­ği­ ise bilinmiyor.

Tavsiye Et
Kosova artık bağımsız
Bir sü­re­dir iç­ten içe kay­na­yan Bal­kan coğ­raf­ya­sı önem­li ge­liş­me­le­re sah­ne olu­yor. 17 Şu­bat’ta Ko­so­va, Sır­bis­tan’dan ba­ğım­sız­lı­ğı­nı tek ta­raf­lı ola­rak ilan et­ti. Bu yön­de Par­la­men­to’da ya­pı­lan oy­la­ma­ya ka­tı­lan 109 mil­let­ve­ki­li, Ko­so­va’yı ba­ğım­sız ya­pan bil­dir­ge­yi açık oy­la­ma­da oy­bir­li­ğiy­le ka­bul et­ti. Baş­ta ABD ile AB üye­le­ri ol­mak üze­re 20’den faz­la ül­ke Ko­so­va’yı ta­nır­ken; Çin, Rus­ya ve Sır­bis­tan ba­ğım­sız­lı­ğı ya­sa­dı­şı sa­yı­yor.
Ko­so­va, Yu­gos­lav­ya’nın da­ğıl­ma­sın­dan son­ra ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ilan et­miş; an­cak sa­de­ce Ar­na­vut­luk ta­ra­fın­dan ta­nın­mış­tı. Ko­so­va’nın sta­tü­süy­le il­gi­li gö­rüş­me­ler BM’nin ön­cü­lü­ğün­de Şu­bat 2006’da baş­la­mış; Sır­bis­tan’da ya­pı­lan re­fe­ran­dum­da Ko­so­va’nın Sır­bis­tan’ın bö­lün­mez bir par­ça­sı ol­du­ğu ilan edil­miş­ti. Ocak 2007’de BM, Ko­so­va’ya gö­ze­tim al­tın­da ba­ğım­sız­lık ve­ril­me­si­ni ön­gö­ren pla­nı açık­la­mış; Rus­ya bu pla­nı red­de­der­ken, ABD des­tek­le­miş­ti.
Ba­ğım­sız­lık ila­nı ül­ke­de coş­kuy­la kut­la­nır­ken, Ka­ra­dağ ve Sır­bis­tan’da bin­ler­ce ki­şi pro­tes­to gös­te­ri­le­ri dü­zen­le­di. Ba­ğım­sız­lı­ğı ta­nı­yan ül­ke­le­rin bü­yü­kel­çi­lik bi­na­la­rı ate­şe ve­ril­di. Ko­so­va’nın ba­ğım­sız­lı­ğı­nın, ben­zer du­rum­da­ki dün­ya­nın baş­ka böl­ge­le­ri için em­sal teş­kil et­me­si, ki­mi ül­ke­le­ri en­di­şe­ye sü­rük­ler­ken ki­mi­le­ri­ne ise umut ve­ri­yor.

Tavsiye Et
Rektörler yasakta ısrarlı!
Üni­ver­si­te­ler­de­ki ba­şör­tü­sü ya­sa­ğı­nın kal­dı­rıl­ma­sı­nı is­te­yen AKP ile MHP, 27 Ocak’ta baş­lat­tık­la­rı mü­za­ke­re­le­rin ar­dın­dan, Ana­ya­sa’nın ba­zı mad­de­le­rin­de de­ği­şik­lik ko­nu­sun­da an­laş­tı. Yük­se­köğ­re­tim­de ba­şör­tü­sü­nün ser­best bı­ra­kıl­ma­sı­nı ön­gö­ren de­ği­şik­lik tek­li­fi­nin tü­mü, 9 Şu­bat’ta TBMM’de 103’e kar­şı 411 oy­la ka­bul edil­di. Bu­na gö­re Ana­ya­sa’nın 10. mad­de­si­nin son fık­ra­sı­na “ve her tür­lü ka­mu hiz­met­le­rin­den ya­rar­la­nıl­ma­sın­da” iba­re­si; 42. mad­de­si­ne ise “Ka­nun­da açık­ça ya­zı­lı ol­ma­yan her­han­gi bir se­bep­le kim­se yük­se­köğ­re­nim hak­kı­nı kul­lan­mak­tan mah­rum edi­le­mez. Bu hak­kın kul­la­nı­mı­nın sı­nır­la­rı ka­nun­la be­lir­le­nir” şek­lin­de ye­ni bir fık­ra ek­len­di. Cum­hur­baş­ka­nı Ab­dul­lah Gül’ün de­ği­şik­lik­le­ri 22 Şu­bat’ta onay­la­ma­sı­nı mü­tea­kip YÖK Baş­ka­nı, üni­ver­si­te­ler­de ba­şör­tü­sü ya­sa­ğı­nın kal­dı­rıl­ma­sı­nı is­te­di. An­cak Tür­ki­ye ge­ne­lin­de ge­rek rek­tör­ler ge­rek­se CHP ve DSP ya­sa­ğın de­va­mın­da ıs­rar­lı. CHP, de­ği­şik­lik­le­rin ip­ta­li için Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’ne baş­vur­du. Söz ko­nu­su ya­sak ba­zı üni­ver­si­te­ler­de kal­kar­ken, ba­zı­la­rın­da uy­gu­lan­ma­ya de­vam edi­yor.

Tavsiye Et
Almanya’da Türkler endişeli
Al­man­ya’da baş­la­yan ve di­ğer ül­ke­le­re ya­yı­lan ırk­çı sal­dı­rı­lar, Av­ru­pa’da­ki Türk va­tan­daş­la­rı­nı en­di­şe­len­di­ri­yor. İlk ola­rak Al­man­ya’nın Lud­wigs­ha­fen ken­tin­de, Türk­le­rin ya­şa­dı­ğı bir bi­na­da 3 Şu­bat’ta çı­kan yan­gın­da 9 Türk ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. Ar­dın­dan Avus­tur­ya’nın baş­ken­ti Vi­ya­na’da, yi­ne Al­man­ya’nın Al­din­gen, Her­ne, Gel­sen­kirchen ve Kre­uz­berg kent­le­ri ile Ku­zey Ren Vest­fal­ya eya­le­tin­de de yan­gın­lar çık­tı; çok sa­yı­da Türk ze­hir­le­ne­rek has­ta­ne­ye kal­dı­rıl­dı. Olay­lar­la il­gi­li so­ruş­tur­ma­lar de­vam edi­yor. Ya­ban­cı düş­man­lı­ğın­dan en­di­şe­le­nen Av­ru­pa’da­ki Türk­le­rin tek is­te­ği ise yan­gın­la­rın se­be­bi­nin or­ta­ya çı­ka­rıl­ma­sı.
Öte yan­dan Baş­ba­kan Tay­yip Er­do­ğan, Al­man­ya Baş­ba­ka­nı An­ge­la Mer­kel ile gö­rüş­mek, 44. Mü­nih Gü­ven­lik Kon­fe­ran­sı’na ka­tıl­mak ve Türk va­tan­daş­la­rıy­la bir ara­ya gel­mek üze­re 7-10 Şu­bat ta­rih­le­rin­de Al­man­ya’ya git­ti. Er­do­ğan-Mer­kel gö­rüş­me­sin­de, Al­man­ya’da bu­lu­nan 3 mil­yo­na ya­kın Türk va­tan­da­şı­nın du­ru­mu, Tür­ki­ye’nin AB üye­lik mü­za­ke­re­le­ri ile böl­ge­sel ve ulus­la­ra­ra­sı ko­nu­lar ele alın­dı. Er­do­ğan ay­rı­ca, Lud­wigs­ha­fen ken­tin­de­ki ya­nan ev­de in­ce­le­me­ler­de bu­lun­du.

Tavsiye Et
Endonezya’nın diktatörü öldü
En­do­nez­ya’yı 32 yıl bo­yun­ca to­ta­li­ter re­jim­le yö­ne­ten es­ki Dev­let Baş­ka­nı Su­har­to, 27 Ocak’ta ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. 1921’de bir çift­çi ai­le­si­nin ço­cu­ğu ola­rak dün­ya­ya ge­len Su­har­to, ABD des­te­ği­ni ala­rak 1965’te dar­bey­le ik­ti­da­ra el koy­du. Eko­no­mik alan­da iler­le­me kay­de­dil­se de, kat­li­am­lar, in­san hak­la­rı ih­lal­le­ri ve yol­suz­luk­lar dö­ne­me dam­ga­sı­nı vur­du. Su­har­to, IMF’nin As­ya’da­ki “eko­no­mik ge­liş­me” prog­ra­mı­nı uy­gu­la­mış; an­cak 1997’de­ki kü­re­sel eko­no­mik kri­zin böl­ge­yi de vur­ma­sı­nın ar­dın­dan hal­kın is­ya­nı so­nu­cu IMF ül­ke­yi terk eder­ken, Su­har­to da 1998’de ik­ti­dar­dan düş­müş­tü. Ai­le­siy­le bir­lik­te 25 mil­yar do­la­ra ya­kın bir tu­ta­rı zim­me­ti­ne ge­çir­mek­le suç­la­nan Su­har­to, 4 Ocak’ta kalp, ak­ci­ğer ve böb­rek ra­hat­sız­lık­la­rı ne­de­niy­le has­ta­ne­ye kal­dı­rıl­mış­tı. Su­har­to’nun naa­şı, Ca­kar­ta’da­ki evin­de dü­zen­le­nen tö­re­nin ar­dın­dan So­lo ken­tin­de def­ne­dil­di. Ölü­mü­nün ar­dın­dan hal­kın önem­li ke­si­mi Su­har­to’yu eko­no­mi­de­ki ba­şa­rı­la­rıy­la ve Ca­va kül­tü­rü­nü yü­celt­me­siy­le anar­ken; açı­lan mil­yar­lar­ca do­lar­lık yol­suz­luk da­va­sı­nın ise de­vam ede­ce­ği be­lir­ti­li­yor.

Tavsiye Et
Küba’da “ikinci Castro” dönemi
Yak­la­şık ya­rım yüz­yıl­dır Kü­ba’nın li­der­li­ği­ni ya­pan 81 ya­şın­da­ki Fi­del Cas­tro, Kü­ba Ko­mü­nist Par­ti­si’nin ya­yın or­ga­nı Gran­ma’nın in­ter­net si­te­sin­de­ki mek­tu­bun­da, dev­let baş­kan­lı­ğı­na ge­ri dön­me­ye­ce­ği­ni açık­la­dı. 19 Şu­bat’ta ya­pı­lan ve herkesi şaşırtan bu açık­la­mada Cas­tro ye­ri­ne kar­de­şi­ni öner­miş­ti. Kü­ba Ulu­sal Mec­li­si’nin 25 Şu­bat’ta­ki ta­ri­hî otu­ru­mun­da Ra­ul Cas­tro, ağa­be­yi Fi­del Cas­tro’nun ha­le­fi ola­rak 5 yıl­lı­ğı­na Kü­ba Dev­let Baş­ka­nı se­çil­di. Mec­lis, Kü­ba dev­ri­mi­nin ön­de ge­len isim­le­rin­den Jo­se Ra­mon Mac­ha­do’nun da dev­let baş­kan yar­dım­cı­lı­ğı­na se­çil­di­ği­ni bil­dir­di. 1931 do­ğum­lu Ra­ul Cas­tro, Kü­ba re­ji­mi­nin ikin­ci ada­mıy­dı. 1959’dan be­ri ge­ne­ral ve sa­vun­ma ba­ka­nı olan Ra­ul Cas­tro, 49 yıl­dır or­du­ya ko­mu­ta edi­yor­du. Ra­ul Cas­tro, as­lın­da ağa­be­yi­nin ge­çir­di­ği ame­li­yat­la­rın ar­dın­dan Tem­muz 2006’dan bu ya­na, fii­lî ola­rak dev­let baş­kan­lı­ğı­nı yü­rü­tü­yor­du; res­men gö­re­vi dev­ra­lır al­maz ise ağa­be­yi Fi­del Cas­tro’ya da­nış­ma­ya de­vam ede­ce­ği­ni açık­la­dı. “İkin­ci Cas­tro” dö­ne­mi­nin ül­ke­ye ne­ler ge­ti­re­ce­ği­ni önü­müz­de­ki gün­ler gös­te­re­cek.

Tavsiye Et
Gül’ün Cumhurbaşkanlığı düzeyindeki temasları
Ab­dul­lah Gül’ün cum­hur­baş­kan­lı­ğı dü­ze­yin­de­ki zi­ya­ret ve ka­bul­le­ri sü­rü­yor. Cum­hur­baş­ka­nı Gül, iki gün­lük res­mî zi­ya­ret için Ka­tar Emi­ri Şeyh Ha­mad Bin Kha­li­fa el-Tha­ni’nin da­vet­li­si ola­rak 5 Şu­bat’ta Ka­tar’a git­ti. İki­li gö­rüş­me­de, kar­şı­lık­lı ti­ca­ri ve eko­no­mik iliş­ki­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si, ener­ji ala­nın­da iş­bir­li­ği, Tür­ki­ye’nin Kör­fez İş­bir­li­ği Kon­se­yi ile iliş­ki­le­ri ele alın­dı. Or­ta­do­ğu ba­rış sü­re­ci ve böl­ge­de­ki son du­rum hak­kın­da da gö­rüş alış­ve­ri­şin­de bu­lu­nul­du. Gül, TOBB ve Dış Eko­no­mik İliş­ki­ler Ku­ru­lu (DE­İK) ta­ra­fın­dan dü­zen­le­nen 1. Türk-Ka­tar İş Kon­se­yi top­lan­tı­sı­na da ka­tıl­dı.
Se­ne­gal Cum­hur­baş­ka­nı Ab­du­la­ye Wa­de, Cum­hur­baş­ka­nı Gül’ün ko­nu­ğu ola­rak res­mî bir zi­ya­ret çer­çe­ve­sin­de 19 Şu­bat’ta Tür­ki­ye’ye gel­di. Ko­nuk Cum­hur­baş­ka­nı TBMM Baş­ka­nı Kök­sal Top­tan ve Baş­ba­kan Tay­yip Er­do­ğan’la da bir ara­ya gel­di. Gö­rüş­me­ler­de, Tür­ki­ye-Se­ne­gal iliş­ki­le­ri, Mart ayın­da Da­kar’da dü­zen­le­ne­cek İs­lam Kon­fe­ran­sı Teş­ki­la­tı Zir­ve­si’yle il­gi­li ko­nu­lar ve böl­ge­sel so­run­lar ele alın­dı.
 

Tavsiye Et
ABD’nin yeni gözdesi Afrika
ABD Baş­ka­nı Ge­or­ge W. Bush, Ocak ayın­da yap­tı­ğı Or­ta­do­ğu ge­zi­si­nin ar­dın­dan 15-21 Şu­bat ta­rih­le­ri ara­sın­da sı­ra­sıy­la Be­nin, Tan­zan­ya, Ru­an­da, Ga­na ve Li­ber­ya’yı kap­sa­yan Af­ri­ka tu­ru­na çık­tı. Ge­zi­nin ana gün­dem mad­de­le­ri, sağ­lık ve eği­tim ile bu doğ­rul­tu­da ya­pı­lan ça­lış­ma­lar ola­rak açık­lan­sa da, bu ül­ke­ler­de­ki si­ya­si ge­liş­me­ler de gö­rüş­me­ler­de önem­li bir yer tut­tu.
Af­ri­ka ge­zi­si sı­ra­sın­da Bush, bu ül­ke­le­re fa­kir­lik­ten kur­tul­ma­la­rı ve yol­suz­luk­la mü­ca­de­le et­me­le­ri için ma­li yar­dım sö­zü ver­di. Bu me­yan­da ABD’nin böl­ge­ye ya­pa­ca­ğı yar­dım mik­ta­rı top­lam­da 5,5 mil­yar do­la­rı bu­lu­yor. Yar­dım pa­ke­tin­den as­lan pa­yı­nı Tan­zan­ya al­dı. Tan­zan­ya’nın Af­ri­ka’da yük­se­len güç ol­ma­sı ve Dev­let Baş­ka­nı Ja­ka­ya Kik­we­te’nin Af­ri­ka Bir­li­ği’nin ge­le­cek dö­nem baş­kan­lı­ğı­nı ya­pa­cak ol­ma­sı ise dik­kat çe­ki­ci. Yi­ne bu ül­ke­ler­den Li­ber­ya, ABD’ye üs ver­me­yi ka­bul et­ti; bu­na kar­şı­lık Bush da, ül­ke­si­nin Li­ber­ya’ya olan des­te­ği­ni sür­dü­re­ce­ği­ni bil­dir­di. Söz ko­nu­su zi­ya­ret ve ge­liş­me­ler, ABD’nin ye­ni göz­de­si­nin Af­ri­ka ol­du­ğu­nu gös­te­ri­yor.

Tavsiye Et
Şubat ayı, seçim ayı
Ulus­la­ra­ra­sıka­mu­oyun­da so­nuç­la­rı me­rak­la bek­le­nen Sır­bis­tan, Er­me­nis­tan, Pa­kis­tan ve Gü­ney Kıb­rıs se­çim­le­ri ni­ha­yet so­nuç­lan­dı. İlk tu­ru 21 Ocak’ta, ikin­ci tu­ru 3 Şu­bat’ta ya­pı­lan Ko­so­va dev­let baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­ni, Ba­tı yan­lı­sı Bo­ris Ta­diç oy­la­rın %51’ini ala­rak ka­zan­dı. Rus­ya yan­lı­sı Mil­li­yet­çi Ra­di­kal Par­ti ada­yı To­mis­lav Ni­ko­liç ise %47 ora­nın­da oy al­dı. Ko­so­va’nın ba­ğım­sız­lı­ğı ko­nu­sun­da Ni­ko­liç’e gö­re da­ha ılım­lı olan Ta­diç ye­ni­den se­çil­se de, bu­nun böl­ge­nin den­ge­le­ri­ni na­sıl et­ki­le­ye­ce­ği me­rak ko­nu­su.
19 Şu­bat’ta Er­me­nis­tan’da ya­pı­lan dev­let baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­ni ise, ik­ti­dar­da­ki Cum­hu­ri­yet­çi Par­ti’nin ada­yı Baş­ba­kan Serj Sar­kis­yan %53’lük oy ora­nıy­la ka­zan­dı. Le­von Ter Pet­ros­yan li­der­li­ğin­de­ki mu­ha­le­fet yan­lı­la­rı, se­çim­le­re hi­le ka­rış­tı­rıl­dı­ğı ge­rek­çe­siy­le hü­kü­me­ti pro­tes­to eder­ken, uz­man­lar so­nu­cun ül­ke­nin ge­le­ce­ği açı­sın­dan umut va­at et­me­di­ği­ni di­le ge­ti­ri­yor.
18 Şu­bat’ta ya­pı­lan Pa­kis­tan se­çim­le­ri­ni ise, sui­kas­ta kur­ban gi­den Be­na­zir But­to’nun eşi­nin baş­kan­lı­ğı­nı yap­tı­ğı Pa­kis­tan Halk Par­ti­si (PHP) ka­zan­dı. Par­la­men­to­da­ki 206 san­dal­ye­den 86’sı­nı PHP, 65’ini Na­vaz Şe­rif’in par­ti­si, 37’si­ni ise ik­ti­dar­da­ki Mü­şer­ref yan­lı­sı par­ti al­dı. Se­çim­ler­den za­fer­le çı­kan ilk iki par­ti, koa­lis­yon hü­kü­me­ti kur­ma ko­nu­sun­da gö­rüş­me­le­re baş­la­dı.
İlk tu­ru 17 Şu­bat’ta, ikin­ci tu­ru ise 24 Şu­bat’ta ya­pı­lan Gü­ney Kıb­rıs se­çim­le­ri­ni ise, oy­la­rın %53’ünü alan Mec­lis Baş­ka­nı ve ko­mü­nist AKEL Ge­nel Sek­re­te­ri Di­mit­ris Hris­tof­yas ka­zan­dı. Kıb­rıs Rum­la­rı­nın li­de­ri Ta­sos Pa­pa­do­pu­los ise, ikin­ci tu­ra bi­le ka­la­ma­dı. Kıb­rıs’ta ni­ha­i çö­züm ko­nu­su­nu ya­kın­dan il­gi­len­di­ren bu se­çim­le­ri, da­ha uz­laş­ma­cı Hris­tof­yas’ın ka­zan­ma­sı, Ada’nın ge­le­ce­ği açı­sın­dan umut ve­ri­ci ola­rak gö­rü­lü­yor.

Tavsiye Et
İsrail, Hizbullah karşısında başarısız
2006 ya­zın­da İs­ra­il’in Hiz­bul­lah ör­gü­tü­ne kar­şı baş­lat­tı­ğı ve 1000’i aş­kın si­vi­lin öl­dü­ğü 2. Lüb­nan Sa­va­şı’nın so­nuç­la­rıy­la il­gi­li ha­zır­la­nan Wi­nog­rad Ra­po­ru 30 Ocak’ta açık­lan­dı. Sa­vaş son­ra­sın­da ya­pı­lan yo­ğun eleş­ti­ri­ler üze­ri­ne hü­kü­met ta­ra­fın­dan ha­zır­la­tı­lan ve ko­mis­yo­nun baş­ka­nı Emek­li Yar­gıç Eli­ya­hu Wi­nog­rad’ın adıy­la anı­lan ra­po­ra gö­re, sa­vaş ka­ra­rı alın­ma­sı ge­rek­li ve doğ­ruy­du; an­cak sa­va­şın yü­rü­tül­me­sin­de cid­di ha­ta ve yan­lış­lık­lar ya­pıl­dı. Baş­ba­kan Ehud Ol­mert ve dö­ne­min Sa­vun­ma Ba­ka­nı Amir Pe­retz’in as­ke­rî li­der­ler­le ko­or­di­nas­yo­nunun ya­nı sı­ra as­ke­rî ka­nat için­de­ki uyuş­maz­lık­la­rın da eleş­ti­ril­di­ği Wi­nog­rad Ra­po­ru’nda, sa­vaş­ta İs­ra­il or­du­su­nun et­ki­li bir şe­kil­de kul­la­nı­la­ma­dı­ğı, ka­ra kuv­vet­le­ri­nin de ge­re­ken ba­şa­rı­yı gös­te­re­me­di­ği vur­gu­lan­dı. Baş­ba­kan’ın ka­ra ha­re­ka­tı­na kar­şı çık­tı­ğı­nın be­lir­til­di­ği ra­por­da, bir an­lam­da Ol­mert ak­lan­dı. Sa­vaş­ta­ki tüm ha­ta ve yan­lış­lık­la­ra rağ­men BM’nin ateş­ke­si ön­gö­ren 1701 sa­yı­lı ka­ra­rı­nın İs­ra­il’in bir ba­şa­rı­sı ol­du­ğu da vur­gu­lan­dı.
İs­ra­il’in Hiz­bul­lah kar­şı­sın­da­ki ba­şa­rı­sız­lı­ğı­nın tar­tı­şıl­dı­ğı bir sı­ra­da, Hiz­bul­lah ör­gü­tü li­der­le­rin­den İmad Muğ­ni­ye’nin 13 Şu­bat’ta Su­ri­ye’de öl­dü­rül­me­si ise böl­ge­de­ki den­ge­le­ri al­tüst et­ti. ABD’nin en çok ara­dı­ğı isim­ler ara­sın­da yer alan ve ba­şı­na 5 mil­yon do­lar ödül ko­nan Muğ­ni­ye’nin sui­kast so­nu­cu öl­dü­rül­me­si, şüp­he­le­rin İs­ra­il üze­ri­ne yo­ğun­laş­ma­sı­na ne­den ol­du. İs­ra­il sui­kast­la il­gi­li açık­la­ma yap­mak­tan ka­çı­nır­ken, ABD ise Muğ­ni­ye’nin öl­dü­rül­me­sin­den duy­du­ğu mem­nu­ni­ye­ti di­le ge­tir­di. Hiz­bul­lah ise İs­ra­il’le kar­şı mi­sil­le­me teh­di­din­de bu­lun­du.

Tavsiye Et