Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2008) > Asılıyorum > Atasözleri sorgu suale gelmez
Asılıyorum
Atasözleri sorgu suale gelmez
Ali Cengiz Tuğrul
Tem­muz ayın­da ha­ri­ku­la­de bir ya­zı yaz­mış­tım.
On bin­ler­ce ma­il al­dım.
Tak­dir eder­si­niz ki ço­ğu oku­rum teb­rik­le­ri­ni sun­du­lar.
Önem­li sa­yı­la­cak mik­tar­da da “ne ya­za­lım üs­tad?” me­sa­jı gel­di.
“Yaz ayı haz ayı” ata­sö­zü­nün ilk bö­lü­mü­nü emir cüm­le­si zan­ne­den ze­vat bun­lar.
“İkin­ci kıs­mı­nı an­la­ma­dık, ne ya­pa­ca­ğız ya­ni?” di­ye so­ru­yor­lar.
Bun­lar ze­va­tın zer­ze­vat kıs­mı.
Bir de bu ze­va­tın Ha­ci­vat ta­ife­si var.
Bun­lar da bil­giç ve ko­mik bir züm­re.
Yaz ayı yan­lış­mış.
Doğ­ru­su yaz mev­si­mi imiş.
Ne di­ye­bi­li­rim?
Bu­ra­sı öz­gür bir ül­ke.
İs­te­yen is­te­di­ği­ni söy­le­ye­bi­lir.
Ama şu­nu be­lirt­me­li­yim;
ata­söz­le­ri sor­gu sua­le gel­mez.
“Yaz ayı haz ayı” sö­zü de is­ter be­ğe­nin is­ter be­ğen­me­yin Tem­muz ayın­dan iti­ba­ren ata­sö­zü ol­muş­tur.
Sor­gu sua­le gel­mez.
O ha­liy­le te­da­vül­de ka­la­cak­tır.
Lüt­fen ör­nek is­te­me­yin.
Ce­vap ve­re­me­ye­ce­ğim­den de­ğil.
Mah­cup ol­ma­ya­sı­nız di­ye.
Ben za­ten as­la ve ka­ta mah­cup ol­mam.
Ama si­zi se­ve se­ve mah­cup ede­bi­li­rim.
 
Mİ­SAL 1
Me­se­la;
Ze­ki, çe­vik spor­la uğ­ra­şan ama ah­lak­lı ol­ma­yan­la­ra ne di­ye­ce­ğiz?
Ne ‘rüş­vet­men’ adam di­ye mi ça­ğı­ra­ca­ğız?
Ze­ki, ah­lak­lı ama çe­vik de­ğil­se spor­la uğ­raş­ma­sı za­ten müm­kün de­ğil.
Bel­ki akıl spor­la­rı, su­do­ku, bul­ma­ca, sat­ranç fi­lan­la uğ­ra­şa­bi­lir­ler.
Bi­zim­le si­ya­set­te en üst mev­ki­de olan­lar baş ede­mi­yor.
Stra­te­ji ko­nu­sun­da en de­rin olan­lar aşık ata­mı­yor.
On­lar mı ya­rı­şa­cak!
Ya çe­vik ve ah­lak­lı olur ama ze­ki ol­maz­sa ne ya­pa­ca­ğız?
Aziz Ne­sin’e gö­re mil­le­tin bü­yük kıs­mı bu du­rum­da.
Bu he­sa­ba gö­re mem­le­ket­te se­ve­cek adam kal­mı­yor.
Pe­ki, spor­dan tüm­den vaz mı ge­çe­ce­ğiz?
El­bet­te ki ha­yır.
Ba­kın İtal­ya’ya.
1982’de de 2006’da da dün­ya şam­pi­yo­nu ol­du adam­lar.
İki şam­pi­yo­na ön­ce­sin­de de fut­bol­cu­la­rın kir­li iliş­ki­le­ri ay­yu­ka çık­mış­tı.
Ne­ti­ce­de ku­pa­yı kal­dı­ran­lar on­lar ol­du­lar.
İş­te bun­dan ders al­ma­lı­yız.
Dün­ya si­ya­se­tin­de de ku­pa­yı kal­dı­ra­cak olan­la­rın ta­ra­fın­da ol­ma­lı­yız.
Spor­cu idea­list ola­bi­lir.
Ama po­li­ti­ka­cı­nın idea­list­li­ği sa­de­ce fe­la­ket ge­ti­rir.
 
Mİ­SAL 2
“Laf­la pey­nir ge­mi­si yü­rü­mez” sö­zü­nü ilk kim söy­le­miş bil­mi­yo­rum.
O da kos­ko­ca bir ya­lan.
Bı­ra­kın pey­nir ge­mi­si­ni, en ha­ki­ki ge­mi­ler bi­le laf­la yü­rü­yor.
Kos­ko­ca med­ya do­nan­ma­sı ok­ya­nus­ta sü­zü­lü­yor.
En baş­ta Ami­ral ge­mi­si gö­rü­nü­yor.
 
Mİ­SAL 3
Ata­söz­le­ri­ne sor­gu su­al edil­se idi Me­tin Şen­türk ev­len­mez­di.
Eşi­ni de “dik­kat et böy­le bir ata­sö­zü var” di­ye uya­rır­dı nük­te­dan sa­nat­çı.
Bu­na lü­zum yok.
Çün­kü kör­le ya­ta­nın şa­şı kalk­tı­ğı şim­di­ye ka­dar hiç gö­rül­me­miş­tir.
Ama kör­le ya­tan ha­mi­le ka­la­bi­lir.
Ço­cuk do­ğu­ra­bi­lir.
Bu­na bir ma­ni yok.
Pe­ki bu ko­nu­da bir ata­sö­zü var mı?
Yok.
Şim­di bu ne bi­çim ata­sö­zü mü di­ye­ce­ğiz?
 
Mİ­SAL ÂLE­MİN­DEN BU ÂLE­ME
Con­do­le­ez­za Ri­ce, İs­ra­il’in sal­dı­rı­la­rı­na “ye­ni Or­ta Do­ğu’nun do­ğum san­cı­la­rı” de­miş.
Ka­bul ede­lim et­me­ye­lim, tes­pit doğ­ru­dur.
Ben de “in­san­cıl dav­ra­na­lım, do­ğu­ma yar­dım ede­lim” di­yo­rum.
“Ne do­ğa­cak­sa doğ­sun ama bir an ön­ce doğ­sun” di­yo­rum.
Ön­gö­rü­den na­si­bi ol­ma­yan bir azın­lık be­ni böl­ge­ye şa­şı bak­mak­la suç­lu­yor.
Do­ğum an­cak nor­mal yol­la olur­sa meş­ru olur­muş.
Se­zar­yen de ka­bul edi­le­bi­lir­miş.
An­ne­nin de ev­la­dın da sağ­lı­ğı mu­ha­fa­za edil­me­li imiş.
El­le­rin­den gel­se “bir şey doğ­ma­sın” di­ye­cek­ler.
“Bı­ra­kın da­ğı­nık kal­sın” di­ye­cek­ler.
Tam bir Şark kur­naz­lı­ğı!
Ama ce­sa­ret ede­mi­yor­lar.
Her an­ne­nin do­ğur­ma­yı gö­ze al­ma­sı baş­lı ba­şı­na bir ce­sa­ret ör­ne­ği­dir.
Ka­bul edi­yo­rum.
Ri­ce’ın hiç tec­rü­be­si ol­ma­ma­sı­na rağ­men bü­tün böl­ge­yi do­ğurt­ma­ya ça­lış­ma­sı­nın her tür­lü tak­di­rin öte­sin­de ol­du­ğu­nu tes­lim et­me­miz la­zım.
Hat­ta müm­kün ol­du­ğun­ca san­cı­sız ol­sun di­ye bü­tün böl­ge ka­yıt­sız şart­sız tes­lim ol­ma­lı.
Şim­di her­kes ba­na sal­dı­ra­cak.
Bi­li­yo­rum.
Ama ina­nın umur­sa­mı­yo­rum.
 
BU ÂLEM­DEN Mİ­SAL ÂLE­Mİ­NE
İki kü­sur se­ne ön­ce do­ğu­mun na­sıl ola­ca­ğı­nı yaz­mış­tım.
“Ben man­da­yı se­ve­rim” baş­lık­lı ya­zım­da Ali­en se­ri­si­ni ha­tır­lat­mış­tım.
Tek­rar ha­tır­la­tı­yo­rum;
Do­ğum in­sa­noğ­lu­nun gö­ğüs ka­fe­si­ni par­ça­la­ya­rak olu­yor­du.
Ya­tak­lı­ğı ka­bul­len­me­yen­ler pe­şin pe­şin öl­dü­rü­lü­yor­du.
Döl­le­nen böl­ge sa­de­ce ya­ra­tı­ğa ya­tak­lık edi­yor­du.
Vak­ti ge­lin­ce yep­ye­ni bir tür ken­di­si­ne ya­tak­lık ede­ni de yok ede­rek var olu­yor­du.
Ha­ri­ka bir bi­lim-kur­gu kla­si­ği se­ri­si idi.
Ama sey­re­der­ken çok kork­muş­tum.
Kor­ku­mu yen­mem için bir yol bul­mam ge­re­ki­yor­du.
İh­ti­ya­cım olan şe­yin ba­kış açı­mı de­ğiş­tir­mek ol­du­ğu­nu keş­fet­tim.
Si­ne­ma sa­lo­nun­da ken­dim­ce bir Ko­per­nik dev­ri­mi yap­tım.
Ya­ra­tı­ğın ta­ra­fı­nı tut­tum.
Ne ol­du bi­li­yor mu­su­nuz?
Bü­tün kor­kum kay­bol­du.
Film be­nim için eğ­len­ce­li bir hâl al­dı.
Za­val­lı in­san­cık­lar ora­ya bu­ra­ya ka­çı­şı­yor ama ya­ra­tı­ğa yem ol­mak­tan kur­tu­la­mı­yor­lar­dı.
Za­yıf, sü­mük­lü, ağ­la­mak­lı ve kor­kak­tı­lar.
 
HA­YA­TIN SIR­RI­NI ÇÖZ­DÜM
O an yıl­lar ön­ce Pi­lot der­gi­sin­de gör­dü­ğüm bant ka­ri­ka­tü­rü ha­tır­la­dım.
Yor­ga­nın al­tın­da bir adam rü­ya gö­rü­yor­du.
Ka­ran­lık bir deh­liz­de, kor­ku için­de ka­çan bi­ri­si.
Pe­şin­de de bir vam­pir.
Deh­liz bir çık­maz­da son bu­lu­yor­du.
Vam­pir git­tik­çe yak­la­şı­yor, adam­sa ka­ça­cak de­lik bu­la­mı­yor­du.
Son ka­re­de rü­ya gö­ren adam uyan­mış ve kah­ka­ha­lar­la gü­lü­yor­du.
Rü­ya­yı gö­ren vam­pi­rin ta ken­di­si idi.
Ta ba­şın­dan be­ri bu rü­ya onun için ke­yif­li bir rü­ya idi.
Genç­ken sa­de­ce şa­şır­mış­tım.
Ha­ya­tın sır­rı­nı bu ha­tı­ra ile çöz­düm.
Sa­de­ce si­ne­ma sa­lo­nun­da de­ğil ha­yat­ta da kor­ku­la­rım var­dı.
Ve ta­ma­mı za­yıf­lık­tan, ik­ti­dar­sız­lık­tan kay­nak­la­nı­yor­du.
Ka­le­mim de kuv­vet­li sa­yı­lır­dı.
Ne olur­sa ol­sun güç­lü­nün ta­ra­fı­nı tu­ta­cak­tım.
Sok­rat, hi­ta­be­ti çok güç­lü bir adam­dı.
Ro­man­tik bir idea­lizm adı­na yan­lış yer­de dur­du.
Hi­ta­be­ti­nin gü­cü de ken­di­si­ni kur­ta­ra­ma­dı.
 
HA­YAL KI­RIK­LI­ĞI
Bu dü­şün­ce­le­ri­mi Hı­ris­ti­yan bir ta­nı­dı­ğı­ma aç­tım.
Çok mem­nun ola­ca­ğı­nı zan­ne­di­yor­dum.
‘Afe­rin’ di­ye­cek di­ye de bek­li­yor­dum.
Yü­zü­me bi­raz tu­haf bak­tı.
“Sen ken­di ki­ta­bı­na hâ­kim­sin­dir, bak bi­zim ki­tap­ta ne ya­zı­yor” de­di:
“Doğ­ru­lu­ğu ara­ma­yan mil­let­ler doğ­ru­lu­ğa ka­vuş­tu­lar.
Bu doğ­ru­lu­ğa iman yo­lu ile ulaş­tı­lar.
Doğ­ru­lu­ğu ara­yan İs­ra­il ise bu doğ­ru­luk ya­sa­sı­na eri­şe­me­di.
Aca­ba ne­den?
Çün­kü doğ­ru­lu­ğu ima­na da­ya­na­rak de­ğil, ba­şar­dık­la­rı iş­le­re da­ya­na­rak ara­dı­lar.
Bu­nun so­nu­cun­da sen­de­le­me ta­şı­na ta­kı­lıp sen­de­le­di­ler.”
“Ro­ma­lı­la­ra Mek­tup” bö­lü­mün­den­miş bu sa­tır­lar.
Bak­tım bu ta­nı­dık da sığ fa­na­tik bir adam­mış me­ğer.
Ben de ma­tah bi­ri­si san­mış­tım.
Bu de­vir­de, bu fi­kir­ler­le işi zor.
 
AĞUS­TOS
Hâl­bu­ki gü­zel bir ya­zı da­ha çı­kar­ta­cak­tım.
Ağus­tos ağu­lu bir ay­dır.
So­nun­da da tos var­dır di­ye ya­za­cak­tım.
Ağus­tos’ta ya bi­ri si­ze tos­lar, ya siz ara­ba­yı tos­lar­sı­nız,
Bu tos­tan ya fosss di­ye ya da cosss di­ye bir ses çı­kar, di­ye­cek­tim.
Bir de ba­ka­cak­sı­nız ki bir tos­ba­ğa tav­şa­nı geç­miş di­ye uka­la­lık ede­cek­tim.
Ama ca­nım sı­kıl­dı.
Vaz­geç­tim.
 
SON­SÖZ
Sen sa­na ne sa­nır­san sa­na ay­ru­ğa da onu san.

Paylaş Tavsiye Et