Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (April 2008) > Merhaba >
Merhaba
Tür­ki­ye’de ya­şa­mak, tu­haf bir may­mun­lu­ğa dö­nüş­tü. Mut­lu(!) ol­mak is­ti­yor­sa­nız, hiç­bir önem­li ola­yı gör­me­ye­cek; hiç­bir skan­dal sö­zü duy­ma­ya­cak; hiç­bir ha­ki­ka­ti di­le ge­tir­me­ye­cek­si­niz! Ras­yo­nel (akıl­cı!) ol­ma­sı ge­re­ken bü­rok­ra­si, ül­ke ve mil­le­ti de­ğil, ön­ce­lik­le ken­di var­lı­ğı­nı dü­şün­dü­ğün­den, hiç­bir doğ­ru so­ru­yu sor­durt­mu­yor. Med­ya­da sa­bah­la­ra ka­dar sü­ren söz­de tar­tış­ma prog­ram­la­rın­da bi­te­vi­ye yan­lış so­ru­la­rın ce­vap­la­rı ara­nı­yor.
 
Tür­ki­ye 200 yıl­dır bü­rok­ra­si kri­zi ya­şı­yor. 1808’de­ki Se­ned-i İt­ti­fak’tan 1908’de­ki Jön­türk mü­da­ha­le­si­ne; 27 Ma­yıs 1960’ta­ki as­ke­rî dar­be­den 28 Şu­bat’ta­ki ‘post­mo­dern’ mü­da­ha­le­ye ka­dar bü­tün bü­rok­ra­tik gi­ri­şim­ler “dev­le­ti na­sıl ayak­ta tu­ta­bi­li­riz?” so­ru­su­nun ce­va­bı­nı arı­yor. So­ru yan­lış olun­ca, ve­ri­len ce­vap­lar ne ka­dar hâ­ki­ma­ne ol­sa da işe ya­ra­mı­yor. Tür­ki­ye’yi bü­rok­ra­si kri­zin­den çı­ka­ra­cak doğ­ru so­ru şu­dur: Mil­le­ti na­sıl ayak­ta tu­ta­bi­li­riz?
 
Dün­ya Sis­te­mi çok cid­di bir çal­kan­tı için­de. En bü­yük güç­ler bi­le ne ya­pa­cak­la­rı­nı bi­le­me­ye­cek du­rum­da. Böy­le bir or­tam­da, ken­di bün­ye­si­nin kriz­le­ri­ni aş­mış, ken­di­siy­le ba­rı­şık bir Tür­ki­ye, hem Sis­tem için­de mu­az­zam bir me­sa­fe ala­bi­lir; hem müs­tak­bel sis­tem­le­re doğ­ru reh­ber­lik ede­bi­lir. Ta­rih tec­rü­be­miz, böy­le bir mis­yo­nun üs­te­sin­den ge­le­bi­le­ce­ği­mi­zi gös­te­ri­yor.
 
Gös­te­ri­yor ama, sa­de­ce Mer­kez Ban­ka­sı baş­kan­lı­ğı hu­su­sun­da ya­şa­nan­lar Tür­ki­ye’de bü­rok­ra­si­nin mil­let bi­lin­cin­den ne ka­dar uza­ğa düş­tü­ğü­nü; do­la­yı­sıy­la böy­le bir mis­yo­nu ger­çek­leş­tir­me şan­sı­mı­zın ne ka­dar azal(tıl)dı­ğı­nı da göz önü­ne se­ri­yor. Dü­zen­siz bir elit, dün­ya­ya dü­zen ve­re­mez.
 
Ni­san dos­ya­mız­da kan­lar için­de­ki Irak’ı ele al­dık. Sad­dam dö­ne­mi­nin zul­mü­ne rah­met oku­tan ye­ni iş­gal dev­re­si, Şii ve Sün­ni ke­sim­ler­de “İs­lam­cı” par­ti­le­ri öne çı­kar­mış du­rum­da. ABD ile İran, dün­ya med­ya­sın­da­ki gö­rün­tü­le­rin ak­si­ne, Irak’ta ne­re­dey­se or­tak ha­re­ket edi­yor­lar!
 
Söy­le­şi­YO­RUM ko­nu­ğu­muz, aka­de­mik çev­re­ler ka­dar med­ya­da da cid­di ana­liz­le­riy­le öne çı­kan Fu­at Key­man. Ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­le­rin etik ve fel­se­fî bo­yut­la­rı­nı ih­mal et­me­yen Key­man’a gö­re, kü­re­sel de­mok­ra­si ve kal­kın­ma ol­ma­dan, kü­re­sel gü­ven­lik ha­yal­dir.
 
Bü­yük güç­le­ri, te­mel­siz ha­yal­ler yok eder!

Paylaş Tavsiye Et